Çevrimli Katliamının Acısı Dinmiyor

Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine bağlı Çevrimli köyünde 29 yıl önce PKK’lı teröristler tarafından düzenlenen köy baskınında katledilen 12’si çocuk, 7’si kadın 27 kişinin acısı, ilk günkü tazeliğini koruyor.

Çevrimli Katliamının Acısı Dinmiyor
Şırnak’ın Güçlükonak ilçesine Bağlı Çevrimli köyünde 10 Haziran 1990 tarihinde PKK’lı teröristlerce bomba ve uzun namlulu silahlarla düzenlenen saldırıda hayatını kaybeden 27 cana duyulan özlem her geçen gün artıyor. Saldırıda yakınlarını kaybeden vatandaşların aradan geçen 29 yılda acısı dinmedi.

13 kişi canlı canlı eve kapatılarak yakıldı

Çevrimli köyü muhtarı İbrahim Özbey, 10 Haziran 1990 tarihinde terör örgütü PKK’nın akşam saatlerinde büyük bir kalabalıkla köyü bastığını söyledi.

29 yıl önceki katliamın tanıklarından olan ağabeyini ve ablasını kaybeden Özbey, o günü şöyle anlattı:

“Köyümüzde yaklaşık 10 güvenlik korucusu vardı. Doğal olarak çatışma çıktı ve sabaha kadar sürdü. Çıkan çatışma sonucunda 4’ü güvenlik korucusu diğerleri ise aralarında yaşlı, kadın, çocuk olan 23 sivil olmak üzere toplam 27 kişi katledildi. Bir evden 13 kişi şehit edildi bunlar eve kapatılarak canlı canlı yakıldı. Allah bu olayları bir daha yaşatmasın. Bu olay aradan geçen zamana rağmen asla unutmadık, unutmayacağız. Terör örgütü ben ‘Kürtlerin hakkını savunuyorum’ diyor ama hiç alakası yok onlar Kürtlerin savunucu asla olamazlar. Madem öyle neden Kürtleri öldürüyorlar biz Kürt değil miyiz? Şuan arkamda yatan 27 kişi Kürt değil miydi? Bunlar başka ülkeden gelip bu köye yerleşmediler buranın vatandaşlarıydı. Terörü lanetliyoruz. Terörün dini imanı yoktur. İnsanları diri diri yakan cani, vahşilerdir. Allah ülkemize huzur esenlik getirsin. Şehitlerimize de rahmet diliyorum. Allah mekanlarını cennet eylesin. 29 yıl önceki acımız neyse şimdi de aynı sanki dün olmuş gibi acımız taze. O akşamki çatışma insanların yakılıp kömür haline gelmesi hala gözlerimizin önünde bunları unutmamız mümkün değil. Olayı yapan PKK terör örgütünü lanetliyoruz. Onların Kürtlükle alakaları yok. Biz Kürt’üz ama Türk bayrağı altında yaşayan vatandaşlarız. İstanbul’da olan hizmetler havaalanları yollar, eğitim burada da olsun ama onlar bunların hiçbirini istemiyorlar. Doğuda yapılan tüm hizmetlere karşıdırlar. Eğitime, sağlığa, baraja yola karşılar buda İsrail ve Amerika oyunudur devleti zayıflatma projesidir. Arık biz hiçbir insanın ölmesini istemiyoruz. Bu ülke ne Türk’ün, Arap’ın, Kürt’ün değildir bu ülke hepimizindir ülkemize kanımızın son damlasına kadar sahip çıkacağız. Devletimizin kararlığı sayesinde terörün sonu gelmiştir. Büyük bir devletimiz var ve her şeyin üstesinden geldiği gibi bununda üstesinden gelecektir.”

“Daha 6 yaşındayken yetim bırakıldım”

Saldırıda babasını ve ağabeyini kaybeden Emin Yıldız da, “10 Haziran 1990 ben o zaman 6 yaşındaydım. Çatışmanın yaşandığı gün aynı bu gün gibi acılarımız taze. Acılarımız bugün gibi taze ve babamın kaybettiğim anı hatırlıyorum. Şu an sesi kulağımda. Şehit düştüğü an hala sesi kulaklarımda. Acılarını unutmadık, bu acılar unutulmayacak. Sonsuza kadar ve biz yaşadığımız sürece kendi çocuklarımıza, torunlarımıza bu acıyı anlatacağız. Terörün ne kadar, kin, nefret ve düşmanlık beslediğini anlatacağız onlara. Bu bize yapılan saldırıyı hiçbir zaman unutmayacağız. Daha 6 yaşındayken yetim bırakıldım. Akrabalarımız yakıldı. Hayvanlarımız dahil dışarıdan ahıra alınarak teröristler tarafından yakıldı. Canice ve hunharca yakıldı bu insanlar. Böyle bir terör yoktur. Dünyada böyle bir vahşet yoktur. Vahşice katlettiler. Babam güvenlik korucusuydu ve yaklaşık 7 ile 8 saat arasında PKK terör örgütüyle mücadele ederek şehit düştü. Abim de teröristler tarafından döşenen mayında şehit düştü. Bir amca oğlum PKK ile dağda mücadele ederken şehit düştü. 13 akrabamız köyün içinde katliamda yakılarak şehit ettiler. Yaşlı kadınlar, hamile kadınlar, çocuklar, düşünmeden yaktılar. Biz olaydan öncede PKK’nın yanında saf tutmadık. PKK’nın karşısında olduk. Silahın karşısında olmaya çalıştık. Bu Kürtlük değil, Kürtlükle bir meseleleri yok. Bu mezarlıkta bir tane Türk yok. Bir tane yabancı yoktur hepsi Kürt’tür. Madem Kürtler, Kürtlerin haklarını savunuyorlar bizi neden öldürüyorlar. Bunların amacı başkadır. Bunlar inşallah emellerine ulaşmayacaklardır. Biz devletimizin yanındayız, Türkiye Cumhuriyeti bayrağın altında yaşıyorsak, devletimize sahip çıkacağız” dedi.



“Sen beni öldürerek mi savunacaksın”

Katliamda 2 amca ve 2 kuzenini kaybeden Hayrettin Beştaş ise bu olayın tarihe kara bir sayfa olarak gireceğini söyledi.

Beştaş, “Ben küçüktüm hayal meyal hatırlıyorum ama çok kötüydü. 29 değil 200 yılda geçse unutulmayacak. PKK’nın caniliğini alçaklığını en iyi gösteren katliamlarından biridir. Köyde insanları diri diri yaktılar. Bu katliamda 2 amcam ve 2 kuzenim şehit düştü. Diğerleri de akrabamız zaten köyümüz küçük herkes birbirinin akrabasıdır. Onun için unutmadık unutmayacağız. Amcalarımdan biri 80 yaşındaydı onu da katlettiler. Akrabamız gözleri görmeyen hafız dünyayı görmüyor onu da yatağında taramışlar. Bunlar size ne yapmıştı. İnsan olan bunu yapar mı hiç zerre kadar insanlık duygusu olan bir insan bunu yapmaz. Kürt meselesi için yaptıklarını iddia ediyorlar. Sen beni öldürerek mi beni savunacaksın. Ne beni öldür ne de savun istemiyorum. Beni öldürmekle kalmadın beni yaktın ateşe verdin ben nasıl unutacağım bu vahşeti. Biz sabah kalktığımızda evde yanarak vücudunun yağlarının yanarak aşağı kadar aktığını gördük. Yaşlı bayanlar, çocuklar, hayvanlar hepsi katledildi” diye konuştu.

Kaynak: İHA