İki Kardeşin Cinayet Davası
Bahçelievler'de 25 yaşındaki Soner Alkış'ın öldürülmesine ilişkin kız arkadaşı ve ağabeyinin 'tasarlayarak kasten öldürme' suçundan yargılanmalarına başlandı Soner Alkış'ın ablası müşteki Semra Koçkar: 'Mine, kardeşime 'seni Vatan Şaşmaz gibi öldüreceğim, senin sonun böyle olacak' diyordu. Ancak biz sevgili oldukları için birbirlerine kıyamazlar diye düşünüyorduk''
Bahçelievler'de 25 yaşındaki Soner Alkış'ın öldürülmesine ilişkin kız arkadaşı ve ağabeyinin "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan yargılanmalarına başlandı.
Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Tufan Gül ve kız kardeşi Mine Gül ile hayatını kaybeden Soner Alkış'ın ailesi katıldı. Tarafların avukatları da duruşmada, hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Mine Gül, maktul Soner Alkış ile 3 yıldır duygusal ilişki yaşadığını, olay günü olan 23 Ocak 2018’de cep telefonunda sosyal medya nedeniyle tartıştıklarını, telefonu Alkış’ın yüzüne kapattığını, bir süre sonra ise kapısına geldiğini, ağabeyinin evde olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de ağabeyinin evde olmadığını söylediğini belirtti.
Sanık Gül, maktulün merdivenlerde oturarak gitmediğini ifade ederek, "Yalan söylemediğime dair Kuran’a el bastırmak istedi, ben de ağabeyimin evinin anahtarını aldım ve ağabeyimin evine gittik. Kuran’a el bastım, yemin ettim, o da elimden aldı, 'ettiğin yemine inanmıyorum' dedi. Ben de 'nasıl inanmıyorsun senin Allah'ın yok mu?' dedim. O da 'yok' dedi. Bunun üzerine onu itekledim. O da çenemi tuttu sıktı. Ben de onun sakalını çektim. Canı yandı, gözüme yumruk attı. Ben de ağlamaya ve bağırmaya başladım. Kollarımdan sürükleyip odaya götürdü. Bana, 'kendini başka türlü ispat edeceksin, benim olacaksın, git gecelik giyin' dedi. Boynumu öpmeye çalıştı, üzerime çullandı. O sırada 'yapma etme' diyerek boğuşmaya başladım." diye konuştu.
O sırada ağabeyinin nasıl içeri girdiğini bilmediğini söyleyen sanık Gül, ağabeyinin 'Ne yapıyorsun lan kardeşime?' dediğini, maktulün de 'asıl sen kimsin lan' dediğini, maktulle ağabeyinin küfürleşmeye başladığını, Soner’in ağabeyinin üzerine yürüdüğünü, ağabeyinin de bunun üstüne silah çıkardığını anlattı.
Sanık Gül, kendisinin 'yapma, etme abi' dediğini, maktulün ağabeyine 'sıksana lan sık, erkek misin?' dediğini, daha sonra silahın patlama sesini duyduğunu, ateş edilince kendinden geçtiğini, Soner’in öldüğünü karakolda öğrendiğini, birbirlerini sevdiklerini, olayın kendisini çok üzdüğünü belirtti.
Bir diğer tutuklu sanık Tufan Gül de olay günü Ortaköy'de arkadaşının doğum gününü kutladıktan sonra evine gittiğini, dairesinin önünde sesler duyduğunu, tanımadığı bir şahsı kardeşinin üzerinde gördüğünü, şahsın üzerinde silah olabileceğini de düşünerek, odadan silah aldığını, 'kimsin lan, defol git evimden' diye bağırdığını, maktulün, kız kardeşinin üzerinden kalkıp, 'sen kimsin' diye bağırmaya başladığını anlattı.
Sanık Gül, maktulle karşılıklı bağırışıp, küfürleştiklerini dile getirerek, "Amacım evinden çıkmasını sağlamaktı. Açık kapıdan çıkmak yerine bana hakaret ve küfürler etti. Gecenin o saatinde evime girmiş ve kardeşime saldırmış bir şahsın üzerinde silah bulunduğunu düşündüğümden silahı doğrulttum, korkudan elim ayağım titriyordu. Kendisinde benim yaşadığım korku ve panik yoktu. Silahı görünce 'sık ulan şerefsiz, sıkmazsam ben size sıkacağım' diye bağırmaya başladı. Ben de sürekli, açık olan kapıyı göstererek evimden gitmesini, bizi rahat bırakmasını söyledim. Bağırdı, bir anda üzerime doğru geldi. Üzerinden bir şey çıkartıp bana ve kardeşime zarar vereceğini düşünerek, o anki korku ve panikle onu da korkutmak isteyerek ateş ettim. Nereye doğru ateş ettiğimi ve kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Ben evimde tanımadığım bir şahsı kardeşimin üzerinde görmenin korku ve paniğini tüm vücudumda hissettim. Olay bu şekilde oldu. Kardeşimin Soner ile görüştüğünü bilmiyordum." şeklinde konuştu.
- ''Kardeşime 'seni Vatan Şaşmaz gibi öldüreceğim' diyordu''
Duruşmada söz verilen Soner Alkış'ın ablası müşteki Semra Koçkar da "Telefonda kardeşimin vurulduğu bana söylenince, isim söylenmediği halde ben telefondayken 'Mine kardeşimi vurdu' diye bağırmışım. İkisinin kavga ettiklerini biliyorum. Aklıma o geldi direkt. Mine, kardeşime 'seni Vatan Şaşmaz gibi öldüreceğim, senin sonun böyle olacak' diyordu. Ancak biz sevgili oldukları için birbirlerine kıyamazlar diye düşünüyorduk. Sanıklardan şikayetçiyim." dedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
- İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Mine Gül ile Soner Alkış’ın 3 yıldır arkadaşlık yaptığı, sık sık kavga edip barıştıklarını, olay günü olan 23 Ocak 2018’de mesajlaştıkları ve uzun süren telefon görüşmeleri yaptıkları, daha sonrasında maktul Soner Alkış’ın gece yarısından sonra Mine Gül'ün evine gittiği, çiftin Mine Gül'ün kardeşi olan sanık Tufan Gül'ün evinde görüşmeye devam ettikleri ve ilerleyen saatlerde emniyete Soner Alkış'ın öldüğü ihbarının yapıldığı kaydedildi.
Olayla ilgili gözaltına alınan sanık Mine Gül’ün emniyetteki ifadesinde ateş edenin kendisi olduğunu, olaydan 10-15 dakika sonra kardeşi Tufan Gül'ün evine geldiği anlatılan iddianamede, olayda kullanılan silah üzerinde yapılan parmak izi incelemesinde herhangi bir izin tespit edilemediği, her iki sanıktan alınan ev svapları üzerinde yapılan incelemede atış artıklarına rastlanılmadığını, otopsi raporunda, Soner Alkış'ın vücudunda 3 adet mermi çekirdeği giriş yarası olduğu bildirildi.
Sanık olan kardeşlerin fikir ve eylem birliği içerisinde birlikte hareket ederek, Soner Alkış'ı öldürmeye karar verdikleri, Soner Alkış'ın son kez görüşme bahanesiyle sanık Mine Gül tarafından sanık Tufan Gül'ün evine davet edildiği ifade edilen iddianamede, maktul Soner Alkış’ın eve gittiğinde silahla baş kısmına ateş edilerek ölümüne sebebiyet verdikleri değerlendirilmesinde bulunuldu.
İddianamede, sanıklar Mine Gül ve Tufan Gül hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" ve "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma" suçlarından ağrılaştırılmış müebbetle birer yıldan üçer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Kaynak: AA
Bakırköy 5. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmada tutuklu sanıklar Tufan Gül ve kız kardeşi Mine Gül ile hayatını kaybeden Soner Alkış'ın ailesi katıldı. Tarafların avukatları da duruşmada, hazır bulundu.
Duruşmada savunma yapan tutuklu sanık Mine Gül, maktul Soner Alkış ile 3 yıldır duygusal ilişki yaşadığını, olay günü olan 23 Ocak 2018’de cep telefonunda sosyal medya nedeniyle tartıştıklarını, telefonu Alkış’ın yüzüne kapattığını, bir süre sonra ise kapısına geldiğini, ağabeyinin evde olup olmadığını sorduğunu, kendisinin de ağabeyinin evde olmadığını söylediğini belirtti.
Sanık Gül, maktulün merdivenlerde oturarak gitmediğini ifade ederek, "Yalan söylemediğime dair Kuran’a el bastırmak istedi, ben de ağabeyimin evinin anahtarını aldım ve ağabeyimin evine gittik. Kuran’a el bastım, yemin ettim, o da elimden aldı, 'ettiğin yemine inanmıyorum' dedi. Ben de 'nasıl inanmıyorsun senin Allah'ın yok mu?' dedim. O da 'yok' dedi. Bunun üzerine onu itekledim. O da çenemi tuttu sıktı. Ben de onun sakalını çektim. Canı yandı, gözüme yumruk attı. Ben de ağlamaya ve bağırmaya başladım. Kollarımdan sürükleyip odaya götürdü. Bana, 'kendini başka türlü ispat edeceksin, benim olacaksın, git gecelik giyin' dedi. Boynumu öpmeye çalıştı, üzerime çullandı. O sırada 'yapma etme' diyerek boğuşmaya başladım." diye konuştu.
O sırada ağabeyinin nasıl içeri girdiğini bilmediğini söyleyen sanık Gül, ağabeyinin 'Ne yapıyorsun lan kardeşime?' dediğini, maktulün de 'asıl sen kimsin lan' dediğini, maktulle ağabeyinin küfürleşmeye başladığını, Soner’in ağabeyinin üzerine yürüdüğünü, ağabeyinin de bunun üstüne silah çıkardığını anlattı.
Sanık Gül, kendisinin 'yapma, etme abi' dediğini, maktulün ağabeyine 'sıksana lan sık, erkek misin?' dediğini, daha sonra silahın patlama sesini duyduğunu, ateş edilince kendinden geçtiğini, Soner’in öldüğünü karakolda öğrendiğini, birbirlerini sevdiklerini, olayın kendisini çok üzdüğünü belirtti.
Bir diğer tutuklu sanık Tufan Gül de olay günü Ortaköy'de arkadaşının doğum gününü kutladıktan sonra evine gittiğini, dairesinin önünde sesler duyduğunu, tanımadığı bir şahsı kardeşinin üzerinde gördüğünü, şahsın üzerinde silah olabileceğini de düşünerek, odadan silah aldığını, 'kimsin lan, defol git evimden' diye bağırdığını, maktulün, kız kardeşinin üzerinden kalkıp, 'sen kimsin' diye bağırmaya başladığını anlattı.
Sanık Gül, maktulle karşılıklı bağırışıp, küfürleştiklerini dile getirerek, "Amacım evinden çıkmasını sağlamaktı. Açık kapıdan çıkmak yerine bana hakaret ve küfürler etti. Gecenin o saatinde evime girmiş ve kardeşime saldırmış bir şahsın üzerinde silah bulunduğunu düşündüğümden silahı doğrulttum, korkudan elim ayağım titriyordu. Kendisinde benim yaşadığım korku ve panik yoktu. Silahı görünce 'sık ulan şerefsiz, sıkmazsam ben size sıkacağım' diye bağırmaya başladı. Ben de sürekli, açık olan kapıyı göstererek evimden gitmesini, bizi rahat bırakmasını söyledim. Bağırdı, bir anda üzerime doğru geldi. Üzerinden bir şey çıkartıp bana ve kardeşime zarar vereceğini düşünerek, o anki korku ve panikle onu da korkutmak isteyerek ateş ettim. Nereye doğru ateş ettiğimi ve kaç el ateş ettiğimi hatırlamıyorum. Ben evimde tanımadığım bir şahsı kardeşimin üzerinde görmenin korku ve paniğini tüm vücudumda hissettim. Olay bu şekilde oldu. Kardeşimin Soner ile görüştüğünü bilmiyordum." şeklinde konuştu.
- ''Kardeşime 'seni Vatan Şaşmaz gibi öldüreceğim' diyordu''
Duruşmada söz verilen Soner Alkış'ın ablası müşteki Semra Koçkar da "Telefonda kardeşimin vurulduğu bana söylenince, isim söylenmediği halde ben telefondayken 'Mine kardeşimi vurdu' diye bağırmışım. İkisinin kavga ettiklerini biliyorum. Aklıma o geldi direkt. Mine, kardeşime 'seni Vatan Şaşmaz gibi öldüreceğim, senin sonun böyle olacak' diyordu. Ancak biz sevgili oldukları için birbirlerine kıyamazlar diye düşünüyorduk. Sanıklardan şikayetçiyim." dedi.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar vererek, tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.
- İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Mine Gül ile Soner Alkış’ın 3 yıldır arkadaşlık yaptığı, sık sık kavga edip barıştıklarını, olay günü olan 23 Ocak 2018’de mesajlaştıkları ve uzun süren telefon görüşmeleri yaptıkları, daha sonrasında maktul Soner Alkış’ın gece yarısından sonra Mine Gül'ün evine gittiği, çiftin Mine Gül'ün kardeşi olan sanık Tufan Gül'ün evinde görüşmeye devam ettikleri ve ilerleyen saatlerde emniyete Soner Alkış'ın öldüğü ihbarının yapıldığı kaydedildi.
Olayla ilgili gözaltına alınan sanık Mine Gül’ün emniyetteki ifadesinde ateş edenin kendisi olduğunu, olaydan 10-15 dakika sonra kardeşi Tufan Gül'ün evine geldiği anlatılan iddianamede, olayda kullanılan silah üzerinde yapılan parmak izi incelemesinde herhangi bir izin tespit edilemediği, her iki sanıktan alınan ev svapları üzerinde yapılan incelemede atış artıklarına rastlanılmadığını, otopsi raporunda, Soner Alkış'ın vücudunda 3 adet mermi çekirdeği giriş yarası olduğu bildirildi.
Sanık olan kardeşlerin fikir ve eylem birliği içerisinde birlikte hareket ederek, Soner Alkış'ı öldürmeye karar verdikleri, Soner Alkış'ın son kez görüşme bahanesiyle sanık Mine Gül tarafından sanık Tufan Gül'ün evine davet edildiği ifade edilen iddianamede, maktul Soner Alkış’ın eve gittiğinde silahla baş kısmına ateş edilerek ölümüne sebebiyet verdikleri değerlendirilmesinde bulunuldu.
İddianamede, sanıklar Mine Gül ve Tufan Gül hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" ve "Ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma, taşıma veya bulundurma" suçlarından ağrılaştırılmış müebbetle birer yıldan üçer yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.