Kız Çocuklarının Değersizleştirilmesinin Önlenmesi

Uluslararası Çocuk Merkezi Küresel Program Koordinatörü Dr. Ayşegül Esin: 'Hiçbir müdahalede bulunulmadığında her 105 erkek çocuğuna karşılık 100 kız çocuğun doğması gerekiyor. Her türlü zararlı uygulamanın başında bu (erkek çocuk seçimi) geliyor çünkü ya doğumdan önce kürtajla kız çocuğu yok ediliyor ya da doğarsa boğularak öldürülüyor. Konu politik olarak da çok hassas bir konu olduğu için pek çok ülke bunu inkar ediyordu. Kabul etmek önlem almanın ilk yolu' UNFPA Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Alanna Armitage: 'Birçok ülkede, erkek çocuk seçimi olduğunu ve kızlara kıyasla erkek çocuk doğumunun artışını görüyoruz. Bunun sebeplerinden biri de ailelerin kız çocuğa hamile kalındığında hamileliği bitirmeyi tercih etmesi. Erkek çocuk seçimini azaltmayı hedefliyoruz. Özellikle de ailelerin, hangi cinsiyette olursa olsun çocuklarıyla birlikte mutlu yaşamasını istiyoruz' Paris Üniversitesi Nüfus ve Kalkınma Merkezi'nden Prof. Dr. Christophe Guilmoto: 'Erkek çocuk doğum oranının en yüksek olduğu Hindistan, Çin, Güney Kafkaslar'da son 1015 yıldır oran yavaş yavaş azalıyor. Kadınların toplumdaki yerinin değişmesi, iş gücüne katılması, eğitim alması, aynı zamanda aile içinde daha fazla söz sahibi olması ve aynı zamanda da ülkelerin uyguladığı politikalar; Hindistan, Çin, Arnavutluk gibi ülkelerde kadın haklarının savunulması, doğumdan önce cinsiyet seçiminin yasaklanması ve aynı zamanda kız çocuğuna sahip olan annelerin desteklenmesi gibi nedenler bu oranın düşmesine yardımcı oluyor'

Uluslararası Çocuk Merkezi Küresel Program Koordinatörü Ayşegül Esin, hiçbir müdahalede bulunulmadığında her 105 erkek çocuğuna karşılık 100 kız çocuğun doğması gerektiğini belirterek, "Her türlü zararlı uygulamanın başında bu (erkek çocuk seçimi) geliyor çünkü ya doğumdan önce kürtajla kız çocuğu yok ediliyor ya da doğarsa boğularak öldürülüyor. Konu politik olarak da çok hassas bir konu olduğu için pek çok ülke bunu inkar ediyordu. Kabul etmek önlem almanın ilk yolu." dedi.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) ile Uluslararası Çocuk Merkezi iş birliği ve Avrupa Birliği desteğiyle "Erkek Çocuk Tercihinin ve Kız Çocuklarının Değersizleştirilmesinin Önlenmesi Küresel Programı" kapsamında üst düzey bir forum düzenlendi.

Ayşegül Esin, dünyada 130 milyondan fazla "kaybolan" kız çocuğunun büyük kısmının Hindistan ve Çin'in yanı sıra program ülkeleri olan Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Bangladeş, Vietnam ve Nepal'de olduğunu dile getirdi.

Hiçbir müdahalede bulunulmadığında her 105 erkek çocuğuna karşılık 100 kız çocuğunun doğması gerektiğini belirten Esin, şunları söyledi:

"Bu, matematiksel bir hesaplama. Cinsiyet rakamlarını çıkardığımızda, bu ülkelerde 117-120'lere kadar çıktığını görüyoruz. Hatta Çin'de bazen 140'a kadar çıkmış. Dünyada incelediğimizde bir tek Güney Kore'nin bunu başardığını görüyoruz. Ekonomik olarak birdenbire iyileşmenin sonucunda, Güney Kore 145'lerden 105 seviyesine inmiş. Esasında her şey toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve toplumun eğitimli olmasına geliyor. Alınan birçok tedbir var. Bazı ülkelerde kız çocuğunun cinsiyetini bildiren hekimlere 2 yıla kadar hapis cezası veriliyor, ultrason yasaklanıyor. Ancak bunların hiçbirinin çok etkili olmadığını, en çok eğitimin ve politika yaptırım gücünün etkili olduğunu görüyoruz."

Esin, Ermenistan ve Gürcistan'da önemli boyutta iyileşme görüldüğünü, Vietnam'ın da bu konuda önlemler aldığını ancak henüz tamamen iyileşmeden bahsedilemediğini anlattı.

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'nde "kız çocuğuna zararlı her türlü uygulamanın sıfıra indirilmesi" hedefi bulunduğunu hatırlatan Esin, şöyle konuştu:

"Her türlü zararlı uygulamanın başında bu geliyor çünkü ya doğumdan önce kürtajla kız çocuğu yok ediliyor ya da doğarsa boğularak öldürülüyor. Yaşarsa bakımsızlıktan, aşısızlıktan, yetersiz beslenmeden muhakkak bir kız çocuğu ihmal ediliyor. Konu politik olarak da çok hassas bir konu olduğu için pek çok ülke bunu inkar ediyordu. Kabul etmek önlem almanın ilk yolu. Kızlara değer vermemiz, kız çocuklarını yaşatmamız lazım. Dünyanın daha iyi bir dünya ve dengeli bir dünya olabilmesi için hepimiz bir şeyler yapmalıyız ama öncelikle politikacıların bunun için tedbir alması gerekiyor."

- "Son 10 yılda yavaş yavaş azaldı"

UNFPA Doğu Avrupa ve Orta Asya Bölge Direktörü Alanna Armitage, forumdaki konuşmasında, erkek çocuk doğumunun kız çocuk doğumundan daha fazla olması sorununun, Asya'da başlamasına rağmen, bütün bölgeye sıçradığının gözlendiğini dile getirerek, dünyanın diğer bölgelerinde olduğu gibi erkek çocuk seçiminin, erkek çocuklarına daha fazla değer veren yerleşik sosyal kurallar ve uygulamalardan kaynaklandığını anlattı.

Azerbaycan'ın her 100 kız çocuğuna yaklaşık 115 erkek çocuğu doğum oranıyla doğumdaki cinsiyet oranı dengesizliğine sahip en üst sıradaki ülkelerden biri olduğunu kaydeden Armitage, "Ermenistan, Gürcistan, Arnavutluk, Kosova ve Kuzey Makedonya'da erkek çocuk doğumu, kız çocuk doğumundan daha fazla. Bu eğilimin sürmesi halinde 2060'ta Ermenistan'da 100 bine yakın kız çocuğu 'kayıp' olacak." dedi.

Armitage, hükümetlerin taahhütleri, Avrupa Birliği ve diğer ortakların desteğiyle son 10 yılda erkek çocuk tercihinin yavaş yavaş azaldığının gözlendiğini aktardı.

"Erkek Çocuk Tercihinin ve Kız Çocuklarının Değersizleştirilmesinin Önlenmesi Küresel Programı"nın, erkek çocuklarının tercih edilmesi ve kız çocuklarına yönelik seçim yürütülmesini azaltmak için yürütüldüğüne değinen Armitage, "Ayrımcılığa karşı bir mücadele veriyoruz. Birçok ülkede, erkek çocuk seçimi olduğunu ve kızlara kıyasla erkek çocuk doğumunun artışını görüyoruz. Bunun sebeplerinden biri de ailelerin kız çocuğa hamile kalındığında hamileliği bitirmeyi tercih etmesi." diye konuştu.

Temelde, kızların değerinin artırılmasıyla sorunla mücadele edilebileceğini belirten Armitage, "Erkek çocuk seçimini azaltmayı hedefliyoruz. Özellikle de ailelerin, hangi cinsiyette olursa olsun çocuklarıyla birlikte mutlu yaşamasını istiyoruz. Erkek çocuk ayrımcılığını bitirmeyi taahhüt ediyoruz." ifadelerini kullandı.

- "En yüksek oran şu anda Azerbaycan'da"

Paris Üniversitesi Nüfus ve Kalkınma Merkezi'nden Prof. Dr. Christophe Guilmoto da şu anda raporlanan en yüksek oranın her 100 kız doğumuna, 114,6 erkek doğumu ile Azerbaycan'da bulunduğunu ve AzerbaycanVietnam'ın takip ettiğini kaydederek, ancak Azerbaycan ve Çin'in 117-120 bandından bu seviyelere düşmesinin anlamlı olduğunu belirtti.

Erkek çocuk doğum oranının en yüksek olduğu Hindistan, Çin, Güney Kafkaslar'da son 10-15 yıldır oranın yavaş yavaş azaldığına işaret eden Guilmoto, bunun nedenlerini şöyle açıkladı:

"Kadınların toplumdaki yerinin değişmesi, iş gücüne katılması, eğitim alması, aynı zamanda aile içinde daha fazla söz sahibi olması ve aynı zamanda da ülkelerin uyguladığı politikalar; Hindistan, Çin, Arnavutluk gibi ülkelerde kadın haklarının savunulması, doğumdan önce cinsiyet seçiminin yasaklanması ve aynı zamanda kız çocuğuna sahip olan annelerin desteklenmesi gibi nedenler bu oranın düşmesine yardımcı oluyor."

Guilmoto, erkek çocuk seçiminin Azerbaycan bağımsızlığını ilan ettikten sonra artmaya başladığına dikkati çekerek, "Azerbaycan gerçekten çok zorlu ekonomik ve sosyal bir süreçten geçiyordu. Geçen 10 yılda aslında en yüksek seviye Çin'deydi, ancak şu an için dünyada biraz daha yüksek görünmesinin sebebi, Azerbaycan'daki erkek çocuk seçiminin yavaş şekilde azalması. Hızlı artışın azalma sürecine girmesinin nedenlerinden bazıları, kadınların toplumdaki yerinin daha güçlenmesi ve hükümetin aldığı önemler." diye konuştu.

- Forum

UNFPA ve ortakları, kadın ve kız çocuklarına yönelik kökleşmiş toplumsal cinsiyet ayrımcılığına dayalı erkek çocuk tercihi ve kız çocuğunun değersizleştirilmesinin nedenlerini araştırmak ve sorunun toplum tarafından kabul edilmesi ve uzun yıllardır devam eden önleme çabalarını iki ayrı bölgede (Asya-Pasifik Bölgesi ve Doğu Avrupa-Orta Asya Bölgesi) ve 6 uygulayıcı program ülkelerinde (Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Bangladeş, Vietnam ve Nepal) "Erkek Çocuk Tercihinin ve Kız Çocuklarının Değersizleştirilmesinin Önlenmesi Küresel Programı" ile 2016'dan bu yana yürütüyor.

Her ülke deneyiminden çıkarılan derslerden yola çıkarak, UNFPA'nın 2018-2021 Stratejik Planı, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik bu tür zararlı uygulamaları ve ayrımcılığı önlemek, hesap verilebilirliği sağlamak ve daha iyi sonuçlar elde edebilmek için stratejik önlemler aldı.

UNFPA ve Uluslararası Çocuk Merkezinin, Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bangladeş, Kamboçya, Çin, Gürcistan, Hindistan, Kosova, Makedonya, Nepal, Güney Kore ve Vietnam'dan gelen heyetlere ev sahipliği yaptığı forum yarın sona erecek. Toplantıda, "toplumsal cinsiyet ayrımcılığına dayalı erkek çocuk tercihi" konusu, ülkelerinde bu sorunu önlemeye çalışan yetkililer, sivil toplum kuruluşları, akademik kuruluşlardan uzmanlarca tartışılıyor.

Kaynak: AA