HDP TBMM Grup Toplantısı
Eş Genel Başkan Pervin Buldan: 'Açlık grevi ve ölüm orucunun daha fazla can kaybı ve kalıcı sağlık sorunu yaşanmadan sona ermiş olması hepimizi ve tüm demokratik kamuoyunu umutlandıran önemli bir gelişme olmuştur' 'İstanbul halkına buradan bir çağrı yapıyorum; YSK'nin 250 sayfalık hukuksuzluğuna karşı gelin 23 Haziran'da öyle güçlü bir cevap verelim ki aradaki fark tam 250 bin olsun' 'YSK'nin 7 üyesi, 250 sayfalık gerekçeli kararıyla aynı zamanda kendileri hakkındaki iddianameyi de yazmış oldular'.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, "Açlık grevi ve ölüm orucunun daha fazla can kaybı ve kalıcı sağlık sorunu yaşanmadan sona ermiş olması hepimizi ve tüm demokratik kamuoyunu umutlandıran önemli bir gelişme olmuştur." dedi.
Buldan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in ve bazı cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin açlık grevlerinin, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısı ile sona erdiğini belirterek, "Açlık grevi ve ölüm orucunun daha fazla can kaybı ve kalıcı sağlık sorunu yaşanmadan sona ermiş olması hepimizi ve tüm demokratik kamuoyunu umutlandıran önemli bir gelişme olmuştur." ifadesini kullandı.
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları ile görüşmesinin olumlu ve önemli bir aşama olduğunu dile getiren Buldan, "Anayasal ve yasal bir hak olan avukat ile aile görüşünün kesintiye uğratılmadan sürdürülmesi oldukça önem taşımaktadır." diye konuştu.
"Çözüm sürecinde" Türkiye'nin çok daha farklı noktalarda olduğunu belirten Buldan, "İmralı tecridinin tümden kaldırılarak diyaloğun bir an önce başlatılması, Kürt sorunu ve demokrasi sorunu başta olmak üzere içeride kangrenleşen sorunlar ile Türkiye merkezli bölgesel sorunları demokratik müzakere yoluyla ve barışçıl bir perspektifle çözme imkanı yaratacaktır. Türkiye eninde sonunda demokratik çözüm ve barış çizgisine mutlaka evrilecektir. Başka bir çıkış yolu olmadığını hepimiz biliyoruz. Hükümet de bunun farkındadır." görüşünü savundu.
HDP'nin "demokratik siyaset" ve "barış çizgisinde" ısrar edeceğini vurgulayan Buldan, "Demokratik mücadelenin sonu mutlaka demokratik müzakere olacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın." dedi.
- "YSK'nin gerekçeli kararı tam bir hukuksuzluk belgesidir"
YSK'nin İstanbul seçimlerini iptal etmesine ilişkin kararını değerlendiren Buldan, şöyle devam etti:
"YSK'nin 250 sayfalık gerekçeli kararı tam bir hukuksuzluk belgesidir. Hukuk fakültelerinde hukuksuzluğa örnek olarak mutlaka okutulmalıdır. YSK'nin 7 üyesi, 250 sayfalık gerekçeli kararıyla aynı zamanda kendileri hakkındaki iddianameyi de yazmış oldular. Şimdiden benim bu söylediklerim tarihe not olarak geçsin. 250 sayfa uydurdular. Çünkü savunamadılar. Minareyi çaldılar ama kılıfına uyduramadılar. Her şey ortada."
- "Asıl gerekçeli kararı İstanbul halkı sandıkta yazacak"
YSK'nin İstanbul kararının gerekçesinde oy hırsızlığından söz edilmediğini, ortada oy hırsızlığının olmadığını savunan Buldan, "Asıl gerekçeli kararı İstanbul halkı, 23 Haziran'da sandıkta yazacak. Hiç kimse merak etmesin. İstanbul halkına buradan bir çağrı yapıyorum; YSK'nin 250 sayfalık hukuksuzluğuna karşı gelin 23 Haziran'da öyle güçlü bir cevap verelim ki aradaki fark tam 250 bin olsun. Bunlar başka türlü anlamayacaklar." diye konuştu.
Haksızlık ve hukuksuzlukların sadece İstanbul seçimlerinde yaşanmadığına değinen Buldan, "23 Haziran İstanbul seçimleri bizim için aynı zamanda Şırnak, Muş, Tatvan, Bağlar seçimidir. Gasp edilen altı belediyemizin seçimidir." dedi.
Buldan, siyasetçiler, milletvekilleri, belediye başkanları ve gazetecilerin düşünce ve ifadelerinden dolayı cezaevlerinde olduğunu, insan öldürenlerin ise tahliye edildiğini ileri sürdü.
Kadın cinayetlerine dikkati çeken Buldan, "Kadın cinayetlerini önleyici tedbirleri almayan, kadınları koruyamayan hükümet burada birinci sorumludur. Önümüzde ibretlik bir olay var. Nevin Yıldırım müebbet hapis cezası ile cezalandırıldı. Yargıtay'da bu cezayı onadı. Bedenini, yaşamını korumak kadın için haktır ve bu hak asla ve asla cezalandırılamaz." diye konuştu.
Pervin Buldan, bugünün ayrıca Gezi olaylarının başladığı tarih olduğunu anımsatarak, Gezi olayları sırasında hayatını kaybedenleri andı. Buldan, "Gezi direnişi halklarımızın eşitlik, özgürlük ve adalet talebiydi. Gezi ruhu bugün de aynı canlılığını korumaktadır. Bu ruh 7 Haziran, 1 Kasım, 16 Nisan, 24 Haziran, 31 Mart'ta halklarımıza ve demokrasiye kazandırdı. 23 Haziran'da da aynı özgürlük ruhu ile halklarımız kazanmaya ve destan yazmaya devam edecektir." görüşünü savundu.
Kaynak: AA
Buldan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven'in ve bazı cezaevlerindeki tutuklu ve hükümlülerin açlık grevlerinin, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın çağrısı ile sona erdiğini belirterek, "Açlık grevi ve ölüm orucunun daha fazla can kaybı ve kalıcı sağlık sorunu yaşanmadan sona ermiş olması hepimizi ve tüm demokratik kamuoyunu umutlandıran önemli bir gelişme olmuştur." ifadesini kullandı.
Terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın avukatları ile görüşmesinin olumlu ve önemli bir aşama olduğunu dile getiren Buldan, "Anayasal ve yasal bir hak olan avukat ile aile görüşünün kesintiye uğratılmadan sürdürülmesi oldukça önem taşımaktadır." diye konuştu.
"Çözüm sürecinde" Türkiye'nin çok daha farklı noktalarda olduğunu belirten Buldan, "İmralı tecridinin tümden kaldırılarak diyaloğun bir an önce başlatılması, Kürt sorunu ve demokrasi sorunu başta olmak üzere içeride kangrenleşen sorunlar ile Türkiye merkezli bölgesel sorunları demokratik müzakere yoluyla ve barışçıl bir perspektifle çözme imkanı yaratacaktır. Türkiye eninde sonunda demokratik çözüm ve barış çizgisine mutlaka evrilecektir. Başka bir çıkış yolu olmadığını hepimiz biliyoruz. Hükümet de bunun farkındadır." görüşünü savundu.
HDP'nin "demokratik siyaset" ve "barış çizgisinde" ısrar edeceğini vurgulayan Buldan, "Demokratik mücadelenin sonu mutlaka demokratik müzakere olacaktır. Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın." dedi.
- "YSK'nin gerekçeli kararı tam bir hukuksuzluk belgesidir"
YSK'nin İstanbul seçimlerini iptal etmesine ilişkin kararını değerlendiren Buldan, şöyle devam etti:
"YSK'nin 250 sayfalık gerekçeli kararı tam bir hukuksuzluk belgesidir. Hukuk fakültelerinde hukuksuzluğa örnek olarak mutlaka okutulmalıdır. YSK'nin 7 üyesi, 250 sayfalık gerekçeli kararıyla aynı zamanda kendileri hakkındaki iddianameyi de yazmış oldular. Şimdiden benim bu söylediklerim tarihe not olarak geçsin. 250 sayfa uydurdular. Çünkü savunamadılar. Minareyi çaldılar ama kılıfına uyduramadılar. Her şey ortada."
- "Asıl gerekçeli kararı İstanbul halkı sandıkta yazacak"
YSK'nin İstanbul kararının gerekçesinde oy hırsızlığından söz edilmediğini, ortada oy hırsızlığının olmadığını savunan Buldan, "Asıl gerekçeli kararı İstanbul halkı, 23 Haziran'da sandıkta yazacak. Hiç kimse merak etmesin. İstanbul halkına buradan bir çağrı yapıyorum; YSK'nin 250 sayfalık hukuksuzluğuna karşı gelin 23 Haziran'da öyle güçlü bir cevap verelim ki aradaki fark tam 250 bin olsun. Bunlar başka türlü anlamayacaklar." diye konuştu.
Haksızlık ve hukuksuzlukların sadece İstanbul seçimlerinde yaşanmadığına değinen Buldan, "23 Haziran İstanbul seçimleri bizim için aynı zamanda Şırnak, Muş, Tatvan, Bağlar seçimidir. Gasp edilen altı belediyemizin seçimidir." dedi.
Buldan, siyasetçiler, milletvekilleri, belediye başkanları ve gazetecilerin düşünce ve ifadelerinden dolayı cezaevlerinde olduğunu, insan öldürenlerin ise tahliye edildiğini ileri sürdü.
Kadın cinayetlerine dikkati çeken Buldan, "Kadın cinayetlerini önleyici tedbirleri almayan, kadınları koruyamayan hükümet burada birinci sorumludur. Önümüzde ibretlik bir olay var. Nevin Yıldırım müebbet hapis cezası ile cezalandırıldı. Yargıtay'da bu cezayı onadı. Bedenini, yaşamını korumak kadın için haktır ve bu hak asla ve asla cezalandırılamaz." diye konuştu.
Pervin Buldan, bugünün ayrıca Gezi olaylarının başladığı tarih olduğunu anımsatarak, Gezi olayları sırasında hayatını kaybedenleri andı. Buldan, "Gezi direnişi halklarımızın eşitlik, özgürlük ve adalet talebiydi. Gezi ruhu bugün de aynı canlılığını korumaktadır. Bu ruh 7 Haziran, 1 Kasım, 16 Nisan, 24 Haziran, 31 Mart'ta halklarımıza ve demokrasiye kazandırdı. 23 Haziran'da da aynı özgürlük ruhu ile halklarımız kazanmaya ve destan yazmaya devam edecektir." görüşünü savundu.