Mansur Yavaş 'sahte senet' davasında ifade verdi
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında, avukatlık yaptığı döneme ilişkin senetle mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı iddiasıyla 'görevi kötüye kullanmak' ve senedi veren kişiye tahsilat amacıyla çok sayıda mesaj göndererek, 'kişilerin huzur ve sükununu bozmak' suçlarından açılan davaya devam edildi Yavaş, savunmasında suçlamaları reddetti.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş hakkında, avukatlık yaptığı döneme ilişkin senetle mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı iddiasıyla 'görevi kötüye kullanmak', senedi veren kişiye ise çok sayıda mesaj gönderdiği gerekçesiyle 'kişilerin huzur ve sükununu bozmak' suçlarından açılan davanın ikinci celsesi görüldü.
Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Yavaş, müdahil Necmettin Kesgin ve tarafların avukatları katıldı.
Önceki celse yurt dışında bulunması nedeniyle duruşmada hazır olmayan Yavaş, savunmasında 'davanın tamamen siyasi olduğunu' öne sürerek, şunları kaydetti:
'Bu davada şikayet dilekçesi bana ulaşınca bütün bilgileri ve belgeleri gönderdim. İki savcı dosyayı inceledi. Takipsizlik kararı verilmesi için Adalet Bakanlığına yazı yazıldı. Aradan uzun bir zaman geçti. Bu arada benim belediye başkanlığı adaylığım kesinleşti. Anketlerde geriye düştüklerini görünce Sincan'a bu dosya gönderildi. Savcı değiştirildi ve dava açıldı. Ortada suç yok. Mesajlarda da suç yok. Zorlayarak bu davayı açtılar. Adeta bir suç makinası olduğu yargı kararıyla ispatlanmış birinin suçlamasıyla Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nı buraya dikenleri kınıyorum. Böyle suç olmaz. Derhal beraat kararı verilmeli.'
Necmettin Kesgin ise Yavaş'ın kendisine karşı pek çok suç işlediğini ve sanıktan şikayetçi olduğunu, Yavaş hakkında başka suçlardan soruşturmalar olduğunu belirtti.
Davaya konu edilen senedi yediemin olarak Yavaş'a teslim ettiğini ancak davada karar çıktığında senedi kendisine vermediğini ileri süren Kesgin, Yavaş'ın daha sonra senetle icra takibinde bulunduğunu ifade etti.
Yavaş'ın kendisine attığı SMS'lerle 'baro stajını, üniversite diplomasını, maluliyet aylığını iptal ettirmekle' kendisini tehdit ettiğini iddia eden Kesgin, 'Sanık attığı 136 mesajla huzurumu bozmuş, bana şantaj yapmıştır' dedi.
Sanık avukatlarından Mustafa Ekinci, 'Müdahil sürekli dava dışı konulardan bahsediyor, müvekkilimi itibarsızlaştırmaya çalışıyor' diye konuştu.
Sanık avukatı Hıfzı Çubuklu ise 'Müvekkil Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak hizmetlerine devam etmektedir. Kendisini mahkemelerde oyalamak, halka da hakarettir' dedi.
Çubuklu, 'görevi kötüye kullanmak' suçundan beraat, 'kişilerin huzur ve sükununu bozmak' suçundan ise düşme kararı verilmesini istedi.
Tekrar söz alan Yavaş, alacağa ilişkin takip evrakına, 'tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere' ibaresi yazıldığını ifade etti.
Müdahil avukatı Özgür Ilgaz ise Yavaş'ın kullandığı 'suç makinası' sözüne ilişkin, 'müvekkilinin sabıka kaydı bulunmadığını' söyledi. Ilgaz, 'Bir avukat Yargıtayda iş takibi yapabilir mi?' ifadesini kullandı.
Yavaş, bunun üzerine 'Bu hakaretin ispat edilmesi gerekiyor' dedi.
Ilgaz, Yavaş'a daha sonra '600 bin dolarlık senedin vadesini kendisinin doldurup doldurmadığı, attığı mesajları kabul edip etmediği' gibi bir dizi soru yöneltti.
Yavaş, 'Alacağımı almak için vadeyi doldurdum. Parayı öde diye mesajları attım. Bunu da ağır ceza mahkemesine ben bildirdim. Mükerrer tahsilat için bir kuruş fazla ödenmesi gerekir.' diye konuştu.
Yavaş, avukatın bazı başka sorularının ise Kesgin ile Ankara Ticaret Mahkemesinde aralarında olan davaya delil yapılmak için sorulduğunu savundu ve bunları yanıtlamadı.
Cumhuriyet Savcısı Fevzi Çakıcı, sanık avukatlarının talebi doğrultusunda Yavaş'ın duruşmalardan vareste tutulmasını, davaya konu bazı belgelerin Ankara Barosu ile ilgili icra müdürlüklerinden dosyaya getirtilmesini istedi.
Mahkeme, Yavaş'ı duruşmalardan vareste tuttu. Ankara Barosu'ndan, Yavaş hakkında idari soruşturma yapılıp yapılmadığının sorulmasını, yapıldıysa buna ilişkin belgelerin istenmesini kararlaştıran mahkeme, bazı dosyaların incelenmek üzere icra müdürlüklerinden talep edilmesine karar vererek, davayı erteledi.
Yavaş, adliyeden ayrılırken gazetecilere yaptığı açıklamada ise 'Olmayan bir suçun savunmasını yaptık. Siyasi bir karardı. Aslında siyaset bunun cevabını sandıkta vermişti. Hazmedememiş demek ki arkadaşımız bunu takip edeceğim diye uğraşıyor. Davanın hemen bitmesini bekliyorum. Normalde bu davanın dosyanın geldiği anda benim dinlenmeme gerek kalmadan bitmesi gerekiyordu. Şu anda fuzuli yargılama yapılıyor. Burada 2 saat kaybetmekle Ankara halkının zamanından çaldık.' diye konuştu.
Dava kapsamında, Yavaş'ın dava ve hukuki danışmanlık hizmetine istinaden aldığı 29 Mart 2011 tarihli 600 bin ABD doları bedelli senet için Ankara 29. İcra Müdürlüğünde, alacağa istinaden teminat olarak verilen, bedelsiz kaldığını bildiği 5 Kasım 2009 tarihli aynı bedelli senedin tahsili için de Ankara 8. İcra Müdürlüğünde takip başlattığı, bu suretle mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı savunuluyor.
Yavaş'ın böylece 'görevi kötüye kullanmak', müştekinin telefonuna çok sayıda mesaj göndererek de 'kişilerin huzur ve sükununu bozmak' suçlarını işlediği ileri sürülüyor.
Kaynak: AA
Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya Yavaş, müdahil Necmettin Kesgin ve tarafların avukatları katıldı.
Önceki celse yurt dışında bulunması nedeniyle duruşmada hazır olmayan Yavaş, savunmasında 'davanın tamamen siyasi olduğunu' öne sürerek, şunları kaydetti:
'Bu davada şikayet dilekçesi bana ulaşınca bütün bilgileri ve belgeleri gönderdim. İki savcı dosyayı inceledi. Takipsizlik kararı verilmesi için Adalet Bakanlığına yazı yazıldı. Aradan uzun bir zaman geçti. Bu arada benim belediye başkanlığı adaylığım kesinleşti. Anketlerde geriye düştüklerini görünce Sincan'a bu dosya gönderildi. Savcı değiştirildi ve dava açıldı. Ortada suç yok. Mesajlarda da suç yok. Zorlayarak bu davayı açtılar. Adeta bir suç makinası olduğu yargı kararıyla ispatlanmış birinin suçlamasıyla Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nı buraya dikenleri kınıyorum. Böyle suç olmaz. Derhal beraat kararı verilmeli.'
Necmettin Kesgin ise Yavaş'ın kendisine karşı pek çok suç işlediğini ve sanıktan şikayetçi olduğunu, Yavaş hakkında başka suçlardan soruşturmalar olduğunu belirtti.
Davaya konu edilen senedi yediemin olarak Yavaş'a teslim ettiğini ancak davada karar çıktığında senedi kendisine vermediğini ileri süren Kesgin, Yavaş'ın daha sonra senetle icra takibinde bulunduğunu ifade etti.
Yavaş'ın kendisine attığı SMS'lerle 'baro stajını, üniversite diplomasını, maluliyet aylığını iptal ettirmekle' kendisini tehdit ettiğini iddia eden Kesgin, 'Sanık attığı 136 mesajla huzurumu bozmuş, bana şantaj yapmıştır' dedi.
Sanık avukatlarından Mustafa Ekinci, 'Müdahil sürekli dava dışı konulardan bahsediyor, müvekkilimi itibarsızlaştırmaya çalışıyor' diye konuştu.
Sanık avukatı Hıfzı Çubuklu ise 'Müvekkil Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olarak hizmetlerine devam etmektedir. Kendisini mahkemelerde oyalamak, halka da hakarettir' dedi.
Çubuklu, 'görevi kötüye kullanmak' suçundan beraat, 'kişilerin huzur ve sükununu bozmak' suçundan ise düşme kararı verilmesini istedi.
Tekrar söz alan Yavaş, alacağa ilişkin takip evrakına, 'tahsilde tekerrüre esas olmamak üzere' ibaresi yazıldığını ifade etti.
Müdahil avukatı Özgür Ilgaz ise Yavaş'ın kullandığı 'suç makinası' sözüne ilişkin, 'müvekkilinin sabıka kaydı bulunmadığını' söyledi. Ilgaz, 'Bir avukat Yargıtayda iş takibi yapabilir mi?' ifadesini kullandı.
Yavaş, bunun üzerine 'Bu hakaretin ispat edilmesi gerekiyor' dedi.
Ilgaz, Yavaş'a daha sonra '600 bin dolarlık senedin vadesini kendisinin doldurup doldurmadığı, attığı mesajları kabul edip etmediği' gibi bir dizi soru yöneltti.
Yavaş, 'Alacağımı almak için vadeyi doldurdum. Parayı öde diye mesajları attım. Bunu da ağır ceza mahkemesine ben bildirdim. Mükerrer tahsilat için bir kuruş fazla ödenmesi gerekir.' diye konuştu.
Yavaş, avukatın bazı başka sorularının ise Kesgin ile Ankara Ticaret Mahkemesinde aralarında olan davaya delil yapılmak için sorulduğunu savundu ve bunları yanıtlamadı.
Cumhuriyet Savcısı Fevzi Çakıcı, sanık avukatlarının talebi doğrultusunda Yavaş'ın duruşmalardan vareste tutulmasını, davaya konu bazı belgelerin Ankara Barosu ile ilgili icra müdürlüklerinden dosyaya getirtilmesini istedi.
Mahkeme, Yavaş'ı duruşmalardan vareste tuttu. Ankara Barosu'ndan, Yavaş hakkında idari soruşturma yapılıp yapılmadığının sorulmasını, yapıldıysa buna ilişkin belgelerin istenmesini kararlaştıran mahkeme, bazı dosyaların incelenmek üzere icra müdürlüklerinden talep edilmesine karar vererek, davayı erteledi.
Yavaş, adliyeden ayrılırken gazetecilere yaptığı açıklamada ise 'Olmayan bir suçun savunmasını yaptık. Siyasi bir karardı. Aslında siyaset bunun cevabını sandıkta vermişti. Hazmedememiş demek ki arkadaşımız bunu takip edeceğim diye uğraşıyor. Davanın hemen bitmesini bekliyorum. Normalde bu davanın dosyanın geldiği anda benim dinlenmeme gerek kalmadan bitmesi gerekiyordu. Şu anda fuzuli yargılama yapılıyor. Burada 2 saat kaybetmekle Ankara halkının zamanından çaldık.' diye konuştu.
Dava kapsamında, Yavaş'ın dava ve hukuki danışmanlık hizmetine istinaden aldığı 29 Mart 2011 tarihli 600 bin ABD doları bedelli senet için Ankara 29. İcra Müdürlüğünde, alacağa istinaden teminat olarak verilen, bedelsiz kaldığını bildiği 5 Kasım 2009 tarihli aynı bedelli senedin tahsili için de Ankara 8. İcra Müdürlüğünde takip başlattığı, bu suretle mükerrer tahsilat yapmaya çalıştığı savunuluyor.
Yavaş'ın böylece 'görevi kötüye kullanmak', müştekinin telefonuna çok sayıda mesaj göndererek de 'kişilerin huzur ve sükununu bozmak' suçlarını işlediği ileri sürülüyor.