TDV Kadem Ankara Konferansları Başladı
Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (TDV KAGEM), güncel toplumsal meselelere yönelik yaptığı çalışmalara “Ankara Konferansları” dizisi ile bir yenisini daha ekledi.
TDV KAGEM’in toplumu ilgilendiren konuların İslam dininden hareketle tarihi kökleri, kültürel değişimi ve aktüel yansımalarıyla birlikte ele almak, ahlak, tarih, felsefe, kültür, eğitim, medya ve benzeri alanlarda akademik ve entelektüel bilginin yayılımını sağlamak amacıyla alanında uzman yazar, akademisyen ve mütefekkirlerin bilgi birikimlerini toplumun yararına sunma adına başlattığı “Ankara Konferansları” serisinin ilki, “Toplumsal Gerilimler Ekseninde İnsanın ‘Yeni’ Yüzü ve Dindarlık” başlığı ile gerçekleştirildi.
TDV Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta konuşan İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, “Son iki yüz yıl içinde İslam dünyasındaki en önemli fikri ve entelektüel çatışma ‘İnsan nedir?’ sorusu üzerine gerçekleşiyor. İkinci mevzu ise, ‘Biz nasıl bir insan olmalıyız ve nasıl bir insan yetiştirmeliyiz?’ mevzusu üzerine tartışılmakta. İşte en temel çatışma o noktada başlıyor. Burada insanı materyalist ve İslami olarak ayıran iki bakış ve anlayış var. Dolayısıyla bu iki insan anlayışı hem Türkiye’de hem de dünyada birbiriyle çatışıyor. Maalesef materyalist anlayış çok daha hızlı yayılırken, dini anlayış gerilemekte. Neden geriliyor sorusunun cevabına gelecek olursak materyalist insan anlayışının savunucuları, eğitim sistemini kendi düşüncelerini yeni nesillere öğretmenin aracı olarak kullanıyorlar. Bunun en büyük örneği Darwin teorisinin eğitim sistemi ile ülkemizde gençlere öğretilmesidir “diye konuştu.
“Eğitimde esas mesele bilginini kendi değil onun nasıl kullanıldığı ve yorumlandığıdır”
Eğitimin amacının belirli bir insan modeli yetiştirmek olduğunun altını çizen Şentürk, “Her medeniyet, kendi eğitim modelini kullanarak kendi ideal insanını yetiştirir. Peki, Türk eğitim sistemi hangi insan modelini ideal insan olarak kabul ediyor ve yetiştirmeye çalışıyor? Bir eğitim sistemi kurarken ilk yapılması gereken iş nasıl bir insan yetiştirmek istiyorsun sorusuna cevap vermek olmalıdır. İyi bir insan, sadece bilgi vererek yetişmez. İyi bir perspektif kazanarak yetişir. Bu süreçte kişiye doğru bakış açısı kazandırmanın beraberinde iyi bir ahlak vermen de gerekir. İşte bu üç ayağı birlikte götürebilirsen ideal insan yetişmiş olur. Çünkü eğitimde esas mesele bilginin kendi değil onun nasıl kullanıldığı ve yorumlandığıdır. Bu sebeple burada doğru perspektifi kazanıp bilgiyi ahlak çerçevesinde kullanmaktır asıl olan. Maalesef, Türk eğitim sistemimizde nasıl bir insan yetirmek istiyoruz sorusuna dair henüz bir netlik yok. Böyle bir netlik olmadığı için de adı konulmadan liberal ahlaka dayalı özerk bireyler yetiştiriliyor. Müslümanlar ise farkına varmadan bu insan ve ahlak anlayışını benimsiyorlar. Bunun bir an önce ehil insanlar tarafından netleştirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Eğitim sisteminin asıl amacının insan-ı kâmil yetiştirmek olduğunu vurgulayan Şentürk, “Bu insan-ı kâmil ahlakı da bizim fütüvvet ahlâkı dediğimiz ahlaktır. Fütüvvet demek, ideal insan ahlakıdır. Tarih boyunca eğitim sistemimizde bunu yapmışız. Akademik eğitimi talim yolu ile vermişiz. Ahlak eğitimini de tezkiye yolu ile vermişiz. Peygamber Efendimizin Kur’an-ı Kerim’de eğitim modeli şöyle tanımlanıyor. Onlara Kur’an-ı ve hikmeti öğretir. Talim eder ve onları tezkiye eder. Demek ki, İslam eğitim sisteminin iki temeli vardır. Bir talim; rasyonel bilgileri öğretmek için diğeri ise tezkiye; maneviyat ve ahlak eğitimi için. Fakat modernleşme ile beraber günümüzde sadece talime odaklanmış ve tezkiyeyi bir kenara atmışız. Bu sebeple sürekli kendi kurduğumuz eğitim kurumları neden istediğimiz gibi Müslüman yetiştirmiyor şikayetinde bulunuyoruz. Dolayısı ile eğitim sisteminin tezkiye, yani diğer yarısı olmadığı için istediğimiz insan modelini bugün yetiştiremiyoruz” ifadelerini kullandı.
Şentürk, “Bugün, bir tarafta bireyin özerkliği üzerine kurulu materyalist ve liberal insan anlayışı var. Diğer taraftan İslam’ın beden, zihin ve ruhtan oluşan katmanlı insan anlayışı mevcut. Bu iki gerilim içinde tarafını belirlemek ise yine insanoğlunun kendine kalıyor” diyerek sözlerine son verdi.
Programda konuşan TDV KAGEM yöneticisi Nurcan Yavuzyiğit ise, “İnsan hangi işi yaparsa yapsın iyi bir insan olmadan iyi bir öğretmen, müdür, mühendis, doktor, hatta iyi bir Müslüman olamaz. İyi insan kendisine ’El-Emin’ denilen peygamberimiz gibi elinden ve dilinden insanların emin olduğu kişidir. Toplum içerisinde insanlara iyi yönde örnek olacak kişilik ve karakter sahibi olmak en büyük zenginliktir. Bizler medeniyetimizden aldığımız güç ve bilgi ile şimdiye kadar hep bu düstur üzere geldik, konuştuk ve tartıştık. Fakat artık dünya, zaman ve insan değişiyor. Sorumluluk almak, elini taşın altına koymak insanın en önemli mükemmeliyetidir derken, sorumluluk almak gerekli midir sorusuyla karşılaşır olduk. Öncü olabilmek sorumluluk gerektirir. Bu sorumluluğu yerine getirmek için bugün bu anlamlı konuyu dinlemek ve düşünmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. İlkini bugün gerçekleştirdiğimiz Ankara Konferansları başlığı altında her ay alanında yetkin bir ismi sizlerle buluşturmaya karar verdik. Ankara’ya hayırlı olsun” diyerek katılımcılara teşekkür etti.
Ankaralı gençlerin yoğun ilgi gösterdiği konferansın sonunda TDV Genel Müdürü Mehmet Eğinç, Prof. Dr. Recep Şentürk’e hediye taktim etti.
Kaynak: İHA
TDV Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta konuşan İbn Haldun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Şentürk, “Son iki yüz yıl içinde İslam dünyasındaki en önemli fikri ve entelektüel çatışma ‘İnsan nedir?’ sorusu üzerine gerçekleşiyor. İkinci mevzu ise, ‘Biz nasıl bir insan olmalıyız ve nasıl bir insan yetiştirmeliyiz?’ mevzusu üzerine tartışılmakta. İşte en temel çatışma o noktada başlıyor. Burada insanı materyalist ve İslami olarak ayıran iki bakış ve anlayış var. Dolayısıyla bu iki insan anlayışı hem Türkiye’de hem de dünyada birbiriyle çatışıyor. Maalesef materyalist anlayış çok daha hızlı yayılırken, dini anlayış gerilemekte. Neden geriliyor sorusunun cevabına gelecek olursak materyalist insan anlayışının savunucuları, eğitim sistemini kendi düşüncelerini yeni nesillere öğretmenin aracı olarak kullanıyorlar. Bunun en büyük örneği Darwin teorisinin eğitim sistemi ile ülkemizde gençlere öğretilmesidir “diye konuştu.
“Eğitimde esas mesele bilginini kendi değil onun nasıl kullanıldığı ve yorumlandığıdır”
Eğitimin amacının belirli bir insan modeli yetiştirmek olduğunun altını çizen Şentürk, “Her medeniyet, kendi eğitim modelini kullanarak kendi ideal insanını yetiştirir. Peki, Türk eğitim sistemi hangi insan modelini ideal insan olarak kabul ediyor ve yetiştirmeye çalışıyor? Bir eğitim sistemi kurarken ilk yapılması gereken iş nasıl bir insan yetiştirmek istiyorsun sorusuna cevap vermek olmalıdır. İyi bir insan, sadece bilgi vererek yetişmez. İyi bir perspektif kazanarak yetişir. Bu süreçte kişiye doğru bakış açısı kazandırmanın beraberinde iyi bir ahlak vermen de gerekir. İşte bu üç ayağı birlikte götürebilirsen ideal insan yetişmiş olur. Çünkü eğitimde esas mesele bilginin kendi değil onun nasıl kullanıldığı ve yorumlandığıdır. Bu sebeple burada doğru perspektifi kazanıp bilgiyi ahlak çerçevesinde kullanmaktır asıl olan. Maalesef, Türk eğitim sistemimizde nasıl bir insan yetirmek istiyoruz sorusuna dair henüz bir netlik yok. Böyle bir netlik olmadığı için de adı konulmadan liberal ahlaka dayalı özerk bireyler yetiştiriliyor. Müslümanlar ise farkına varmadan bu insan ve ahlak anlayışını benimsiyorlar. Bunun bir an önce ehil insanlar tarafından netleştirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
Eğitim sisteminin asıl amacının insan-ı kâmil yetiştirmek olduğunu vurgulayan Şentürk, “Bu insan-ı kâmil ahlakı da bizim fütüvvet ahlâkı dediğimiz ahlaktır. Fütüvvet demek, ideal insan ahlakıdır. Tarih boyunca eğitim sistemimizde bunu yapmışız. Akademik eğitimi talim yolu ile vermişiz. Ahlak eğitimini de tezkiye yolu ile vermişiz. Peygamber Efendimizin Kur’an-ı Kerim’de eğitim modeli şöyle tanımlanıyor. Onlara Kur’an-ı ve hikmeti öğretir. Talim eder ve onları tezkiye eder. Demek ki, İslam eğitim sisteminin iki temeli vardır. Bir talim; rasyonel bilgileri öğretmek için diğeri ise tezkiye; maneviyat ve ahlak eğitimi için. Fakat modernleşme ile beraber günümüzde sadece talime odaklanmış ve tezkiyeyi bir kenara atmışız. Bu sebeple sürekli kendi kurduğumuz eğitim kurumları neden istediğimiz gibi Müslüman yetiştirmiyor şikayetinde bulunuyoruz. Dolayısı ile eğitim sisteminin tezkiye, yani diğer yarısı olmadığı için istediğimiz insan modelini bugün yetiştiremiyoruz” ifadelerini kullandı.
Şentürk, “Bugün, bir tarafta bireyin özerkliği üzerine kurulu materyalist ve liberal insan anlayışı var. Diğer taraftan İslam’ın beden, zihin ve ruhtan oluşan katmanlı insan anlayışı mevcut. Bu iki gerilim içinde tarafını belirlemek ise yine insanoğlunun kendine kalıyor” diyerek sözlerine son verdi.
Programda konuşan TDV KAGEM yöneticisi Nurcan Yavuzyiğit ise, “İnsan hangi işi yaparsa yapsın iyi bir insan olmadan iyi bir öğretmen, müdür, mühendis, doktor, hatta iyi bir Müslüman olamaz. İyi insan kendisine ’El-Emin’ denilen peygamberimiz gibi elinden ve dilinden insanların emin olduğu kişidir. Toplum içerisinde insanlara iyi yönde örnek olacak kişilik ve karakter sahibi olmak en büyük zenginliktir. Bizler medeniyetimizden aldığımız güç ve bilgi ile şimdiye kadar hep bu düstur üzere geldik, konuştuk ve tartıştık. Fakat artık dünya, zaman ve insan değişiyor. Sorumluluk almak, elini taşın altına koymak insanın en önemli mükemmeliyetidir derken, sorumluluk almak gerekli midir sorusuyla karşılaşır olduk. Öncü olabilmek sorumluluk gerektirir. Bu sorumluluğu yerine getirmek için bugün bu anlamlı konuyu dinlemek ve düşünmek üzere bir araya gelmiş bulunuyoruz. İlkini bugün gerçekleştirdiğimiz Ankara Konferansları başlığı altında her ay alanında yetkin bir ismi sizlerle buluşturmaya karar verdik. Ankara’ya hayırlı olsun” diyerek katılımcılara teşekkür etti.
Ankaralı gençlerin yoğun ilgi gösterdiği konferansın sonunda TDV Genel Müdürü Mehmet Eğinç, Prof. Dr. Recep Şentürk’e hediye taktim etti.