Emine Erdoğan Darülaceze Sakinleriyle İftar Yaptı
Darülaceze’de düzenlenen geleneksel iftar programına katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, “Anne kavramı, bizim için yılın yalnızca bir gününde hatırlanıp kutlanacak bir değer değil, cennetin müjdecisidir” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Darülaceze’de düzenlenen geleneksel iftar yemeğinde Darülaceze sakinleriyle bir araya geldi. İftar yemeğine Emine Erdoğan’ın yanı sıra, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk ile Darülaceze İdare Meclis Üyesi Bilal Erdoğan da katıldı.
Program Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı, ardından ezan sesiyle birlikte dualar edildi, oruçlar açıldı. Darülaceze sakinleriyle birlikte iftar yapan Emine Erdoğan, anneler gününün önemine değindi.
“Oruçla hem ruhumuz hem de bedenimiz şifa buluyor”
Geleneksel Darülaceze İftarı’nda konuşan Emine Erdoğan, “Ramazan ayı, her yıl hayatlarımızın hızlı trafiğini yavaşlatan önemli bir zaman dilimi. Orucu, yalnızca belli saatler içinde aç kalarak değil, her türlü aşırılıktan uzak durarak tutuyoruz. Hem ruhumuz, hem bedenimiz şifa buluyor. Bununla da kalmıyor, kalabalık sofralar etrafında buluşarak sosyal dayanışma duygularımızı güçlendiriyoruz” dedi.
“Büyüklerimizin yüzlerindeki her çizgi bir ansiklopedidir”
Gençlerin, yaşlılarla daha fazla vakit geçirmesi gerektiğini söyleyen Emine Erdoğan, “Yaşlılık, insanın hayata dair bildiklerinin en üst seviyeye eriştiği bir dönemdir. Bu gerçekten hareketle, gençlerimizi, büyükanne ve dedeleri ya da Darülaceze gibi kurumlardan istifade eden büyükleri ile bol bol vakit geçirmeye davet ediyorum. Unutmayın, büyüklerimizin yüzlerinde gördüğünüz her çizgi, bir ansiklopedidir. O ansiklopedileri bol bol okuyun. Emin olun internetteki hiçbir arama motorunun size sunamayacağı bilgilerle karşılaşacaksınız” şeklinde konuştu.
“Anne kavramı yılın bir günü kutlanacak değer değil, cennetin müjdecisidir”
Anneler Günü ve annelik kavramının önemine değinen Emine Erdoğan, “Bildiğiniz gibi yarın anneler günü. Anne kavramı, bizim için yılın yalnızca bir gününde hatırlanıp kutlanacak bir değer değil, cennetin müjdecisidir. ‘Cennet anaların ayağının altındadır’ hadis-i şerifi, anneye yapılan güzel muamelenin, cennetlik bir tutum olduğunu anlatır bizlere. İnsanın yetmişinde bile, canı yandığında ağzından çıkan ilk kelime, anne oluyor. İnsan kendisi anne-baba, büyükanne-dedeyken bile annesinden kuvvet alıyor. Dertler denizinin ortasına düştüğünde, yalnızca annesine sığınmak istiyor. Dünyanın en ünlü şeflerinin yemeğini yese bile, hiçbir şey anne yemeğinin yerini tutmuyor. İçi daralıp sıkıştığında anne duası, kurşun-geçirmez bir zırh giymişçesine, yenilmez hissettiriyor. Anne yalnızca bir kişi değil, birçok duygunun, en çok da güven duygusunun karşılığı bir varlıktır. Rabbim, tüm annelere uzun ömürler versin. Hiçbir çocuk annesiz büyümek zorunda kalmasın. Kader planının bir parçası olarak, çeşitli sebeplerle fakat belki de en çok savaşlar sebebiyle annesiz büyümek zorunda kalan milyonlarca çocuk var. Bu özel günde, anne deyince yüreği yangın yerine dönen o çocukları da hatırlamalıyız. Annelik gibi üstün bir sıfatı, tüketim çılgınlığına kurban vermeden, manasına odaklanmalıyız. Annelerimizi, büyüklerimizi olmaları gerektiği gibi, en doğru makamlara yerleştirmeliyiz. Evimizin başköşesini onlara açmalıyız” ifadelerini kullandı.
“Darülaceze; hayrın, iyiliğin, merhametin, sevginin bizde kurumlaşmış nitelikteki en güzel birkaç misalinden biridir”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da Ramazan ayının güzelliğinden ve Darülaceze ve benzeri kurumlarla ilgili çalışmalardan bahsederek, “Ramazan ayının, bizim inanç dünyamızda ve kültürümüzde çok ayrı, özel bir yeri var. Bu güzel, mübarek ayla beraber, toplumumuzun bütün kesimlerinde tam anlamıyla bir paylaşım, hayır ve infak seferberliğinin başlatıldığına hep birlikte şahit oluyoruz. Karşılıksız iyilik ve hasenata, muhtaçların yardımına koşmaya, toplumca daha fazla hassasiyet gösteriyor; bundan dolayı da büyük mutluluk duyuyoruz. Darülaceze; hayrın, iyiliğin, merhametin, sevginin bizde kurumlaşmış nitelikteki en güzel birkaç misalinden biri. Ecdadın bize emaneti, medeniyetimizin sembol kurum ve değerleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Ayrıca geleneğimizdeki ‘kerim devlet’ anlayışının en somut, en bariz ifadelerinden biri. Devletin şefkat elinin, hayır kurumları yoluyla aç ve muhtaç insanlara uzanmasını sağlayanlara millet olarak minnet borçluyuz. Darülaceze’yi ülkemize, milletimizin hizmetine kazandıran Abdülhamit Han’ı da bu vesileyle, burada rahmet ve minnetle anıyorum. Dün olduğu gibi bugün de Darülaceze’ye sahip çıkan herkese saygı ve şükranlarımı tekraren ifade etmek istiyorum. Hayır işlerinde yarışan bir millet olduğumuz sürece, birlik ve dirliğimizin daim olacağına şahsen bütün kalbimle inanıyorum. Diğer taraftan; hayır ve iyilik işleri ne kadar kurumsallaşırsa, muhtaç ve zayıf durumdaki insanlar kendilerini o kadar daha güvende hissedecek” şeklinde konuştu.
“Sosyal Hizmet Şehri projesinin yüzde 50’si tamamlandı”
Şehir hayatında olması gereken imkan ve şartların büyük bir kompleks halinde bir araya getirildiği projeden bahseden Bakan Selçuk, “50 bin metrekare alan üzerine kurulan Sosyal Hizmet Şehri, milletçe göğsümüzü kabartacak projelerimizden biri olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan ve geçtiğimiz ay tanıtım toplantısını hep birlikte yaptığımız Proje’nin şu an yüzde 50’si tamamlanmış bulunuyor. Bu Şehri; siz değerli gönüllülerimiz, iş insanlarımızla birlikte kuracağız. Sizlerin verdiği desteklerle, ecdadımızdan miras kalan Darülaceze’yi geleceğe daha sağlam bir temelle taşıyacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sosyal yardım bütçemizi 17 yılda 21 kat artarak 2 Milyar Liradan 43 Milyar Liraya çıkarmış durumdayız. Hamdolsun bugün ülkemizde ve dahi dünyada elimizin uzanmadığı kimse yok. Myanmar’dan Bosna’ya, Suriye’den Filistin’e ve Afrika’ya uzanan gönül coğrafyamızda mazlumlara sahip çıkıyoruz. Türkiye, Dünya’da en fazla insani yardım yapan ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından sahneye davet edilen Emine Erdoğan’a Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci tarafından Darülaceze sakinlerinin yaptığı Siirt battaniyesini hediye edildi. Hediye takdiminin sonrasındaysa Emine Erdoğan ve Darülaceze sakinleri hep birlikte fotoğraf çektirdi.
Kaynak: İHA
Program Kur’an-ı Kerim okunmasıyla başladı, ardından ezan sesiyle birlikte dualar edildi, oruçlar açıldı. Darülaceze sakinleriyle birlikte iftar yapan Emine Erdoğan, anneler gününün önemine değindi.
“Oruçla hem ruhumuz hem de bedenimiz şifa buluyor”
Geleneksel Darülaceze İftarı’nda konuşan Emine Erdoğan, “Ramazan ayı, her yıl hayatlarımızın hızlı trafiğini yavaşlatan önemli bir zaman dilimi. Orucu, yalnızca belli saatler içinde aç kalarak değil, her türlü aşırılıktan uzak durarak tutuyoruz. Hem ruhumuz, hem bedenimiz şifa buluyor. Bununla da kalmıyor, kalabalık sofralar etrafında buluşarak sosyal dayanışma duygularımızı güçlendiriyoruz” dedi.
“Büyüklerimizin yüzlerindeki her çizgi bir ansiklopedidir”
Gençlerin, yaşlılarla daha fazla vakit geçirmesi gerektiğini söyleyen Emine Erdoğan, “Yaşlılık, insanın hayata dair bildiklerinin en üst seviyeye eriştiği bir dönemdir. Bu gerçekten hareketle, gençlerimizi, büyükanne ve dedeleri ya da Darülaceze gibi kurumlardan istifade eden büyükleri ile bol bol vakit geçirmeye davet ediyorum. Unutmayın, büyüklerimizin yüzlerinde gördüğünüz her çizgi, bir ansiklopedidir. O ansiklopedileri bol bol okuyun. Emin olun internetteki hiçbir arama motorunun size sunamayacağı bilgilerle karşılaşacaksınız” şeklinde konuştu.
“Anne kavramı yılın bir günü kutlanacak değer değil, cennetin müjdecisidir”
Anneler Günü ve annelik kavramının önemine değinen Emine Erdoğan, “Bildiğiniz gibi yarın anneler günü. Anne kavramı, bizim için yılın yalnızca bir gününde hatırlanıp kutlanacak bir değer değil, cennetin müjdecisidir. ‘Cennet anaların ayağının altındadır’ hadis-i şerifi, anneye yapılan güzel muamelenin, cennetlik bir tutum olduğunu anlatır bizlere. İnsanın yetmişinde bile, canı yandığında ağzından çıkan ilk kelime, anne oluyor. İnsan kendisi anne-baba, büyükanne-dedeyken bile annesinden kuvvet alıyor. Dertler denizinin ortasına düştüğünde, yalnızca annesine sığınmak istiyor. Dünyanın en ünlü şeflerinin yemeğini yese bile, hiçbir şey anne yemeğinin yerini tutmuyor. İçi daralıp sıkıştığında anne duası, kurşun-geçirmez bir zırh giymişçesine, yenilmez hissettiriyor. Anne yalnızca bir kişi değil, birçok duygunun, en çok da güven duygusunun karşılığı bir varlıktır. Rabbim, tüm annelere uzun ömürler versin. Hiçbir çocuk annesiz büyümek zorunda kalmasın. Kader planının bir parçası olarak, çeşitli sebeplerle fakat belki de en çok savaşlar sebebiyle annesiz büyümek zorunda kalan milyonlarca çocuk var. Bu özel günde, anne deyince yüreği yangın yerine dönen o çocukları da hatırlamalıyız. Annelik gibi üstün bir sıfatı, tüketim çılgınlığına kurban vermeden, manasına odaklanmalıyız. Annelerimizi, büyüklerimizi olmaları gerektiği gibi, en doğru makamlara yerleştirmeliyiz. Evimizin başköşesini onlara açmalıyız” ifadelerini kullandı.
“Darülaceze; hayrın, iyiliğin, merhametin, sevginin bizde kurumlaşmış nitelikteki en güzel birkaç misalinden biridir”
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk da Ramazan ayının güzelliğinden ve Darülaceze ve benzeri kurumlarla ilgili çalışmalardan bahsederek, “Ramazan ayının, bizim inanç dünyamızda ve kültürümüzde çok ayrı, özel bir yeri var. Bu güzel, mübarek ayla beraber, toplumumuzun bütün kesimlerinde tam anlamıyla bir paylaşım, hayır ve infak seferberliğinin başlatıldığına hep birlikte şahit oluyoruz. Karşılıksız iyilik ve hasenata, muhtaçların yardımına koşmaya, toplumca daha fazla hassasiyet gösteriyor; bundan dolayı da büyük mutluluk duyuyoruz. Darülaceze; hayrın, iyiliğin, merhametin, sevginin bizde kurumlaşmış nitelikteki en güzel birkaç misalinden biri. Ecdadın bize emaneti, medeniyetimizin sembol kurum ve değerleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Ayrıca geleneğimizdeki ‘kerim devlet’ anlayışının en somut, en bariz ifadelerinden biri. Devletin şefkat elinin, hayır kurumları yoluyla aç ve muhtaç insanlara uzanmasını sağlayanlara millet olarak minnet borçluyuz. Darülaceze’yi ülkemize, milletimizin hizmetine kazandıran Abdülhamit Han’ı da bu vesileyle, burada rahmet ve minnetle anıyorum. Dün olduğu gibi bugün de Darülaceze’ye sahip çıkan herkese saygı ve şükranlarımı tekraren ifade etmek istiyorum. Hayır işlerinde yarışan bir millet olduğumuz sürece, birlik ve dirliğimizin daim olacağına şahsen bütün kalbimle inanıyorum. Diğer taraftan; hayır ve iyilik işleri ne kadar kurumsallaşırsa, muhtaç ve zayıf durumdaki insanlar kendilerini o kadar daha güvende hissedecek” şeklinde konuştu.
“Sosyal Hizmet Şehri projesinin yüzde 50’si tamamlandı”
Şehir hayatında olması gereken imkan ve şartların büyük bir kompleks halinde bir araya getirildiği projeden bahseden Bakan Selçuk, “50 bin metrekare alan üzerine kurulan Sosyal Hizmet Şehri, milletçe göğsümüzü kabartacak projelerimizden biri olacak. Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla başlatılan ve geçtiğimiz ay tanıtım toplantısını hep birlikte yaptığımız Proje’nin şu an yüzde 50’si tamamlanmış bulunuyor. Bu Şehri; siz değerli gönüllülerimiz, iş insanlarımızla birlikte kuracağız. Sizlerin verdiği desteklerle, ecdadımızdan miras kalan Darülaceze’yi geleceğe daha sağlam bir temelle taşıyacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde sosyal yardım bütçemizi 17 yılda 21 kat artarak 2 Milyar Liradan 43 Milyar Liraya çıkarmış durumdayız. Hamdolsun bugün ülkemizde ve dahi dünyada elimizin uzanmadığı kimse yok. Myanmar’dan Bosna’ya, Suriye’den Filistin’e ve Afrika’ya uzanan gönül coğrafyamızda mazlumlara sahip çıkıyoruz. Türkiye, Dünya’da en fazla insani yardım yapan ülkeler arasında birinci sırada yer alıyor” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından sahneye davet edilen Emine Erdoğan’a Darülaceze Başkanı Hamza Cebeci tarafından Darülaceze sakinlerinin yaptığı Siirt battaniyesini hediye edildi. Hediye takdiminin sonrasındaysa Emine Erdoğan ve Darülaceze sakinleri hep birlikte fotoğraf çektirdi.