İsrail'de Seçimi Kim Kazanırsa Kazansın Filistinler İçin Bir Şey Değişmeyek
İsrail’deki seçimin favorilerinden gösterilen Başbakan Binyamin Netanyahu ile eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz’ın Filistin politikası örtüşüyor Hem Netanyahu hem de Gantz, başbakan olmaları halinde Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini boşaltmayacakları mesajını veriyor İki lider de “Kudüs’ün tamamı İsrail'e ait” diyerek Doğu Kudüs'teki işgali yok sayıyor.
KUDÜS – MUSTAFA DEVECİ – İsrail’de yarın yapılacak seçimi Başbakan Binyamin Netanyahu’nun mu yoksa eski Genelkurmay Başkanı Benny Gantz’ın mı kazanacağı merak edilirken, iki liderin de kampanya sürecinde verdiği mesajlar seçimi kim kazanırsa kazansın Filistinliler için değişen bir şey olmayacağını ortaya koyuyor.
İsrail’de yarın yapılacak genel seçimde 5 milyon 800 binden fazla seçmenin kayıtlı olduğu ülkede halk sandık başına gidecek.
Son kamuoyu yoklamalarına göre seçimin, Netanyahu’nun partisi Likud ile Gantz’ın eski gazeteci Yair Lapid ile kurduğu “Mavi-Beyaz” ittifakı arasında geçeceği tahmin ediliyor.
Likud’un bir veya iki milletvekili fazla alarak seçimi Mavi-Beyaz’ın önünde tamamlayacağı öngörülse de İsrail’de daha önceki seçimlerde anketlerin yanılma payının çok yüksek olduğuna dikkat çekiliyor.
Uzmanlar, seçimleri Gantz’ın liderliğindeki Mavi-Beyaz ittifakı kazansa da İsrail’in Filistin yönetimine ve Filistinlilere karşı politikalarında pek bir değişlik olmayacağını belirtiyor.
- Sağcı partiler mecliste çoğunluğu elinde bulunduracak
Kamuoyu yoklamalarında öne çıkan bir başka husus ise, Filistin karşıtlığıyla öne çıkan bazı partilerin başını çektiği sağ blokun seçimin ardından meclisteki çoğunluğu elinde tutmaya devam edeceği yönünde.
İsrail basınında yayımlanan son anketlere göre, Likud’un da aralarında bulunduğu sağ partilerin 120 sandalyeli meclise en az 65 milletvekili sokması öngörülüyor.
Bu nedenle Filistin karşıtlığı ile bilinen sağ partilerin kurulacak koalisyon hükümetinde yer alacağı ve bu partilerin yeni hükümetin Filistin politikası üzerinde oldukça etkili olacağı dile getiriliyor.
-Netanyahu ile Gantz’ın Filistin politikası örtüşüyor
Filistin-İsrail çekişmesinin en önemli sorunlardan birisi işgal altındaki Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri.
İsrail’in 1967’de işgal ettiği Batı Şeria’da 250’ye yakın yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor ve buralarda 400 binden fazla Yahudi yerleşimci ikamet ediyor.
Netanyahu ile Gantz, yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin geleceğine ilişkin benzer görüşlere sahip.
Gantz, Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin birçoğunun “sonsuza kadar” kalacağını söylerken, Netanyahu seçim kampanyasında verdiği mesajlarda, başbakan olarak kalması halinde hiçbir Yahudi yerleşim birimini boşaltmayacağına vurgu yaptı.
Bir televizyona verdiği röportajda Netanyahu, sağ seçmenin oyunu almak için yeniden başbakan olursa Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini "ilhak" edeceği sözünü verdi.
İki liderin de Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin varlığını desteklemesi, bölgedeki işgalin devam edeceği, söz konusu Yahudi yerleşim birimleri nedeniyle Batı Şeria'da yaşayan Filistinliler üzerindeki baskının süreceği anlamına geliyor.
- İkisi de “Kudüs’ün tamamı İsrail’e ait” diyor
Netanyahu ile Gantz’ın benzer görüşlere sahip olduğu bir başka konu ise Kudüs’ün geleceği.
Her iki lider İsrail’in 1967’de işgal ettiği Doğu Kudüs’ü de içine alarak “Kudüs'ün tamamı İsrail’e aittir.” diyerek işgali yok sayıyor.
Netanyahu, sık sık “Kudüs sonsuza dek İsrail’in başkenti olarak kalacak.” mesajını verirken, Gantz da Netanyahu gibi, “Kudüs bölünmeden İsrail’in başkenti olarak kalmalı.” ifadesini kullanıyor.
Söz konusu iki liderin de Filistin yönetiminin İsrail ile barış için masaya koyduğu, “1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kurulması.” şartını kabul etmeyeceklerini gözler önüne seriyor.
Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hayali canlılığını korurken, Netanyahu veya Gantz'ın liderliğindeki bir hükümette İsrail ile Filistin arasında barış görüşmeleri olsa dahi, Kudüs yüzünden bu görüşmelerin tıkanacağı ifade ediliyor.
- Gazze’deki katliamlarda ikisinin de parmağı var
Netanyahu ile Gantz’ı buluşturan bir başka ortak nokta ise İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne 2012 “Bulut Sütunu Operasyonu” ve 2014’de “Koruyucu Hat Operasyonu” adı altında düzenlediği geniş çaplı saldırılarda yaşanan katliamlarda her ikisinin de parmağı olması.
İsrail’in Gazze’ye düzenlediği bu iki ayrı geniş çaplı saldırıda, Netanyahu Başbakanlık, Gantz ise Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturuyordu.
Bulut Sütunu Operasyonunda düzenlenen saldırılarda 167, Koruyucu Hat Operasyonundaki saldırılarda ise 495'i çocuk, 253'ü kadın olmak üzere en az 2 bin 104 Filistinli şehit oldu, 11 binden fazla kişi de yaralandı.
Netanyahu’yu Gazze’den atılan roketlere karşı “gerekli karşılığı” vermemekle eleştiren Gantz, Genelkurmay Başkanlığı koltuğundayken yapılan Koruyucu Hat Operasyonunda Gazze'de yaşanan yıkım ve şehit edilen Hamas üyelerinin cenazelerine ait görüntüleri seçim kampanyası için hazırlanan videolarda kullandı.
Tüm bu nedenlerden dolayı seçimi kim kazanırsa kazansın, Filistinliler için değişen pek bir şey olmayacağı, Filistinliler üzerindeki İsrail işgali ve zulmünün devam edeceği yorumu yapılıyor.
Kaynak: AA
İsrail’de yarın yapılacak genel seçimde 5 milyon 800 binden fazla seçmenin kayıtlı olduğu ülkede halk sandık başına gidecek.
Son kamuoyu yoklamalarına göre seçimin, Netanyahu’nun partisi Likud ile Gantz’ın eski gazeteci Yair Lapid ile kurduğu “Mavi-Beyaz” ittifakı arasında geçeceği tahmin ediliyor.
Likud’un bir veya iki milletvekili fazla alarak seçimi Mavi-Beyaz’ın önünde tamamlayacağı öngörülse de İsrail’de daha önceki seçimlerde anketlerin yanılma payının çok yüksek olduğuna dikkat çekiliyor.
Uzmanlar, seçimleri Gantz’ın liderliğindeki Mavi-Beyaz ittifakı kazansa da İsrail’in Filistin yönetimine ve Filistinlilere karşı politikalarında pek bir değişlik olmayacağını belirtiyor.
- Sağcı partiler mecliste çoğunluğu elinde bulunduracak
Kamuoyu yoklamalarında öne çıkan bir başka husus ise, Filistin karşıtlığıyla öne çıkan bazı partilerin başını çektiği sağ blokun seçimin ardından meclisteki çoğunluğu elinde tutmaya devam edeceği yönünde.
İsrail basınında yayımlanan son anketlere göre, Likud’un da aralarında bulunduğu sağ partilerin 120 sandalyeli meclise en az 65 milletvekili sokması öngörülüyor.
Bu nedenle Filistin karşıtlığı ile bilinen sağ partilerin kurulacak koalisyon hükümetinde yer alacağı ve bu partilerin yeni hükümetin Filistin politikası üzerinde oldukça etkili olacağı dile getiriliyor.
-Netanyahu ile Gantz’ın Filistin politikası örtüşüyor
Filistin-İsrail çekişmesinin en önemli sorunlardan birisi işgal altındaki Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimleri.
İsrail’in 1967’de işgal ettiği Batı Şeria’da 250’ye yakın yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor ve buralarda 400 binden fazla Yahudi yerleşimci ikamet ediyor.
Netanyahu ile Gantz, yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin geleceğine ilişkin benzer görüşlere sahip.
Gantz, Batı Şeria’daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin birçoğunun “sonsuza kadar” kalacağını söylerken, Netanyahu seçim kampanyasında verdiği mesajlarda, başbakan olarak kalması halinde hiçbir Yahudi yerleşim birimini boşaltmayacağına vurgu yaptı.
Bir televizyona verdiği röportajda Netanyahu, sağ seçmenin oyunu almak için yeniden başbakan olursa Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerini "ilhak" edeceği sözünü verdi.
İki liderin de Batı Şeria'daki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin varlığını desteklemesi, bölgedeki işgalin devam edeceği, söz konusu Yahudi yerleşim birimleri nedeniyle Batı Şeria'da yaşayan Filistinliler üzerindeki baskının süreceği anlamına geliyor.
- İkisi de “Kudüs’ün tamamı İsrail’e ait” diyor
Netanyahu ile Gantz’ın benzer görüşlere sahip olduğu bir başka konu ise Kudüs’ün geleceği.
Her iki lider İsrail’in 1967’de işgal ettiği Doğu Kudüs’ü de içine alarak “Kudüs'ün tamamı İsrail’e aittir.” diyerek işgali yok sayıyor.
Netanyahu, sık sık “Kudüs sonsuza dek İsrail’in başkenti olarak kalacak.” mesajını verirken, Gantz da Netanyahu gibi, “Kudüs bölünmeden İsrail’in başkenti olarak kalmalı.” ifadesini kullanıyor.
Söz konusu iki liderin de Filistin yönetiminin İsrail ile barış için masaya koyduğu, “1967 sınırlarında başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devleti kurulması.” şartını kabul etmeyeceklerini gözler önüne seriyor.
Filistinlilerin başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma hayali canlılığını korurken, Netanyahu veya Gantz'ın liderliğindeki bir hükümette İsrail ile Filistin arasında barış görüşmeleri olsa dahi, Kudüs yüzünden bu görüşmelerin tıkanacağı ifade ediliyor.
- Gazze’deki katliamlarda ikisinin de parmağı var
Netanyahu ile Gantz’ı buluşturan bir başka ortak nokta ise İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’ne 2012 “Bulut Sütunu Operasyonu” ve 2014’de “Koruyucu Hat Operasyonu” adı altında düzenlediği geniş çaplı saldırılarda yaşanan katliamlarda her ikisinin de parmağı olması.
İsrail’in Gazze’ye düzenlediği bu iki ayrı geniş çaplı saldırıda, Netanyahu Başbakanlık, Gantz ise Genelkurmay Başkanlığı koltuğunda oturuyordu.
Bulut Sütunu Operasyonunda düzenlenen saldırılarda 167, Koruyucu Hat Operasyonundaki saldırılarda ise 495'i çocuk, 253'ü kadın olmak üzere en az 2 bin 104 Filistinli şehit oldu, 11 binden fazla kişi de yaralandı.
Netanyahu’yu Gazze’den atılan roketlere karşı “gerekli karşılığı” vermemekle eleştiren Gantz, Genelkurmay Başkanlığı koltuğundayken yapılan Koruyucu Hat Operasyonunda Gazze'de yaşanan yıkım ve şehit edilen Hamas üyelerinin cenazelerine ait görüntüleri seçim kampanyası için hazırlanan videolarda kullandı.
Tüm bu nedenlerden dolayı seçimi kim kazanırsa kazansın, Filistinliler için değişen pek bir şey olmayacağı, Filistinliler üzerindeki İsrail işgali ve zulmünün devam edeceği yorumu yapılıyor.