Obezite Problemine Dikkat
Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mehmet Yalım Uçtum Obezite hakkında bilgiler verdi.
Uçtum, Obezitenin, vücuttaki aşırı miktarda yağ birikmesi olduğunu ifade ederek, “Bir başka tanımlama ise vücuda alınan enerjinin harcanandan daha fazla olması durumudur. Dünya Sağlık örgütü verilerine göre, 2017 yılı itibari ile dünyada yaklaşık 2 milyar kişi obezite ile mücadele etmektedir. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 2015 yılı araştırmasına göre; ülkemizde her 5 kişiden birisi obez. Obezite oranları erkeklerde yüzde 15, kadınlarda ise yüzde 24 dür. Yanlış ve düzensiz beslenme alışkanlıkları, hormonal hastalıklar, yetersiz fiziksel aktivite, genetik etmenler, kullanılan ilaçlar, psikolojik faktörler ve sosyo-ekonomik faktörleri sayabiliriz. Obeziteyi sınıflandırmak için Vücut Kitle İndeksi VKİ oranı (BMI; Body Mass Index) kullanılmaktadır. Bu oran kişinin kilosunun, boyunun karesine bölünmesi ile elde edilen orandır”dedi.
Uçtum, Obeziteyi şu şekilde sıraladı:
“18.5 ve aşağısı ; Zayıf, 18.5-24 ; Normal kilolu, 25-30; Kilolu, 30-35 ; Sınıf 1 Obez, 35-40 ; Sınıf 2 Obez, 40-49 ; Morbid Obez (ölümcül obezite), 50-59 ; Süper Morbid Obez, 60 ve üstü; Süper süper Morbid Obez”
Uçtum, Obezitenin vücutta ki bütün sistemler üzerine önemli negatif etkileri olduğunu belirterek, “Yüksek tansiyon, Tip 2 Şeker hastalığı, Yüksek kolesterol değerleri (Total kolesterol ve LDL), Düşük iyi kolesterol değerleri HDL, Yüksek kan lipid oranları, Uyku apnesi ve uyku bozuklukları, Metabolik Sendrom, Koroner kalp hastalığı, İnme, Safra kesesi hastalıkları, Eklem rahatsızlıkları, Depresyon ve anksiyete, Hayat kalitesinde düşüklük, Başlıca meme ve kalın bağırsak olmak üzere belirli kanserlerin görülme sıklığında artış, Tüm bu sebeplerden dolayı obez hastalarda ölüm oranı artmıştır. Obez kişiler normal kilolu kişilere göre ortalama 10-12 sene daha az yaşarlar. Obezitede yaşam kalitesi ciddi olarak bozulmuştur. Obezite, fiziksel hareketinizi kısıtlar, yaygın vücut ağrılarına ve yorgunluğa sebep olur. Amerika’da yapılan bir çalışmada morbid obez kadınların normal kilolu kadınlara göre 4 kat daha fazla depresyona girdikleri tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda, psikososyal uyum ile kilo arasında direk ilişki saptanmış ve kilo kaybı ile hayat kalitesinin arttığı kesin olarak ortaya konulmuştur. Obezite ameliyatı geçiren hastaların yüzde 95’inin hayat kalitesinin arttığı ortaya konulmuştur. Obezite tedavi edilebilir ve geri döndürülebilir bir rahatsızlıktır. Günümüzde 3 temel tedavisi vardır. Bunlar;
1)İlaç tedavisi
2)Diyet ve egzersiz
3)Obezite Cerrahisi
Obeziteden korunmak için temel olarak daha az gıda tüketmek, yağlı, karbonhidrattan zengin yüksek kalorili gıdalardan uzak durmak ve düzenli egzersiz yapmak gerekir. Toplumda bu kadar yaygın olduğu göz önününe alındığında, diyet ve egzersizin çok yetersiz kaldığı açıktır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki morbid obezite tedavisinde cerrahi dışı yöntemlerle kalıcı kilo verme oranı yüzde 2 civarındadır. Günümüzde morbid obezitenin kalıcı ve kesin tedavisi cerrahidir. Obezite cerrahisi (bariatrik cerrahi) obeziteyi gidermek amacı ile yapılan cerrahi müdahalelerin tamamına verilen isimdir .
Obezite cerrahisi ;
VKİ >40 kg/m üzerinde olan tüm morbid obez kişilere,
VKİ 35-39.9 kg/m arasında ve eşlik eden yandaş hastalıklara(şeker hastalığı, diyabet, yüksek tansiyon, uyku sorunları, eklemlerle ilgili sorunlar, depresyon, cinsel işlev bozuklukları) sahip olan kişilere, En az 3 yıldır obezite olması ve minimum 6 aylık 2 diyet programı uygulamış olmak gereklidir. Anestezi uygulamasının çok riskli olduğu “kontrolsüz sistemik hastalığı” mevcut olan kişilere, hayatı boyunca diyeti hiç denememiş olmak, yapılacak işlemleri anlayamayacak ölçüde zihinsel problemi olanlara Sosyal yönden yalnız, ev ortamı desteği alamayacak olanlara, Tedavi gerektiren psikiyatrik sorunu olan kişilere, ilaç, alkol veya madde bağımlısı olanlara, tümüyle hareketsiz hastalara, ergenlik çağından küçük ya da 70 yaşından büyük olmak” şeklinde konuştu.
Uçtum Obezite cerrahisi riskleri ve zararlarını şu şekilde sıraladı:
“Obezite ameliyatlarının risklerini kabaca 2 şekilde sınıflandırabiliriz. Anesteziye bağlı oluşabilecek risklerin içinde olduğu tüm ameliyatlarda geçerli olabilen genel risklerdir. Bunun dışında obezite cerrahisine bağlı muhtemel yan etki ve riskler mevcuttur.
Genel riskler; Anestezi ; Günümüz anestezi teknolojisi ile tüm hayati bulguların anlık takibi ve gerektiğinde anlık müdahaleler ile anestezinin riskleri neredeyse ihmal edilebilecek bir düzeye (1/20 000 - 1/ 30 000) inmiş durumdadır. Bacaklarda Pıhtı Oluşumu ve Akciğer Embolisi ; Obezite (bariatrik) cerrahi riskleri arasında yer alan bacaklarda pıhtı oluşumu ve akciğerlere atması (emboli) aşırı kiloya bağlı oluşan bir risktir. Beden kitle indeksi 35 ve üzerinde olan kişilerin günlük hayatlarında mevcut olan bir risktir. Bu operasyonlar sonrasında kilo vermeye bağlı riskler azalırken ameliyat sonrasında kan sulandırıcı iğneler ve giyilen emboli çorabı sayesinde risk minimize edilmektedir”
Kaynak: İHA
Uçtum, Obeziteyi şu şekilde sıraladı:
“18.5 ve aşağısı ; Zayıf, 18.5-24 ; Normal kilolu, 25-30; Kilolu, 30-35 ; Sınıf 1 Obez, 35-40 ; Sınıf 2 Obez, 40-49 ; Morbid Obez (ölümcül obezite), 50-59 ; Süper Morbid Obez, 60 ve üstü; Süper süper Morbid Obez”
Uçtum, Obezitenin vücutta ki bütün sistemler üzerine önemli negatif etkileri olduğunu belirterek, “Yüksek tansiyon, Tip 2 Şeker hastalığı, Yüksek kolesterol değerleri (Total kolesterol ve LDL), Düşük iyi kolesterol değerleri HDL, Yüksek kan lipid oranları, Uyku apnesi ve uyku bozuklukları, Metabolik Sendrom, Koroner kalp hastalığı, İnme, Safra kesesi hastalıkları, Eklem rahatsızlıkları, Depresyon ve anksiyete, Hayat kalitesinde düşüklük, Başlıca meme ve kalın bağırsak olmak üzere belirli kanserlerin görülme sıklığında artış, Tüm bu sebeplerden dolayı obez hastalarda ölüm oranı artmıştır. Obez kişiler normal kilolu kişilere göre ortalama 10-12 sene daha az yaşarlar. Obezitede yaşam kalitesi ciddi olarak bozulmuştur. Obezite, fiziksel hareketinizi kısıtlar, yaygın vücut ağrılarına ve yorgunluğa sebep olur. Amerika’da yapılan bir çalışmada morbid obez kadınların normal kilolu kadınlara göre 4 kat daha fazla depresyona girdikleri tespit edilmiştir. Yapılan çalışmalarda, psikososyal uyum ile kilo arasında direk ilişki saptanmış ve kilo kaybı ile hayat kalitesinin arttığı kesin olarak ortaya konulmuştur. Obezite ameliyatı geçiren hastaların yüzde 95’inin hayat kalitesinin arttığı ortaya konulmuştur. Obezite tedavi edilebilir ve geri döndürülebilir bir rahatsızlıktır. Günümüzde 3 temel tedavisi vardır. Bunlar;
1)İlaç tedavisi
2)Diyet ve egzersiz
3)Obezite Cerrahisi
Obeziteden korunmak için temel olarak daha az gıda tüketmek, yağlı, karbonhidrattan zengin yüksek kalorili gıdalardan uzak durmak ve düzenli egzersiz yapmak gerekir. Toplumda bu kadar yaygın olduğu göz önününe alındığında, diyet ve egzersizin çok yetersiz kaldığı açıktır. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki morbid obezite tedavisinde cerrahi dışı yöntemlerle kalıcı kilo verme oranı yüzde 2 civarındadır. Günümüzde morbid obezitenin kalıcı ve kesin tedavisi cerrahidir. Obezite cerrahisi (bariatrik cerrahi) obeziteyi gidermek amacı ile yapılan cerrahi müdahalelerin tamamına verilen isimdir .
Obezite cerrahisi ;
VKİ >40 kg/m üzerinde olan tüm morbid obez kişilere,
VKİ 35-39.9 kg/m arasında ve eşlik eden yandaş hastalıklara(şeker hastalığı, diyabet, yüksek tansiyon, uyku sorunları, eklemlerle ilgili sorunlar, depresyon, cinsel işlev bozuklukları) sahip olan kişilere, En az 3 yıldır obezite olması ve minimum 6 aylık 2 diyet programı uygulamış olmak gereklidir. Anestezi uygulamasının çok riskli olduğu “kontrolsüz sistemik hastalığı” mevcut olan kişilere, hayatı boyunca diyeti hiç denememiş olmak, yapılacak işlemleri anlayamayacak ölçüde zihinsel problemi olanlara Sosyal yönden yalnız, ev ortamı desteği alamayacak olanlara, Tedavi gerektiren psikiyatrik sorunu olan kişilere, ilaç, alkol veya madde bağımlısı olanlara, tümüyle hareketsiz hastalara, ergenlik çağından küçük ya da 70 yaşından büyük olmak” şeklinde konuştu.
Uçtum Obezite cerrahisi riskleri ve zararlarını şu şekilde sıraladı:
“Obezite ameliyatlarının risklerini kabaca 2 şekilde sınıflandırabiliriz. Anesteziye bağlı oluşabilecek risklerin içinde olduğu tüm ameliyatlarda geçerli olabilen genel risklerdir. Bunun dışında obezite cerrahisine bağlı muhtemel yan etki ve riskler mevcuttur.
Genel riskler; Anestezi ; Günümüz anestezi teknolojisi ile tüm hayati bulguların anlık takibi ve gerektiğinde anlık müdahaleler ile anestezinin riskleri neredeyse ihmal edilebilecek bir düzeye (1/20 000 - 1/ 30 000) inmiş durumdadır. Bacaklarda Pıhtı Oluşumu ve Akciğer Embolisi ; Obezite (bariatrik) cerrahi riskleri arasında yer alan bacaklarda pıhtı oluşumu ve akciğerlere atması (emboli) aşırı kiloya bağlı oluşan bir risktir. Beden kitle indeksi 35 ve üzerinde olan kişilerin günlük hayatlarında mevcut olan bir risktir. Bu operasyonlar sonrasında kilo vermeye bağlı riskler azalırken ameliyat sonrasında kan sulandırıcı iğneler ve giyilen emboli çorabı sayesinde risk minimize edilmektedir”