İskenderun'dan Kanser Söyleşisi
Özel İskenderun Gelişim Hastanesi ve İskenderun Doğa Koleji işbirliğiyle, meme, rahim ağzı ve deri kanserine dikkat çekmek amacıyla söyleşi düzenlendi.
Etkinliğe; Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal, Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Esen Çağşar ve Dermatoloji Uzmanı Dr. Selen Taner Akbay, konuşmacı olarak katıldı.
Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal, kadınlarda görülen en yaygın kanser türü hakkında bilgiler vererek, “Memenin içerisinde üç ana doku vardır. Süt üreten doku, destek bağ dokusu ve aradaki boşlukları dolduran yağ dokusudur. Memede görülen her hastalık, bu üç dokudan kaynaklanır. Kanser kendi hücrelerimizden gelişir. Bu nedenle bedenimizin bağışıklık sistemi, kanser hücresini yabancı olarak algılamaz. Algılamadığı için de kanser hücreleri, üreyip çoğalmaya devam eder. Her sekiz kadından biri meme kanserine yakalanmaktadır. Bu oranı azaltacak bir tedavi yöntemi yoktur. Meme kanserinde erken tanı önemli olduğu için, öncelikle her kadının kendi başına muayeneyi öğrenmesi gereklidir. 20 yaşında ilk kontrollerine gitmeleri ve ondan sonra da bulgulara göre senelik ya da 2-3 senede bir bu kontrollerin devam etmeleri gerekmektedir. 40 yaşından itibaren senelik doktor muayenesine ek olarak, senelik mamografi gerekir. Memede sorun varsa, biyopsi yapılır. Biyopsi yapılması ya da dokunun kesilmesi, hiçbir şekilde kansere dönüşmez. Kitle kanserse, yayılmasına neden olmaz” açıklamasında bulundu.
“HPV enfeksiyonu rahim ağzı kanserine yol açıyor”
Op. Dr. Esen Çağşar ise rahim ağzı kanserinin erken teşhis edildiğinde, tedavi edilebilen bir kanser türü olduğunu ifade ederek, “Kanser, vücuttaki hücrelerin bir bozukluk sonucu kontrolsüz çoğalmaya başlamasıyla oluşan bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, rahim ağzı bölgesinde görüldüğünde, rahim ağzı kanseri olarak adlandırılır. Genellikle 50 yaşlarda görülen bu kanser türü, son yıllarda genç kadınlarda da görülmeye başlanmıştır. Rahim ağzı kanseri, uzun süren inatçı ve yüksek riskli olan Human Papilloma Virüsü (HPV) enfeksiyonu sonucu oluşmaktadır" dedi.
Rahim ağzı kanserinin belirtilerinin, erken dönemde kendini göstermeyebileceğini söyleyen Çağşar, şöyle devam etti:
"Belirtiler, daha çok hastalığın ileri safhalarında ortaya çıkar. Kanlı akıntı, cinsel ilişki sonrası kanama ve düzensiz adet kanaması gibi belirtiler, rahim ağzı kanseri belirtileri arasındandır. Rahim ağzı kanseri veya diğer HPV ile ilişkili hastalıklar, PAP Smear adı verilen tarama testi ile tespit edilebilir. HPV aşıları, sizi yüksek riskli HPV türlerine ve bu virüsün yol açtığı rahim ağzı kanseri ve diğer kanserler ile genital siğillere karşı etkili bir şekilde korur. HPV aşıları virüs DNA’sı içermediklerinden, bağışıklığı engelleyici ya da kanser yapıcı özellikleri yoktur. Rahim ağzı kanseri erken teşhis edildiğinde, tedavi edilebilen bir kanser türüdür. Rahim ağzı kanserinin erken teşhisi için her yıl düzenli olarak jinekolojik muayenenizi ve smear testinizi yaptırmayı unutmayın."
Dermatoloji Uzmanı Dr. Selen Taner Akbay’da deri kanserleri hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Kaynak: İHA
Prof. Dr. Tarık Zafer Nursal, kadınlarda görülen en yaygın kanser türü hakkında bilgiler vererek, “Memenin içerisinde üç ana doku vardır. Süt üreten doku, destek bağ dokusu ve aradaki boşlukları dolduran yağ dokusudur. Memede görülen her hastalık, bu üç dokudan kaynaklanır. Kanser kendi hücrelerimizden gelişir. Bu nedenle bedenimizin bağışıklık sistemi, kanser hücresini yabancı olarak algılamaz. Algılamadığı için de kanser hücreleri, üreyip çoğalmaya devam eder. Her sekiz kadından biri meme kanserine yakalanmaktadır. Bu oranı azaltacak bir tedavi yöntemi yoktur. Meme kanserinde erken tanı önemli olduğu için, öncelikle her kadının kendi başına muayeneyi öğrenmesi gereklidir. 20 yaşında ilk kontrollerine gitmeleri ve ondan sonra da bulgulara göre senelik ya da 2-3 senede bir bu kontrollerin devam etmeleri gerekmektedir. 40 yaşından itibaren senelik doktor muayenesine ek olarak, senelik mamografi gerekir. Memede sorun varsa, biyopsi yapılır. Biyopsi yapılması ya da dokunun kesilmesi, hiçbir şekilde kansere dönüşmez. Kitle kanserse, yayılmasına neden olmaz” açıklamasında bulundu.
“HPV enfeksiyonu rahim ağzı kanserine yol açıyor”
Op. Dr. Esen Çağşar ise rahim ağzı kanserinin erken teşhis edildiğinde, tedavi edilebilen bir kanser türü olduğunu ifade ederek, “Kanser, vücuttaki hücrelerin bir bozukluk sonucu kontrolsüz çoğalmaya başlamasıyla oluşan bir hastalıktır. Bu kontrolsüz çoğalma, rahim ağzı bölgesinde görüldüğünde, rahim ağzı kanseri olarak adlandırılır. Genellikle 50 yaşlarda görülen bu kanser türü, son yıllarda genç kadınlarda da görülmeye başlanmıştır. Rahim ağzı kanseri, uzun süren inatçı ve yüksek riskli olan Human Papilloma Virüsü (HPV) enfeksiyonu sonucu oluşmaktadır" dedi.
Rahim ağzı kanserinin belirtilerinin, erken dönemde kendini göstermeyebileceğini söyleyen Çağşar, şöyle devam etti:
"Belirtiler, daha çok hastalığın ileri safhalarında ortaya çıkar. Kanlı akıntı, cinsel ilişki sonrası kanama ve düzensiz adet kanaması gibi belirtiler, rahim ağzı kanseri belirtileri arasındandır. Rahim ağzı kanseri veya diğer HPV ile ilişkili hastalıklar, PAP Smear adı verilen tarama testi ile tespit edilebilir. HPV aşıları, sizi yüksek riskli HPV türlerine ve bu virüsün yol açtığı rahim ağzı kanseri ve diğer kanserler ile genital siğillere karşı etkili bir şekilde korur. HPV aşıları virüs DNA’sı içermediklerinden, bağışıklığı engelleyici ya da kanser yapıcı özellikleri yoktur. Rahim ağzı kanseri erken teşhis edildiğinde, tedavi edilebilen bir kanser türüdür. Rahim ağzı kanserinin erken teşhisi için her yıl düzenli olarak jinekolojik muayenenizi ve smear testinizi yaptırmayı unutmayın."
Dermatoloji Uzmanı Dr. Selen Taner Akbay’da deri kanserleri hakkında katılımcıları bilgilendirdi.