İran'ın Nükleer Anlaşmayla Batı'ya Yönelmesi Çin İle Ticaretini Zayıflattı
İranlı milletvekilleri, Tahran yönetiminin, nükleer anlaşmadan sonra Çin ve diğer Asya ülkelerine azalan ilgisinin ticaretin de düşmesine neden olduğu görüşünde İran Meclisi Ekonomi Komisyonu Üyesi Kazım Dilhoş: 'Nükleer anlaşmanın imzalanmasından sonra Çin ile ilişkilerimizin zayıflaması ticaretin de düşmesine yol açtı' Sanayi ve Maden Komisyonu Üyesi Muhsin Kuhken: 'Hükümet nükleer anlaşma imzalandıktan sonra tüm yumurtaları tek sepete koyarak, çıkışı Batılı ülkelerle iş birliğinde gördü. Bu esnada Çinlilere ve Ruslara daha az ilgi gösterildi' İmar Komisyonu Üyesi Mehrdad Bauc Lahuti: 'Çin ile olan ticaretimiz 36 milyar dolar civarındadır. Bunun artacağına inanıyoruz'
MUHAMMET KURŞUN - İranlı siyasiler, 2015 yılında imzalanan nükleer anlaşmadan sonra Tahran yönetiminin Batı ülkeleriyle ilişkilere öncelik vermesinin Çin ile ticaretin zayıflamasına yol açtığını ifade ediyor.
İranlı milletvekilleri, Çin ve İran arasında geçen yıl ocak ayında 3,83 milyar dolar olan ticaret hacminin bu yılın ilk ayında yüzde 54 azalarak 1,73 milyar dolara gerilemesini AA muhabirine değerlendirdi.
Dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından 2015 yılında İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin ile imzalanan nükleer anlaşmadan sonra Tahran yönetiminin, Çin ve diğer Asya ülkelerine ilgisinin azaldığını söyleyen vekiller, bunun sonucu olarak da ticaret hacminde gerileme yaşandığını savundu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 5 daimi üyesi ve Almanya ile İran 2015 yılında nükleer anlaşmayı imzalamıştı.
- "Çin ile ilişkilerimizin zayıflaması ticaretin de düşmesine yol açtı"
İran Meclisi Ekonomi Komisyonu Üyesi Kazım Dilhoş, dış siyasette ekonomi alanında beklenen başarıyı sağlayamadıklarını belirterek, İran'da gerçekleşen 1979 yılındaki devrimden sonra birçok ülkenin yaptırımlar nedeniyle İran'ı terk ettiğini ve bu süreçte "tek kader ortaklarının Çin olduğunu" ifade etti.
Devrimden sonra bazı ülkelerle dostluk kurabildiklerini ancak birçok devletle ilişkilerinin de zayıfladığını dile getiren Dilhoş, "Bazı ülkeler yaptırımlardan sonra İran'ı terk etti ve bizimle olan ilişkilerini daha düşük bir seviyeye indirdi. Çin bu süreçte yanımızdaydı. Nükleer anlaşmanın imzalanmasından sonra Çin ile ilişkilerimizin zayıflaması ticaretin de düşmesine yol açtı." görüşlerini paylaştı.
Dilhoş, Türkiye, Irak ve Suriye ile de iyi ticari ilişkilere sahip olduklarını vurgulayarak, Rusya ile ticaretlerinin ise çok düşük olduğunu söyledi. İranlı vekil, şöyle devam etti:
"Rusya ile 392 milyon dolarlık bir ticaretimiz var ki bu çok önemsiz bir rakam. Bunu artıramadık. Gelecek yıl yaptırımlardan dolayı baskı olursa hükümetin Çin, Türkiye, Irak ve Rusya ile ilişkilerini güçlendirmesini bekliyoruz."
- "Nükleer anlaşma ile İran hükümeti tüm engellerin ortadan kalktığını düşündü"
"Nükleer anlaşma imzalandığında İran hükümetinin tüm engellerin ortadan kalktığı" şeklinde bir düşünceye kapıldığını savunan Sanayi ve Maden Komisyonu Üyesi Muhsin Kuhken de "Hükümet nükleer anlaşma imzalandıktan sonra tüm yumurtaları tek sepete koyarak, çıkışı Batılı ülkelerle iş birliğinde gördü. Bu esnada Çinlilere ve Ruslara daha az ilgi gösterildi, çok önem verilmemeye başlandı." değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin Batılı ülkelere yönelmesini eleştiren Kuhken, "İlişkilerimizde ülkenin ve halkın çıkarlarını öncelemeliydik. Öncelik verdiğimiz programlar gibi sonraki aşamalar için de hazırlığımızın olması gerekirdi." diye konuştu.
Kuhken, ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilmesiyle hükümetin bölge ülkeleriyle Asya'nın ekonomik güçleri olan Çin, Japonya, Hindistan gibi ülkeler ile ilişkilere daha gerçekçi bakmaya başladığını söyleyerek bunun bir kazanım olduğunu savundu.
- "Laricani'nin Çin ziyaretinde endişeler ve belirsizlikler giderildi"
İmar Komisyonu Üyesi Mehrdad Bauc Lahuti ise Çinlilerin nükleer anlaşma sürecinde İran'ın AB ülkelerine doğru kayacağı ve kendileriyle olan alış-verişin sona ereceği endişesi taşıdığına dikkati çekerek, Meclis Başkanı Ali Laricani'nin geçen ay gerçekleştirdiği Pekin ziyaretiyle ilgili şunları aktardı:
"Çinlileri daima dost ve yakın bir ülke olarak görüyoruz. Sayın Laricani'nin gerçekleştirdiği son Çin ziyaretinde var olan endişeler ve belirsizlikler giderildi. Çin ile olan ticaretimiz 36 milyar dolar civarında. Bunun artacağına inanıyoruz."
Ekonomi Komisyonu Sözcüsü Zehra Saidi Mübarek de dış ticarette Çin'in yerini Irak'ın alacağı yönündeki iddiaları varsayım şeklinde nitelendirerek, yeni yılda hem Çin hem diğer ülkelerle halkın ve ülkenin zarar görmeyeceği bir şekilde ekonomik programların hazırlandığını dile getirdi.
Ülkenin güvenliği, dış siyaseti ve ekonomisiyle ilgili hazırlanan programların yeni yılda başarılı bir şekilde icra edilmesini temenni ettiklerini vurgulayan Mübarek, "Tüm çabamız ekonomik faaliyetlerimizi daha iyi hale getirmek için olacaktır. Programlar halkın ve ekonomik çarkın zarar görmeyeceği bir şekilde hazırlanıyor." ifadelerini kullandı.
Çin Genel Gümrük İdaresinin verilerine göre, Çin ve İran arasında geçen yıl ocak ayında 3,83 milyar dolar olan ticaret hacmi bu yılın ilk ayında yüzde 54 azalarak 1,73 milyar dolara geriledi. Geçen yıl aynı dönemde İran'a 1,73 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştiren Çin'in bu ülkeye ihracatı yüzde 58 düşüşle 722 milyon dolara geriledi.
Çin'in İran'dan ithalatı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 azalarak 2,1 milyar dolardan 1,01 milyar dolar seviyesine düştü.
Kaynak: AA
İranlı milletvekilleri, Çin ve İran arasında geçen yıl ocak ayında 3,83 milyar dolar olan ticaret hacminin bu yılın ilk ayında yüzde 54 azalarak 1,73 milyar dolara gerilemesini AA muhabirine değerlendirdi.
Dönemin ABD Başkanı Barack Obama tarafından 2015 yılında İngiltere, Almanya, Fransa, Rusya ve Çin ile imzalanan nükleer anlaşmadan sonra Tahran yönetiminin, Çin ve diğer Asya ülkelerine ilgisinin azaldığını söyleyen vekiller, bunun sonucu olarak da ticaret hacminde gerileme yaşandığını savundu.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) 5 daimi üyesi ve Almanya ile İran 2015 yılında nükleer anlaşmayı imzalamıştı.
- "Çin ile ilişkilerimizin zayıflaması ticaretin de düşmesine yol açtı"
İran Meclisi Ekonomi Komisyonu Üyesi Kazım Dilhoş, dış siyasette ekonomi alanında beklenen başarıyı sağlayamadıklarını belirterek, İran'da gerçekleşen 1979 yılındaki devrimden sonra birçok ülkenin yaptırımlar nedeniyle İran'ı terk ettiğini ve bu süreçte "tek kader ortaklarının Çin olduğunu" ifade etti.
Devrimden sonra bazı ülkelerle dostluk kurabildiklerini ancak birçok devletle ilişkilerinin de zayıfladığını dile getiren Dilhoş, "Bazı ülkeler yaptırımlardan sonra İran'ı terk etti ve bizimle olan ilişkilerini daha düşük bir seviyeye indirdi. Çin bu süreçte yanımızdaydı. Nükleer anlaşmanın imzalanmasından sonra Çin ile ilişkilerimizin zayıflaması ticaretin de düşmesine yol açtı." görüşlerini paylaştı.
Dilhoş, Türkiye, Irak ve Suriye ile de iyi ticari ilişkilere sahip olduklarını vurgulayarak, Rusya ile ticaretlerinin ise çok düşük olduğunu söyledi. İranlı vekil, şöyle devam etti:
"Rusya ile 392 milyon dolarlık bir ticaretimiz var ki bu çok önemsiz bir rakam. Bunu artıramadık. Gelecek yıl yaptırımlardan dolayı baskı olursa hükümetin Çin, Türkiye, Irak ve Rusya ile ilişkilerini güçlendirmesini bekliyoruz."
- "Nükleer anlaşma ile İran hükümeti tüm engellerin ortadan kalktığını düşündü"
"Nükleer anlaşma imzalandığında İran hükümetinin tüm engellerin ortadan kalktığı" şeklinde bir düşünceye kapıldığını savunan Sanayi ve Maden Komisyonu Üyesi Muhsin Kuhken de "Hükümet nükleer anlaşma imzalandıktan sonra tüm yumurtaları tek sepete koyarak, çıkışı Batılı ülkelerle iş birliğinde gördü. Bu esnada Çinlilere ve Ruslara daha az ilgi gösterildi, çok önem verilmemeye başlandı." değerlendirmesinde bulundu.
Hükümetin Batılı ülkelere yönelmesini eleştiren Kuhken, "İlişkilerimizde ülkenin ve halkın çıkarlarını öncelemeliydik. Öncelik verdiğimiz programlar gibi sonraki aşamalar için de hazırlığımızın olması gerekirdi." diye konuştu.
Kuhken, ABD Başkanı Donald Trump'ın nükleer anlaşmadan çekilmesiyle hükümetin bölge ülkeleriyle Asya'nın ekonomik güçleri olan Çin, Japonya, Hindistan gibi ülkeler ile ilişkilere daha gerçekçi bakmaya başladığını söyleyerek bunun bir kazanım olduğunu savundu.
- "Laricani'nin Çin ziyaretinde endişeler ve belirsizlikler giderildi"
İmar Komisyonu Üyesi Mehrdad Bauc Lahuti ise Çinlilerin nükleer anlaşma sürecinde İran'ın AB ülkelerine doğru kayacağı ve kendileriyle olan alış-verişin sona ereceği endişesi taşıdığına dikkati çekerek, Meclis Başkanı Ali Laricani'nin geçen ay gerçekleştirdiği Pekin ziyaretiyle ilgili şunları aktardı:
"Çinlileri daima dost ve yakın bir ülke olarak görüyoruz. Sayın Laricani'nin gerçekleştirdiği son Çin ziyaretinde var olan endişeler ve belirsizlikler giderildi. Çin ile olan ticaretimiz 36 milyar dolar civarında. Bunun artacağına inanıyoruz."
Ekonomi Komisyonu Sözcüsü Zehra Saidi Mübarek de dış ticarette Çin'in yerini Irak'ın alacağı yönündeki iddiaları varsayım şeklinde nitelendirerek, yeni yılda hem Çin hem diğer ülkelerle halkın ve ülkenin zarar görmeyeceği bir şekilde ekonomik programların hazırlandığını dile getirdi.
Ülkenin güvenliği, dış siyaseti ve ekonomisiyle ilgili hazırlanan programların yeni yılda başarılı bir şekilde icra edilmesini temenni ettiklerini vurgulayan Mübarek, "Tüm çabamız ekonomik faaliyetlerimizi daha iyi hale getirmek için olacaktır. Programlar halkın ve ekonomik çarkın zarar görmeyeceği bir şekilde hazırlanıyor." ifadelerini kullandı.
Çin Genel Gümrük İdaresinin verilerine göre, Çin ve İran arasında geçen yıl ocak ayında 3,83 milyar dolar olan ticaret hacmi bu yılın ilk ayında yüzde 54 azalarak 1,73 milyar dolara geriledi. Geçen yıl aynı dönemde İran'a 1,73 milyar dolar değerinde ihracat gerçekleştiren Çin'in bu ülkeye ihracatı yüzde 58 düşüşle 722 milyon dolara geriledi.
Çin'in İran'dan ithalatı da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 51 azalarak 2,1 milyar dolardan 1,01 milyar dolar seviyesine düştü.