Kütahya Güzel Sanatlar MYO'da Kadınlar Günü Etkinliği
Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Kütahya Güzel Sanatlar Meslek Yüksekokulunda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü konulu panel ve sergi düzelendi.
Germiyan Yerleşkesindeki MYO binasında düzenlenen etkinliğin panel kısmı MYO Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi.
KGSMYO öğretim üyesi Öğretim Görevlisi Mülkiye Kerkük’ün şiiriyle başlayan panelde ilk sözü Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Dingeç, konuşmasını Osmanlı’daki harem kültürüne ayırdı. Osmanlı kadınının hareme girmemiş batılı oryantalistler tarafından erotizm çağrışımıyla tasvir edildiğini hatırlatan Dingeç, “Bunu değiştiren batılı kadın seyyahlar olmuştur. Çünkü onlar hareme girme şansı elde etmişlerdir. İlk olarak İstanbul’un fethinden sonra Eski Saray’da kurulan Harem, daha sonra Topkapı Sarayında oluşturulmuş, Kanuni dönemindeki genişlemeye bağlı olarak devletteki etkisini arttırmıştır" dedi.
Haremi bir eğitim yuvası olarak görmenin önemli olduğuna değinen Dingeç, "Ayrıca padişahın ailesine dahil olamayan kadınlar da ağalarla evlendirilir ve sancakları yöneten beylerbeyi olan ağalar ve eşleriyle saray kültürü korunurdu. Günümüzde harem kötü çağrışımlarla yansıtılsa da, harem sistemi Osmanlı Devletinin ömrünü uzatmıştır" ifadelerine yer verdi.
"TOBB’DA havaya kalkan ilk kadın eli Kütahya’nın dı"
Kütahya Ekspres Gazetesi Sahibi Semra Sarıışık Tozaraydın ise konuşmasında yaşam öyküsüne yer verdi ve gazetecilikle çok küçük yaşlardan itibaren ilgilendiğini ifade etti.
Gazeteciliğin hayatında çok önemli bir yer tuttuğunu ve babasının gazeteci kimliğine gösterilen saygıyı görünce bu alanda uzmanlaşmaya yöneldiğini söyleyen Tozaraydın, "Gün oldu, Ticaret Odası’na üye olmam gerekti. Bir süre sonra da başkanlık seçimleri yapılacaktı. Seçimden kısa süre önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bir toplantısında havaya kalkan eller arasında hiç bir kadının olmaması Türkiye’de gündem olmuştu. Böyle bir dönemde Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı görevi erkek üyelerin çoğunlukta olduğu bu kurumda bana verildi.
Bu kadınların her alanda olduğu gibi bu alanda temsili için de oldukça önemliydi" diye konuştu.
“Kadın binlerce yıl önce de ikinci plandaydı”
Konuşmasında "4,5 milyar yıllık dünyada yaklaşık 1,5 milyon yıldır insanlık var olduğunu belirten Heykeltıraş Mustafa Kemal Altınsoy, “Bizim ömrümüz bu süreler içinde çok küçük bir döneme denk geliyor. İnsanlık tarihinde erkeklerin ev dışında yaptıkları işlerin maddi bir boyutu varken, evdeki kadının işinin maddi boyutu yoktu. Bu da kadınları ikinci plana atıyordu. Cumhuriyet döneminde önemli işler başarmış olan pek çok kadın var elbette. Ben ise bir heykeltıraş olan Sabiha (Ziya) Bengütaş’ı araştırmanızı isterim. Aristokrat bir aileden gelmiş olması elbette erkek egemen bir ülkede kendine kimi kapıları açmıştır. Ancak bu onun başarısını gölgelemez" ifadelerini kullandı. Panelin sonunda konuşmacılara KGSMYO Müdürü Doç. Dr. Eda Taşçı tarafından hediyeler sunuldu. Panelin ardından katılımcılar Fuaye Alanı’nda açılan karma sergiyi gezdiler.
Kaynak: İHA
KGSMYO öğretim üyesi Öğretim Görevlisi Mülkiye Kerkük’ün şiiriyle başlayan panelde ilk sözü Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emine Dingeç, konuşmasını Osmanlı’daki harem kültürüne ayırdı. Osmanlı kadınının hareme girmemiş batılı oryantalistler tarafından erotizm çağrışımıyla tasvir edildiğini hatırlatan Dingeç, “Bunu değiştiren batılı kadın seyyahlar olmuştur. Çünkü onlar hareme girme şansı elde etmişlerdir. İlk olarak İstanbul’un fethinden sonra Eski Saray’da kurulan Harem, daha sonra Topkapı Sarayında oluşturulmuş, Kanuni dönemindeki genişlemeye bağlı olarak devletteki etkisini arttırmıştır" dedi.
Haremi bir eğitim yuvası olarak görmenin önemli olduğuna değinen Dingeç, "Ayrıca padişahın ailesine dahil olamayan kadınlar da ağalarla evlendirilir ve sancakları yöneten beylerbeyi olan ağalar ve eşleriyle saray kültürü korunurdu. Günümüzde harem kötü çağrışımlarla yansıtılsa da, harem sistemi Osmanlı Devletinin ömrünü uzatmıştır" ifadelerine yer verdi.
"TOBB’DA havaya kalkan ilk kadın eli Kütahya’nın dı"
Kütahya Ekspres Gazetesi Sahibi Semra Sarıışık Tozaraydın ise konuşmasında yaşam öyküsüne yer verdi ve gazetecilikle çok küçük yaşlardan itibaren ilgilendiğini ifade etti.
Gazeteciliğin hayatında çok önemli bir yer tuttuğunu ve babasının gazeteci kimliğine gösterilen saygıyı görünce bu alanda uzmanlaşmaya yöneldiğini söyleyen Tozaraydın, "Gün oldu, Ticaret Odası’na üye olmam gerekti. Bir süre sonra da başkanlık seçimleri yapılacaktı. Seçimden kısa süre önce Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğinin bir toplantısında havaya kalkan eller arasında hiç bir kadının olmaması Türkiye’de gündem olmuştu. Böyle bir dönemde Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Meclis Başkanlığı görevi erkek üyelerin çoğunlukta olduğu bu kurumda bana verildi.
Bu kadınların her alanda olduğu gibi bu alanda temsili için de oldukça önemliydi" diye konuştu.
“Kadın binlerce yıl önce de ikinci plandaydı”
Konuşmasında "4,5 milyar yıllık dünyada yaklaşık 1,5 milyon yıldır insanlık var olduğunu belirten Heykeltıraş Mustafa Kemal Altınsoy, “Bizim ömrümüz bu süreler içinde çok küçük bir döneme denk geliyor. İnsanlık tarihinde erkeklerin ev dışında yaptıkları işlerin maddi bir boyutu varken, evdeki kadının işinin maddi boyutu yoktu. Bu da kadınları ikinci plana atıyordu. Cumhuriyet döneminde önemli işler başarmış olan pek çok kadın var elbette. Ben ise bir heykeltıraş olan Sabiha (Ziya) Bengütaş’ı araştırmanızı isterim. Aristokrat bir aileden gelmiş olması elbette erkek egemen bir ülkede kendine kimi kapıları açmıştır. Ancak bu onun başarısını gölgelemez" ifadelerini kullandı. Panelin sonunda konuşmacılara KGSMYO Müdürü Doç. Dr. Eda Taşçı tarafından hediyeler sunuldu. Panelin ardından katılımcılar Fuaye Alanı’nda açılan karma sergiyi gezdiler.