Obezite, Önlenebilir Ölümlerde Sigaradan Sonra Gelen İkinci En Önemli Neden
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Özer, "Sağlığı olumsuz etkileyen kompleks ve multifaktöriyel bir hastalık olarak kabul edilen obezite, günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra gelen ikinci en önemli nedenidir” dedi.
Günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer alan obezite hakkında önemli açıklamalarda bulunan Büyük Anadolu Hastaneleri Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Dr. Hatice Özer, ölümlerin sigaradan sonra gelen ikinci en önemli nedeninin obezite olduğunu söyledi.
Obezite nedir?
Obezite hakkında detaylı açıklamada bulunan Uzm. Dr. Hatice Özer, "Obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 15-18’i, kadınlarda ise yüzde 20-25’ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30’un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır. Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Sağlığı olumsuz etkileyen kompleks ve multifaktöriyel bir hastalık olarak kabul edilen obezite, günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra gelen ikinci en önemli nedenidir” diye konuştu.
Gelişme süreci nasıldır
Özer, şu bilgileri verdi: “Ülkemizde toplumun yüzde 30’undan fazlası obezdir (erkeklerin yüzde 7.9’u, kadınların yüzde 23.4’ü). Genetik, epigenetik, fizyolojik, davranışsal, sosyokültürel ve çevresel pek çok fizyopatolojik etmen obezite gelişimine zemin hazırlar. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Santral sinir sistemine vücut enerji depolarının durumu adipozite-ilişkili hormonlar olan leptin, insülin ve muhtemelen ghrelin gibi bazı gastrointestinal peptid hormonlar tarafından aktarılmaktadır. Enerji homeostazisinden sorumlu beyin merkezlerinin en önemlilerinden birisi hipotalamustur. Enerji dengesinde rol oynayan diğer organlar göz, burun, dil, gastrointestinal sistem, endokrin bezler, kas dokusu, yağ dokusu ve beynin diğer alanlarıdır. Bu dokuların her birinde oluşabilecek genetik ve çevresel bozukluklar obeziteye yol açar. Enerji-yoğun beslenme, büyük porsiyonlar, fiziksel inaktivite, sedanter yaşam tarzı obezite gelişimini hızlandırır.”
Başlıca nedenleri
Obezite sıklığındaki artışın başlıca nedenlerinin; özellikle ulaşım, eğlence, üretim ve tarım sektörlerinde gelişen teknoloji ile birlikte, yaşam biçiminin kolaylaşmasına bağlı olarak fiziksel aktivitenin azalması ve beslenme alışkanlıklarının hızla değişmesi sonucunda enerji alımının artması olduğunu ifade eden Dr. Hatice Özer, “Ayaküstü (fast-food) hızlı yenen sağlıksız besinler rafine karbonhidratlardan zengin, bitkisel liflerden fakir, aşırı yağlı, enerji-yoğun beslenme tarzı obeziteye yol açan en önemli faktörlerden birisidir. Yaşamın ilk yıllarındaki beslenmenin, özellikle anne sütü ile beslenememenin de ileride obezite gelişmesine zemin hazırladığı ileri sürülmüştür. Ayrıca boş zamanları kolaylıkla dolduran ileri teknolojik araçların (akıllı cep telefonları, televizyon, bilgisayar, tablet, ev sineması vb) kullanımının yaygınlaşması obezitenin artmasına önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.
BKİ(BKİ, bireyin vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun (m cinsinden) karesine (BKI=kg/m2) bölünmesiyle elde edilen bir değerdir. )25 ve üzerine çıkması obezite tanısı koydurur.Bel çevresi kadınlarda ? 88 cm, erkeklerde ? 102 cm olması kardiyovasküler hastalıklar için risk faktörüdür” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Obezite nedir?
Obezite hakkında detaylı açıklamada bulunan Uzm. Dr. Hatice Özer, "Obezite, sağlığı bozacak ölçüde vücutta aşırı yağ birikmesi olarak tanımlanır. Yetişkin erkeklerde vücut ağırlığının yüzde 15-18’i, kadınlarda ise yüzde 20-25’ini yağ dokusu oluşturmaktadır. Bu oranın erkeklerde yüzde 25, kadınlarda ise yüzde 30’un üstüne çıkması obeziteyi oluşturmaktadır. Obezite günümüzde gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Sağlığı olumsuz etkileyen kompleks ve multifaktöriyel bir hastalık olarak kabul edilen obezite, günümüzde önlenebilir ölümlerin sigaradan sonra gelen ikinci en önemli nedenidir” diye konuştu.
Gelişme süreci nasıldır
Özer, şu bilgileri verdi: “Ülkemizde toplumun yüzde 30’undan fazlası obezdir (erkeklerin yüzde 7.9’u, kadınların yüzde 23.4’ü). Genetik, epigenetik, fizyolojik, davranışsal, sosyokültürel ve çevresel pek çok fizyopatolojik etmen obezite gelişimine zemin hazırlar. Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için, alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekmektedir. Santral sinir sistemine vücut enerji depolarının durumu adipozite-ilişkili hormonlar olan leptin, insülin ve muhtemelen ghrelin gibi bazı gastrointestinal peptid hormonlar tarafından aktarılmaktadır. Enerji homeostazisinden sorumlu beyin merkezlerinin en önemlilerinden birisi hipotalamustur. Enerji dengesinde rol oynayan diğer organlar göz, burun, dil, gastrointestinal sistem, endokrin bezler, kas dokusu, yağ dokusu ve beynin diğer alanlarıdır. Bu dokuların her birinde oluşabilecek genetik ve çevresel bozukluklar obeziteye yol açar. Enerji-yoğun beslenme, büyük porsiyonlar, fiziksel inaktivite, sedanter yaşam tarzı obezite gelişimini hızlandırır.”
Başlıca nedenleri
Obezite sıklığındaki artışın başlıca nedenlerinin; özellikle ulaşım, eğlence, üretim ve tarım sektörlerinde gelişen teknoloji ile birlikte, yaşam biçiminin kolaylaşmasına bağlı olarak fiziksel aktivitenin azalması ve beslenme alışkanlıklarının hızla değişmesi sonucunda enerji alımının artması olduğunu ifade eden Dr. Hatice Özer, “Ayaküstü (fast-food) hızlı yenen sağlıksız besinler rafine karbonhidratlardan zengin, bitkisel liflerden fakir, aşırı yağlı, enerji-yoğun beslenme tarzı obeziteye yol açan en önemli faktörlerden birisidir. Yaşamın ilk yıllarındaki beslenmenin, özellikle anne sütü ile beslenememenin de ileride obezite gelişmesine zemin hazırladığı ileri sürülmüştür. Ayrıca boş zamanları kolaylıkla dolduran ileri teknolojik araçların (akıllı cep telefonları, televizyon, bilgisayar, tablet, ev sineması vb) kullanımının yaygınlaşması obezitenin artmasına önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır.
BKİ(BKİ, bireyin vücut ağırlığının (kg), boy uzunluğunun (m cinsinden) karesine (BKI=kg/m2) bölünmesiyle elde edilen bir değerdir. )25 ve üzerine çıkması obezite tanısı koydurur.Bel çevresi kadınlarda ? 88 cm, erkeklerde ? 102 cm olması kardiyovasküler hastalıklar için risk faktörüdür” şeklinde konuştu.