'Kültepe - Kaniş - Karum Ören Yeri 4 Bin Yıl Önce Dünyanın En Büyük Şehri'
Kayseri’nin 4 bin yıllık tarihi bölgesi olan Kültepe, Kaniş-Karum’un restorasyon çalışmaları kent protokolü tarafından yerinde incelendi. Vali Şehmus Günaydın gazetecilere yaptığı açıklamada, "Değerleri ortaya çıkarıp, buranın tanıtımıyla hem ülkemizin hem de Kayseri’mizin ekonomisine katkı sağlayacak noktaya getirmek zorundayız ve tahrip olmalarına izin vermeyeceğiz” dedi.
Gezi kapsamında ziyaretçilere bilgiler veren ören yeri kazı başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu, 4 bin yıl önce bölgenin dünyanın en büyük şehri olduğunu ifade ederek, "Günümüzden 4 bin yıl öncesinde dünyanın en büyük şehri burası ve en az 40 bin dönümlük bir alan. Buranın tepesindeki alanda daha eski yerleşim yerlerinde farklı medeniyetler yaşamış. Erciyes buzullarının erimesiyle buradaki burada göl oluşuyor, göl kuruduktan sonra yerleşim başlıyor. Bu olayın başlamasının da 6 bin 500 yıldan öncesi mümkün değil” dedi.
"Yaşayanların bütün hayatı ticaret üzerin"
Yaşayanların bütün hayatlarını ticaret üzerine kurduğunu ve öldükten sonra da ticaret yapacaklarını düşündüklerini belirten Kulakoğlu, "Burada yaşayanlar bütün hayatlarını ticaret üzerine kurmuşlar ve öldükten sonra da ticaret yapacaklarını düşünmüşler. Bunun için öbür dünyada da sermaye lazım düşüncesiyle öldükleri zaman kendi evinden ya da varlıklarından özellikle de metal madeni eşyaları hatta altın şapkasını, bandını, gözlüğünü, her şeyini birlikte yanlarına gömmüşler. Bakır ve gümüş kaplarını başkası kullanmasın diye onları da kırıp gömüyorlar, yetmiyor terazi kefeleri var onlarla birlikte gramını da koyarak defnedilme işlemi yapıyorlar. Bunları dışarı gömseler başkaları gelip çalacağı için, genelde kendi evlerinin bahçelerinde gömerek, üzerine de fırın yapıyorlar. Her seferinde evden birisi öldüğünde yanına gömüyorlar ve önceden ölen kişinin yanına konulan hediyelerin bir kısmını yeni ölenin yanına da koyuyorlar. Şimdiye kadar hiç dokunulmamış Kültepe’de 1 tane mezar var. Onun da büyük altın başlığı, gözlüğü, kulaklıkları var. Ölüyü süsleyerek gömmüşler ama diğer gömülenlerin hepsi el değiştirmiş. Bu anlamda da gerçekten zengin hediyeler” ifadelerini kullandı.
"Bin 200 tane tablet bulundu"
Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Arkamızda bulunan odaların içerisinde bin 200 tane tablet bulundu ve bu tabletler içerisinde, günümüzde bir muhasebe bürosunda parayla ilgili ne varsa kayıt edilmiş 4 bin yıl önce ve dünyada böyle bir sistem yokken. Burada yaklaşık 900 tane Asurlu tüccar evi var ama biz şimdiye kadar 75 tanesini bulabildik. Bundan sonra da 3-5 sene daha kazacağız gibi görünüyor ve bunların hepsi ortaya çıkmayı bekliyor. Bizim müzelerde 40 binden fazla eserimiz var, 20 bin tane tabletimiz var ve maalesef bunlardan sadece 500 tanesi sergileniyor. Kültepe Müzesi ile de bunların büyük bir kısmını tekrar sergilemeyi düşünüyoruz. Sadece bir müze değil Türkiye’de 50 tane müze açsak yine bitmez bizim eserlerimiz ama depolarda bekliyor ve bunları bir an önce sunmamız gerekiyor.”
Kültepe, Kaniş-Karum’un restorasyon çalışmalarına sponsor olan Erciyes Anadolu Holding’in bağlı olduğu TMSF Başkanı Muhiddin Gülal ise tarihsel mirasın gün ışığına çıkması adına üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını belirttiği açıklamasında, "Biz Erciyes Anadolu Holding yönetimi olarak bu çalışmaları son derece önemsiyoruz. Bu tarihsel mirasımızın gün ışığına çıkması adına üzerimize ne düşüyorsa holding olarak yapmaya hazırız. Hem buranın kazı çalışmalarına destek vereceğiz, hem de tanıtım çalışmalarına profesyonel bir şekilde destek vereceğiz inşallah” diye konuştu.
Kayseri Valisi Şehmus Günaydın da kaçak kazılara izin vermeyeceklerini ve emniyet ile jandarmanın bu konuda güzel sonuçlar aldığını kaydederek, "Bugün biz burada Kaniş - Karum’u tanıtmaya geldik ama tarihi eserler konusunda çalışmalarımız devam ediyor ve kanun dışı bir şeye de hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz. Emniyet ve jandarmamız son günlerde güzel sonuçlar da almaya başladı.
Bu konuda her iki kurumumuz da, gayri yasal girişimlere asla izin ve prim vermeyecektir. Biz bu değerleri ortaya çıkarıp, buranın tanıtımıyla hem ülkemizin hem de Kayserimizin ekonomisine katkı sağlayacak noktaya getirmek zorundayız ve tahrip olmalarına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Başkan Büyükkılıç: "Çıkan tabletleri sergileyeceğimiz önemli bir müze çalışmamız var"
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç gazetecilere yaptığı açıklamada; ören yerinden çıkarılan tabletlerin sergilenmesine ilişkin önemli bir müze çalışmalarının olduğunu ifade etti.
Büyükkılıç, "Bura ticaretin merkezi ve geçmişte medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Kayserimize böyle önemli bir değerimizi Erciyes Anadolu Holding vasıtasıyla gün yüzüne çıkmasına verilen destek çok önemli ve anlamlı. Bizler de belediyeler olarak üzerimize düşeni yapacağız, gerek yollarıyla ve gerek çevresiyle ilgili mevzuata uygun olarak. Ayrıca buradan çıkan tabletleri, değerleri muhafaza edeceğimiz ve sergileyeceğimiz önemli bir müze çalışmamız var. Onunla ilgili de projeyi hazırladık, yakında bilgisi gelir daha sonra mesafe alacağız yol kat edeceğiz. Kayserimizin geçmişte ticaret kararlarının alındığı önemli bir yeri korurken, aynı zamanda ticaretin genlerimize işlediğini buradan da rahatlıkla söyleyebiliriz. Ticaret ve sanayideki başarımızın sırrı da bu olsa gerek. Dikkat ederseniz araziden birkaç metre aşağı indiğinizde Kayseri’nin altı hep su. Erciyes’in eteğinde bir denizden söz edilir ve bizim gençlik yıllarımız da dahil kazıldığı zaman 3 metreden rahatlıkla su çıkardı. Bir motorla su dışarı çıkarılır ve inşaatlar yapılırdı. Halen daha Boğazköprü’ye doğru gittiğimiz zaman, o bölgede sular var ve biliyorsunuz o bölgede sazlıklar var. Kayserimiz Kapadokya’nın merkezi olarak nitelendirilen krallığa ve değişik şehirlere başkentlik yapmış. Cumhuriyet meydanında çevreye baktığınız zaman 5-6 tane medeniyetin eserlerini görürsünüz. Kayseri bir hazinenin üzerinde duruyor aslında ve biz de valimiz ve değerli dostlarımızla Kayseri’mizi turizm alanında çeşitlendirerek tanıtmaya ve kamuoyunun bilgisini sağlamaya, yararlanmasına gayret ediyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
"Yaşayanların bütün hayatı ticaret üzerin"
Yaşayanların bütün hayatlarını ticaret üzerine kurduğunu ve öldükten sonra da ticaret yapacaklarını düşündüklerini belirten Kulakoğlu, "Burada yaşayanlar bütün hayatlarını ticaret üzerine kurmuşlar ve öldükten sonra da ticaret yapacaklarını düşünmüşler. Bunun için öbür dünyada da sermaye lazım düşüncesiyle öldükleri zaman kendi evinden ya da varlıklarından özellikle de metal madeni eşyaları hatta altın şapkasını, bandını, gözlüğünü, her şeyini birlikte yanlarına gömmüşler. Bakır ve gümüş kaplarını başkası kullanmasın diye onları da kırıp gömüyorlar, yetmiyor terazi kefeleri var onlarla birlikte gramını da koyarak defnedilme işlemi yapıyorlar. Bunları dışarı gömseler başkaları gelip çalacağı için, genelde kendi evlerinin bahçelerinde gömerek, üzerine de fırın yapıyorlar. Her seferinde evden birisi öldüğünde yanına gömüyorlar ve önceden ölen kişinin yanına konulan hediyelerin bir kısmını yeni ölenin yanına da koyuyorlar. Şimdiye kadar hiç dokunulmamış Kültepe’de 1 tane mezar var. Onun da büyük altın başlığı, gözlüğü, kulaklıkları var. Ölüyü süsleyerek gömmüşler ama diğer gömülenlerin hepsi el değiştirmiş. Bu anlamda da gerçekten zengin hediyeler” ifadelerini kullandı.
"Bin 200 tane tablet bulundu"
Kazı Başkanı Prof. Dr. Fikri Kulakoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Arkamızda bulunan odaların içerisinde bin 200 tane tablet bulundu ve bu tabletler içerisinde, günümüzde bir muhasebe bürosunda parayla ilgili ne varsa kayıt edilmiş 4 bin yıl önce ve dünyada böyle bir sistem yokken. Burada yaklaşık 900 tane Asurlu tüccar evi var ama biz şimdiye kadar 75 tanesini bulabildik. Bundan sonra da 3-5 sene daha kazacağız gibi görünüyor ve bunların hepsi ortaya çıkmayı bekliyor. Bizim müzelerde 40 binden fazla eserimiz var, 20 bin tane tabletimiz var ve maalesef bunlardan sadece 500 tanesi sergileniyor. Kültepe Müzesi ile de bunların büyük bir kısmını tekrar sergilemeyi düşünüyoruz. Sadece bir müze değil Türkiye’de 50 tane müze açsak yine bitmez bizim eserlerimiz ama depolarda bekliyor ve bunları bir an önce sunmamız gerekiyor.”
Kültepe, Kaniş-Karum’un restorasyon çalışmalarına sponsor olan Erciyes Anadolu Holding’in bağlı olduğu TMSF Başkanı Muhiddin Gülal ise tarihsel mirasın gün ışığına çıkması adına üzerlerine düşeni yapmaya hazır olduklarını belirttiği açıklamasında, "Biz Erciyes Anadolu Holding yönetimi olarak bu çalışmaları son derece önemsiyoruz. Bu tarihsel mirasımızın gün ışığına çıkması adına üzerimize ne düşüyorsa holding olarak yapmaya hazırız. Hem buranın kazı çalışmalarına destek vereceğiz, hem de tanıtım çalışmalarına profesyonel bir şekilde destek vereceğiz inşallah” diye konuştu.
Kayseri Valisi Şehmus Günaydın da kaçak kazılara izin vermeyeceklerini ve emniyet ile jandarmanın bu konuda güzel sonuçlar aldığını kaydederek, "Bugün biz burada Kaniş - Karum’u tanıtmaya geldik ama tarihi eserler konusunda çalışmalarımız devam ediyor ve kanun dışı bir şeye de hiçbir şekilde izin vermeyeceğiz. Emniyet ve jandarmamız son günlerde güzel sonuçlar da almaya başladı.
Bu konuda her iki kurumumuz da, gayri yasal girişimlere asla izin ve prim vermeyecektir. Biz bu değerleri ortaya çıkarıp, buranın tanıtımıyla hem ülkemizin hem de Kayserimizin ekonomisine katkı sağlayacak noktaya getirmek zorundayız ve tahrip olmalarına izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Başkan Büyükkılıç: "Çıkan tabletleri sergileyeceğimiz önemli bir müze çalışmamız var"
Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç gazetecilere yaptığı açıklamada; ören yerinden çıkarılan tabletlerin sergilenmesine ilişkin önemli bir müze çalışmalarının olduğunu ifade etti.
Büyükkılıç, "Bura ticaretin merkezi ve geçmişte medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Kayserimize böyle önemli bir değerimizi Erciyes Anadolu Holding vasıtasıyla gün yüzüne çıkmasına verilen destek çok önemli ve anlamlı. Bizler de belediyeler olarak üzerimize düşeni yapacağız, gerek yollarıyla ve gerek çevresiyle ilgili mevzuata uygun olarak. Ayrıca buradan çıkan tabletleri, değerleri muhafaza edeceğimiz ve sergileyeceğimiz önemli bir müze çalışmamız var. Onunla ilgili de projeyi hazırladık, yakında bilgisi gelir daha sonra mesafe alacağız yol kat edeceğiz. Kayserimizin geçmişte ticaret kararlarının alındığı önemli bir yeri korurken, aynı zamanda ticaretin genlerimize işlediğini buradan da rahatlıkla söyleyebiliriz. Ticaret ve sanayideki başarımızın sırrı da bu olsa gerek. Dikkat ederseniz araziden birkaç metre aşağı indiğinizde Kayseri’nin altı hep su. Erciyes’in eteğinde bir denizden söz edilir ve bizim gençlik yıllarımız da dahil kazıldığı zaman 3 metreden rahatlıkla su çıkardı. Bir motorla su dışarı çıkarılır ve inşaatlar yapılırdı. Halen daha Boğazköprü’ye doğru gittiğimiz zaman, o bölgede sular var ve biliyorsunuz o bölgede sazlıklar var. Kayserimiz Kapadokya’nın merkezi olarak nitelendirilen krallığa ve değişik şehirlere başkentlik yapmış. Cumhuriyet meydanında çevreye baktığınız zaman 5-6 tane medeniyetin eserlerini görürsünüz. Kayseri bir hazinenin üzerinde duruyor aslında ve biz de valimiz ve değerli dostlarımızla Kayseri’mizi turizm alanında çeşitlendirerek tanıtmaya ve kamuoyunun bilgisini sağlamaya, yararlanmasına gayret ediyoruz” dedi.