UNESCO 'Geleneksel Türk Okçuluğu'nu İnsanlığın Ortak Mirası İlan Etti
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Türkiye adına UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesi'ne kaydedilen unsur sayısının bu kararla 18'e yükseldiğini bildirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı, Geleneksel Türk Okçuluğu'nun UNESCO tarafından insanlığın ortak mirası ilan edildiğini bildirdi.
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, somut olmayan kültürel miras unsurlarının UNESCO aracılığı ile tüm dünyaya tanıtılması ve insanlığın ortak mirası olmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.
Bu kapsamda hazırlıkları tamamlanarak UNESCO'ya sunulan "Geleneksel Türk Okçuluğu" dosyası, Kolombiya'nın başkenti Bogota'da gerçekleştirilen UNESCO 14. Hükümetlerarası Komite Toplantısı'nda Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesi'ne kaydedilerek, insanlığın ortak mirası ilan edildi.
Ecdadın kadim sporlarından biri olan okçuluğun tüm özelliklerini yansıtan tanıtım filminin de sunulduğu toplantıda, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce hazırlanan Geleneksel Türk Okçuluğu dosyası, UNESCO Değerlendirme Organı tarafından örnek gösterildi ve tebrik edildi.
- Türkiye ilk 5 ülke arasında
178 ülkenin taraf olduğu UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi kapsamında, Türkiye adına Temsili Listelere kaydedilen unsur sayısı, "Geleneksel Türk Okçuluğu"nun da ilanıyla 18'e yükseldi.
Türkiye böylelikle Temsili Listelere en çok unsur kaydettiren ilk 5 ülke arasındaki yerini korudu.
Geleneksel Türk Okçuluğu, Türkiye'de gerçekleştirilen geleneksel okçuluk sporu etrafında şekillenen, yüzyıllar içinde belirlenmiş ilkeleri, kuralları, ritüelleri ve toplumsal uygulamaları, geleneksel zanaatkarlıkla üretilen ekipmanları, okçuluk disiplinleri ve atış tekniklerini barındıran bir somut olmayan kültürel miras unsuru olma özelliğini taşıyor.
Yaya ve atlı olarak gerçekleştirilen farklı disiplinleri bulunan "Geleneksel Türk Okçuluğu"nun icrasında kullanılan ekipmanlar, malzeme bilgisi, beceri, sabır ve ustalık gerektiren bir zanaatkarlıkla üretiliyor.
Eğitim sırasında, gençlerin kültürel değerlere ilişkin görgü ve bilgisini artırmaya, onların çevreye, doğaya saygılı ve öz disipline sahip bireyler olarak gelişim göstermelerine önem verilen unsurun güçlü bir sosyal ve eğitimsel fonksiyonu bulunuyor.
Geleneksel Türk Okçuluğu ile ilgili uygulamalar ve ritüellerde doğaya ve hiçbir canlıya zarar verilmeyip, yüzyıllardan beri sosyal, kültürel, ekonomik, etnik köken, din ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin toplumun her kesiminden kişilerce icra ediliyor.
UNESCO'nun bu kararıyla, usta-çırak ilişkisi içinde öğrenilen ve geleneksel yöntemlerle yapılan yaylar ve oklarla belirli ilkeler çerçevesinde yaya veya atlı olarak icra edilen Geleneksel Türk Okçuluğu'na ilişkin farkındalığın ulusal ve uluslararası düzeyde artması bekleniyor.
Kaynak: AA
Bakanlıktan yapılan açıklamaya göre, somut olmayan kültürel miras unsurlarının UNESCO aracılığı ile tüm dünyaya tanıtılması ve insanlığın ortak mirası olmasına yönelik çalışmalar devam ediyor.
Bu kapsamda hazırlıkları tamamlanarak UNESCO'ya sunulan "Geleneksel Türk Okçuluğu" dosyası, Kolombiya'nın başkenti Bogota'da gerçekleştirilen UNESCO 14. Hükümetlerarası Komite Toplantısı'nda Somut Olmayan Kültürel Miras Temsili Listesi'ne kaydedilerek, insanlığın ortak mirası ilan edildi.
Ecdadın kadim sporlarından biri olan okçuluğun tüm özelliklerini yansıtan tanıtım filminin de sunulduğu toplantıda, Kültür ve Turizm Bakanlığı Araştırma ve Eğitim Genel Müdürlüğünce hazırlanan Geleneksel Türk Okçuluğu dosyası, UNESCO Değerlendirme Organı tarafından örnek gösterildi ve tebrik edildi.
- Türkiye ilk 5 ülke arasında
178 ülkenin taraf olduğu UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Sözleşmesi kapsamında, Türkiye adına Temsili Listelere kaydedilen unsur sayısı, "Geleneksel Türk Okçuluğu"nun da ilanıyla 18'e yükseldi.
Türkiye böylelikle Temsili Listelere en çok unsur kaydettiren ilk 5 ülke arasındaki yerini korudu.
Geleneksel Türk Okçuluğu, Türkiye'de gerçekleştirilen geleneksel okçuluk sporu etrafında şekillenen, yüzyıllar içinde belirlenmiş ilkeleri, kuralları, ritüelleri ve toplumsal uygulamaları, geleneksel zanaatkarlıkla üretilen ekipmanları, okçuluk disiplinleri ve atış tekniklerini barındıran bir somut olmayan kültürel miras unsuru olma özelliğini taşıyor.
Yaya ve atlı olarak gerçekleştirilen farklı disiplinleri bulunan "Geleneksel Türk Okçuluğu"nun icrasında kullanılan ekipmanlar, malzeme bilgisi, beceri, sabır ve ustalık gerektiren bir zanaatkarlıkla üretiliyor.
Eğitim sırasında, gençlerin kültürel değerlere ilişkin görgü ve bilgisini artırmaya, onların çevreye, doğaya saygılı ve öz disipline sahip bireyler olarak gelişim göstermelerine önem verilen unsurun güçlü bir sosyal ve eğitimsel fonksiyonu bulunuyor.
Geleneksel Türk Okçuluğu ile ilgili uygulamalar ve ritüellerde doğaya ve hiçbir canlıya zarar verilmeyip, yüzyıllardan beri sosyal, kültürel, ekonomik, etnik köken, din ve cinsiyet ayrımı gözetmeksizin toplumun her kesiminden kişilerce icra ediliyor.
UNESCO'nun bu kararıyla, usta-çırak ilişkisi içinde öğrenilen ve geleneksel yöntemlerle yapılan yaylar ve oklarla belirli ilkeler çerçevesinde yaya veya atlı olarak icra edilen Geleneksel Türk Okçuluğu'na ilişkin farkındalığın ulusal ve uluslararası düzeyde artması bekleniyor.