İletişim Başkanlığından Terör Örgütünün Zulümlerini Anlatan Film

İletişim Başkanlığı, PYD/YPG’den kaçıp Türkiye’ye sığınan Kobanililerin (Ayn el-Araplılar) terör örgütünün zulümlerini anlattığı bir film hazırladı.

İletişim Başkanlığından Terör Örgütünün Zulümlerini Anlatan Film
Söz konusu filmde, 2011’de Suriye rejiminin bölgeyi PKK/YPG’ye teslim etmesinden sonra Kürt halkına yönelik daha da artan baskı, tehdit, hapis, zorla silah altına alma ve cinayet gibi muameleler bölge halkının tanıklığıyla gözler önüne seriliyor. Bölge sakinleri, PYD/YPG’nin kesinlikle Suriye Kürtlerini temsil etmediğini, bir terör örgütü olduğunu ve ideolojisinin de Kandil’e dayandığını vurguluyor. Filmde tüm dünyanın bu gerçeği görmesi gerektiğine vurgu yapan bölge halkından kişilerin “Türkiye tek başına bizi savundu, bizi korudu ve bize yapılan zulmü durdurdu. Türk halkı bize çok yardım etti” ifadelerine yer veriliyor. Hazırlanan filmi İletişim Başkanı Fahrettin Altun da, “Terör örgütü PYD/YPG’nin gerçek yüzünü yakından bilen bu 6 tanığa kulak verin” mesajıyla paylaştı.

Hazırlanan filmde yer alan Suriye Ulusal Meclisini kurmuş İnsan Hakları Ofisi yöneticilerinden olan Kobanili avukat ve siyasetçi Redif Mustafa, pek çok muhalif siyasi grupta yer alarak devrime katıldı.

Televizyonlardaki söylemleri nedeniyle ölüm tehditleri alan ve 2011’de Türkiye’ye kaçmak zorunda kalan Mustafa, filmde esas Kürt sorununun Suriye’de olduğunu, Kobani halkının gerçek istekleriyle kimsenin ilgilenmediğini ifade etti.

Kürtlerin Araplardan çok sığınmacı pozisyonuna düşürüldüğünü söyleyen Redif Mustafa, YPG zulmüne herkesin gözlerini kapattığını, muhalefetin de sesini kimsenin duymadığını belirtti.

Mustafa, Suriyeli Kürtlere ev sahipliği yapan Türkiye’ye müteşekkir olduğunu dile getirdi.

Ekonomi Bakanlığında Dış Ticaret Müdürü olarak görev yapan Kobanili Abdülaziz Temo ise, PYD zulmünde kardeşini kaybetmiş. Ölüm kalım savaşında ailesinin yarısı Türkiye’ye, yarısı Avrupa’ya kaçan Temo, “350 bin Suriye Kürt Türkiye’ye kaçtı. Hepsi PKK/PYD zulmünden kaçıp, buraya sığındı” ifadelerini kullandı. Temo, PKK ve YPG’nin yapılan devrimi "Rojava" olarak adlandırmasının bir aldatmaca olduğunu, esas planın Suriye Kürtlerinin çıkarı için değil, Kandil’i Türkiye’ye karşı başarılı kılmak için olduğunu söyledi.

Temo’ya göre PKK/YPG adeta ticari şirket gibi Kürt kanı üzerinden para kazanıyor.

Kobanili bir doktor olan Mihdi Davut ise, 2011 devriminden sonra Kürt bölgesinin PYD’ye teslim edilişi ile Kürtlerin çok ağır bir zulme maruz kaldığını belirtti.

Davut, babasının da PYD tarafından hapse atıldığını söyledi.

Rejimin masum çocukları hiçe sayarak küçücük çocukları zorla askere aldığından yakınan Mihdi Davut, 240 bin çocuğun ölmesiyle kimsenin ilgilenmediğini dile getirdi. Davut, Kürtlere hekim olarak yardım etmek istediğinde kendisine izin verilmediğini, kaçak çalışmak zorunda kaldığını belirterek, "Madem durum normale döndü, neden ben o toprakların bir çocuğu olmama rağmen ülkeme dönüp de çalışamıyorum?” dedi.

Rodi Mustafa da Mihdi Davut gibi Türkiye’ye sığınan Kobanili Kürtlerden. Aynı Mihdi Davut gibi çocuklara yapılan zulümlere dikkat çeken Mustafa, mahkumken kardeşiyle beraber köylere saklanarak Türkiye’ye kaçmak zorunda kaldığını ve en büyük hayalinin herkesin bir an önce ülkesine dönebilmesi olduğunu ifade ederek, "Bırakın da Türkmen, Arap, Kürt, Mesihi, Asuri hep birlikte uyum içinde yaşayalım” ifadelerini kullandı.

Kobanili bir avukat olan ve uzun zaman siyasetle yakından ilgilenen Mustafa, Suriye rejiminin bölgeyi PYD’ye teslim etmesi ile esas zulmün başladığını belirtti.

Çok baskı görmüş, tehditler almış ve kardeşi ile bacısının oğlu öldürülmüş olan Mustafa’ya göre Kürtleri Kürde düşman etmek yetmedi, Kürtlerle Arapları düşman ettiler. PKK’nın Kandil’den gelip Kürtleri kontrol

etmesini kabul etmediklerini belirten Mustafa, kapılarını açtığı için Türkiye’ye teşekkür etti.

2011’de kendisi için idam hükmü verilen, kardeşi öldürülen, Türkiye’ye kaçan, en büyük umudu ise bir an önce teröristlerden kurtulmak olan bir Kobanili de, “30 binden fazla Kürt genci telef oldu. Zorla PYD’ye katıldılar, nasıl işkence gördüklerine dair görüntüler var elimizde“ ifadelerini kullanarak, PYD’nin köylerde insanları evlerinden edip, bomba yerleştirdiği dönemlerin unutulmaması gerektiğini, Türkiye’nin tek başına Kürtlere yapılan zulmü durdurduğunu kaydetti.

Kaynak: İHA