Otizmliler SOBE İle Topluma Kazandırılıyor
Konya'da, Selçuklu Belediyesince hayata geçirilen Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Merkezi'nde (SOBE) otizmliler, çeşitli eğitim, aktivite ve faaliyetlerle sosyalleşiyor, özellikle alt yaş gruplarında önemli gelişmeler gözlemleniyor Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı Başkanı Mustafa Ak: '5 yaş öğrenci grubumuza haftalık 10 saatlik eğitim programı uyguladık ve çocuklardaki olumlu gelişim inanılmaz derecede oldu. Bu hızlı gelişmeyi görmemiz üzerine, önceden yaptığımız yarı yoğun ve yoğun eğitim programını, bu şekilde öne alma ihtiyacı hissettik' 'Merkezimizde çamaşırhanemiz, mutfağımız, ev ortamı sağlayan bölümlerimiz var. Ev ortamında kendilerine yetebilecek kadar kahvaltı hazırlama, ütü yapma, çamaşır katlama gibi beceriler kazandırmaya çalışıyoruz'
Selçuklu Belediyesi ve Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı iş birliğinde, Necmettin Erbakan Üniversitesi desteğiyle faaliyete geçirilen merkezde eğitim sınıfları, yüzme havuzları, sosyal yaşam, spor ve müzik alanları ile binicilik tesisleri gibi çok amaçlı bölümler bulunuyor.
Dünyadaki örnek otizm merkezleri incelenerek titiz bir hazırlık aşamasının ardından 21 bin metrekare alan üzerine inşa edilen merkezde sunulan imkanlarla, özgüven kazanan ve kişisel aktiviteleri öğrenen otizmli bireyler topluma kazandırılıyor.
Selçuklu Otizmli Bireyler Eğitim Vakfı Başkanı Mustafa Ak, otizmin dünya genelinde yıldan yıla hızlı artış gösterdiğini, bu bireylerin sosyal hayata geçişlerini sağlama amacıyla çıktıkları yolda, örnek bir tesisle büyük mesafe katettiklerini söyledi.
Otizmliler ve aileleri için umut ışığı olmayı hedeflediklerini belirten Ak, şöyle devam etti:
"Otizmin şiddetine ve yaş gruplarına göre çeşitli eğitimlerimiz var. Otizmin tek mücadele yöntemi, erken yaşlarda başlayan yoğun eğitimdir. Biz de bu nedenle özellikle 2-5 yaş arası çocuklarımıza yoğun eğitim vermekteyiz. İmkanımız elverdiği sürece en fazla ders saatiyle eğitim programı uyguluyoruz. 5 yaş öğrenci grubumuza haftalık 10 saatlik eğitim programı uyguladık ve çocuklardaki olumlu gelişim inanılmaz derecede oldu. Bu hızlı gelişmeyi görmemiz üzerine, önceden yaptığımız yarı yoğun ve yoğun eğitim programını bu şekilde öne alma ihtiyacı hissettik. Şu anda farklı programlarda haftalık 4 saat ve 10 saat eğitimlerimiz bulunuyor. Noter huzurunda belirlediğimiz 4 öğrencimize de haftalık 20 ve 40 saatlik eğitimler vermeye başladık. Talep çok fazla ama imkanlarımız şu aşamada kısıtlı."
Ak, eğitimle gelişmenin en fazla erken yaş gruplarında görüldüğünü dile getirerek, "Yoğun eğitimle en erken tepkiyi aldığımız yaş grubu 2-5. Burada 30 yaşına kadar öğrencimiz var. Eğitim dönemini tamamlamış öğrencilere yaptığımız başka faaliyetler de var." diye konuştu.
- Ev ortamında beceriler kazandırılıyor
Eğitim yaşını geçmiş bireylerde daha çok, ailelere bağımlılıklarının azaltılabilmesi için hayata hazırlama çalışmalarında bulunduklarını aktaran Ak, "Merkezimizde çamaşırhanemiz, mutfağımız, ev ortamı sağlayan bölümlerimiz var. Ev ortamında kendilerine yetebilecek kadar kahvaltı hazırlama, ütü yapma, çamaşır katlama gibi beceriler kazandırmaya çalışıyoruz çünkü annesinin parmağını tutarak su isteyen otizmli çocuklarımız var. Çocuklarımızı kendi suyunu alabilecek hale getirmek istiyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Hayvanat bahçemiz var"
Ak, otizmlileri istihdama katmaya yönelik çalışmalar da yaptıklarına işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Otizmli bireyler burada aileleriyle galoş üretiyor, seramik boyuyor. Ayrıca sera çalışmamız olacak, bitki yetiştirecekler. Hayvanat bahçemiz var, burada kümes hayvanlarına bakmayı öğrenecekler, yumurta toplayacaklar. Binicilik tesisimizi de seviyorlar. Boş vakitlerini daha verimli kullanabilmeleri ve hayata karışmaları için gayret gösteriyoruz."
- "2 yıl içinde ailelerin yaklaşımları değişti"
Son dönemde toplumda otizm konusunda farkındalığın arttığına dikkati çeken Ak, şunları kaydetti:
"Her 59 çocuktan birisi otizmli doğuyor. Eskiden otizmli çocuklar, ailelerin kendi problemi olarak kalmış, çocuklar evlerde saklanmış, içe dönük yetiştirilmiş. Devletin desteği ve otizm farkındalık programlarıyla artık topluma kazandırılmaya çalışılıyor bu çocuklar. 2 yıl içinde ailelerin yaklaşımları, olaya bakışları çok değişti. İlk başta kendilerinden bahsedilmesinden hoşlanmayan ailelerimiz, farkındalık çalışmalarına katkı vermek amacıyla bu programlarımıza gönüllü olarak iştirak ediyor. SOBE güzel bir model. Burada yaptığımız çalışmalar, hem yurt içinde hem yurt dışında ilham kaynağı oluyor."