Musa Anter Cinayeti Davası
Yazar Musa Anter'in 1992'de öldürülmesi ve eski AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin bazı eylemlerden sorumlu tutulan 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da aralarında bulunduğu 18 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Yazar Musa Anter'in 1992'de öldürülmesi ve eski AK Parti MKYK Üyesi Orhan Miroğlu'nun yaralanmasına ilişkin bazı eylemlerden sorumlu tutulan "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da arasında olduğu 18 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanık emekli Albay Savaş Gevrekci, Musa Anter'in oğlu müdahil Dicle Anter ile sanık ve müdahil avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı Şükrü Onat Tekinalp, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kanser hastası olduğu yönündeki iddialara dayalı olarak tedavi görüp görmediğinin sorulduğu SGK'nın, Yıldırım'a ait sağlık kaydına rastlanmadığı yönünde yanıt verdiğini açıkladı.
Öte yandan Tekinalp, sanıklardan Mahmut Yıldırım ile Kasım 1996'da telefonla görüştüğü bildirilen emekli bir MİT mensubunun yazılı beyanının dosyaya gönderildiğini belirterek beyanı okudu.
Buna göre, söz konusu görevli el yazısıyla kaleme aldığı beyanında, "O dönem Yeşil, Mehmet Eymür ile görüşmek için onu aramaktaydı. Eymür'e ulaşamadığından, santral de bu aralamaları bana bağladığı için Yeşil ile görüşmek durumunda kaldım. Yeşil, bana Eymür ile görüşmek istediğini, ancak kendisine ulaşamadığını söyledi. Ben de bu durumu Eymür'e ileteceğimi belirttim. Yeşil ile o dönem yalnızca bu kapsamda görüştüm. Bu görüşmelerin tamamını sözlü olarak Eymür'e ilettim. Bu tarihten sonra Yeşil ile başka bir iletişimim olmadı. Kendisinin halen yaşayıp yaşamadığına ilişkin bilgim bulunmuyor." ifadelerini kullandı.
Duruşmada daha sonra İzmir'de hazır bulunan emekli astsubay Hüseyin Oğuz'un video konferans sistemi üzerinden "tanık" olarak beyanı alındı.
Oğuz, sanıklardan Abdülkadir Aygan'ın ağabeyinin de astsubay olduğunu, Aygan'ın kendisine yakınlık gösterdiğini, ona "doğruları söyle" diyerek, Anter cinayetini sorduğunu anlattı. Oğuz, "Bu doğrultuda Aygan, bir televizyon kanalında gerçekleşen programa bağlandığı sırada o gün yanında 'Celil' kod Aytekin Özel, 'Yeşil' kod Mahmut Yıldırım ile beraber Anter'i kendilerinin kaçırdığını ve infaz ettiklerini açıkça söylemiştir. Hatta yanında bulunan Orhan Miroğlu'nu da öldü diye bıraktıklarını söylemiştir" beyanında bulundu.
Sanıklardan Savaş Gevrekçi'yi Jandarma Okullar Komutanlığı'ndaki eğitiminden tanıdığını bildiren Oğuz, "Gevrekçi ile görev anlayışımız tamamen ters." dedi.
Oğuz, Gevrekçi'nin JİTEM'de görev yaptığını ileri sürdü, ancak dava konusu olaylara katılıp katılmadığını bilmediğini söyledi.
Tarafların soruları üzerine Oğuz, Mardin'de koruculuk yapan Berdan Akdağ'ın kendisine, "Şırnaklı Hamit Yıldırım'ın, Anter cinayetine katıldığını, olay sırasında Aytekin Özen'in de bulunduğunu ve Abdülkadir Aygan ile bu eylemi gerçekleştirdiği"ni söylediğini kaydetti.
Oğuz, "Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da orada olduğu doğrudur. Bunu da bana Berdan Akdağ söyledi." diye konuştu.
Berdan Akdağ'ın da JİTEM için çalıştığını ileri süren Oğuz, kendisinin JİTEM'de çalışmadığını söyledi.
Mahmut Yıldırım'ın kimliğini kendisinin tespit ettiğini, Yıldırım'ın, Elazığ, Tunceli ve Diyarbakır'da birçok eylemi kişisel olarak gerçekleştirdiğini ve JİTEM adına cinayetler işlediğini aktaran Oğuz, Anter ve Miroğlu'na yönelik eylemin de JİTEM tarafından yapıldığını öne sürdü.
Mahkeme heyeti, sanıklar Muhsin Gül, Mehmet Zahir Karadeniz, Fethi Çetin ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama emirlerinin infazının beklenmesini kararlaştırdı.
Bazı bilgilerin dosyaya kazandırılması için müzekkereler yazılmasını hüküm altına alan mahkeme, bugün dinlenen Hüseyin Oğuz'un beyanında bahsettiği Berdan Akdağ'ın tanık olarak dinlenmesine karar vererek, davayı erteledi.
- Davanın geçmişi
İddianamede, Anter'in ölümü, Miroğlu'nun yaralanmasıyla sonuçlanan eylemi Mahmut Yıldırım'ın planladığı ve yönettiği, Hamit Yıldırım'ın eylemi gerçekleştirdiği, dönemin Jandarma İstihbarat Grup Komutan Vekili Savaş Gevrekçi'nin ise emri altında bulunan Abdülkadir Aygan'ı faillere yardım için görevlendirdiği öne sürülüyor.
Sanıkların, "Taammüden adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra "halkı isyana teşvik ve birbiri aleyhine silahlandırarak mukateleye (öldürme, vuruşma) teşvik etmek" ve "adam yaralamak" suçlarından da cezalandırılmaları talep ediliyor.
Dava Diyarbakır'da açılmış, güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledilmişti.
Sanıklardan Mahmut Yıldırım ve Abdülkadir Aygan, aynı zamanda Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 16 sanıklı JİTEM davasının da sanıkları arasında bulunuyordu.
Yargıtay, Diyarbakır'daki JİTEM davası ile yazar Anter'in öldürülmesi ve Miroğlu'nun yaralanması davalarının birleştirilmesine, birleşen davanın Ankara'da görülmesine karar vermişti.
Kaynak: AA
Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanık emekli Albay Savaş Gevrekci, Musa Anter'in oğlu müdahil Dicle Anter ile sanık ve müdahil avukatları katıldı.
Mahkeme Başkanı Şükrü Onat Tekinalp, "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım'ın kanser hastası olduğu yönündeki iddialara dayalı olarak tedavi görüp görmediğinin sorulduğu SGK'nın, Yıldırım'a ait sağlık kaydına rastlanmadığı yönünde yanıt verdiğini açıkladı.
Öte yandan Tekinalp, sanıklardan Mahmut Yıldırım ile Kasım 1996'da telefonla görüştüğü bildirilen emekli bir MİT mensubunun yazılı beyanının dosyaya gönderildiğini belirterek beyanı okudu.
Buna göre, söz konusu görevli el yazısıyla kaleme aldığı beyanında, "O dönem Yeşil, Mehmet Eymür ile görüşmek için onu aramaktaydı. Eymür'e ulaşamadığından, santral de bu aralamaları bana bağladığı için Yeşil ile görüşmek durumunda kaldım. Yeşil, bana Eymür ile görüşmek istediğini, ancak kendisine ulaşamadığını söyledi. Ben de bu durumu Eymür'e ileteceğimi belirttim. Yeşil ile o dönem yalnızca bu kapsamda görüştüm. Bu görüşmelerin tamamını sözlü olarak Eymür'e ilettim. Bu tarihten sonra Yeşil ile başka bir iletişimim olmadı. Kendisinin halen yaşayıp yaşamadığına ilişkin bilgim bulunmuyor." ifadelerini kullandı.
Duruşmada daha sonra İzmir'de hazır bulunan emekli astsubay Hüseyin Oğuz'un video konferans sistemi üzerinden "tanık" olarak beyanı alındı.
Oğuz, sanıklardan Abdülkadir Aygan'ın ağabeyinin de astsubay olduğunu, Aygan'ın kendisine yakınlık gösterdiğini, ona "doğruları söyle" diyerek, Anter cinayetini sorduğunu anlattı. Oğuz, "Bu doğrultuda Aygan, bir televizyon kanalında gerçekleşen programa bağlandığı sırada o gün yanında 'Celil' kod Aytekin Özel, 'Yeşil' kod Mahmut Yıldırım ile beraber Anter'i kendilerinin kaçırdığını ve infaz ettiklerini açıkça söylemiştir. Hatta yanında bulunan Orhan Miroğlu'nu da öldü diye bıraktıklarını söylemiştir" beyanında bulundu.
Sanıklardan Savaş Gevrekçi'yi Jandarma Okullar Komutanlığı'ndaki eğitiminden tanıdığını bildiren Oğuz, "Gevrekçi ile görev anlayışımız tamamen ters." dedi.
Oğuz, Gevrekçi'nin JİTEM'de görev yaptığını ileri sürdü, ancak dava konusu olaylara katılıp katılmadığını bilmediğini söyledi.
Tarafların soruları üzerine Oğuz, Mardin'de koruculuk yapan Berdan Akdağ'ın kendisine, "Şırnaklı Hamit Yıldırım'ın, Anter cinayetine katıldığını, olay sırasında Aytekin Özen'in de bulunduğunu ve Abdülkadir Aygan ile bu eylemi gerçekleştirdiği"ni söylediğini kaydetti.
Oğuz, "Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım'ın da orada olduğu doğrudur. Bunu da bana Berdan Akdağ söyledi." diye konuştu.
Berdan Akdağ'ın da JİTEM için çalıştığını ileri süren Oğuz, kendisinin JİTEM'de çalışmadığını söyledi.
Mahmut Yıldırım'ın kimliğini kendisinin tespit ettiğini, Yıldırım'ın, Elazığ, Tunceli ve Diyarbakır'da birçok eylemi kişisel olarak gerçekleştirdiğini ve JİTEM adına cinayetler işlediğini aktaran Oğuz, Anter ve Miroğlu'na yönelik eylemin de JİTEM tarafından yapıldığını öne sürdü.
Mahkeme heyeti, sanıklar Muhsin Gül, Mehmet Zahir Karadeniz, Fethi Çetin ve "Yeşil" kod adlı Mahmut Yıldırım hakkındaki yakalama emirlerinin infazının beklenmesini kararlaştırdı.
Bazı bilgilerin dosyaya kazandırılması için müzekkereler yazılmasını hüküm altına alan mahkeme, bugün dinlenen Hüseyin Oğuz'un beyanında bahsettiği Berdan Akdağ'ın tanık olarak dinlenmesine karar vererek, davayı erteledi.
- Davanın geçmişi
İddianamede, Anter'in ölümü, Miroğlu'nun yaralanmasıyla sonuçlanan eylemi Mahmut Yıldırım'ın planladığı ve yönettiği, Hamit Yıldırım'ın eylemi gerçekleştirdiği, dönemin Jandarma İstihbarat Grup Komutan Vekili Savaş Gevrekçi'nin ise emri altında bulunan Abdülkadir Aygan'ı faillere yardım için görevlendirdiği öne sürülüyor.
Sanıkların, "Taammüden adam öldürmek" suçundan ağırlaştırılmış müebbetin yanı sıra "halkı isyana teşvik ve birbiri aleyhine silahlandırarak mukateleye (öldürme, vuruşma) teşvik etmek" ve "adam yaralamak" suçlarından da cezalandırılmaları talep ediliyor.
Dava Diyarbakır'da açılmış, güvenlik gerekçesiyle Ankara'ya nakledilmişti.
Sanıklardan Mahmut Yıldırım ve Abdülkadir Aygan, aynı zamanda Diyarbakır 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 16 sanıklı JİTEM davasının da sanıkları arasında bulunuyordu.
Yargıtay, Diyarbakır'daki JİTEM davası ile yazar Anter'in öldürülmesi ve Miroğlu'nun yaralanması davalarının birleştirilmesine, birleşen davanın Ankara'da görülmesine karar vermişti.