İYİ Parti TBMM Grup Toplantısı
Genel Başkan Meral Akşener: 'Vatandaşımızın kendi parasına güveni kalmadı. Döviz mevduatlarının oranı yüzde 44'ten yüzde 54'e çıktı. Kayıtlı işsiz sayımız yüzde 43 arttı. Ülkemizin kredi risk primi yüzde 68 arttı. Bütçe açığı 30,3 milyar liradan 103 milyar liraya çıktı' '(YSK'nin İstanbul kararı) YSK eliyle milli irade gasbedildi. Sonra da 'gerekçeli karar' diye bir belge açıkladılar. Bir kez daha ifade ediyorum. Darbenin gerekçesi, merekçesi olmaz. Darbe, darbedir'
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Vatandaşımızın kendi parasına güveni kalmadı. Döviz mevduatlarının oranı yüzde 44'ten yüzde 54'e çıktı. Kayıtlı işsiz sayımız yüzde 43 arttı. Ülkemizin kredi risk primi yüzde 68 arttı. Bütçe açığı 30,3 milyar liradan 103 milyar liraya çıktı." dedi.
Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirdikleri olağanüstü tüzük kurultayına değindi.
Akşener, Türkiye'nin üzerine karabasan gibi çöken bugünkü iktidar ve ortağını daha fazla taşıyamadığını, ekonomiden dış politikaya, eğitimden yargıya, devletin bütün gelenekleri ve teamüllerinin tahrip edildiğini öne sürdü.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı ekonomi paketlerini eleştiren Akşener, "Milletin parası damada teslim edileli 10 ay olmuş, 8 tane paket açıklanmış. 'Ekonomi toparlanacak' diye açıkladıkları her paketle işler daha da kötüye gitmiş.10 ayda kişi başına milli gelirimiz yüzde 19 azaldı. Enflasyon yüzde 27'ye, faizler yüzde 32'ye çıktı." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında en yüksek enflasyon ve faiz oranlarına sahip ikinci ülke olduğunu vurgulayan Akşener, "Vatandaşımın kendi parasına güveni kalmadı, döviz mevduatlarının oranı yüzde 44'ten yüzde 54'e çıktı. Kayıtlı işsiz sayımız yüzde 43 arttı. Ülkemizin kredi risk primi yüzde 68 arttı. Bütçe açığı 30,3 milyar liradan 103 milyar liraya çıktı. Yani yorgan çektikçe çekti, ayaklar açıkta kaldı. Borsada işlem gören şirketlerimiz yüzde 34 değer kaybetti." diye konuştu.
Bütün bu tabloya rağmen, "Tünelin ucundaki ışık göründü" açıklamasının yapıldığını kaydeden Akşener, "13 milyon kişinin sosyal yardıma muhtaç olduğu, çiftçinin bir kilo buğday parasıyla, bir bardak çay içemediği ve Suriye'den patates, mısır, soğan ithal eden bir ülkede, tünelin ucunda ışık görünemez." dedi.
- YSK'nin İstanbul kararı
Meral Akşener, Yüksek Seçim Kurulunun, (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin tekrarlanmasına ilişkin kararını eleştirerek, 6 Mayıs'ta, milletin iradesine karşı YSK eliyle bir darbe yapıldığını ileri sürdü.
Akşener, "Daha önce şahit olduğunuz 28 Şubat'ın bir tekrarını yaşattılar ülkemize. Demokrasimiz bir kez daha kesintiye uğradı. Sayın Erdoğan 'milletin kararını tanımıyorum' dedi ve sandığı tekmeledi. YSK eliyle milli irade gasbedildi. Sonra da 'gerekçeli karar' diye bir belge açıkladılar. Bir kez daha ifade ediyorum. Darbenin gerekçesi, merekçesi olmaz. Darbe, darbedir. Bir tomar kağıt harcayarak üstünü örtmeye çalıştıkları gerçek gerekçe bellidir. Sayın Erdoğan emretti, YSK yerine getirdi." değerlendirmesini yaptı.
Meral Akşener, AK Parti'li belediyelerin yaptıkları harcamalar ve ihalelerine de değinerek, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz günlerde, Sayın Mansur Yavaş, bir ihale sonucunu açıkladı. Bu beylerin, üç yıl önce 1 milyar liraya ihale ettikleri iş, bugün 180 milyon liraya ihale edildi. El insaf. Beş katı beş. Belediyeler teker teker borçlarını açıklıyor. Kişi başına beş binle, on bin lira arası borç yapmışlar. Bunlar, yalnızca devleti değil belediyeleri de borç batağına gömmüşler. Neymiş gönül belediyeciliği? Bunların her işi böyle. Köprülerde, otoyollarda, tünellerde hep aynısını yaptılar. 17 yıllık ekonomi politikasının özetidir bu. Milletin çocuklarına 'yok' çekenler milletin kaynaklarını, işte böyle yağmalıyorlar."
- "Eğitim Şurası toplansın"
Akşener, hükümetin iktidarda olduğu 17 yıl içerisinde 15 defa eğitim sistemini değiştirerek, adeta yap-boz tahtasına çevirdiğini, yeni lise modelinde tarih dersinin seçmeli ders olarak okutulduğunu belirterek, bu karardan hemen dönülmesini istedi.
OECD'nin hazırladığı Eğitime Bakış Raporu'nda Türkiye'nin, öğrenci başı eğitim harcamalarında OECD ülkeleri arasında en düşük seviyedeki ülkeler arasında yer aldığına işaret eden Akşener, "Bir öğrencimize yaptığımız harcama, OECD ortalamasının ancak üçte biri ediyor. Bugün Türkiye'de yaklaşık üç çocuktan biri okul öncesi eğitim görürken, bu oran OECD ülkelerinde yüzde 87 seviyelerinde." diye konuştu.
Akşener, Milli Eğitim Şurası'nın toplanması çağrısında bulunarak, "Şu görüşten, bu görüşten, şu partili, bu partili demeden işin uzmanlarını çağırın. Siyasi partilerden, sivil toplum kuruluşlarından, sendikalardan görüş alın. Hep beraber istişare ederek, kalıcı bir eğitim sistemi kuralım." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin ekonomik büyüme oranları bakımından Sudan, Azerbaycan, Uruguay gibi ülkelerin gerisinde kaldığını anlatan Akşener, görüşlerini paylaştı:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her konuşmasında 'Türkiye’yi nereden nereye getirdik? diyor. 17 senede Türkiye’yi 3 kat büyütmüşler. 2002'de gayri safi yurt içi hasılamız 250 milyar dolarmış. Bugün 750 milyar dolara çıkarmışlar. İhracatı 4 kat artırmışlar. İyi de 17 senede dünya yerinde mi durdu? Aynı dönemde yani 2002-2019 arasında mesela Uruguay 4 kat büyümüş. Aç susuz, gıda yardımıyla ayakta duran Sudan 6 kat büyümüş. Komşumuz Rusya 5 kat büyümüş. Azerbaycan 6 kat büyümüş. Çin 8 kat büyümüş. Sen bunlar kadar olamamışsın, neyin havasını atıyorsun?"
Akşener, gelişmiş ülkelerin eğitim ve teknoloji ile geleceğe yatırım yaptığını, Türkiye'nin ise bu konuda medeniyet trenini kaçırdığını savundu.
Meral Akşener, bugün 181 üniversitede 7.5 milyondan fazla Türk gencinin eğitim aldığını ancak Türkiye'nin en büyük şirketlerinin sadece birkaç okuldan mezun olan öğrencileri kabul ettiğini belirtti.
Dünya sıralamasında ilk 500'e giren bir tek devlet üniversitesi olmadığı için büyük şirketlerin yurt dışında eğitim görmüş gençleri işe aldığını öne süren Akşener, "Bunun tek sorumlusunun içi boş binalar dikmeyi, eğitime yatırım zanneden beton kafalılar." değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti'nin TBMM Grup Toplantısı'na geçtiğimiz haftalarda saldırıya uğrayan gazeteci Yavuz Selim Demirağ da katıldı.
Kaynak: AA
Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, geçtiğimiz hafta sonu gerçekleştirdikleri olağanüstü tüzük kurultayına değindi.
Akşener, Türkiye'nin üzerine karabasan gibi çöken bugünkü iktidar ve ortağını daha fazla taşıyamadığını, ekonomiden dış politikaya, eğitimden yargıya, devletin bütün gelenekleri ve teamüllerinin tahrip edildiğini öne sürdü.
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın açıkladığı ekonomi paketlerini eleştiren Akşener, "Milletin parası damada teslim edileli 10 ay olmuş, 8 tane paket açıklanmış. 'Ekonomi toparlanacak' diye açıkladıkları her paketle işler daha da kötüye gitmiş.10 ayda kişi başına milli gelirimiz yüzde 19 azaldı. Enflasyon yüzde 27'ye, faizler yüzde 32'ye çıktı." ifadesini kullandı.
Türkiye'nin, OECD ülkeleri arasında en yüksek enflasyon ve faiz oranlarına sahip ikinci ülke olduğunu vurgulayan Akşener, "Vatandaşımın kendi parasına güveni kalmadı, döviz mevduatlarının oranı yüzde 44'ten yüzde 54'e çıktı. Kayıtlı işsiz sayımız yüzde 43 arttı. Ülkemizin kredi risk primi yüzde 68 arttı. Bütçe açığı 30,3 milyar liradan 103 milyar liraya çıktı. Yani yorgan çektikçe çekti, ayaklar açıkta kaldı. Borsada işlem gören şirketlerimiz yüzde 34 değer kaybetti." diye konuştu.
Bütün bu tabloya rağmen, "Tünelin ucundaki ışık göründü" açıklamasının yapıldığını kaydeden Akşener, "13 milyon kişinin sosyal yardıma muhtaç olduğu, çiftçinin bir kilo buğday parasıyla, bir bardak çay içemediği ve Suriye'den patates, mısır, soğan ithal eden bir ülkede, tünelin ucunda ışık görünemez." dedi.
- YSK'nin İstanbul kararı
Meral Akşener, Yüksek Seçim Kurulunun, (YSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminin tekrarlanmasına ilişkin kararını eleştirerek, 6 Mayıs'ta, milletin iradesine karşı YSK eliyle bir darbe yapıldığını ileri sürdü.
Akşener, "Daha önce şahit olduğunuz 28 Şubat'ın bir tekrarını yaşattılar ülkemize. Demokrasimiz bir kez daha kesintiye uğradı. Sayın Erdoğan 'milletin kararını tanımıyorum' dedi ve sandığı tekmeledi. YSK eliyle milli irade gasbedildi. Sonra da 'gerekçeli karar' diye bir belge açıkladılar. Bir kez daha ifade ediyorum. Darbenin gerekçesi, merekçesi olmaz. Darbe, darbedir. Bir tomar kağıt harcayarak üstünü örtmeye çalıştıkları gerçek gerekçe bellidir. Sayın Erdoğan emretti, YSK yerine getirdi." değerlendirmesini yaptı.
Meral Akşener, AK Parti'li belediyelerin yaptıkları harcamalar ve ihalelerine de değinerek, şöyle konuştu:
"Geçtiğimiz günlerde, Sayın Mansur Yavaş, bir ihale sonucunu açıkladı. Bu beylerin, üç yıl önce 1 milyar liraya ihale ettikleri iş, bugün 180 milyon liraya ihale edildi. El insaf. Beş katı beş. Belediyeler teker teker borçlarını açıklıyor. Kişi başına beş binle, on bin lira arası borç yapmışlar. Bunlar, yalnızca devleti değil belediyeleri de borç batağına gömmüşler. Neymiş gönül belediyeciliği? Bunların her işi böyle. Köprülerde, otoyollarda, tünellerde hep aynısını yaptılar. 17 yıllık ekonomi politikasının özetidir bu. Milletin çocuklarına 'yok' çekenler milletin kaynaklarını, işte böyle yağmalıyorlar."
- "Eğitim Şurası toplansın"
Akşener, hükümetin iktidarda olduğu 17 yıl içerisinde 15 defa eğitim sistemini değiştirerek, adeta yap-boz tahtasına çevirdiğini, yeni lise modelinde tarih dersinin seçmeli ders olarak okutulduğunu belirterek, bu karardan hemen dönülmesini istedi.
OECD'nin hazırladığı Eğitime Bakış Raporu'nda Türkiye'nin, öğrenci başı eğitim harcamalarında OECD ülkeleri arasında en düşük seviyedeki ülkeler arasında yer aldığına işaret eden Akşener, "Bir öğrencimize yaptığımız harcama, OECD ortalamasının ancak üçte biri ediyor. Bugün Türkiye'de yaklaşık üç çocuktan biri okul öncesi eğitim görürken, bu oran OECD ülkelerinde yüzde 87 seviyelerinde." diye konuştu.
Akşener, Milli Eğitim Şurası'nın toplanması çağrısında bulunarak, "Şu görüşten, bu görüşten, şu partili, bu partili demeden işin uzmanlarını çağırın. Siyasi partilerden, sivil toplum kuruluşlarından, sendikalardan görüş alın. Hep beraber istişare ederek, kalıcı bir eğitim sistemi kuralım." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin ekonomik büyüme oranları bakımından Sudan, Azerbaycan, Uruguay gibi ülkelerin gerisinde kaldığını anlatan Akşener, görüşlerini paylaştı:
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan her konuşmasında 'Türkiye’yi nereden nereye getirdik? diyor. 17 senede Türkiye’yi 3 kat büyütmüşler. 2002'de gayri safi yurt içi hasılamız 250 milyar dolarmış. Bugün 750 milyar dolara çıkarmışlar. İhracatı 4 kat artırmışlar. İyi de 17 senede dünya yerinde mi durdu? Aynı dönemde yani 2002-2019 arasında mesela Uruguay 4 kat büyümüş. Aç susuz, gıda yardımıyla ayakta duran Sudan 6 kat büyümüş. Komşumuz Rusya 5 kat büyümüş. Azerbaycan 6 kat büyümüş. Çin 8 kat büyümüş. Sen bunlar kadar olamamışsın, neyin havasını atıyorsun?"
Akşener, gelişmiş ülkelerin eğitim ve teknoloji ile geleceğe yatırım yaptığını, Türkiye'nin ise bu konuda medeniyet trenini kaçırdığını savundu.
Meral Akşener, bugün 181 üniversitede 7.5 milyondan fazla Türk gencinin eğitim aldığını ancak Türkiye'nin en büyük şirketlerinin sadece birkaç okuldan mezun olan öğrencileri kabul ettiğini belirtti.
Dünya sıralamasında ilk 500'e giren bir tek devlet üniversitesi olmadığı için büyük şirketlerin yurt dışında eğitim görmüş gençleri işe aldığını öne süren Akşener, "Bunun tek sorumlusunun içi boş binalar dikmeyi, eğitime yatırım zanneden beton kafalılar." değerlendirmesini yaptı.
İYİ Parti'nin TBMM Grup Toplantısı'na geçtiğimiz haftalarda saldırıya uğrayan gazeteci Yavuz Selim Demirağ da katıldı.