'Sürdürülebilir Büyüyen Bir Ekonomi, Tasarruf İle Mümkün'
FODER Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Köksal: 'Düşük tasarruf oranları, Türkiye’de yüksek büyümenin sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyor. Oysa ki sürdürülebilir büyüyen bir ekonominin en önemli parametresi tasarruf bilinci. Ülkemizde tasarruf bilincimizin gelişmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz' 'Gelir düzeyi ne olursa olsun, herkes az da olsa bir miktar tasarruf edebilir. Erken yaşta tasarrufa başlamak, birikim ve yatırım konularında disiplinli ve sabırlı olmak gelecekte finansal açıdan rahat etmenin temel öğeleridir'
FODER (Finansal Okuryazarlık Derneği) Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Köksal, "Düşük tasarruf oranları, Türkiye’de yüksek büyümenin sürdürülebilirliğini tehlikeye atıyor. Oysa ki sürdürülebilir büyüyen bir ekonominin en önemli parametresi tasarruf bilinci. Ülkemizde tasarruf bilincimizin gelişmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz." ifadelerini kullandı.
FODER'den yapılan açıklamada, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ve BDDK'nin (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) verileri hatırlatılarak, Türkiye'de tasarruf mevduatlarının 2018'de bir önceki yıl sonuna kıyasla yüzde 24 arttğı ve 1 trilyon 153 milyar 768 milyon 94 bin lira düzeyinde gerçekleştiği kaydedildi.
Geçen yıl için nüfusu 82 milyonu aşan Türkiye'de, böylece kişi başına ortalama tasarruf miktarı da 14 bin 70 lira olarak hesaplandı.
- "Tasarruf bilincinin gelişmesi önem taşıyor"
Açıklamada görüşlerine yer verilen FODER Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Köksal, 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü nedeniyle yaptığı tasarruf verilerine dair değerlendirmesinde, artışa rağmen düşük tasarruf oranlarının Türkiye'de yüksek büyümenin sürdürülebilirliğini tehlikeye attığını belirtti.
Türkiye'nin tasarruf etmeden büyüyen bir ülke olduğuna dikkati çeken Köksal, şunları kaydetti:
"Düşük yurtiçi tasarruf oranları, gelişmekte olan bir ülke için yatırımların daha fazla dış finansmanla gerçekleştirilmesi anlamına gelmekte ve bu durum büyümenin sürdürülebilirliği açısından önemli riskler taşımakta. Oysa ki sürdürülebilir büyüyen bir ekonominin en önemli paramatresi tasarruf bilinci.
Ülkemizde tasarruf bilincimizin gelişmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. 31 Ekim günü de bu bilincin gelişmesi ve tanıtımı açısından son derece önemli bir gün."
- "Gelir düzeyi farketmeksizin herkes tasarruf edebilir"
Köksal, Türkiye'de finansal okuryazarlık bilincinin geliştirilmesi için araştırmalar yaptıklarını ve eğitimler verdiklerini aktararak, tasarruf yapmanın ve birikimleri yatırımlara dönüştürmenin hem bireylere hem de ülke ekonomisine katkısı olduğunu vurguladı.
Bireylerin birikimlerini yastık altından ziyade, finans sektöründe değerlendirme bilincinin oluşturulmasının FODER'in temel hedeflerinden biri olduğunu belirten Köksal, dernek olarak verdikleri eğitimlerde bireylerin kendi harcamalarını dengelemek ve tasarruf yapmaları için öncelikle bir hayale ya da hedefe sahip olmaları gerektiğini vurguladıklarını kaydetti.
Köksal, uzun vadede finansal açıdan rahat bir yaşam sürmeye giden yolun bireylerin bütçe yapmalarından ve gelir ile giderlerini dengelemelerinden başladığını bildirerek, "Düzenli bütçe yapan bireyler masraflarını kontrol altında tutar, israfı en aza indirebilirler. Gelir düzeyi ne olursa olsun, herkes az da olsa bir miktar tasarruf edebilir. Erken yaşta tasarrufa başlamak, birikim ve yatırım konularında disiplinli ve sabırlı olmak gelecekte finansal açıdan rahat etmenin temel öğeleridir. 'Damlaya damlaya göl olur' atasözümüzün vurguladığı gibi küçük birikimler uzun vadede anlamlı miktarlara ulaşabilir." değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: AA
FODER'den yapılan açıklamada, TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) ve BDDK'nin (Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu) verileri hatırlatılarak, Türkiye'de tasarruf mevduatlarının 2018'de bir önceki yıl sonuna kıyasla yüzde 24 arttğı ve 1 trilyon 153 milyar 768 milyon 94 bin lira düzeyinde gerçekleştiği kaydedildi.
Geçen yıl için nüfusu 82 milyonu aşan Türkiye'de, böylece kişi başına ortalama tasarruf miktarı da 14 bin 70 lira olarak hesaplandı.
- "Tasarruf bilincinin gelişmesi önem taşıyor"
Açıklamada görüşlerine yer verilen FODER Yönetim Kurulu Başkanı Atilla Köksal, 31 Ekim Dünya Tasarruf Günü nedeniyle yaptığı tasarruf verilerine dair değerlendirmesinde, artışa rağmen düşük tasarruf oranlarının Türkiye'de yüksek büyümenin sürdürülebilirliğini tehlikeye attığını belirtti.
Türkiye'nin tasarruf etmeden büyüyen bir ülke olduğuna dikkati çeken Köksal, şunları kaydetti:
"Düşük yurtiçi tasarruf oranları, gelişmekte olan bir ülke için yatırımların daha fazla dış finansmanla gerçekleştirilmesi anlamına gelmekte ve bu durum büyümenin sürdürülebilirliği açısından önemli riskler taşımakta. Oysa ki sürdürülebilir büyüyen bir ekonominin en önemli paramatresi tasarruf bilinci.
Ülkemizde tasarruf bilincimizin gelişmesi için çalışmalarımıza devam ediyoruz. 31 Ekim günü de bu bilincin gelişmesi ve tanıtımı açısından son derece önemli bir gün."
- "Gelir düzeyi farketmeksizin herkes tasarruf edebilir"
Köksal, Türkiye'de finansal okuryazarlık bilincinin geliştirilmesi için araştırmalar yaptıklarını ve eğitimler verdiklerini aktararak, tasarruf yapmanın ve birikimleri yatırımlara dönüştürmenin hem bireylere hem de ülke ekonomisine katkısı olduğunu vurguladı.
Bireylerin birikimlerini yastık altından ziyade, finans sektöründe değerlendirme bilincinin oluşturulmasının FODER'in temel hedeflerinden biri olduğunu belirten Köksal, dernek olarak verdikleri eğitimlerde bireylerin kendi harcamalarını dengelemek ve tasarruf yapmaları için öncelikle bir hayale ya da hedefe sahip olmaları gerektiğini vurguladıklarını kaydetti.
Köksal, uzun vadede finansal açıdan rahat bir yaşam sürmeye giden yolun bireylerin bütçe yapmalarından ve gelir ile giderlerini dengelemelerinden başladığını bildirerek, "Düzenli bütçe yapan bireyler masraflarını kontrol altında tutar, israfı en aza indirebilirler. Gelir düzeyi ne olursa olsun, herkes az da olsa bir miktar tasarruf edebilir. Erken yaşta tasarrufa başlamak, birikim ve yatırım konularında disiplinli ve sabırlı olmak gelecekte finansal açıdan rahat etmenin temel öğeleridir. 'Damlaya damlaya göl olur' atasözümüzün vurguladığı gibi küçük birikimler uzun vadede anlamlı miktarlara ulaşabilir." değerlendirmesinde bulundu.