Geleceğin Sınıfları Tanıtıldı

Hacettepe Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Future Classroom Lab (FLC) işbirliğiyle düzenlenen programla geleceğin sınıfları tasarlandı.

Hacettepe Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı ve Future Classroom Lab (FLC) işbirliğiyle Ankara Ataköşk Hotel’de ‘eTwinning Geleceğin Sınıfı’ etkinliği düzenlendi.

Geleneksel eğitim anlayışından sıyrılmayı, geleceğe ve teknolojiye ayak uydurmada başarı sağlamayı amaçlanan programda başarılı öğrenciler de ödüllendirildi. Geleceğin sınıflarının tasarlandığı programda Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Reha Denemeç ve Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Özen projeleri büyük bir dikkatle inceleyerek, öğrencilerden projeleriyle ilgili bilgi aldı.

Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Denemeç, bakanlığın akademilerle birlikte çalışmasının ortaya çok büyük bir sinerji çıkaracağını ifade ederek, AB’nin bu projesi paydaşları bir araya getirdiğinden dolayı mutlu olduğunu söyledi.

Geleneksel eğitim anlayışıyla geleceği tasarlamanın tümüyle doğru olmadığını belirten Denemeç, “Geleceğin sınıfları çok önemli bir kavram. Eğitimin başladığı kilise ve medreselerde yaşanan eğitimin şekli bin 200, bin 300 yıl değişmemiş. Bakıldığında bir sınıf ortamı, oturan öğrenciler ve dersi aktaran birini görüyoruz. Biz de böyle okuduk ve öğrendik, bugün de pek farkı yok. Şunu gözlemliyoruz; her geçen yıl değişimin hızı katlanarak artıyor. Artık bunun böyle gitmeyeceğini çok net bir şekilde görüyoruz. Biz arada kalmış bir kuşağız, hem teknolojinin nimetlerinden faydalanma imkanı bulduk hem de ucundan yakalayabildiğimiz için tam olarak içselleştiremedik. Şimdi çocuklarımız ellerinde bilgisayar, tablet ve akıllı telefonlarla doğuyor ve bunu o kadar içselleştiriyor ki kendini bu aletlerin bir parçası olarak görüyor” dedi.

15-20 yıl içerisinde akla bile gelmeyecek mesleklerin ortaya çıkacağını ve

eski metotların kullanımının çok faydalı olmayacağını ifade eden Denemeç sözlerine şöyle devam etti:

“Önümüzdeki 15-20 yıl içerisinde aklımıza bile gelmeyecek meslekler ortaya çıkacak. Biz şu an bu mesleklere öğrenci yetiştirmeye çalışıyoruz, bir bilinmeze doğru. Bu anlamda eski metotların kullanımının çok faydalı olmayacağını herkes gibi düşünüyorum. Bu çocuklara geniş düşünebilme, ne aradığını ve nerede bulacağı gibi bilgileri aktardığımız zaman sahaya çıktıklarında alt yapılarını yeni mesleklere adapte edecek şekilde çalışacaklar. Dünyada çok önemli bir rekabet var. Bu rekabetten koptuğunuz anda aradaki uçurum gittikçe açılacak. Bu uçurumu kapatmak için koşuyoruz fakat bizden daha hızlı koştukları anda bu fark açılacak. Geriye bakarak yaptıklarımızı değerlendirmemiz bir derece doğru olmakla birlikte bulunduğumuz ortamda başkalarının da ne kadar hızlı bir şekilde nereye doğru gittiğiyle kendimizi kıyaslamamız çok daha doğru bir değerlendirme olur.”

“Bu proje bakanlık ve üniversitesinin işbirliğinin somut çıktısı”

Hacettepe Üniversitesi Rektörü Özen ise, Milli Eğitim Bakanlığı bir protokol imzaladıklarını hatırlatarak, “Bu proje, Milli Eğitim Bakanlığıyla Hacettepe Üniversitesinin çok güzel bir iş birliğinin somut çıktısı. Üniversitelerin bizim toplumumuzda algısı çok yüksek değil. Bu algıyı yükseltmeli ve hak ettiğimiz yere çıkarmalıyız. Bunun için de bizim tarafımızdan yapacağımız işler var. Topluma dokunacağız, salt fildişi kulelerin içinde oturarak değil, toplumun sorunlarına bizim bilgi birikimimizle beraber cevap vermek anlamında bu projeyi çok önemsiyorum. Bu fiziki ortam elbette eğitim vizyonumuz için çok önemli. Bu projedeki esas amacımız, eğitim vizyonumuzla çağdaş ve sorgulayıcı çocukların yetişebilmesi. Bu sınıflarda yetişen öğrencilerin bugünküdurumdan daha farklı bir şekilde yetişerek sorgulayıcı ve bilgiye, beceriye yönelik daha donanımlı olması gerekiyor. Bize gelen üniversite öğrencilerinin sadece meslek öğrenmeye değil, daha çok bilgi almaya yönelik amaçlarının olması lazım. Öğrencilerin sadece kendi görüşünden insanlarla konuşmanın kendilerini çok öteye götüremeyeceğini bilmesi gerekiyor. Sanatın yeni yetişen nesilde çok önemli bir yer aldığını düşünüyor ve bunların hepsini birbirini tamamlayıcı unsurlar olarak görüyorum” dedi.

FLC Türkiye Koordinatörü Sümeyye Hatice Eral, “Okullarımızın yaşayan laboratuvarlar olarak tasarlanmasına destek oluyoruz. Bu bağlamda bugüne kadar yaklaşık 15 bin öğretmenimize online bilgilendirme toplantısı yaparak, 5 bin öğretmenimize de senaryo tabanlı öğrenmeyle ilgili çevrimiçi kurs verdik” şeklinde konuştu.



“Bilinçli bir görüye sahip olduğumuzu gördüm”

Proje kapsamında ödül alan Hacettepe Üniversitesi İç Mimarlık son sınıf öğrencisi İpek Şahin, “Birinci seçildiğim için çok mutluyum. FLC’nin 6 tane öğrenme alanı var ve bu alanların birçok gereksinimleri var. Ben bu gerekliliklerden yararlanarak bir kesişim ortamı oluşturmak istedim. Bu gerekliliklerle beraber kurgumu oluşturdum. FLC’nin en önemli noktası esneklik ve teknolojiyle iç içe bir sınıf oluşturmak olduğu için diğer çalışma alanlarının da birbirini referans edecek bir şekilde kurgu yapmaya çalıştım. Proje boyunca hocalarımın desteğini asla göz ardı edemem. Dünya çapında bakıldığında bizim ne kadar bilinçli bir görüye sahip olduğumuzu gördüm. Projem ilerleyen zamanlarda gerçekleşirse benim için büyük bir gelişme olur. Dünyada ülkem benim projemle tanıtılacak bir durum yaşanırsa, bu benim için çok değerli ve kıymetli olur” şeklinde konuştu.

‘eTwinning Geleceğin Sınıfı Etkinliği’ projesinde süreç boyunca katkı sağlayan Hacettepe Üniversitesi akademisyenlerine plaket veren Denemeç, projede başarı gösteren öğrencilere de birer plaket verdi.
Kaynak: İHA