Rabia Naz Vatan'ın Ölümü

AK Parti, Rabia Naz Vatan'ın ölümü ve benzeri olaylardaki süreçlerin, tüm yönleriyle araştırılması için Meclis Araştırması açılmasını istedi Önergenin gerekçesinden: 'Kendini koruyamayacak durumdaki çocuklara ilişkin kayıp, cinayet olaylarının ve şüpheli çocuk ölümlerinin toplumsal nedenlerinin araştırılması, insani, siyasi ve toplumsal olarak yapılması gereken hususların tespit edilmesi amacıyla Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz'.

AK Parti, Rabia Naz Vatan'ın ölümü ve benzeri olaylardaki süreçlerin, tüm yönleriyle araştırılması için Meclis Araştırması açılmasını istedi.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Nurettin Canikli ile arkadaşlarının imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan önergede, dünyada ve Türkiye'de çocuk ölümlerinin toplum vicdanında derin yaralar açtığı belirtildi.

Giresun'un Eynesil ilçesinde 12 Nisan 2018'de evinin önünde yaralı şekilde bulunan ve kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan'ın ölümüyle ilgili kamuoyunda çeşitli tartışmaların yaşandığı anımsatılan önergede, bu tartışmaların herkesi derinden üzdüğü dile getirildi.

Yaşam hakkının kutsal olduğuna, tüm hak ve özgürlüklerin temelinde yer aldığına işaret edilen önergede, "Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 2'nci maddesinde yer alan yaşam hakkı ilk sayılan haktır. Diğer tüm hak ve özgürlüklerin kullanımı bu hakkın korunmasına bağlıdır. Nitekim Anayasanın 17'nci maddesi, kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığını düzenlemekte, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip olduğunu öngörmektedir. Bu hak ayrıca çekirdek haklardan biri olup, Anayasanın 15'inci maddesinde de özel olarak güvence altına alınmıştır." denildi.

Geleceğin teminatı çocukların özel olarak korunması ve yetiştirilmesinin en temel vazife olduğunun altı çizilen önergede, Anayasanın 10'uncu, 41'inci ve 61'inci maddelerinde bu hususun özellikle düzenlendiği belirtildi.

Ceza kanunlarında da çocuklara karşı işlenen suçların daha ağır yaptırımlara bağlandığı dile getirilen önergede, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nun 20 Kasım 1989'da benimsediği Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 2 Eylül 1990'da yürürlüğe girdiği hatırlatıldı.

Önergede, Türkiye de dahil 142 ülkenin sözleşmeyi imzaladığı ya da onay ve katılma yoluyla taraf devlet durumuna geldiği anımsatıldı.

Türkiye'nin, Çocuk Hakları Sözleşmesi'ni 2 Ekim 1995'ten itibaren uyguladığı bilgisine yer verilen önergede, bu sözleşmeye göre herkesin ilk görevinin, çocukların temel hakkı olan yaşamını korumak olduğu kaydedildi.

Önergede, "Bu açıklamalar ışığında denilebilir ki haklar arasında sıralama yapıldığında en temel hak yaşam hakkı olup, bu hakkın en başında da savunmasız bir varlık olan çocukların yaşam hakkı gelmektedir." denildi.

Çocukların yaşam hakkının korunması ile ilgili sorunların tespit edilmesi ve tedbirlerin belirlenmesinin büyük bir önem taşıdığı kaydedilen önergede, şu ifadelere yer verildi:

"Özellikle şüpheli çocuk ölümleri kamuoyunda derin yaralar açmakta ve geleceğimizin teminatı olan çocukların her türlü hak ve hukukunun korunması noktasında hassasiyet gösteren bizleri de derinden üzmektedir.Geçmişte çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılmış ve bu doğrultuda Türkiye Büyük Millet Meclisinde araştırma komisyonları kurulmuştur.Şüpheli çocuk ölümlerinin ve Rabia Naz Vatan’ın ölümü ve benzeri olaylardaki süreçlerin tüm yönleri ile araştırılıp, kamu vicdanını tatmin edecek ve kamusal bilgi talebini karşılayacak şekilde şeffaflığa kavuşturulması, kendini koruyamayacak durumdaki çocuklara ilişkin kayıp, cinayet olaylarının ve şüpheli çocuk ölümlerinin toplumsal nedenlerinin araştırılması, insani, siyasi ve toplumsal olarak yapılması gereken hususların tespit edilmesi amacıyla Anayasanın 98'inci ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün 104'üncü ve 105'inci maddeleri gereğince bir Meclis Araştırması açılmasını arz ederiz."
Kaynak: AA