Harran'da 9 Asırlık İlaç Şişesi Bulundu
Dünyanın en eski yerleşim yerlerinden Şanlıurfa'daki Harran Ören Yeri'nde yürütülen kazılarda, Orta Çağ'dan kalma 9 asırlık topraktan yapılmış ilaç şişesi bulundu Üzerinde, bugün tıbbın simgesi olan birbirine dolanmış iki yılanın bulunduğu toprak şişe, 'Türkiye'nin en büyük müzesi' unvanına sahip Şanlıurfa Müze Kompleksi'nde sergilenmeye hazırlanıyor HRÜ Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal: 'Bu eser, günümüzden yaklaşık 9 asır öncesine dayanıyor. Dolayısıyla burada ilaç üretildiği ve bu şişelere konularak oradan satıldığı sonucuna ulaştık'
RAUF MALTAŞ - UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi'nde bulunan, dünyanın en eski yerleşim yerlerinden Harran Ören Yeri'ndeki kazı alanında, Orta Çağ döneminden kalma, 9 asırlık, topraktan yapılma ve üzerinde bugün tıbbın simgesi olan birbirine dolanmış iki yılanın bulunduğu ilaç şişesi ortaya çıkarıldı.
Harran Üniversitesi (HRÜ) Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığının finansmanı, yerel yönetimlerin de desteğiyle tarihi ören yerindeki kazıların, aralıklarla 70 yıldır sürdüğünü hatırlattı.
Antik bulgulara göre, Harran'ın, tarih boyunca önemli bir tıp merkezi olarak kabul edildiğine dikkati çeken Önal, geçen yıl bin yıllık miskçi dükkanı bulunan bölgede, bu yıl da tıp bilimini ilgilendiren çok önemli bir bulguya rastladıklarını kaydetti.
Önal, kazılarda Orta Çağ döneminden kalma 9 asırlık bir ilaç şişesi çıkarıldığını ifade ederek, "Şişenin bulunduğu tabaka, milattan sonra 12. yüzyıla aittir. O da Zengiler dönemine rast geliyor. Bu eser, günümüzden yaklaşık 9 asır öncesine dayanıyor. Dolayısıyla burada ilaç üretildiği ve bu şişelere konularak oradan satıldığı sonucuna ulaştık. Hem imalathanesi hem de satış yeri olması açısından oldukça önemlidir." diye konuştu.
Yaklaşık 15 santim boyundaki silindir gövdeli kabın dış yüzeyinin, birbirine dolanmış ağızları açık yılan kabartmalarıyla süslü olduğunu vurgulayan Önal, yılanın, arkeolojide ölümsüzlüğü temsil ettiğini, bu figürün Selçuklular'daki şifahanelerin yanı sıra Mısır ve Yunan sanatında da şifa ve tıbbın sembolü olarak kullanıldığına dikkati çekti.
Kabın pişmiş topraktan yapıldığını ifade eden Önal, kabın ağzındaki küçük deliğin de sıvının dökülmemesi için bir tıpayla kapatıldığının tahmin edildiğini söyledi.
Önal, Tunç Çağı'nda MÖ 3 binli yıllarda Harran'ın, bulunduğu coğrafyaya tıp hizmeti veren bir merkez olduğunu, tıptaki öneminin çivi yazılı tabletlerde bile geçtiğini dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Harran, Tunç Çağı'ndan itibaren çevre illere dahi hizmet veren bir tıp merkezi konumundadır. Emeviler Dönemi'nde İskenderiye'den tıp okulu Harran'a getirilmiştir. İbn-i Cübeyir, Harran'da iki hastanenin bulunduğundan bahsediyor. Dolayısıyla ticaretin merkezi Harran, tıpla ve bilimle de yakın ilişkilidir. Bunun için buluntular, Harran'ın İslam ve Türk eserleri olarak önemli bir merkez olduğunu gösteriyor. MS 8. yüzyılın ilk çeyreğinde Tıp Bölümü'nün, Emevi halifesi Ömer Bin Abdulaziz tarafından İskenderiye'den Harran'a getirildiği biliniyor. İbn-i Şeddad, Harran'da 4 okulun varlığından, İbn-i Cübeyir de Harran'da 2 hastane olduğunu belirtiyor."
- Müzede sergilenecek
9 asırlık ilaç şişesi, Göbeklitepe'den çıkarılan eserlerin de yer aldığı, "Türkiye'nin en büyük müzesi" unvanına sahip Şanlıurfa Müze Kompleksi'nde sergilenmeye hazırlanıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Balıklıgöl Yerleşkesi yanındaki 200 dönümlük alanda 2015'te ziyarete açılan müzede, 70 bini aşkın eser bulunuyor. Şanlıurfa Müze Kompleksi'nde teşhir edilen eserler, kronolojik düzende, ait oldukları döneme ilişkin görsel canlandırmalarla ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.
Kaynak: AA
Harran Üniversitesi (HRÜ) Arkeoloji Bölümü ve Harran Ören Yeri Kazı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Önal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığının finansmanı, yerel yönetimlerin de desteğiyle tarihi ören yerindeki kazıların, aralıklarla 70 yıldır sürdüğünü hatırlattı.
Antik bulgulara göre, Harran'ın, tarih boyunca önemli bir tıp merkezi olarak kabul edildiğine dikkati çeken Önal, geçen yıl bin yıllık miskçi dükkanı bulunan bölgede, bu yıl da tıp bilimini ilgilendiren çok önemli bir bulguya rastladıklarını kaydetti.
Önal, kazılarda Orta Çağ döneminden kalma 9 asırlık bir ilaç şişesi çıkarıldığını ifade ederek, "Şişenin bulunduğu tabaka, milattan sonra 12. yüzyıla aittir. O da Zengiler dönemine rast geliyor. Bu eser, günümüzden yaklaşık 9 asır öncesine dayanıyor. Dolayısıyla burada ilaç üretildiği ve bu şişelere konularak oradan satıldığı sonucuna ulaştık. Hem imalathanesi hem de satış yeri olması açısından oldukça önemlidir." diye konuştu.
Yaklaşık 15 santim boyundaki silindir gövdeli kabın dış yüzeyinin, birbirine dolanmış ağızları açık yılan kabartmalarıyla süslü olduğunu vurgulayan Önal, yılanın, arkeolojide ölümsüzlüğü temsil ettiğini, bu figürün Selçuklular'daki şifahanelerin yanı sıra Mısır ve Yunan sanatında da şifa ve tıbbın sembolü olarak kullanıldığına dikkati çekti.
Kabın pişmiş topraktan yapıldığını ifade eden Önal, kabın ağzındaki küçük deliğin de sıvının dökülmemesi için bir tıpayla kapatıldığının tahmin edildiğini söyledi.
Önal, Tunç Çağı'nda MÖ 3 binli yıllarda Harran'ın, bulunduğu coğrafyaya tıp hizmeti veren bir merkez olduğunu, tıptaki öneminin çivi yazılı tabletlerde bile geçtiğini dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
"Harran, Tunç Çağı'ndan itibaren çevre illere dahi hizmet veren bir tıp merkezi konumundadır. Emeviler Dönemi'nde İskenderiye'den tıp okulu Harran'a getirilmiştir. İbn-i Cübeyir, Harran'da iki hastanenin bulunduğundan bahsediyor. Dolayısıyla ticaretin merkezi Harran, tıpla ve bilimle de yakın ilişkilidir. Bunun için buluntular, Harran'ın İslam ve Türk eserleri olarak önemli bir merkez olduğunu gösteriyor. MS 8. yüzyılın ilk çeyreğinde Tıp Bölümü'nün, Emevi halifesi Ömer Bin Abdulaziz tarafından İskenderiye'den Harran'a getirildiği biliniyor. İbn-i Şeddad, Harran'da 4 okulun varlığından, İbn-i Cübeyir de Harran'da 2 hastane olduğunu belirtiyor."
- Müzede sergilenecek
9 asırlık ilaç şişesi, Göbeklitepe'den çıkarılan eserlerin de yer aldığı, "Türkiye'nin en büyük müzesi" unvanına sahip Şanlıurfa Müze Kompleksi'nde sergilenmeye hazırlanıyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Balıklıgöl Yerleşkesi yanındaki 200 dönümlük alanda 2015'te ziyarete açılan müzede, 70 bini aşkın eser bulunuyor. Şanlıurfa Müze Kompleksi'nde teşhir edilen eserler, kronolojik düzende, ait oldukları döneme ilişkin görsel canlandırmalarla ziyaretçilerin beğenisine sunuluyor.