İnsan Hakları Heyeti Bursa'da
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Heyeti, incelemelerde bulunmak üzere Bursa’ya geldi.
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Kurul Üyeleri Mehmet Emin Genç ile Mehmet Altuntaş ve beraberindeki heyet Bursa’da bir dizi temasta bulundu. Kamu kurumlarına ziyaretlerde bulunduklarını ve hizmetleri yerinde gördüklerini ifade eden Mehmet Altuntaş, kurum olarak Türkiye genelinde kamuda ve özel sektördeki insan hakları ve eşitlikle ilgili konuları yakından takip ettiklerini söyledi.
Altuntaş, “Kamu olsun özel sektör olsun ayrımcılıkla ilgili şikayetleri inceliyoruz. Kurumumuzun insan haklarıyla ilgili eğitim, bilinçlendirme, kamuoyunun aydınlatılmasının yanı sıra, ayrımcılıkla mücadele ve ulusal önleme mekanizması görevi vardır. 2012 yılında Türkiye İnsan Hakları kurumunun kurulması uluslararası insan hakları sözleşmeler gereği Türkiye’nin ileri seviyelere gitmesini sağlayan bir adımdı. 2016 senesinde de eşitlik kurumu bu kurumla birleştiriliyor. Genellikle habersiz ziyaretler yapıyoruz. Bursa’da bugün Bursa Emniyet Müdürlüğüne bağlı nezarethaneler ve özel sektöre bağlı bakım merkezine habersiz olarak ziyarette bulunduk” dedi.
Hazırlanan raporları hem Cumhurbaşkanlığına, TBMM Başkanlığına gönderdiklerini hem de internet sitesinde yayınladıklarını ifade eden Altuntaş, “Bizim kurumumuza ayrımcılık iddiasıyla başvuru yapan kişiler iddiasını kanıtlamak zorunda değil. Ancak ispat mükellefiyetinden dolayı, iddia edilen kurumun bu iddiayı yapmadığını ispatlamasını istiyoruz. Bu zamana kadar ziyaret ettiğimiz kurumlar, yapmış olduğumuz ziyaretlerden memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Biz buralara teftiş için değil. Dostça ziyaretlerle bir eksiğinin olup olmadığını kendilerine iletiyoruz” şeklinde konuştu.
Ayrımcılıkla mücadele edilmesinin yanı sıra, kötü muamele ile mücadele ve insan haklarının korunması ve geliştirilmesi görevlerini de yürüttüklerini belirten Kurul Üyesi Mehmet Emin Genç ise, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından çoğulcu bir anlayışla atanan ve karar organı olan 11 kurul üyesi ile birlikte, uzman ve uzman yardımcıları, ayrıca bu hizmeti destekleyen sahasında yetkin çalışma arkadaşlarımızla birlikte bu görevi icra ediyoruz. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi hususuna katkı sağlamak için konuyla ilgili kadim medeniyet uygulamalarımızı, ayrıca BM ve AB tarafından oluşturulan uluslararası sözleşmeleri de dikkate alarak yol haritası oluşturmaya çalışıyoruz. Yasamızda bulunan 15 ayrımcılık temelli ihlallerle mücadele etmek için çalışma yürütüyoruz. Ayrımcılığa tabi tutulduğunu veya kötü muamele gördüğünü düşünenlerden bizzat veya e-mail yoluyla, ya da valilik ve Kaymakamlıklara yazılı başvuru ile müracaatlar alıyor ve konuyu uzmanlarımıza incelettikten sonra karar veriyoruz. Daha insanca, insana kıymet vererek ve insan onuruna yakışan, onun şeref ve haysiyetine saygıyı önceleyen bir anlayışın her sahada yerleşmesi için çaba sarf ediyoruz. Bu bilincin her fertte yaygınlaşması için ilköğretim, orta öğretim ve yüksek öğretimde eğitim müfredatlarında yeterince bu konuların işlenmesini arzu ediyoruz. Kendim eski bir medya mensubu olarak medyamızın da insan hakları, ayrımcılık ve kötü muameleyle mücadele konularına daha fazla eğilmesini istiyorum. Bu bağlamda basın yayın organlarımızın hem bu bilince hizmet etmesini ve hem de hak ve saygı temelli bir dil kullanmasını önemsiyoruz” dedi.
Kaynak: İHA
Altuntaş, “Kamu olsun özel sektör olsun ayrımcılıkla ilgili şikayetleri inceliyoruz. Kurumumuzun insan haklarıyla ilgili eğitim, bilinçlendirme, kamuoyunun aydınlatılmasının yanı sıra, ayrımcılıkla mücadele ve ulusal önleme mekanizması görevi vardır. 2012 yılında Türkiye İnsan Hakları kurumunun kurulması uluslararası insan hakları sözleşmeler gereği Türkiye’nin ileri seviyelere gitmesini sağlayan bir adımdı. 2016 senesinde de eşitlik kurumu bu kurumla birleştiriliyor. Genellikle habersiz ziyaretler yapıyoruz. Bursa’da bugün Bursa Emniyet Müdürlüğüne bağlı nezarethaneler ve özel sektöre bağlı bakım merkezine habersiz olarak ziyarette bulunduk” dedi.
Hazırlanan raporları hem Cumhurbaşkanlığına, TBMM Başkanlığına gönderdiklerini hem de internet sitesinde yayınladıklarını ifade eden Altuntaş, “Bizim kurumumuza ayrımcılık iddiasıyla başvuru yapan kişiler iddiasını kanıtlamak zorunda değil. Ancak ispat mükellefiyetinden dolayı, iddia edilen kurumun bu iddiayı yapmadığını ispatlamasını istiyoruz. Bu zamana kadar ziyaret ettiğimiz kurumlar, yapmış olduğumuz ziyaretlerden memnuniyet duyduklarını dile getirdi. Biz buralara teftiş için değil. Dostça ziyaretlerle bir eksiğinin olup olmadığını kendilerine iletiyoruz” şeklinde konuştu.
Ayrımcılıkla mücadele edilmesinin yanı sıra, kötü muamele ile mücadele ve insan haklarının korunması ve geliştirilmesi görevlerini de yürüttüklerini belirten Kurul Üyesi Mehmet Emin Genç ise, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından çoğulcu bir anlayışla atanan ve karar organı olan 11 kurul üyesi ile birlikte, uzman ve uzman yardımcıları, ayrıca bu hizmeti destekleyen sahasında yetkin çalışma arkadaşlarımızla birlikte bu görevi icra ediyoruz. İnsan haklarının korunması ve geliştirilmesi hususuna katkı sağlamak için konuyla ilgili kadim medeniyet uygulamalarımızı, ayrıca BM ve AB tarafından oluşturulan uluslararası sözleşmeleri de dikkate alarak yol haritası oluşturmaya çalışıyoruz. Yasamızda bulunan 15 ayrımcılık temelli ihlallerle mücadele etmek için çalışma yürütüyoruz. Ayrımcılığa tabi tutulduğunu veya kötü muamele gördüğünü düşünenlerden bizzat veya e-mail yoluyla, ya da valilik ve Kaymakamlıklara yazılı başvuru ile müracaatlar alıyor ve konuyu uzmanlarımıza incelettikten sonra karar veriyoruz. Daha insanca, insana kıymet vererek ve insan onuruna yakışan, onun şeref ve haysiyetine saygıyı önceleyen bir anlayışın her sahada yerleşmesi için çaba sarf ediyoruz. Bu bilincin her fertte yaygınlaşması için ilköğretim, orta öğretim ve yüksek öğretimde eğitim müfredatlarında yeterince bu konuların işlenmesini arzu ediyoruz. Kendim eski bir medya mensubu olarak medyamızın da insan hakları, ayrımcılık ve kötü muameleyle mücadele konularına daha fazla eğilmesini istiyorum. Bu bağlamda basın yayın organlarımızın hem bu bilince hizmet etmesini ve hem de hak ve saygı temelli bir dil kullanmasını önemsiyoruz” dedi.