KKTC'nin 36. Kuruluş Yıl Dönümü Mesajları
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı: 'Kıbrıslı Türkler, aradan geçen bunca yıldan ve yaşadıkları bunca acı deneyimden sonra özgürlüklerinin, özgünlüklerinin, eşitliklerinin ve güvenliklerinin tehdit altına alınmasına asla razı olmayacaklardır' KKTC Başbakanı Ersin Tatar: 'KKTC, Kıbrıs Türk halkının, hak ve hukukunun en büyük güvencesi ve göstergesidir' KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay: 'KKTC, Kıbrıs Türkü'nün kendi geleceğini belirleme hakkının en önemli sembolüdür'.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, adil ve eşitlikçi çözümün ne kadar büyük ihtiyaç olduğunu bilen, barışın değerini savaşı yaşayarak öğrenen bir toplum olarak Kıbrıslı Türklerin daha ilk günden sıkı sıkıya bağlandığı Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün barışçı ve çağdaş değerlerini bundan sonra da rehber edinmeye devam edeceğini belirtti.
Türk Ajansı Kıbrıs'ın haberine göre, Akıncı KKTC'nin 36. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle Bayrak Radyo ve Televizyonundan yaptığı konuşmada, Atatürk'ün hedef gösterdiği barışı tesis etmenin ve silahlanma yarışını durdurmanın, insanlığın ortak amacı olması gerektiğine işaret ederek Kıbrıslı Türklerin, yaşadıkları bunca acı deneyimden sonra özgürlüklerinin, özgünlüklerinin, eşitliklerinin ve güvenliklerinin tehdit altına alınmasına asla razı olmayacağını vurguladı.
Akıncı, Ada'nın huzur ve barış içinde bir geleceğe yol alabilmesi için siyasi irade ve kararlılıkla hareket edeceklerini, KKTC'nin kuruluş kararında ve bağımsızlık bildirgesinde ifade edildiği üzere çözüm hedefi doğrultusunda Birleşmiş Milletler ile iş birliği içerisinde çabalarını sürdüreceklerini kaydeden Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bağlamda 25 Kasım günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in daveti ile (Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri) Anastasiadis ile bir araya geleceğiz. Adamızın huzur ve barış içinde bir geleceğe yol alabilmesi için siyasi irade ve kararlılık içinde hareket edeceğiz. Siyasi eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde bir gelecek inşası için, meşru hak ve çıkarlarımızı sonuna kadar savunarak yapıcı bir tutumla orada bulunacağız. Elbette bu yapıcı anlayışımızın muhataplarımızda da olmasını isteyeceğiz. Bu toplantının verimli ve olumlu bir adım oluşturmasını temenni ediyorum."
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs sorunu devam ederken trafik, eğitim, denetim, fiziksel ve yasal altyapı, sağlık, çevre sorunları gibi alanlarda da silkinişe ve seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek Doğu Akdeniz'deki arama ve sondaj faaliyetlerine de değindi.
Gerginliğine neden olan bu meselede iş birliği anlayışıyla hareket edilmesine ve tüm ilgili tarafların kazançlı çıkacağı bir ortama fırsat verilmesi gerektiğine işaret eden Akıncı, "Doğal gaz konusuyla ilişkili olarak izlenebilecek üç yol vardır. Bunlardan ilki Rum tarafının tek taraflı olarak yürüttüğü çalışmaları, Kıbrıs sorununun çözümüne kadar askıya alması, bunun karşılığında bizim de çalışmalarımıza ara vermemizdir. Yani bir çeşit moratoryuma gitmektir. Bu yönde geçmişte yaptığımız çağrılara kulak tıkanmıştır. Şimdi de durum aynıdır. İkinci yol, bizim önerdiğimiz ortak komite ve ortak zenginliği birlikte planlama ve adil ölçüler içinde paylaşma yoludur. Ancak bu önerimiz de şu ana kadar kabul görmemiştir. Bu durumda geriye kalan üçüncü yol herkesin kendi çalışmalarını ayrı ayrı yapmasıdır ki şu anda yapılan budur." ifadelerini kullandı.
Mustafa Akıncı, iş birliği tekliflerinin reddedilmesi karşısında hakkını aramaktan başka çaresi kalmayan Türk tarafının cezalandırılması yaklaşımının sorunun çözümüne yardımcı olmadığının da bilinmesi gerektiğine dikkati çekti.
Konuşmasında dünyadaki adaletsizliğe ve çevre sorunlarına vurgu yapan Akıncı, "Kıbrıs Türk halkı olarak, yüzyıllardır bize ev sahipliği yapan ve bugün artık tartışılmaz bir biçimde ortak sahibi olduğumuz bu güzel adada, kendi kimliklerimizi koruyup geliştirerek özgürce yaşamak istiyoruz. Toplumumuzun kendine özgü yapısını biçimlendiren tarihsel, kültürel, sosyal ve coğrafi koşullar, zaman zaman karşılaştığımız ciddi sorunlara rağmen bu Ada'da kök salma irademizi ayakta tutmaya devam ediyor." dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, şunları söyledi:
"Atatürk'ün barışçı ve çağdaş değerlerine daha ilk günden sıkı sıkıya bağlanan Kıbrıslı Türklerin bu ilkeleri bundan sonra da rehber edinmeye devam edecektir. Dünyada her şey için, hayat için, başarı için en hakiki yol gösterici bilimdir diyen Büyük Önder'in gösterdiği yoldan şaşmamak esastır. Kıbrıslı Türkler, aradan geçen bunca yıldan ve yaşadıkları bunca acı deneyimden sonra özgürlüklerinin, özgünlüklerinin, eşitliklerinin ve güvenliklerinin tehdit altına alınmasına asla razı olmayacaklardır.Barışın değerini savaşı yaşayarak öğrenen bir toplum olarak, Kıbrıs'ta adil ve eşitlikçi bir çözümün ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu biliyor ve görüyoruz. Bu bilinçle Büyük Önder'in ilkelerine sımsıkı sarılarak 'yurtta barış dünyada barış' diyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle bu günlere ulaşmamızdaki en büyük fedakarlığı yapan aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum, gazilerimizi saygıyla anıyorum. Cumhuriyet Bayramı'nızı içtenlikle kutluyor hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
-"KKTC, Kıbrıs Türk halkının, hak ve hukukunun en büyük güvencesi ve göstergesi"
KKTC Başbakanı Ersin Tatar da KKTC'nin Kıbrıs Türk halkının, hak ve hukukunun en büyük güvencesi ve göstergesi olduğunu belirtti.
Tatar, KKTC'nin kuruluş yıl dönümü vesilesiyle yayımladığı mesajda, "Kıbrıs Türk halkı Ada'daki varlığını sürdürmek, kendi kimliğiyle özgür yaşamak için ana vatan Türkiye'nin de desteğiyle efsanevi bir milli mücadele vermiştir. KKTC, başlangıcı çok uzun yıllar öncesine giden varoluş ve özgürlük mücadelemizin geldiği en son noktadır ve bizler için bir onur, gurur vesilesidir." ifadelerini kullandı.
Rumların kurulan ortaklık devletini içine sindiremediğinden önce Kıbrıs Türkü üzerinde hegemonya kurabilmek için anayasayı değiştirmek istediğini, buna izin verilmeyince 21 Aralık 1963'te Enosis'i gerçekleştirmek için harekete geçtiğini ancak ana vatan Türkiye'nin de tam desteğiyle Ada'nın, Yunan olmasına izin verilmediğini hatırlatan Tatar, herhangi bir sorun nedeniyle bugün gelinen noktadan geri gitmenin, çözüm olsun diye Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden, egemenlikten, topraklardan vazgeçmenin gelecek nesillere yapılacak en büyük kötülük olacağına işaret etti.
Tatar, şu ifadeleri kullandı:
"15 Kasım 1983'teki bağımsızlık ilanı, KKTC'nin kurulması, bizler için bir milattır. KKTC'nin ilanıyla tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemenlikten, kendi kendini idare etmekten, iki kesimlilikten, Türkiye ile birlikte yürümekten asla geri adım atmayacağı haykırılmıştır. KKTC'nin ilan edilmesiyle tüm dünyaya Rumlar bizimle var olan gerçekler temelinde bir anlaşmaya yanaşmazsa hangi yolda ilerleyeceğimiz gösterilmiştir. Bize düşen görev çok çalışmak, ekonomik kalkınmamızı sağlamak KKTC'ye dört elle sarılmaktır.Çok şeyler başardık. Ben inanıyorum ki yeni bir hamle ve ana vatan Türkiye'nin tam desteğiyle ekonomik kalkınmamızı da istediğimiz seviyeye ulaştıracağız. Ancak kesinlikle unutmamalıyız ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının, hak ve hukukunun en büyük güvencesi ve göstergesidir. Şu veya bu sorunumuz vardır diye olduğumuz noktadan geri gitmek, çözüm olsun diye Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden, egemenliğimizden, topraklarımızdan vazgeçmek gelecek nesillerimize yapacağımız en büyük kötülük olur. Yapmamız gereken kendi devletimizi yüceltmek, kendi evimize gereken değeri verip, çeki düzen sağlamaktır.Bu duygu ve düşüncelerle, halkımızın 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı'nı candan kutlar, bugünlere gelmemizi sağlayan herkesi, tüm şehitlerimizi, özgürlük ve varoluş mücadelemizin lideri Doktor Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş başta olmak üzere halkımıza, devletimize hizmet verenlerin tümünü, rahmet, minnet, şükranla anarım."
- "KKTC, Kıbrıs Türkü'nün kendi geleceğini belirleme hakkının en önemli sembolü"
KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da KKTC'nin, Kıbrıs Türkü'nün kendi geleceğini belirleme hakkının en önemli sembolü olduğunu kaydetti.
KKTC'nin kuruluşunun 36. yıl dönümünde TAK'ın sorularını yanıtlayan Özersay, 15 Kasım 1983'te cumhuriyet ilan edildiği gün öğretmenleri ve okul arkadaşlarıyla Cumhuriyet Meclisinin önünde olduğunu belirterek "Rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş'ın KKTC'yi ilan ederken yaptığı konuşmayı, bizzat orada canlı olarak meclis önünde dinledim. 10 yaşındaydım ve yüreğim yerinden fırlayacakmış gibiydi, heyecanla alkışlıyor, sonradan ne kadar tarihi bir olaya tanıklık ettiğimizi o gün orada bilmeksizin sadece memleketimiz için çok önemli bir şey olduğunu yürekten hissediyorduk." değerlendirmesinde bulundu.
KKTC devletinin kurulabilmiş ve yaşatılabilmiş olmasının bile başlı başına büyük bir başarı olduğunun altını çizen Özersay, nereden gelindiğinin, hangi şartlar içerisinden bugün buralara varıldığının unutulmaması, siyasetçilerin yanlış yönetimlerinin faturasının devlete kesilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
Ersin Tatar, uluslararası toplumun Kıbrıslı Türklere hakkaniyetten yoksun yaklaşımlarının bugün yaşanan sıkıntıların önemli nedenlerinden olduğunu belirterek "Kıbrıs Türkü'nün en az Kıbrıslı Rumlar kadar bir devlete sahip olma hakkı vardı ve vardır. Hal böyle iken uluslararası toplumun KKTC ilanı karşısında bize dönük olumsuz tutumu ve yaptırım seviyesine varmasa da Rum tarafını tatmin etmeye dönük olarak uygulamış oldukları izolasyon bugün arzu ettiğimiz noktaya gelememiş olmamızda bir diğer etmendir." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Türk Ajansı Kıbrıs'ın haberine göre, Akıncı KKTC'nin 36. kuruluş yıl dönümü vesilesiyle Bayrak Radyo ve Televizyonundan yaptığı konuşmada, Atatürk'ün hedef gösterdiği barışı tesis etmenin ve silahlanma yarışını durdurmanın, insanlığın ortak amacı olması gerektiğine işaret ederek Kıbrıslı Türklerin, yaşadıkları bunca acı deneyimden sonra özgürlüklerinin, özgünlüklerinin, eşitliklerinin ve güvenliklerinin tehdit altına alınmasına asla razı olmayacağını vurguladı.
Akıncı, Ada'nın huzur ve barış içinde bir geleceğe yol alabilmesi için siyasi irade ve kararlılıkla hareket edeceklerini, KKTC'nin kuruluş kararında ve bağımsızlık bildirgesinde ifade edildiği üzere çözüm hedefi doğrultusunda Birleşmiş Milletler ile iş birliği içerisinde çabalarını sürdüreceklerini kaydeden Akıncı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu bağlamda 25 Kasım günü BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in daveti ile (Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri) Anastasiadis ile bir araya geleceğiz. Adamızın huzur ve barış içinde bir geleceğe yol alabilmesi için siyasi irade ve kararlılık içinde hareket edeceğiz. Siyasi eşitlik, güvenlik ve özgürlük içinde bir gelecek inşası için, meşru hak ve çıkarlarımızı sonuna kadar savunarak yapıcı bir tutumla orada bulunacağız. Elbette bu yapıcı anlayışımızın muhataplarımızda da olmasını isteyeceğiz. Bu toplantının verimli ve olumlu bir adım oluşturmasını temenni ediyorum."
Cumhurbaşkanı Akıncı, Kıbrıs sorunu devam ederken trafik, eğitim, denetim, fiziksel ve yasal altyapı, sağlık, çevre sorunları gibi alanlarda da silkinişe ve seferberliğe ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek Doğu Akdeniz'deki arama ve sondaj faaliyetlerine de değindi.
Gerginliğine neden olan bu meselede iş birliği anlayışıyla hareket edilmesine ve tüm ilgili tarafların kazançlı çıkacağı bir ortama fırsat verilmesi gerektiğine işaret eden Akıncı, "Doğal gaz konusuyla ilişkili olarak izlenebilecek üç yol vardır. Bunlardan ilki Rum tarafının tek taraflı olarak yürüttüğü çalışmaları, Kıbrıs sorununun çözümüne kadar askıya alması, bunun karşılığında bizim de çalışmalarımıza ara vermemizdir. Yani bir çeşit moratoryuma gitmektir. Bu yönde geçmişte yaptığımız çağrılara kulak tıkanmıştır. Şimdi de durum aynıdır. İkinci yol, bizim önerdiğimiz ortak komite ve ortak zenginliği birlikte planlama ve adil ölçüler içinde paylaşma yoludur. Ancak bu önerimiz de şu ana kadar kabul görmemiştir. Bu durumda geriye kalan üçüncü yol herkesin kendi çalışmalarını ayrı ayrı yapmasıdır ki şu anda yapılan budur." ifadelerini kullandı.
Mustafa Akıncı, iş birliği tekliflerinin reddedilmesi karşısında hakkını aramaktan başka çaresi kalmayan Türk tarafının cezalandırılması yaklaşımının sorunun çözümüne yardımcı olmadığının da bilinmesi gerektiğine dikkati çekti.
Konuşmasında dünyadaki adaletsizliğe ve çevre sorunlarına vurgu yapan Akıncı, "Kıbrıs Türk halkı olarak, yüzyıllardır bize ev sahipliği yapan ve bugün artık tartışılmaz bir biçimde ortak sahibi olduğumuz bu güzel adada, kendi kimliklerimizi koruyup geliştirerek özgürce yaşamak istiyoruz. Toplumumuzun kendine özgü yapısını biçimlendiren tarihsel, kültürel, sosyal ve coğrafi koşullar, zaman zaman karşılaştığımız ciddi sorunlara rağmen bu Ada'da kök salma irademizi ayakta tutmaya devam ediyor." dedi.
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, şunları söyledi:
"Atatürk'ün barışçı ve çağdaş değerlerine daha ilk günden sıkı sıkıya bağlanan Kıbrıslı Türklerin bu ilkeleri bundan sonra da rehber edinmeye devam edecektir. Dünyada her şey için, hayat için, başarı için en hakiki yol gösterici bilimdir diyen Büyük Önder'in gösterdiği yoldan şaşmamak esastır. Kıbrıslı Türkler, aradan geçen bunca yıldan ve yaşadıkları bunca acı deneyimden sonra özgürlüklerinin, özgünlüklerinin, eşitliklerinin ve güvenliklerinin tehdit altına alınmasına asla razı olmayacaklardır.Barışın değerini savaşı yaşayarak öğrenen bir toplum olarak, Kıbrıs'ta adil ve eşitlikçi bir çözümün ne kadar büyük bir ihtiyaç olduğunu biliyor ve görüyoruz. Bu bilinçle Büyük Önder'in ilkelerine sımsıkı sarılarak 'yurtta barış dünyada barış' diyoruz. Bu duygu ve düşüncelerle bu günlere ulaşmamızdaki en büyük fedakarlığı yapan aziz şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum, gazilerimizi saygıyla anıyorum. Cumhuriyet Bayramı'nızı içtenlikle kutluyor hepinize sevgi ve saygılarımı sunuyorum."
-"KKTC, Kıbrıs Türk halkının, hak ve hukukunun en büyük güvencesi ve göstergesi"
KKTC Başbakanı Ersin Tatar da KKTC'nin Kıbrıs Türk halkının, hak ve hukukunun en büyük güvencesi ve göstergesi olduğunu belirtti.
Tatar, KKTC'nin kuruluş yıl dönümü vesilesiyle yayımladığı mesajda, "Kıbrıs Türk halkı Ada'daki varlığını sürdürmek, kendi kimliğiyle özgür yaşamak için ana vatan Türkiye'nin de desteğiyle efsanevi bir milli mücadele vermiştir. KKTC, başlangıcı çok uzun yıllar öncesine giden varoluş ve özgürlük mücadelemizin geldiği en son noktadır ve bizler için bir onur, gurur vesilesidir." ifadelerini kullandı.
Rumların kurulan ortaklık devletini içine sindiremediğinden önce Kıbrıs Türkü üzerinde hegemonya kurabilmek için anayasayı değiştirmek istediğini, buna izin verilmeyince 21 Aralık 1963'te Enosis'i gerçekleştirmek için harekete geçtiğini ancak ana vatan Türkiye'nin de tam desteğiyle Ada'nın, Yunan olmasına izin verilmediğini hatırlatan Tatar, herhangi bir sorun nedeniyle bugün gelinen noktadan geri gitmenin, çözüm olsun diye Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden, egemenlikten, topraklardan vazgeçmenin gelecek nesillere yapılacak en büyük kötülük olacağına işaret etti.
Tatar, şu ifadeleri kullandı:
"15 Kasım 1983'teki bağımsızlık ilanı, KKTC'nin kurulması, bizler için bir milattır. KKTC'nin ilanıyla tüm dünyaya Kıbrıs Türk halkının egemenlikten, kendi kendini idare etmekten, iki kesimlilikten, Türkiye ile birlikte yürümekten asla geri adım atmayacağı haykırılmıştır. KKTC'nin ilan edilmesiyle tüm dünyaya Rumlar bizimle var olan gerçekler temelinde bir anlaşmaya yanaşmazsa hangi yolda ilerleyeceğimiz gösterilmiştir. Bize düşen görev çok çalışmak, ekonomik kalkınmamızı sağlamak KKTC'ye dört elle sarılmaktır.Çok şeyler başardık. Ben inanıyorum ki yeni bir hamle ve ana vatan Türkiye'nin tam desteğiyle ekonomik kalkınmamızı da istediğimiz seviyeye ulaştıracağız. Ancak kesinlikle unutmamalıyız ki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Kıbrıs Türk halkının, hak ve hukukunun en büyük güvencesi ve göstergesidir. Şu veya bu sorunumuz vardır diye olduğumuz noktadan geri gitmek, çözüm olsun diye Türkiye'nin etkin ve fiili garantisinden, egemenliğimizden, topraklarımızdan vazgeçmek gelecek nesillerimize yapacağımız en büyük kötülük olur. Yapmamız gereken kendi devletimizi yüceltmek, kendi evimize gereken değeri verip, çeki düzen sağlamaktır.Bu duygu ve düşüncelerle, halkımızın 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı'nı candan kutlar, bugünlere gelmemizi sağlayan herkesi, tüm şehitlerimizi, özgürlük ve varoluş mücadelemizin lideri Doktor Fazıl Küçük ve Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş başta olmak üzere halkımıza, devletimize hizmet verenlerin tümünü, rahmet, minnet, şükranla anarım."
- "KKTC, Kıbrıs Türkü'nün kendi geleceğini belirleme hakkının en önemli sembolü"
KKTC Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da KKTC'nin, Kıbrıs Türkü'nün kendi geleceğini belirleme hakkının en önemli sembolü olduğunu kaydetti.
KKTC'nin kuruluşunun 36. yıl dönümünde TAK'ın sorularını yanıtlayan Özersay, 15 Kasım 1983'te cumhuriyet ilan edildiği gün öğretmenleri ve okul arkadaşlarıyla Cumhuriyet Meclisinin önünde olduğunu belirterek "Rahmetli Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş'ın KKTC'yi ilan ederken yaptığı konuşmayı, bizzat orada canlı olarak meclis önünde dinledim. 10 yaşındaydım ve yüreğim yerinden fırlayacakmış gibiydi, heyecanla alkışlıyor, sonradan ne kadar tarihi bir olaya tanıklık ettiğimizi o gün orada bilmeksizin sadece memleketimiz için çok önemli bir şey olduğunu yürekten hissediyorduk." değerlendirmesinde bulundu.
KKTC devletinin kurulabilmiş ve yaşatılabilmiş olmasının bile başlı başına büyük bir başarı olduğunun altını çizen Özersay, nereden gelindiğinin, hangi şartlar içerisinden bugün buralara varıldığının unutulmaması, siyasetçilerin yanlış yönetimlerinin faturasının devlete kesilmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
Ersin Tatar, uluslararası toplumun Kıbrıslı Türklere hakkaniyetten yoksun yaklaşımlarının bugün yaşanan sıkıntıların önemli nedenlerinden olduğunu belirterek "Kıbrıs Türkü'nün en az Kıbrıslı Rumlar kadar bir devlete sahip olma hakkı vardı ve vardır. Hal böyle iken uluslararası toplumun KKTC ilanı karşısında bize dönük olumsuz tutumu ve yaptırım seviyesine varmasa da Rum tarafını tatmin etmeye dönük olarak uygulamış oldukları izolasyon bugün arzu ettiğimiz noktaya gelememiş olmamızda bir diğer etmendir." ifadelerini kullandı.