Hafter İle Serrac Arasındaki Diplomatik Mücadele

Libya'da General Halife Hafter ile UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Faiz esSerrac arasında uluslararası alanda silahsız ve diplomatik bir çekişme yaşanıyor Hafter birtakım görüşmelerle uluslararası destek toplamaya çalışırken, Serrac basın aracılığıyla uluslararası toplumu Hafter'e karşı durmaya çağırıyor.

Libya'nın doğusundaki askeri güçlerin lideri General Halife Hafter ile başkent Trablus'u koruma mücadelesi veren Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başkanlık Konseyi Başkanı Faiz es-Serrac arasında uluslararası alanda silahsız ve diplomatik bir çekişme yaşanıyor.

Hafter, bazı liderlerle görüşerek 4 Nisan'da başlattığı Trablus saldırısına uluslararası destek toplamaya çalışırken, Serrac Batılı basın organları aracılığıyla uluslararası toplumu Hafter'e baskı uygulamaya çağırıyor.

Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz ile 27 Mart'ta Riyad'da görüşen Hafter, Trablus saldırısına başladıktan sonra da Abdulfettah es-Sisi'nin desteğini almak üzere Mısır'a gitmesiyle gündeme gelmişti.

Bu dönemde Hafter, ABD Başkanı Donald Trump'la da telefonda görüştü. Beyaz Saray'dan 19 Nisan'da yapılan açıklamada, görüşmede Trump'ın Hafter'in "petrol kaynaklarının güvenliğinin sağlanması ve terörle mücadeledeki önemli rolüne" değindiği aktarıldı.

Hafter'in liderlerle görüşmelerine karşılık UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Serrac, Libya meselesinde uluslararası iki ana aktör olarak görülen Fransa ve İtalya basınıyla sık sık bir araya gelmeyi tercih etti.

İtalyan Corriere della Sera gazetesiyle bu ay yaptığı röportajda Serrac, Libya'da devam eden savaş sebebiyle Avrupa'ya aralarında teröristlerin de olduğu 800 bin kişinin göç etme ihtimali olduğunu belirtti.

Serrac, La Repubblica gazetesine verdiği demeçte de İtalya ve Avrupa'dan Hafter'in saldırılarının sona ermesi için kararlı bir duruş sergilemelerini istedi.

Le Monde gazetesine de açıklamalarda bulunan Serrac, Fransa'nın Hafter'e verdiği desteği eleştirdi.

Serrac, şu anki çatışmaların Hafter'in iddia ettiği gibi teröre karşı olmadığını, aksine askeri ve diktatöryel bir rejim isteyenler ile sivil ve özgürlükçü bir yönetim arasında olduğunu vurguladı.

İsviçre merkezli La Liberté gazetesine de 25 Nisan'da konuşan Serrac, Fransa'nın tutumunu eleştirerek, "Fransa'nın bir diktatörü desteklemesine ve demokratik hükümetimizi desteklememesine şaşırıyoruz." ifadelerini kullandı.

- Uluslararası bölünmüşlük

Hafter saldırısının başlangıcında ABD, Fransa, İngiltere, İtalya ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) aynı gün ortak açıklama yaparak Trablus'un güneyindeki Giryan kentinde yaşanan çatışmalardan derin endişe duyduklarını belirtmişlerdi.

Söz konusu açıklamada, Ulusal Diyalog Konferansı'ndan 10 gün önce Trablus'a saldırı emri vererek gerginliği tırmandıran taraf Hafter olmasına rağmen, taraflara soğukkanlı olmaları ve olayları tırmandırmamaları çağrısında bulunulmuştu.

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da, Libya’daki çatışmalara ilişkin açıklamasında, "ABD, Trablus yakınlarındaki çatışmalardan derin kaygı duyuyor. Halife Hafter’in güçlerinin askeri saldırısına karşı olduğumuzu açıkça söyledik ve Libya'nın başkentine yönelik askeri operasyonların derhal durması çağrısında bulunuyoruz. Kuvvetler saldırı öncesindeki pozisyonlarına geri dönmeliler." ifadelerini kullanmıştı.

Ancak Hafter'in bir hafta sonra Trump ile temasa geçmesi, Washington yönetiminin tutumundaki değişimi ortaya koydu. Bu durum, İngiltere'nin Birleşmiş Milletlere sunduğu Hafter'in Trablus saldırısının kınanması teklifini ABD'nin Rusya ile birlikte reddetmesiyle belirgin bir hal aldı.

Öte yandan Fransa da 11 Nisan'da Trablus saldırısının sorumluluğunun Hafter'e yüklenmesi konusundaki Avrupa Birliği (AB) karar tasarısını engelledi.

AB Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini de Hafter'in ismini kullanmadan taraflara ateşkes çağrısı yaptı.

Alman Deutsche Welle sitesi, Hafter'in isminin kullanılmamasının ardında Fransa'nın olduğunu yazınca Mogherini birkaç gün sonra Avrupa Parlamentosu önünde yaptığı konuşmada Hafter'in adını zikretmek zorunda kaldı.

AB'den çıkma süreciyle meşgul olan İngiltere, Washington, Moskova ve Paris'i durdurmakla uğraşmak istemezken, Almanya da Libya'yı kendisi açısından stratejik görmediği için güçlü adımlar atmakla ilgilenmiyor.

Ancak İtalya açık şekilde Hafter'e karşı durarak, saldırıya son vermesi ve saldırı öncesindeki pozisyonlarına geri dönmesi çağrısı yaptı.

- Erdoğan'dan "Libyalı kardeşlerimizin yanındayız" açıklaması

Türkiye ise Libya konusundaki duruşunu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Libya, bölgemizin huzurunu hedef alan karanlık senaryoların yeni perdelerinin sahnelendiği yerlerdendir. Bir yanda meşruiyetini Libya halkından alan bir yönetim, diğer yanda ise sadece Avrupa ve kimi Arap ülkelerinin desteklediği bir diktatör vardır. Biz bundan sonra da Libyalı kardeşlerimizin yanında dimdik duracağız. Libya'yı yeni bir Suriye'ye dönüştürmek isteyenlerin heveslerini kursaklarında bırakmak için tüm imkanlarımızı seferber edeceğiz." sözleriyle ortaya koydu.

Tunus ile Cezayir savaşın durması ve diyalog masasına oturulması çağrısı yaparken, Katar da Libya'nın yeniden kaos uçurumuna yuvarlanmaması uyarısında bulundu.

Libya'nın doğusundaki askeri güçlerin lideri General Halife Hafter, başkent Trablus'u ele geçirmek için 4 Nisan'da saldırı emri vermiş, bunun üzerine UMH birlikleri de "Burkan el-Gadab" operasyonunu başlatmıştı.

Meşruiyet krizinin 2011 yılından bu yana sürdüğü Libya'da uluslararası tanınırlığa sahip UMH birlikleri ile Hafter'e bağlı güçler arasındaki çatışmalar yaklaşık dört haftadır sürüyor.

Kaynak: AA