'Pembe Festival' İstanbul'da Başladı
MEMEDER Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen: 'Mesela Amerika'da ya da Batı Avrupa'da 50 yaş altındaki meme kanseri kadın oranı yüzde 25, bizde yüzde 50. Türkiye'de 40 yaş altı meme kanseri kadın oranı yüzde 20, bu Amerika'da yüzde 5'in altında. Bizim nüfusumuz genç, genç kadınlarımızdaki kanser sayısı daha fazla' 'Kadınlarımızdaki tarama yaşını 40'a indirerek, 20 milyona yakın kadının ücretsiz tarama programına katılmasını sağladık. Burada kanser teşhisi konulan kadınların yüzde 80'i evre sıfır ve evre bir'
Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER) Kurucusu ve Onursal Başkanı Prof. Dr. Vahit Özmen, Türkiye'de 50 yaş altı kadın oranının oldukça fazla olduğunu belirterek, "Mesela Amerika'da ya da Batı Avrupa'da 50 yaş altındaki meme kanseri kadın oranı yüzde 25, bizde yüzde 50. Türkiye'de 40 yaş altı meme kanseri kadın oranı yüzde 20, bu Amerika'da yüzde 5'in altında. Bizim nüfusumuz genç, genç kadınlarımızdaki kanser sayısı daha fazla." dedi.
Meme Sağlığı konusunda hem bilimsel projeler hem de ücretsiz tarama projeleriyle kadınlar için 12 yıldır bilgi üreten MEMEDER'in, meme kanseri farkındalık ayı kapsamında düzenlediği "Pembe Festival", İstanbul Florence Nightingale Hastanesi'nde başladı.
Prof. Dr. Özmen, meme kanseri farkındalığına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, "MEMEDER-Bahçeşehir Tarama Projesi"ni anlattı.
Özmen, 2008'de başlayan Bahçeşehir, Boğazköy, Güvercintepe, ve Altıntepe'yi kapsayan projeye 11 bin kadının davet edildiğini söyledi.
Geçen yıl sona eren çalışmanın, dünyada bir meme derneğince gerçekleştirilen tek proje olduğunu dile getiren Özmen, şunları kaydetti:
"Proje, haftalık, aylık toplantılarla yıllar süren bir emeğin sonucu. Sonuçta 8 bin 823 kadın tarama programında 10 yılı tamamladı ve 130 kadına meme kanseri tanısı konuldu. Taramaya biz 40 yaşında başladık çünkü şunu biliyoruz, Türkiye'de nüfus genç. 50 yaş altı kadın oranımız oldukça fazla. Mesela Amerika'da ya da Batı Avrupa'da 50 yaş altındaki meme kanseri kadın oranı yüzde 25, bizde yüzde 50. Türkiye'de 40 yaş altı meme kanseri kadın oranı yüzde 20, bu Amerika'da yüzde 5'in altında. Bizim nüfusumuz genç, genç kadınlarımızdaki kanser sayısı daha fazla. Dolayısıyla kadınlarımızdaki tarama yaşını 40'a indirerek, 20 milyona yakın kadının ücretsiz tarama programına katılmasını sağladık. Burada kanser teşhisi konulan kadınların yüzde 80'i evre sıfır ve evre bir."
- "Proje kadınlara erken tanı şansı veriyor"
Bu tarama programının Türkiye'de hemen hemen her ilde uygulanabilir olduğunu gösterdiklerini dile getiren Özmen, "Ayrıca programın, maliyeti 6 kat azalttığını ve ekonomik olduğunu gösterdik. Bu sonuçlarla projenin bize çok destek olan Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı ile paylaşılması, kadınlarımıza daha fazla ulaşmamızı ve onlara erken tanı şansı vermesini sağlamıştır." diye konuştu.
Prof. Dr. Vahit Özmen, projenin ilerleyen süreçte Türkiye genelinde uygulanmasının söz konusu olabileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Türkiye genelinde uygulanması için birtakım adımlar attık. Zaten Kanserle Savaş Dairesi her ilde KETEM'lerle ve gezici mobil tarama sistemiyle taramayı sağlıyor. Bunlar ayağa giderek yapılan çok önemli etkinlikler. Ama bu kadınların kayıtlı bir program çerçevesinde Avrupa'da olduğu gibi evlerinden davet edilerek bir program uygulanması lazım."
Erken tanının önemine değinen Özmen, meme kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğuna işaret ederek bu konuda toplumsal farkındalığın artmasında medyanın da önemli bir rolü olduğunu söyledi.
- "Belki emzirmesem meme kanseri olduğumu fark edemezdim"
Etkinliğe, oğlunu anne sütünden kestiği dönemde eline gelen sertliği fark edip hekime gitmesinin ardından meme kanseri olduğunu öğren 34 yaşındaki Ayşin Cantürk de hastalığa karşı verdiği mücadeleyi anlattı.
Cantürk, teşhis konulmasının ardından 15 Nisan'da tedavisinin başladığını, ağustos ayında son kür kemoterapiyi aldığını aktararak, şimdi sürecin henüz tamamlanmadığını, ancak tedaviden olumlu yanıt alındığını söyledi.
Ayşin Cantürk, şöyle devam etti:
"Benim yakınlarımda yaşayanlar oldu. Yengem ve kayınvalidem bu hastalığı atlattılar, şükürler olsun. Onlar beni yönlendirdiler, bu büyük bir avantaj oldu. Onun dışında ailem, eşim, çalışma arkadaşlarım çok destek oldu. Böyle kötü bir şey başınıza geldiğinde sizi sevenler gerçekten iki elini taşın altına koyup ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar, bu çok daha güzle bir şey. Zaten ben bunları gördükten sonra hastalığı hiç düşünmedim. Çocuğumla ilgilendim, aileme sarıldım. Ben hastalığı düşünecek hiç fırsat bulamadım."
Hastalığı fark ettiğinde erken evre diye bir şeyin söz konusu olmadığını aktaran Cantürk, "Ben emzirmiyor olsaydım yine de fark edemezdim. Dolayısıyla vücutlarındaki en ufak bir değişikliği bile kadınlar gözardı etmesinler. Benim daha yaşım küçük, ailemde yok demesinler. Benim annemde yok ama bende çıktı. Sebeplerini sorgulamaktansa tetkiklerimizi yaptıralım, hekimlerimiz çok da bilgili bu konuda. Önce evde farkındalık başlasın, sonra da hekimlerine güvensinler." önerilerinde bulundu.
Hasta ve yakınlarının da katıldığı festival, meme kanseri tanı ve tedavisine ilişkin güncel bilgilerin de verileceği oturumların ardından yarın sona erecek.
Kaynak: AA
Meme Sağlığı konusunda hem bilimsel projeler hem de ücretsiz tarama projeleriyle kadınlar için 12 yıldır bilgi üreten MEMEDER'in, meme kanseri farkındalık ayı kapsamında düzenlediği "Pembe Festival", İstanbul Florence Nightingale Hastanesi'nde başladı.
Prof. Dr. Özmen, meme kanseri farkındalığına ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, "MEMEDER-Bahçeşehir Tarama Projesi"ni anlattı.
Özmen, 2008'de başlayan Bahçeşehir, Boğazköy, Güvercintepe, ve Altıntepe'yi kapsayan projeye 11 bin kadının davet edildiğini söyledi.
Geçen yıl sona eren çalışmanın, dünyada bir meme derneğince gerçekleştirilen tek proje olduğunu dile getiren Özmen, şunları kaydetti:
"Proje, haftalık, aylık toplantılarla yıllar süren bir emeğin sonucu. Sonuçta 8 bin 823 kadın tarama programında 10 yılı tamamladı ve 130 kadına meme kanseri tanısı konuldu. Taramaya biz 40 yaşında başladık çünkü şunu biliyoruz, Türkiye'de nüfus genç. 50 yaş altı kadın oranımız oldukça fazla. Mesela Amerika'da ya da Batı Avrupa'da 50 yaş altındaki meme kanseri kadın oranı yüzde 25, bizde yüzde 50. Türkiye'de 40 yaş altı meme kanseri kadın oranı yüzde 20, bu Amerika'da yüzde 5'in altında. Bizim nüfusumuz genç, genç kadınlarımızdaki kanser sayısı daha fazla. Dolayısıyla kadınlarımızdaki tarama yaşını 40'a indirerek, 20 milyona yakın kadının ücretsiz tarama programına katılmasını sağladık. Burada kanser teşhisi konulan kadınların yüzde 80'i evre sıfır ve evre bir."
- "Proje kadınlara erken tanı şansı veriyor"
Bu tarama programının Türkiye'de hemen hemen her ilde uygulanabilir olduğunu gösterdiklerini dile getiren Özmen, "Ayrıca programın, maliyeti 6 kat azalttığını ve ekonomik olduğunu gösterdik. Bu sonuçlarla projenin bize çok destek olan Sağlık Bakanlığı Kanser Daire Başkanlığı ile paylaşılması, kadınlarımıza daha fazla ulaşmamızı ve onlara erken tanı şansı vermesini sağlamıştır." diye konuştu.
Prof. Dr. Vahit Özmen, projenin ilerleyen süreçte Türkiye genelinde uygulanmasının söz konusu olabileceğini vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Türkiye genelinde uygulanması için birtakım adımlar attık. Zaten Kanserle Savaş Dairesi her ilde KETEM'lerle ve gezici mobil tarama sistemiyle taramayı sağlıyor. Bunlar ayağa giderek yapılan çok önemli etkinlikler. Ama bu kadınların kayıtlı bir program çerçevesinde Avrupa'da olduğu gibi evlerinden davet edilerek bir program uygulanması lazım."
Erken tanının önemine değinen Özmen, meme kanserinin önlenebilir bir hastalık olduğuna işaret ederek bu konuda toplumsal farkındalığın artmasında medyanın da önemli bir rolü olduğunu söyledi.
- "Belki emzirmesem meme kanseri olduğumu fark edemezdim"
Etkinliğe, oğlunu anne sütünden kestiği dönemde eline gelen sertliği fark edip hekime gitmesinin ardından meme kanseri olduğunu öğren 34 yaşındaki Ayşin Cantürk de hastalığa karşı verdiği mücadeleyi anlattı.
Cantürk, teşhis konulmasının ardından 15 Nisan'da tedavisinin başladığını, ağustos ayında son kür kemoterapiyi aldığını aktararak, şimdi sürecin henüz tamamlanmadığını, ancak tedaviden olumlu yanıt alındığını söyledi.
Ayşin Cantürk, şöyle devam etti:
"Benim yakınlarımda yaşayanlar oldu. Yengem ve kayınvalidem bu hastalığı atlattılar, şükürler olsun. Onlar beni yönlendirdiler, bu büyük bir avantaj oldu. Onun dışında ailem, eşim, çalışma arkadaşlarım çok destek oldu. Böyle kötü bir şey başınıza geldiğinde sizi sevenler gerçekten iki elini taşın altına koyup ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar, bu çok daha güzle bir şey. Zaten ben bunları gördükten sonra hastalığı hiç düşünmedim. Çocuğumla ilgilendim, aileme sarıldım. Ben hastalığı düşünecek hiç fırsat bulamadım."
Hastalığı fark ettiğinde erken evre diye bir şeyin söz konusu olmadığını aktaran Cantürk, "Ben emzirmiyor olsaydım yine de fark edemezdim. Dolayısıyla vücutlarındaki en ufak bir değişikliği bile kadınlar gözardı etmesinler. Benim daha yaşım küçük, ailemde yok demesinler. Benim annemde yok ama bende çıktı. Sebeplerini sorgulamaktansa tetkiklerimizi yaptıralım, hekimlerimiz çok da bilgili bu konuda. Önce evde farkındalık başlasın, sonra da hekimlerine güvensinler." önerilerinde bulundu.
Hasta ve yakınlarının da katıldığı festival, meme kanseri tanı ve tedavisine ilişkin güncel bilgilerin de verileceği oturumların ardından yarın sona erecek.