Hastane Halk Gününde Otizm Farkındalık Etkinliği
Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Araştırma ve Uygulama Hastanesi tarafından düzenlenen ve alanında uzman hekimlerin halkla bir araya geldiği Halk Günleri’nin konusu ‘Otizm’ oldu. Nisan ayının ‘Otizm farkındalık ayı’ olması sebebiyle otizme dikkat çekmek amacıyla öncesinde gerçekleştirilen toplantının konuşmacıları SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyeleri Doç.Dr. Evrim Aktepe ve Dr. Öğretim Üyesi Ümit Işık oldu.
Programa Isparta Vali Yardımcısı Hakan Kubalı, Rehberlik ve Araştırma Merkezi Müdürü Sedat Yılmaz, SDÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Alim Koşar, SDÜ Araştırma ve Uygulama Hastanesi Başhekimi Prof.Dr. Mehmet Yıldırım, Başhekim Yardımcıları Prof.Dr. Taylan Oksay, Doç. Dr. Vedat Ali Yürekli, Hastane Başmüdürü Mehmet Uygur, Hastane Müdür Yardımcısı Fidan Karahan, hastane çalışanları, hasta ve hasta yakınları ile çok sayıda vatandaş katılım gösterdi.
Program 10 yaşında otizmli bir oğlu olan Halime Korkmaz’ın oğluna yazdığı mektubu okuması ile başladı.
Korkmaz mektubunda oğlunun teşhis konulmasından başlayarak yaşadıkları süreci aktardı. Korkmaz, verdiği mesajda bu tür hastalıklarda erken tanının önemli olduğunu vurgulayarak oğlu ile çok önemli aşamalar kaydettiklerini ifade etti.
Halime Korkmaz’ın mektubunu okumasının ardından SDÜ Tıp Fakültesi Dönem 5 öğrencilerinin, ulusal bir kampanya için hazırlanan ve otizmde erken tanı ve özel eğitimin önemini vurgulayan “Ben büyüyünce ne olacağım anne” adlı şarkıyı söylemeleri ile devam etti.
“Nisan ayı tüm dünyada ‘Farkındalık ayı’ olarak kabul edildi”
Daha sonrasında konferansa geçildi ve Dr. Öğretim Üyesi Ümit Işık, Nisan ayının bütün dünyada Otizm Farkındalık Ayı olarak kabul edildiğini ifade ederek, Nisan ayı boyunca tüm dünyada otizm konusunda farkındalık oluşması adına çalışmalar yapıldığını belirtti.
Dr. Öğretim Üyesi Işık, 59 çocuktan birinde otizm görüldüğünü ve bu rakamın oldukça yüksek ve sıklığı giderek artan bir rakam olduğunu aktardı. Otizmin belirtilerinden bahseden Işık, erken tanının önemine işaret ederek, “Otizm tedavisinde erken tanı çok önemli. Erken tanı ile birlikte tedaviye ne kadar erken başlanırsa çocuklarımız da normal bir birey haline gelebiliyor ve bu çok önemli bir konu. Bizler de Otizm Farkındalık ayı olan Nisan ayında bilinçlendirmeye yönelik etkinlikler yapıyoruz. Bu sayede de ailelerin bu durumu normalleştirmelerini amaçlıyoruz” dedi.
“Kızlara oranla erkek çocuklarındaki otizm oranı daha fazla”
Otizmin erken çocukluk döneminde başlayan nörogelişimsel bir bozukluk olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Işık, “Yeni doğan her 37 erkek çocuğun birinde, her 151 kız çocuğun da birinde otizm görülebiliyor. İleri yaşlarda anne ve baba olma durumu çocuklardaki otizm olasılığını oldukça etkiliyor. Riskten bahsedecek olursak 35 yaşında 1.4 katı, 40 yaşında 1.7 katı artıyor. Ayrıca anne gebelik sırasındaki D vitamini eksikliği de riski arttırabilmekte. Genetik ise en önemli sebep. Genetik dediğimizde ailede otizm görülme sıklığına bakmak yanlış olacaktır, çünkü bireyler genleri taşımış ancak otizm ortaya çıkmamış olabilir. Çevresel vb. koşullar ile o gen şuan açığa çıkmış olabilir” diye konuştu.
“Halk arasında yanlış bir inanış var”
Dr. Ümit Işık, “Aileler genellikle çocuklarının konuşmada gecikme yaşaması sebebiyle bize gelmekteler. Bir çocuğun 18 aya kadar kelime söylemesi, 2 yaşına kadar da cümle kurması gerekmektedir. Aksi durumlarda çocuğun mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Halk arasında erkek çocukları geç konuşur şeklinde bir inanış var. Bu algı doğru değildir ve bunu mutlaka bilinmesi gerekir” şeklinde konuştu.
“Zihinsel gelişim normal olduğu halde beceriler gerçekleşmiyorsa otizm olabilir”
Dr. Ümit Işık, teşhis ve tedavi aşamasını yöneten kişinin çocuk psikiyatristi olduğunun altını önemle çizerek, “Her çocuğun belli bir yaşta gerçekleştirmesi gereken beceriler vardır, çocuğun zihinsel gelişimi normal olduğu halde bunu gerçekleştiremiyor ise otizm olabilir” dedi.
Otizmin tanı aşamasında bir testi olmadığını dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Ümit Işık şöyle devam etti; "Aileden alınan bilgiler ve klinik gözlemlerle çok rahat tanı koyabiliyoruz. Belirtileri değerlendirip erken tanı konduğunda erken tedaviye başlamak çok önemlidir. Konuşma gecikmesi, göz teması kurmada zorluk, ismi ile seslenince bakmama, söylenenlere tepkisiz kalma, zamanını tamamen kendi halinde geçirme, gülümseme ve seslenmeye kısıtlı sosyal yanıt verme, ihtiyaçlarını işaret ile göstermeme, ortak dikkatte gelişmemişlik, duygularını paylaşmama, yaşıtları ile ilişki kurmama, kalabalıktan hoşlanmama, araba sürme ve bebekle oynama gibi hayali oyunlar oynamama, tekrarlayıcı hareketlere sahip olma (el çırpma, kendi etrafında dönme, sallama), işlevsel olmayan nesnelere ilgi duyma (araba plakaları, reklam panolarını ezberleme, dönen cisimleri inceleme gibi), eşyaları amaçsızca sıraya koyma, ritüelliktik davranışlar (hep aynı yemek, hep aynı yol, hep aynı kıyafetleri giymek istemek gibi), sese ve kokuya karşı hassasiyet”.
Dr. Işık, farkındalığı artırmak amacıyla nisan ayı boyunca Isparta’da otizm konusunda bilinçlendirme amaçlı etkinlikler planladıklarını da ifade etti.
Kaynak: İHA
Program 10 yaşında otizmli bir oğlu olan Halime Korkmaz’ın oğluna yazdığı mektubu okuması ile başladı.
Korkmaz mektubunda oğlunun teşhis konulmasından başlayarak yaşadıkları süreci aktardı. Korkmaz, verdiği mesajda bu tür hastalıklarda erken tanının önemli olduğunu vurgulayarak oğlu ile çok önemli aşamalar kaydettiklerini ifade etti.
Halime Korkmaz’ın mektubunu okumasının ardından SDÜ Tıp Fakültesi Dönem 5 öğrencilerinin, ulusal bir kampanya için hazırlanan ve otizmde erken tanı ve özel eğitimin önemini vurgulayan “Ben büyüyünce ne olacağım anne” adlı şarkıyı söylemeleri ile devam etti.
“Nisan ayı tüm dünyada ‘Farkındalık ayı’ olarak kabul edildi”
Daha sonrasında konferansa geçildi ve Dr. Öğretim Üyesi Ümit Işık, Nisan ayının bütün dünyada Otizm Farkındalık Ayı olarak kabul edildiğini ifade ederek, Nisan ayı boyunca tüm dünyada otizm konusunda farkındalık oluşması adına çalışmalar yapıldığını belirtti.
Dr. Öğretim Üyesi Işık, 59 çocuktan birinde otizm görüldüğünü ve bu rakamın oldukça yüksek ve sıklığı giderek artan bir rakam olduğunu aktardı. Otizmin belirtilerinden bahseden Işık, erken tanının önemine işaret ederek, “Otizm tedavisinde erken tanı çok önemli. Erken tanı ile birlikte tedaviye ne kadar erken başlanırsa çocuklarımız da normal bir birey haline gelebiliyor ve bu çok önemli bir konu. Bizler de Otizm Farkındalık ayı olan Nisan ayında bilinçlendirmeye yönelik etkinlikler yapıyoruz. Bu sayede de ailelerin bu durumu normalleştirmelerini amaçlıyoruz” dedi.
“Kızlara oranla erkek çocuklarındaki otizm oranı daha fazla”
Otizmin erken çocukluk döneminde başlayan nörogelişimsel bir bozukluk olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Işık, “Yeni doğan her 37 erkek çocuğun birinde, her 151 kız çocuğun da birinde otizm görülebiliyor. İleri yaşlarda anne ve baba olma durumu çocuklardaki otizm olasılığını oldukça etkiliyor. Riskten bahsedecek olursak 35 yaşında 1.4 katı, 40 yaşında 1.7 katı artıyor. Ayrıca anne gebelik sırasındaki D vitamini eksikliği de riski arttırabilmekte. Genetik ise en önemli sebep. Genetik dediğimizde ailede otizm görülme sıklığına bakmak yanlış olacaktır, çünkü bireyler genleri taşımış ancak otizm ortaya çıkmamış olabilir. Çevresel vb. koşullar ile o gen şuan açığa çıkmış olabilir” diye konuştu.
“Halk arasında yanlış bir inanış var”
Dr. Ümit Işık, “Aileler genellikle çocuklarının konuşmada gecikme yaşaması sebebiyle bize gelmekteler. Bir çocuğun 18 aya kadar kelime söylemesi, 2 yaşına kadar da cümle kurması gerekmektedir. Aksi durumlarda çocuğun mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilmesi gerekmektedir. Halk arasında erkek çocukları geç konuşur şeklinde bir inanış var. Bu algı doğru değildir ve bunu mutlaka bilinmesi gerekir” şeklinde konuştu.
“Zihinsel gelişim normal olduğu halde beceriler gerçekleşmiyorsa otizm olabilir”
Dr. Ümit Işık, teşhis ve tedavi aşamasını yöneten kişinin çocuk psikiyatristi olduğunun altını önemle çizerek, “Her çocuğun belli bir yaşta gerçekleştirmesi gereken beceriler vardır, çocuğun zihinsel gelişimi normal olduğu halde bunu gerçekleştiremiyor ise otizm olabilir” dedi.
Otizmin tanı aşamasında bir testi olmadığını dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Ümit Işık şöyle devam etti; "Aileden alınan bilgiler ve klinik gözlemlerle çok rahat tanı koyabiliyoruz. Belirtileri değerlendirip erken tanı konduğunda erken tedaviye başlamak çok önemlidir. Konuşma gecikmesi, göz teması kurmada zorluk, ismi ile seslenince bakmama, söylenenlere tepkisiz kalma, zamanını tamamen kendi halinde geçirme, gülümseme ve seslenmeye kısıtlı sosyal yanıt verme, ihtiyaçlarını işaret ile göstermeme, ortak dikkatte gelişmemişlik, duygularını paylaşmama, yaşıtları ile ilişki kurmama, kalabalıktan hoşlanmama, araba sürme ve bebekle oynama gibi hayali oyunlar oynamama, tekrarlayıcı hareketlere sahip olma (el çırpma, kendi etrafında dönme, sallama), işlevsel olmayan nesnelere ilgi duyma (araba plakaları, reklam panolarını ezberleme, dönen cisimleri inceleme gibi), eşyaları amaçsızca sıraya koyma, ritüelliktik davranışlar (hep aynı yemek, hep aynı yol, hep aynı kıyafetleri giymek istemek gibi), sese ve kokuya karşı hassasiyet”.
Dr. Işık, farkındalığı artırmak amacıyla nisan ayı boyunca Isparta’da otizm konusunda bilinçlendirme amaçlı etkinlikler planladıklarını da ifade etti.