Antik Çağ'da Tiyatro Ve Prusias Ad Hypium Tiyatrosu Anlatıldı
Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nin “Popiler Bilim Seminerleri” kapsamında başlattığı ve her hafta yapmayı planladığı seminerlerin 2.’sinde Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Emre Okan, “Antik Çağ’da Tiyatro ve Prusias ad Hypium Tiyatrosu” başlıklı çalışmasını katılımcılarla paylaştı.
Fen Edebiyat Fakültesi Kutadgu Bilig Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen seminere; Fen Edebiyat Fakültesi dekan yardımcıları Doç. Dr. Emrah Evren Kara ve Dr. Öğr. Üyesi Aysun Aydın, Düzce Belediye Başkanlığı Kültür İşleri Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Bilir, öğretim elemanları ve öğrenciler katılım gösterdi. Sunumunu yapmak için kürsüye davet edilen Düzce Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Emre Okan, Antik Çağ’da tiyatroların ortaya çıkışları hakkında bilgiler paylaşarak, şehrimizde bulunan Kırk Basamaklar diye bilinen ve asıl adı Prusias ad Hypium Tiyatrosu olan antik tiyatroyu anlattı. Antik Çağ’da dini merasimlerle sık sık bir araya gelen halkın yoğun ilgisinden dolayı zamanla diğer sosyal faaliyetlerinde ortaya çıktığını ve tiyatro kavramının oluşmaya başladığını dile getiren Doç. Dr. Emre Okan, şehrimizde bulunan tarihi eserinde bir antik tiyatro olduğunu ifade etti.
Prusias ad Hypium Tiyatrosu’nun Antik Yunan ve Roma Tiyatro özelliklerini taşıdığını katılımcılarla paylaşan Emre Okan, bu alanın yakın zamana kadar toprakla dolu olduğunu ve burada tarım üretimi yapıldığını söyledi.
Ayrıca bilinçsizce yapılmış olsa da bu toprağın antik tiyatroyu dış etkenlerden koruyarak günümüze kadar gelmesini sağladığını ifade etti.
Katılımcılardan gelen soruları da yanıtlayan Doç. Dr. Emre Okan, programda emeği olanlara ve katılımcılara teşekkür ederek sunumunu sonlandırdı.
Kaynak: İHA
Prusias ad Hypium Tiyatrosu’nun Antik Yunan ve Roma Tiyatro özelliklerini taşıdığını katılımcılarla paylaşan Emre Okan, bu alanın yakın zamana kadar toprakla dolu olduğunu ve burada tarım üretimi yapıldığını söyledi.
Ayrıca bilinçsizce yapılmış olsa da bu toprağın antik tiyatroyu dış etkenlerden koruyarak günümüze kadar gelmesini sağladığını ifade etti.
Katılımcılardan gelen soruları da yanıtlayan Doç. Dr. Emre Okan, programda emeği olanlara ve katılımcılara teşekkür ederek sunumunu sonlandırdı.