'Tıbbi Konularda Fetva Verme Metodolojisi Ve Zorluklar Sempozyumu' Başladı
Abdullah Tivnikli İstanbulAraştırma ve Eğitim Vakfı (İSAR) Tıp ve Ahlak Çalışma Grubu tarafından "Tıbbi Konularda Fetva Verme Metodolojisi ve Zorluklar Sempozyumu" düzenlendi.
İslam Araştırmaları Merkezi'nde (İSAM) iki gün sürecek sempozyumda konuşan İSAR Tıp ve Ahlak Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. İhsan Karaman, vakıf bünyesinde çalışmalar yürüten Tıp ve Ahlak Çalışma Grubunun 10 yıl önce kurulduğunu aktardı.
İSAR'ın birçok alanda çalışma yaptığını belirten Karaman, "Çalışma grubumuz, değişik disiplinlerden, yani ilahiyat, sosyoloji, felsefe, tıp etiği, genel tıp, klinik ve temel bilimlerden bilim insanlarını, akademisyenleri 10 yıldır bir araya getiren ve her ay düzenli toplanarak tıbbi gelişmelerin etik yönlerini tartışmamızı sağlayan bir çalışma grubudur. Bu tartışmalar hukuki, dini, ahlaki ve evrensel etik açısından gerçekleştiriliyor." diye konuştu.
Karaman, Türkiye'den 400 bilim insanının katıldığını sempozyumda, ABD, Güney Afrika, Endonezya, Pakistan, Katar ve İran olmak üzere 6 ülkeden de bilim insanlarının konuşmacı ve katılımcı olarak yer aldığını söyledi.
Prof. Dr. Karaman, dünyada "tıp etiği" diye bir kavram olduğunu dile getirerek, "Tıp etiği, tıp alanında herhangi bir uygulama yapılırken bunun evrensel ahlaki ilkelere uyup uymadığını sorgular. Mesela 'İnsan onuruna uyuyor mu?' Organ bağışı, kürtaj, kadavra kullanımı, hayvan deneyleri tüm bu başlıklar tıp etiğinin konuları arasına giriyor. Bütün bu alanlarda 10 yıldan beri bu grup, akademik çalışma yapıyor. Yaptığımız çalışmalar tamamen bilimsel ve akademik." değerlendirmesinde bulundu.
Bundan 10 yıl önce ilkini ulusal düzeyde gerçekleştirdikleri sempozyumu, bu yıl uluslararası katılımlı olarak ikinci kez yaptıklarını aktaran Karaman, şunları kaydetti:
"Modern tıpta, tıbbi teknolojiyle birlikte çok önemli gelişmeler oluyor ve biz bunları hem sosyal bilimler hem din hem etik hem hukuk açısından yorumlamak zorundayız. Neden fetva peki? Tıpta fetvaya neden gerek var? Şundan gerek var? Muameleye maruz kalacak vatandaş hangi dinden ise o muamelenin dinin prensiplerine uyup uymadığını sorguluyor. Bugün organ nakli, kürtaj bizden çok Batı'da etik enstitülerinde, kiliselerde din adamları arasında, parlamentolarda tartışılıyor. İslam ülkelerinde de vatandaş herhangi bir tıbbi teklifle karşılaştığı zaman, bu aşı, organ nakli olabilir, gidiyor Diyanet'e, imama, müftüye fetva soruyor."
Alo Fetva Hattı'na gelen soruların büyük çoğunluğunun tıbbi konular olduğunu dile getiren Karaman, "Bütün bunlar zaten var olan, hayatın içinden olan mevzular ve insanlar bunun için bir yerlere fetva soruyor. Biz de tıbbi konuda fetva verirken bir metodoloji, yani usul ve metot arayışı içerisindeyiz. Herkes kendi kafasına göre konuşmasın, 'Ortak bir yol haritası tespit edilebilir mi?' çalışması içerisindeyiz. Toplantı fetva verme toplantısı değil, tamamen akademik bir çalışma. Yani biz tıbbi konularda vatandaşın sorduğu fetvaya cevap verirken ortak bir yol arayışı içindeyiz. Bugün Harvard ve Şikago Üniversiteleri gibi Batı'nın önde gelen kurumlarında hemen hemen aynı içerik ve yöntemde toplantılar düzenleniyor." ifadelerini kullandı.
Sempozyum, yapılacak oturum ve akademik toplantıların ardından yarın sona erecek.
Kaynak: AA
İSAR'ın birçok alanda çalışma yaptığını belirten Karaman, "Çalışma grubumuz, değişik disiplinlerden, yani ilahiyat, sosyoloji, felsefe, tıp etiği, genel tıp, klinik ve temel bilimlerden bilim insanlarını, akademisyenleri 10 yıldır bir araya getiren ve her ay düzenli toplanarak tıbbi gelişmelerin etik yönlerini tartışmamızı sağlayan bir çalışma grubudur. Bu tartışmalar hukuki, dini, ahlaki ve evrensel etik açısından gerçekleştiriliyor." diye konuştu.
Karaman, Türkiye'den 400 bilim insanının katıldığını sempozyumda, ABD, Güney Afrika, Endonezya, Pakistan, Katar ve İran olmak üzere 6 ülkeden de bilim insanlarının konuşmacı ve katılımcı olarak yer aldığını söyledi.
Prof. Dr. Karaman, dünyada "tıp etiği" diye bir kavram olduğunu dile getirerek, "Tıp etiği, tıp alanında herhangi bir uygulama yapılırken bunun evrensel ahlaki ilkelere uyup uymadığını sorgular. Mesela 'İnsan onuruna uyuyor mu?' Organ bağışı, kürtaj, kadavra kullanımı, hayvan deneyleri tüm bu başlıklar tıp etiğinin konuları arasına giriyor. Bütün bu alanlarda 10 yıldan beri bu grup, akademik çalışma yapıyor. Yaptığımız çalışmalar tamamen bilimsel ve akademik." değerlendirmesinde bulundu.
Bundan 10 yıl önce ilkini ulusal düzeyde gerçekleştirdikleri sempozyumu, bu yıl uluslararası katılımlı olarak ikinci kez yaptıklarını aktaran Karaman, şunları kaydetti:
"Modern tıpta, tıbbi teknolojiyle birlikte çok önemli gelişmeler oluyor ve biz bunları hem sosyal bilimler hem din hem etik hem hukuk açısından yorumlamak zorundayız. Neden fetva peki? Tıpta fetvaya neden gerek var? Şundan gerek var? Muameleye maruz kalacak vatandaş hangi dinden ise o muamelenin dinin prensiplerine uyup uymadığını sorguluyor. Bugün organ nakli, kürtaj bizden çok Batı'da etik enstitülerinde, kiliselerde din adamları arasında, parlamentolarda tartışılıyor. İslam ülkelerinde de vatandaş herhangi bir tıbbi teklifle karşılaştığı zaman, bu aşı, organ nakli olabilir, gidiyor Diyanet'e, imama, müftüye fetva soruyor."
Alo Fetva Hattı'na gelen soruların büyük çoğunluğunun tıbbi konular olduğunu dile getiren Karaman, "Bütün bunlar zaten var olan, hayatın içinden olan mevzular ve insanlar bunun için bir yerlere fetva soruyor. Biz de tıbbi konuda fetva verirken bir metodoloji, yani usul ve metot arayışı içerisindeyiz. Herkes kendi kafasına göre konuşmasın, 'Ortak bir yol haritası tespit edilebilir mi?' çalışması içerisindeyiz. Toplantı fetva verme toplantısı değil, tamamen akademik bir çalışma. Yani biz tıbbi konularda vatandaşın sorduğu fetvaya cevap verirken ortak bir yol arayışı içindeyiz. Bugün Harvard ve Şikago Üniversiteleri gibi Batı'nın önde gelen kurumlarında hemen hemen aynı içerik ve yöntemde toplantılar düzenleniyor." ifadelerini kullandı.
Sempozyum, yapılacak oturum ve akademik toplantıların ardından yarın sona erecek.