'Islak İmza'da Kumpas Davası
FETÖ'nün, Dursun Çiçek'e, 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı' belgesinde ıslak imzası bulunduğunu öne sürerek 'kumpas' kurduğu gerekçesiyle, o dönemde Adli Tıp Kurumu, polis ve jandarma kriminal laboratuvarlarında görevli, biri tutuklu 18 sanığın yargılanmasına devam edildi Tutuklu sanık emekli Albay Burhanettin Cihangiroğlu'nun adli kontrolle tahliyesinin ardından 18 sanıklı davada tutuklu sanık kalmadı Cihangiroğlu, FETÖ'nün TSK yapılanması bünyesindeki 'ankesörlü telefon görüşmesi' soruşturması kapsamında 2018 temmuzunda tutuklanmıştı.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) eski CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek'e "kumpas" kurulduğu iddiasıyla, biri tutuklu 18 sanığın yargılandığı davada, tutuklu sanık emekli Albay Burhanettin Cihangiroğlu'nun adli kontrolle tahliyesine hükmedildi.
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki yedinci duruşmaya, tutuklu sanık Burhanettin Cihangiroğlu ile 15 tutuksuz sanık katıldı. Başka suçtan tutuklu Eyüp Kandemir'in, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılımı sağlanan duruşmada, davanın müdahili Dursun Çiçek ile eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer de hazır bulundu.
Celse arasında mahkemeye gelen belgelerin okunduğu duruşmada daha önce tanık olarak dinlenilmesine karar verilen R.C'nin beyanı alındı.
- Tutuklu sanık kalmadı
Sanık ve taraf avukatlarının gelen belgelere karşı taleplerinin alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Burhanettin Cihangiroğlu'nun, savunmasının alınması, delillerin büyük oranda toplanması, kaçma ve delilleri karartma şüphesini gösteren somut olguların bulunmaması, tutuklu kaldığı süre ve adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağının düşünülmesi gerekçeleriyle tahliyesine hükmetti.
Bu sanık hakkında, "haftada bir gün evine en yakın güvenlik birimine imza verme" ve "yurt dışına çıkış yasağı"ndan oluşan adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını da kararlaştıran heyet, duruşmayı 26 Nisan'a erteledi.
Mahkeme heyetinin son tahliye kararıyla birlikte 18 sanıklı davada tutuklu sanık kalmadı. Tahliyesine karar verilen Cihangiroğlu, FETÖ'nün TSK yapılanması bünyesindeki "ankesörlü telefon görüşmesi" soruşturma kapsamında 2018 yılının temmuz ayında tutuklanmış ve hakkında açılan dava, tutuksuz olarak yargılandığı bu dava dosyasıyla birleştirilmişti.
- İddianameden
Ergenekon davasının sanıkları İlker Başbuğ, Dursun Çiçek ve Serdar Öztürk "müşteki" sıfatıyla, Ergenekon davasının bazı sanıkları ile Genelkurmay Başkanlığı da "suç duyurusunda bulunan" olarak yer aldığı iddianamede, "İrtica İle Mücadele Eylem Planı" isimli belge üzerinde, müşteki Dursun Çiçek tarafından atıldığı iddia edilen imzayla ilgili rapor düzenleyen Adli Tıp Kurumu, polis ve jandarma kriminal laboratuvarlarında görevli 18 sanığın eylemleri sıralanıyor.
Söz konusu belgenin Adli Tıp Kurumu'na gönderilip mevzuata uygun olmayan şekilde ele alındığı, görev taksimatının yapıldığı, istenilen yönde rapor tanziminin sağlanması için şartları uymayan adli tıp uzmanlarının görevlendirildiği, belgeyle ilgili kararın kuruma geldiği gün oy çokluğuyla çıkarıldığı ve muhalif kalan üyelerin kurumdan uzaklaştırıldığı iddialarının sıralandığı iddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında, belgeye ayrı bir önem atfedildiği, belgeyle ilgili imza incelemelerinin de bu soruşturma makamları ve ilgili adli kolluk personeli tarafından yaptırıldığı dile getiriliyor.
İddianamede tüm şüphelilerin, ''gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapmak'' ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçlarından 8,5 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Kaynak: AA
İstanbul 24. Ağır Ceza Mahkemesindeki yedinci duruşmaya, tutuklu sanık Burhanettin Cihangiroğlu ile 15 tutuksuz sanık katıldı. Başka suçtan tutuklu Eyüp Kandemir'in, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katılımı sağlanan duruşmada, davanın müdahili Dursun Çiçek ile eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un avukatı İlkay Sezer de hazır bulundu.
Celse arasında mahkemeye gelen belgelerin okunduğu duruşmada daha önce tanık olarak dinlenilmesine karar verilen R.C'nin beyanı alındı.
- Tutuklu sanık kalmadı
Sanık ve taraf avukatlarının gelen belgelere karşı taleplerinin alınmasının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, tutuklu sanık Burhanettin Cihangiroğlu'nun, savunmasının alınması, delillerin büyük oranda toplanması, kaçma ve delilleri karartma şüphesini gösteren somut olguların bulunmaması, tutuklu kaldığı süre ve adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağının düşünülmesi gerekçeleriyle tahliyesine hükmetti.
Bu sanık hakkında, "haftada bir gün evine en yakın güvenlik birimine imza verme" ve "yurt dışına çıkış yasağı"ndan oluşan adli kontrol tedbirlerinin uygulanmasını da kararlaştıran heyet, duruşmayı 26 Nisan'a erteledi.
Mahkeme heyetinin son tahliye kararıyla birlikte 18 sanıklı davada tutuklu sanık kalmadı. Tahliyesine karar verilen Cihangiroğlu, FETÖ'nün TSK yapılanması bünyesindeki "ankesörlü telefon görüşmesi" soruşturma kapsamında 2018 yılının temmuz ayında tutuklanmış ve hakkında açılan dava, tutuksuz olarak yargılandığı bu dava dosyasıyla birleştirilmişti.
- İddianameden
Ergenekon davasının sanıkları İlker Başbuğ, Dursun Çiçek ve Serdar Öztürk "müşteki" sıfatıyla, Ergenekon davasının bazı sanıkları ile Genelkurmay Başkanlığı da "suç duyurusunda bulunan" olarak yer aldığı iddianamede, "İrtica İle Mücadele Eylem Planı" isimli belge üzerinde, müşteki Dursun Çiçek tarafından atıldığı iddia edilen imzayla ilgili rapor düzenleyen Adli Tıp Kurumu, polis ve jandarma kriminal laboratuvarlarında görevli 18 sanığın eylemleri sıralanıyor.
Söz konusu belgenin Adli Tıp Kurumu'na gönderilip mevzuata uygun olmayan şekilde ele alındığı, görev taksimatının yapıldığı, istenilen yönde rapor tanziminin sağlanması için şartları uymayan adli tıp uzmanlarının görevlendirildiği, belgeyle ilgili kararın kuruma geldiği gün oy çokluğuyla çıkarıldığı ve muhalif kalan üyelerin kurumdan uzaklaştırıldığı iddialarının sıralandığı iddianamede, Ergenekon soruşturması kapsamında, belgeye ayrı bir önem atfedildiği, belgeyle ilgili imza incelemelerinin de bu soruşturma makamları ve ilgili adli kolluk personeli tarafından yaptırıldığı dile getiriliyor.
İddianamede tüm şüphelilerin, ''gerçeğe aykırı bilirkişilik veya tercümanlık yapmak'' ve ''silahlı terör örgütüne üye olmak'' suçlarından 8,5 yıldan 18 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.