Kars'ın Kurtuluşu'nun 99. Yıldönümü

Kars’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 99’ıncı yıldönümü düzenlenen törenle kutlandı.

Kars'ın Kurtuluşu'nun 99. Yıldönümü
Kars valiliği önünde düzenlenen tören çelenklerin Atatürk Anı’na konulmasıyla başladı.

Saygı duruşu ve İstikal Marşı’nın okunmasıyla devam eden etkinlikte günün anlam ve önemini belirten konuşmayı İl Milli Eğitim Müdürü Gökham Altun, yaptı.

Altun, “Bugün burada Kafkasya ile Anadolu arasında geçiş noktasında bulunan, başka bir ifade ile Kafkas ve Anadolu kültürlerinin tarihsel buluşma noktasını oluşturan serhat şehrin düşman işgalinden kurtarılışının 99. yıldönümü için toplanmış bulunmaktayız. 1064 Anadolu’nun kapısını bizlere açan Sulata Alparslan ve onun silah arkadaşlarına, Selçuklu imparatorluğunda sonra yeni bir imparatorluk kuran Osman Bey’ den son Osmanlı padişahı ve onların silah arkadaşlarına, Osmanlı imparatorluğunun dağılmasından sonra aynı topraklar üzerinde bizlere yeni bir Cumhuriyet kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarına Allah’tan rahmet diliyorum. Ayrıca 15 temmuz ve barış pınar hareketinde şehit olan bütün şehitlerimize Allah’tan rahmet dilerken gazilerimize de huzurlu bir hayat sürmelerini cenab-ı mevladan niyaz ediyorum” dedi.

Kars gerek M.Ö. ve gerekse M.S.’ki zaman diliminde stratejik konumu itibarıyla çok kanlı savaşlara şahitlik ettiğine dikkat çeken Gükhan Altun, “ Özellikle de son iki yüz yıllık dönemde adeta istila ve muharebelerin merkezi konumunda yer almıştır. Bu durumun pek tabi müsebbibi sizlerinde bildiği gibi Ruslardır.

Anadolu’da vuk’u bulan Türk-Rus savaşlarının ilk 70 yılı (1807-1877) Kars ilinin gerçekten ezilmesine ve sürekli el değiştirmesine sebep olmuştur. Anadolu’da bilinen ilk Türk-Rus harbinin (1807-1812) akabinde 1828-1829 harbi ile ilk defa Rusların eline düşüp, yağma edilmiştir. 1855 yılında Rus ordusu Kars’ı yeniden kuşatınca, yöre halkı onlara karşı çok büyük bir direniş göstermiş ve karşılık vermiştir. Bu kahramanlıktan dolayı Osmanlı Devletimiz tarafından “Gazi” unvanına lâyık görülmüştür. 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 tarihli dokuzuncu Osmanlı-Rus savaşı sonrasında, Ardahan, Artvin, Oltu ve Batum ile beraber Kars, Gazi Ahmet Muhtar Paşa’nın tüm çabalarına rağmen, altı ay sonucunda düşmana Alacadağ’da yenilmesiyle bozguna uğrayıp, ne yazık ki düşmüştür. Kars’ın Çarlık idaresinde geçen kırk yıllık kara günlerinin ardından Rusya ile yapılan 3 Mart 1918 tarihli Brest Litowsk Antlaşmasıyla 40 yıl önce elden çıkan üç sancak (Kars, Ardahan, Batum) tekrar kurtarılmıştır. Yaklaşık olarak altı ay sonra yani 30 Ekim 1918 tarihinde Mondros Mütarekesi’nin imzalanmasıyla ordu geri çekilmiş ve Kars kaderiyle baş başa kalmıştır. Kars’ta önce Milli Şura, sonra da Cenub-i Garb-i Kafkas Hükümeti kurulmuş ve mücadeleye devam kararı alınmıştır. Dolayısıyla Cumhuriyetimizin ilk tohumları Kars’ta atılmıştır. Tarihin her döneminde şanlı mücadeleler veren, 1918 Mondros Mütarekesinden sonra o güne değin tam 42 yıl esareti yaşayan Karslılar, ordu desteğinden mahrum ve kendi kaderiyle baş başa kalınca yılmamış, engin vatan sevgisi ve başarma azmiyle mücadeleye devam etmişlerdir” şeklinde konuştu.

Altun, “Çünkü topraklarımızın her bir karışında olduğu gibi Kars’ta da kurtuluş mücadelesi verilmiş ve ilk olarak Kars halkının gösterdiği bu üstün gayretin sonunda Kars düşman işgalinden kurtarılmıştır. Kars’ın kurtuluşu düşmana karşı alınan ilk başarıdır. Bu başarı mücadele veren Türk halkına büyük bir moral olmuştur. Yukarıda bahsettiğimiz Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti’nin dağıtılmasından sonra, Ermeni denetimi neredeyse tüm Kars ve civarını kapsamıştı. Bu gelişmeler üzerine Heyet-i Temsiliye Elviye -i Selase’nin yani Kars, Ardahan ve Batum’un yeniden elde edilmesini uygun buldu ve bu amaç doğrultusunda 15. Kolordu Komutanı Kazım Karabekir Paşa hızla hazırlıklara koyuldu. Erzurum ve Van vilayetleri ile Erzincan sancağında seferberlik ilan edildi. 28 Eylül 1920’de Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa Sarıkamış yönünde harekete geçerek, 29 Eylül’de Sarıkamış’ı kurtardı. TBMM Hükümeti’nin Doğu Harekâtı’nın Kars’a kadar uzatılmasını istemesi üzerine; 28 Ekim 1920’de Kazım Karabekir Paşa yeniden saldırıya geçti. 9. Kafkas Tümeni 30 Ekim’de Ermenilerin direnişini kırıp 46 şehit vermek suretiyle Kars’a girdi. 20 Kasım’da Ermenilerle yapılan ateşkesin ardından 22 Kasım 1920’de Gümrü’de başlayan barış görüşmeleri 2 Aralık’ta sonuçlandı ve Ermenistan Hükümetiyle T.B.M.M Hükümeti arasında bir barış antlaşması imzalandı. Bu antlaşmayla Kars Sancağı’nın bütünü Türkiye topraklarına katıldı.

Antlaşma öncesinde Ermenistan’ın elinde bulunan Tuzluca Kazası da Türklere verildi.

16 Mart 1921’de Sovyet Hükümetiyle imzalanan Moskova Antlaşması ile Kars ve Artvin’in Sovyet Rusya ile olan sınırları belirlendi. Bu antlaşmaya göre, daha önce Elviye-i Selase içinde yer alan Batum ve ayrıca Ahıska ile Ahılkelek Türkiye sınırları dışında kaldı. Moskova Antlaşması’ndan 7 ay sonra 13 Ekim 1921’de Kafkasya’daki Sovyet Hükümetleri ile Türkiye arasında Kars’ta yeni bir antlaşma imzalandı. Bu antlaşma, Kars’ın ve Artvin’in bugünkü sınırlarının taraflarca bir kez daha onaylandığını ifade etmektedir” şeklinde konuştu.

Kars’ın Düşman İşgali’nden Kurtuluşu’nun 99. Yıl dönümü etkinlikleri kapsamında bir tören de Tren Garı önünde bulunan Kazım Karabekir Paşa Anıtı önünde yapıldı.

Düzenlenen kutlama töreni Kars Valisi Türker Öksüz, Tugay Komutanı Tuğgenral özgür Nuhut, Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Boşnak, Başsavcı Soner Aygün, kurum ve daire amirleri ile öğrenciler katıldı.

Kaynak: İHA