TİM Başkanı İsmail Gülle Açıklaması 'Türkiye Transit Ticarette De Vazgeçilmez Bir Üs Olacak'
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın katılımıyla Trabzon’da gerçekleştirilen 4. Uluslararası İpekyolu İş İnsanları Zirvesi’nde konuşan TİM Başkanı İsmail Gülle, “ Sadece az sayıda ülkenin menfaatine çalıştığı bir dünyanın, sürdürülebilir bir geleceği yakalaması mümkün değildir. Avrasya’yı kucaklayan bir anlayışla mega projelerimiz Türkiye’miz tarafından seferber edilmiştir. Bilhassa son dönemde ülkemizin bir bir tamamladığı ve dünyaca takip edilen projeler, küresel ticaretin kavşak noktası olma konumumuzu perçinlediği gibi transit ticarette de vazgeçilmez bir üs haline geleceğimize de işaret ediyor” dedi.
61 ihracatçı birliği, 13 genel sekterliği ve 27 sektörü ile 85 bin mal ve 5 bin hizmet ihracatçısının tek temsilcisi konumunda bulunan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı İsmail Gülle, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın katılımıyla 27-29 Kasım tarihleri arasında Trabzon’da gerçekleştirilen 4. Uluslararası İpekyolu İş İnsanları Zirvesi’nde konuştu.
21. yüzyıl ile birlikte Avrasya ve Asya-Pasifik’in yükselişiyle, Avrasya’nın en doğusu ve en batısında; Çin’den Macaristan’a kadar uzanan yeni ve köklü bir iş birliği döneminin yaşandığına dikkat çeken Gülle; Çin’in ortaya koymuş olduğu Kuşak Yol İnisiyatifi’nin kapsadığı 65 ülke ile; karayolu, demiryolu, petrol ve gaz boru hatlarının Çin’den Avrupa’ya karadan köprüler kurduğunu; diğer taraftan da Güney Doğu Asya’dan, Doğu Afrika ve Akdeniz’in kuzeyine kadar uzanan limanlarla büyük bir ağ planladığına dikkat çekti.
Türkiye’nin jeostratejik konumunun geleceğine de değinen Gülle: “Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Orta Koridor, tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması açısından en stratejik alan olarak ortaya çıkıyor.Bu koridora yapılacak yatırımın boyutu 8 trilyon dolar olarak hesaplanırken, bunun 40 milyar doları, sadece ulaştırma alt yapısına harcanacak” dedi.
Yeni İpek Yolu Avrasya ve Bölgemizde ticaretin Altın Çağını yeniden başlatacak
Asya- Pasifik ve Avrasya’nın yükseldiği bu Altın Çağ’a şimdiden hazır olunması ve Türkiye ile bölge ülkelerinin gerekli adımları atması gerektiğini söyleyen Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni İpek Yolu, kazan- kazan ilkesine dayalı olarak, Avrasya ülkelerin bütünü için kapsayıcı bir kalkınmanın ve ticaretin önünü açmalıdır. Bölgesel ve küresel imkanların, sadece az sayıda ülkenin menfaatine çalıştığı bir dünyanın, sürdürülebilir bir geleceği yakalaması mümkün değildir. Nitekim, Avrasya’yı kucaklayan bir anlayışla, bölge devletlerinin tüm bu imkanları, enerji, hizmetler ve mal ticareti anlamında da güçlendirmesi adına, mega projelerimiz Türkiye’miz tarafından seferber edilmiştir. Küresel ölçekte ses getiren mega projelere imza atıyor, geleceğin ticaret yollarını, geçmişte olduğu gibi bugün de bu coğrafya üzerinde tasarlıyoruz. Bilhassa son dönemde ülkemizin bir bir tamamladığı ve dünyaca takip edilen projeler, küresel ticarette kavşak noktası olma konumumuzu perçinlediği gibi transit ticarette vazgeçilmez bir küresel üs haline geleceğimize de işaret ediyor. Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi Köprüleri, 18 Mart Çanakkale Köprüsü ve Avrasya Tüneli, Asya-Pasifik ile Atlantik’i birbirine bağlayan 21. Yüzyılın en önemli projeleri olarak öne çıkıyor. Marmaray Projesi ve Bakü-Tiflis-Kars uluslararası demiryolu hattının sağladığı stratejik avantajla İpek Yolu tekrar ayağa kalkıyor. Geçtiğimiz günlerde, Çin’den yola çıkan ilk yük treni Chang’an’ın, iki kıtayı birbirine bağlayan Marmaray’dan geçerek Avrupa’ya doğru yoluna devam etmesi bu projenin kilometre taşlarından birisi olarak tarihe geçmiştir. Gurur duyduğumuz İstanbul Havalimanı,1,6 milyon metrekare lojistik alanı ve 5,5 milyon ton kargo kapasitesiyle sadece Türkiye’ye değil, bölgemizdeki tüm ülkelere büyük bir fırsat oluşturmuştur. Hazar Denizindeki Şah Deniz 2 Gaz sahası ve güneyindeki diğer sahalarda üretilen gazı Türkiye ve ardından Avrupa’ya taşıyacak olan TANAP ise, bu dönemin en büyük atılımlarından birisi olarak tarihe geçecektir. Ayrıca Türk akımı projesi ile birlikte, Asya’dan Avrupa’ya açılan bir başka enerji koridoru daha oluşturulmuş durumda. Enerji ve lojistik ile sağlanan imkanlar, imalat sanayinden hizmetlere, tüm sektörlere de yatırım olarak dönüşüyor. 2007 yılından bu güne kamu ve özel sektörün yapmış olduğu sabit sermaye yatırımları 7,7 trilyon TL olurken, Ülkemize 2003 yılından beri giren doğrudan yatırımlar ise 159 milyar dolara ulaştı.”
Bu topraklarda büyük başarılara imza atmaya devam edeceğiz
Türkiye’nin milli teknoloji hamlesi ile bölgedeki olumlu gelişmeleri hedef alanları caydıracak bir konuma geldiğini söyleyen Gülle, “Bölgede barışın tesis edilmesiyle, eğitim, sağlık, eğlence ve turizm başta olmak üzere, hizmet ihracatı gücümüzün 50 milyar doları geçmesi, bir rastlantı değildir. Bu olumlu gelişmelerin daha da ileri taşınması ve refahın tüm bölge ülkelerine yayılması için de Türkiye olarak kazan- kazan ilkesiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her zaman vurgulayarak söylüyoruz. Hedefimiz: Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye. Bizler çatışmayı değil çalışmayı, bencilliği değil dayanışmayı merkeze koyan toprakların evlatlarıyız. Hoş görüyle, iş birliği ile, karşılıklı kazan-kazan prensibi ile bölgemizdeki komşu ülkelerimiz başta olmak üzere, Avrasya’daki ikili ilişkilerimizi geliştirmeye ve ortak hedeflerimize omuz omuza yürümeye devam etmeliyiz. Biz bu topraklarda el birliği, gönül birliği ve ülkü birliği ile tarihte nice başarılara imza attık. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, yine büyük başarılara imza atacağız“ şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
21. yüzyıl ile birlikte Avrasya ve Asya-Pasifik’in yükselişiyle, Avrasya’nın en doğusu ve en batısında; Çin’den Macaristan’a kadar uzanan yeni ve köklü bir iş birliği döneminin yaşandığına dikkat çeken Gülle; Çin’in ortaya koymuş olduğu Kuşak Yol İnisiyatifi’nin kapsadığı 65 ülke ile; karayolu, demiryolu, petrol ve gaz boru hatlarının Çin’den Avrupa’ya karadan köprüler kurduğunu; diğer taraftan da Güney Doğu Asya’dan, Doğu Afrika ve Akdeniz’in kuzeyine kadar uzanan limanlarla büyük bir ağ planladığına dikkat çekti.
Türkiye’nin jeostratejik konumunun geleceğine de değinen Gülle: “Türkiye’nin de içerisinde bulunduğu Orta Koridor, tarihi İpek Yolu’nun canlandırılması açısından en stratejik alan olarak ortaya çıkıyor.Bu koridora yapılacak yatırımın boyutu 8 trilyon dolar olarak hesaplanırken, bunun 40 milyar doları, sadece ulaştırma alt yapısına harcanacak” dedi.
Yeni İpek Yolu Avrasya ve Bölgemizde ticaretin Altın Çağını yeniden başlatacak
Asya- Pasifik ve Avrasya’nın yükseldiği bu Altın Çağ’a şimdiden hazır olunması ve Türkiye ile bölge ülkelerinin gerekli adımları atması gerektiğini söyleyen Gülle, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeni İpek Yolu, kazan- kazan ilkesine dayalı olarak, Avrasya ülkelerin bütünü için kapsayıcı bir kalkınmanın ve ticaretin önünü açmalıdır. Bölgesel ve küresel imkanların, sadece az sayıda ülkenin menfaatine çalıştığı bir dünyanın, sürdürülebilir bir geleceği yakalaması mümkün değildir. Nitekim, Avrasya’yı kucaklayan bir anlayışla, bölge devletlerinin tüm bu imkanları, enerji, hizmetler ve mal ticareti anlamında da güçlendirmesi adına, mega projelerimiz Türkiye’miz tarafından seferber edilmiştir. Küresel ölçekte ses getiren mega projelere imza atıyor, geleceğin ticaret yollarını, geçmişte olduğu gibi bugün de bu coğrafya üzerinde tasarlıyoruz. Bilhassa son dönemde ülkemizin bir bir tamamladığı ve dünyaca takip edilen projeler, küresel ticarette kavşak noktası olma konumumuzu perçinlediği gibi transit ticarette vazgeçilmez bir küresel üs haline geleceğimize de işaret ediyor. Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi Köprüleri, 18 Mart Çanakkale Köprüsü ve Avrasya Tüneli, Asya-Pasifik ile Atlantik’i birbirine bağlayan 21. Yüzyılın en önemli projeleri olarak öne çıkıyor. Marmaray Projesi ve Bakü-Tiflis-Kars uluslararası demiryolu hattının sağladığı stratejik avantajla İpek Yolu tekrar ayağa kalkıyor. Geçtiğimiz günlerde, Çin’den yola çıkan ilk yük treni Chang’an’ın, iki kıtayı birbirine bağlayan Marmaray’dan geçerek Avrupa’ya doğru yoluna devam etmesi bu projenin kilometre taşlarından birisi olarak tarihe geçmiştir. Gurur duyduğumuz İstanbul Havalimanı,1,6 milyon metrekare lojistik alanı ve 5,5 milyon ton kargo kapasitesiyle sadece Türkiye’ye değil, bölgemizdeki tüm ülkelere büyük bir fırsat oluşturmuştur. Hazar Denizindeki Şah Deniz 2 Gaz sahası ve güneyindeki diğer sahalarda üretilen gazı Türkiye ve ardından Avrupa’ya taşıyacak olan TANAP ise, bu dönemin en büyük atılımlarından birisi olarak tarihe geçecektir. Ayrıca Türk akımı projesi ile birlikte, Asya’dan Avrupa’ya açılan bir başka enerji koridoru daha oluşturulmuş durumda. Enerji ve lojistik ile sağlanan imkanlar, imalat sanayinden hizmetlere, tüm sektörlere de yatırım olarak dönüşüyor. 2007 yılından bu güne kamu ve özel sektörün yapmış olduğu sabit sermaye yatırımları 7,7 trilyon TL olurken, Ülkemize 2003 yılından beri giren doğrudan yatırımlar ise 159 milyar dolara ulaştı.”
Bu topraklarda büyük başarılara imza atmaya devam edeceğiz
Türkiye’nin milli teknoloji hamlesi ile bölgedeki olumlu gelişmeleri hedef alanları caydıracak bir konuma geldiğini söyleyen Gülle, “Bölgede barışın tesis edilmesiyle, eğitim, sağlık, eğlence ve turizm başta olmak üzere, hizmet ihracatı gücümüzün 50 milyar doları geçmesi, bir rastlantı değildir. Bu olumlu gelişmelerin daha da ileri taşınması ve refahın tüm bölge ülkelerine yayılması için de Türkiye olarak kazan- kazan ilkesiyle çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Her zaman vurgulayarak söylüyoruz. Hedefimiz: Dış Ticaret Fazlası Veren Türkiye. Bizler çatışmayı değil çalışmayı, bencilliği değil dayanışmayı merkeze koyan toprakların evlatlarıyız. Hoş görüyle, iş birliği ile, karşılıklı kazan-kazan prensibi ile bölgemizdeki komşu ülkelerimiz başta olmak üzere, Avrasya’daki ikili ilişkilerimizi geliştirmeye ve ortak hedeflerimize omuz omuza yürümeye devam etmeliyiz. Biz bu topraklarda el birliği, gönül birliği ve ülkü birliği ile tarihte nice başarılara imza attık. Hiç kimsenin şüphesi olmasın, yine büyük başarılara imza atacağız“ şeklinde konuştu.