TÜSİAD'ın 49. Genel Kurul Toplantısı
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan: “İthalata bağımlı hale gelmemek için tarımsal üretimi artırmak zorundayız. Tarımı ihmal eden ülkeler geleceklerini tehlikeye atar. Biz ihmal etmeyelim” 'Merkezi karar alma ve uygulamanın eskisine oranla çok kuvvetli bir hale geldiği yeni Cumhurbaşkanlığı modelinde, sistemin düzgün çalışması, merkezde keskin bir güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı olduğu kadar, yerelliğin dikkate alınmasına bağlı'
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, ithalata bağımlı hale gelmemek için tarımsal üretimin artırılması gerektiğini vurgulayarak, “Tarımı ihmal eden ülkeler geleceklerini tehlikeye atar. Biz ihmal etmeyelim.” dedi.
Özilhan, TÜSİAD'ın 49. Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin girdiği seçim dönemini anımsatarak, heyecan dozu oldukça düşük bir seçim süreci yaşandığını ifade etti.
Türkiye'de bu dönemde sakinliğe ihtiyaç olduğunu belirten Özilhan, şunları kaydetti:
"Seçmen iradesinin bir kez daha tecelli edeceği ve bazı belediyelerimizin uzun süreden sonra seçilmiş yöneticilerine kavuşacağı seçimlerin birinci maddesi yerel kalkınma olmalı. Nüfus ve milli gelir olarak dünyanın en büyük 20 ülkesi arasındaki ülkemizin ekonomik coğrafya itibarıyla gösterdiği farklılıklar, yerel yönetim konusunu en ciddi yönetişim başlıklarından birisi haline getiriyor. Farklı partilerden adaylar, belediyeleri için tasarladıkları projeleri açıklamaya hazırlanıyorlar.
Belediye seçimleri aslında yerel yönetim konusudur; demokrasinin yerelde kök salması demektir. Yerel yöneticilerden beklentimiz yerel kalkınma vizyonlarını seçmenle paylaşmaları, yerelde refah artışını nasıl sağlayacaklarını, vatandaşın yaşam standardını bir seferlik desteklerle değil kalıcı olarak nasıl artıracaklarını ortaya koymaları."
Özilhan, önemli konulardan birinin de bölgeler arasındaki ekonomik ve toplumsal gelişmişlik farklılıkları olduğunu dile getirerek, bölgeler arası gelir eşitsizliğindeki iyileşmelere rağmen zengin bölgelerde ortalama gelirin yoksul bölgelerin üç katı olduğunu aktardı.
"Yerel kalkınma çok ciddi bir meselemiz." diyen Özilhan, "Bölgesel kalkınma farklılıklarını gidermek için yerel aktörlerin dahil edileceği katılımcı bir yönetişim sistemine duyduğumuz ihtiyaç her geçen gün daha da ortaya çıkıyor." ifadesini kullandı.
- "İklim değişikliği, Türkiye'yi de etkilemeye başlayan ciddi bir konu"
Tuncay Özilhan, yerel yönetimlerin önemine işaret ederek, "780 bin kilometrekarelik topraklarımızı sadece Ankara'dan bakarak yönetmek mümkün değil. Merkezi karar alma ve uygulamanın eskisine oranla çok kuvvetli bir hale geldiği yeni Cumhurbaşkanlığı modelinde, sistemin düzgün çalışması, merkezde keskin bir güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı olduğu kadar, yerelliğin dikkate alınmasına bağlı." diye konuştu.
Gıda fiyatlarındaki artışa dikkati çeken Özilhan, bunda iklim koşullarının da etkisinin bulunduğunu söyledi.
Özilhan, iklim değişikliğinin Türkiye'yi de etkilemeye başlayan çok ciddi bir konu olduğunu vurgulayarak, bu konunun Türkiye gündeminde hak ettiği önemi bulamadığını ifade etti.
Küresel iklim değişikliğinin sonuçlarının öngörülüp, tedbir alınması gerektiğini anlatan Özilhan, aksi halde başta tarım ve gıda olmak üzere birçok alanda kritik sorunlarla karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulundu.
Özilhan, "İthalata bağımlı hale gelmemek için tarımsal üretimi artırmak zorundayız. 80 milyonluk bir ülke olarak, Türkiye’nin gıda güvenliği ve güvenilirliğinden taviz vermesini kabul edemeyiz. Tarımı ihmal eden ülkeler geleceklerini tehlikeye atar. Biz ihmal etmeyelim. Tarıma, sanayileşme kadar önem vermek, yatırım yapmak durumundayız." dedi.
Tuncay Özilhan konuşmasının sonunda, şu ana kadar verdiği emekler ve yaptığı çalışmalar için Erol Bilecik'e de teşekkür etti.
Kaynak: AA
Özilhan, TÜSİAD'ın 49. Genel Kurul Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin girdiği seçim dönemini anımsatarak, heyecan dozu oldukça düşük bir seçim süreci yaşandığını ifade etti.
Türkiye'de bu dönemde sakinliğe ihtiyaç olduğunu belirten Özilhan, şunları kaydetti:
"Seçmen iradesinin bir kez daha tecelli edeceği ve bazı belediyelerimizin uzun süreden sonra seçilmiş yöneticilerine kavuşacağı seçimlerin birinci maddesi yerel kalkınma olmalı. Nüfus ve milli gelir olarak dünyanın en büyük 20 ülkesi arasındaki ülkemizin ekonomik coğrafya itibarıyla gösterdiği farklılıklar, yerel yönetim konusunu en ciddi yönetişim başlıklarından birisi haline getiriyor. Farklı partilerden adaylar, belediyeleri için tasarladıkları projeleri açıklamaya hazırlanıyorlar.
Belediye seçimleri aslında yerel yönetim konusudur; demokrasinin yerelde kök salması demektir. Yerel yöneticilerden beklentimiz yerel kalkınma vizyonlarını seçmenle paylaşmaları, yerelde refah artışını nasıl sağlayacaklarını, vatandaşın yaşam standardını bir seferlik desteklerle değil kalıcı olarak nasıl artıracaklarını ortaya koymaları."
Özilhan, önemli konulardan birinin de bölgeler arasındaki ekonomik ve toplumsal gelişmişlik farklılıkları olduğunu dile getirerek, bölgeler arası gelir eşitsizliğindeki iyileşmelere rağmen zengin bölgelerde ortalama gelirin yoksul bölgelerin üç katı olduğunu aktardı.
"Yerel kalkınma çok ciddi bir meselemiz." diyen Özilhan, "Bölgesel kalkınma farklılıklarını gidermek için yerel aktörlerin dahil edileceği katılımcı bir yönetişim sistemine duyduğumuz ihtiyaç her geçen gün daha da ortaya çıkıyor." ifadesini kullandı.
- "İklim değişikliği, Türkiye'yi de etkilemeye başlayan ciddi bir konu"
Tuncay Özilhan, yerel yönetimlerin önemine işaret ederek, "780 bin kilometrekarelik topraklarımızı sadece Ankara'dan bakarak yönetmek mümkün değil. Merkezi karar alma ve uygulamanın eskisine oranla çok kuvvetli bir hale geldiği yeni Cumhurbaşkanlığı modelinde, sistemin düzgün çalışması, merkezde keskin bir güçler ayrılığı ve hukukun üstünlüğü ilkesine bağlı olduğu kadar, yerelliğin dikkate alınmasına bağlı." diye konuştu.
Gıda fiyatlarındaki artışa dikkati çeken Özilhan, bunda iklim koşullarının da etkisinin bulunduğunu söyledi.
Özilhan, iklim değişikliğinin Türkiye'yi de etkilemeye başlayan çok ciddi bir konu olduğunu vurgulayarak, bu konunun Türkiye gündeminde hak ettiği önemi bulamadığını ifade etti.
Küresel iklim değişikliğinin sonuçlarının öngörülüp, tedbir alınması gerektiğini anlatan Özilhan, aksi halde başta tarım ve gıda olmak üzere birçok alanda kritik sorunlarla karşı karşıya kalınabileceği uyarısında bulundu.
Özilhan, "İthalata bağımlı hale gelmemek için tarımsal üretimi artırmak zorundayız. 80 milyonluk bir ülke olarak, Türkiye’nin gıda güvenliği ve güvenilirliğinden taviz vermesini kabul edemeyiz. Tarımı ihmal eden ülkeler geleceklerini tehlikeye atar. Biz ihmal etmeyelim. Tarıma, sanayileşme kadar önem vermek, yatırım yapmak durumundayız." dedi.
Tuncay Özilhan konuşmasının sonunda, şu ana kadar verdiği emekler ve yaptığı çalışmalar için Erol Bilecik'e de teşekkür etti.