Marmaris'te Kahvenin Hatırı Da Değeri De Arttı
Tarihten bu yana, dostluğun zarafetin ve keyfin bir sembolü olan ve adına Atasözü bile bulunan Türk Kahvesi’nin hatırı da değeri arttı. Bir çok milli yiyecek ve içeceklerin unutulmaya yüz tuttuğu günümüzde Marmaris’ta faaliyet gösteren Kahveci Alibey, Marmaris’te Türk Kahvesi’nin içildiği en önemli mekanlardan biri haline geldi.
Avrupa’da birçok kişinin güne bir fincan kahve ile başladığını belirten Kahveci Alibey ‘in işletmecisi Ayşe Nurdan Aras, turizm hizmeti verirken aynı zamanda Türk gelenek ve göreneklerini de yaşatmaya çalıştıklarını söyledi.
Katip Çelebi’nin Mizanül Hak Adlı eserinde belirttiğine göre: Kahve’nin, Moka Yarımadası’na sürgün edilen bir Şazeli Dervişi tarafından 1555 yıllarında İstanbul’a getirildikten sonra Türklerin adı ile anılmaya başladığını belirten Ayşe Nurdan Aras, “İlk kahvehane de 1556 yılında İstanbul Tahtakale’de açılır. Aradan geçen 450 yıllık süreçte şu anda sudan sonra en fazla tüketilen içecekler arasında yerini alan kahve Avrupa’ya da Türk kahvesi olarak yayılmıştır. Marmaris dünyanın en gözde mekanlarından biri. Kahveci Alibey olarak gerek sunum ve pişirme yöntemleri gerekse kahvenin içildiği mekanın güzelliği kahvemize ayrı bir renk kattı. Atadan kalma mekanımız ile Marmaris’te kahveye ayrı bir tat ve değer kattık” diye konuştu.
“Tadının yanında faydaları da saymakla bitmiyor”
İlk yıllarda haram-helal olduğu konusu bile tartışılan kahveye dönemin ulamalarından Balıkesirli Çelebi Mehmet Efendi’nin verdiği fetva ile “Sindirimi kolaylaştırdığı, zekayı açtığı ve bunun yanında insan sağlığına bir çok faydası bulunduğundan dolayı” helal olduğunun belirtildiğini kaydeden Kahveci Alibey ‘in 3. Kuşak işletmecisi Ayşe Nurdan Aras, “Mükemmel damak tadı ve eskiden çok meşakkatli bir işlem olması nedeniyle sadece özel ve çok değerli insanlara ikram edilen Türk kahvesi kıymetinden dolayı ‘Bir fincanı 40 yıl dostluğun vesilesi’ olarak görülmektedir” diyerek Marmaris’te yıllardır Aras Ailesi olarak kahveye değer kattıklarını söyledi.
Kaynak: İHA
Katip Çelebi’nin Mizanül Hak Adlı eserinde belirttiğine göre: Kahve’nin, Moka Yarımadası’na sürgün edilen bir Şazeli Dervişi tarafından 1555 yıllarında İstanbul’a getirildikten sonra Türklerin adı ile anılmaya başladığını belirten Ayşe Nurdan Aras, “İlk kahvehane de 1556 yılında İstanbul Tahtakale’de açılır. Aradan geçen 450 yıllık süreçte şu anda sudan sonra en fazla tüketilen içecekler arasında yerini alan kahve Avrupa’ya da Türk kahvesi olarak yayılmıştır. Marmaris dünyanın en gözde mekanlarından biri. Kahveci Alibey olarak gerek sunum ve pişirme yöntemleri gerekse kahvenin içildiği mekanın güzelliği kahvemize ayrı bir renk kattı. Atadan kalma mekanımız ile Marmaris’te kahveye ayrı bir tat ve değer kattık” diye konuştu.
“Tadının yanında faydaları da saymakla bitmiyor”
İlk yıllarda haram-helal olduğu konusu bile tartışılan kahveye dönemin ulamalarından Balıkesirli Çelebi Mehmet Efendi’nin verdiği fetva ile “Sindirimi kolaylaştırdığı, zekayı açtığı ve bunun yanında insan sağlığına bir çok faydası bulunduğundan dolayı” helal olduğunun belirtildiğini kaydeden Kahveci Alibey ‘in 3. Kuşak işletmecisi Ayşe Nurdan Aras, “Mükemmel damak tadı ve eskiden çok meşakkatli bir işlem olması nedeniyle sadece özel ve çok değerli insanlara ikram edilen Türk kahvesi kıymetinden dolayı ‘Bir fincanı 40 yıl dostluğun vesilesi’ olarak görülmektedir” diyerek Marmaris’te yıllardır Aras Ailesi olarak kahveye değer kattıklarını söyledi.