Kanser Tedavisinde Bitkisel Şifa
İzmir’de yakalandığı kemik kanseri ile mücadele eden 2 çocuk annesi Ayşe Acaroğlu, tıbbi tedavinin yanında ‘Ege Lokmanı’ olarak bilinen Şevki Güngör’ün hazırladığı bitkisel destek kürler sayesinde tedavisinde büyük mesafe katetti.
Kanserle mücadele, klasik tıpla tamamlayıcı tıp (fitoterapi) birlikte yürütülüyor. Hastalar, tıbbi tedavilerini aksatmadan uzman kontrolünde destekleyici olarak bitkisel kürler kullanabiliyor. Kemik kanserine yakalanan İzmirli Ayşe Acaroğlu da (46) tıbbi tedavinin yanı sıra bitkisel destek ürünlerini kullanarak, kanserle mücadelesini sürdürüyor.
2009 yılında ikinci çocuğuna hamileliği sorasında meme kanseri teşhisi konulan Ayşe Acaroğlu, kızının doğumundan 40 gün sonra tedaviye başladı.
Doktorlarının gayreti ve ailesinin manevi desteği ile hastalığı yenmeyi başaran Acaroğlu, 9 yıl sonra bu kez kemik kanserine yakalandı. Geçirdiği ameliyatla sağ kolundaki kitle alınarak yerine protez takılan Acaroğlu, tıbbi tedavinin yanı sıra alternatif tedavi yöntemlerini de araştırmaya başladı.
Manisa Kırkağaç’ta ’Ege Lokmanı’ olarak bilinen bitkisel tedavi uzmanı Şevki Güngör’ün kapısını çalan Acaroğlu, kendisine önerilen bitkisel kürleri 6 ay boyunca kullandı. Bitkisel kürler sayesinde kendisini daha iyi hissetmeye başladığını belirten Acaroğlu, “Hastalığım iyiye gidiyor, çok şükür. Doktorum da iyiye gittiğini söylüyor. Ürünleri kullandıkça kendimi daha dirençli ve sağlıklı hissetmeye başladım. Eşimin ve çocuklarımın desteği de çok yararlı oldu. İlaçlarım azaldı, şimdi koruma desteği alıyorum. 3 ay sonra o da bitecek ve tamamen iyileşeceğim" dedi.
Annesini biran olsun yalnız bırakmayan, ev işlerinde de yardım eden 10 yaşındaki Cansu, annesinin biran önce tamamen iyileşip sağlığına kavuşmasını beklediğini söyledi.
Cansu, en büyük isteğinin annesi ile birlikte denize girmek olduğunu ifade etti.
Bitkilerle gelen şifa
Bitkisel tedavi uzmanı Şevki Güngör, hastası Ayşe Acaroğlu’na acı otu, yapışkan andız otu, reishi mantarı, zerdeçal hapı, limon hapı, pelemir otu hapı, salep hapı takviyelerini yaptıklarını anlattı. Güngör, "Biz bir daha hastalığın ortaya çıkmaması için koruma tedavisi yapıyoruz, bunları ara ara kullanmasını tavsiye ediyoruz" dedi.
Şifalı bitkisel ürünlerinden bahseden Güngör, bunların bilimsel çalışmalarla kanıtlandığını belirterek, şöyle konuştu: "Acı otun yanı sıra, yapışkan andız otu da vücuttaki kana girerek yaklaşık 40 dakika içinde kanser hücrelerini tanıyıp öldürüyor. Bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış. Bitkisel gıda takviyesi olarak ise, Reishi mantarı, zerdeçal, karabaş otu haplarını öneriyoruz. Shiitake mantarı genelde bağırsak ve mide tümörlerinde etkili iken, Maitake mantarı ise pankreas ve karaciğer kanserlerinde etkili oluyor. Biz yerli mantarları kullanıyoruz. Kuşburnu, ekinezya ve mesir çayını bağışıklık güçlendirici olarak veriyoruz. Bitkinin özünü ve içindeki etken maddeleri buhar sistemiyle yoğunlaştırıp su haline getiriyoruz. Kekik suyunun damar açıcı özelliği ile, enginar suyu karaciğer temizleyici özelliği ile biliniyor. Bunun dışında rezene, yabanmersini, funda, gümüş sularını veriyoruz."
32 ülkeden müşterisi bulunan Güngör, "Verdiğimiz ürünler kanser hücresini öldüren, bağışıklık sistemini güçlendiren, enfeksiyon gideren ve direnç artıran ürünler. Hastalar kanser tedavilerinde kullanılan kemoterapi ve ışın tedavisi gibi tedavilere devam ederken, destek olarak bizim ürünlerimizi de kullanıyorlar. Çok iyi sonuçlar alıyoruz, iyileşen binlerce kişi var. Ürünlerin bir yan etkisi yok. Kanser hastalarımıza yaklaşık 12 üründen oluşan bir seti veriyoruz. Hastalarımız bunları düzenli kullanarak şifa buluyor. Hastaların yüzde 80’i ürünlerimiz sayesinde daha iyi hissediyorlar, kanser hücrelerinde azalma görülüyor. 3 ay sonra birçok hastamızın tümörlerinde yüzde 50 küçülme görüyoruz, 6 ayda da çoğu hastadaki tümörlerin tamamı temizleniyor" dedi.
Kaynak: İHA
2009 yılında ikinci çocuğuna hamileliği sorasında meme kanseri teşhisi konulan Ayşe Acaroğlu, kızının doğumundan 40 gün sonra tedaviye başladı.
Doktorlarının gayreti ve ailesinin manevi desteği ile hastalığı yenmeyi başaran Acaroğlu, 9 yıl sonra bu kez kemik kanserine yakalandı. Geçirdiği ameliyatla sağ kolundaki kitle alınarak yerine protez takılan Acaroğlu, tıbbi tedavinin yanı sıra alternatif tedavi yöntemlerini de araştırmaya başladı.
Manisa Kırkağaç’ta ’Ege Lokmanı’ olarak bilinen bitkisel tedavi uzmanı Şevki Güngör’ün kapısını çalan Acaroğlu, kendisine önerilen bitkisel kürleri 6 ay boyunca kullandı. Bitkisel kürler sayesinde kendisini daha iyi hissetmeye başladığını belirten Acaroğlu, “Hastalığım iyiye gidiyor, çok şükür. Doktorum da iyiye gittiğini söylüyor. Ürünleri kullandıkça kendimi daha dirençli ve sağlıklı hissetmeye başladım. Eşimin ve çocuklarımın desteği de çok yararlı oldu. İlaçlarım azaldı, şimdi koruma desteği alıyorum. 3 ay sonra o da bitecek ve tamamen iyileşeceğim" dedi.
Annesini biran olsun yalnız bırakmayan, ev işlerinde de yardım eden 10 yaşındaki Cansu, annesinin biran önce tamamen iyileşip sağlığına kavuşmasını beklediğini söyledi.
Cansu, en büyük isteğinin annesi ile birlikte denize girmek olduğunu ifade etti.
Bitkilerle gelen şifa
Bitkisel tedavi uzmanı Şevki Güngör, hastası Ayşe Acaroğlu’na acı otu, yapışkan andız otu, reishi mantarı, zerdeçal hapı, limon hapı, pelemir otu hapı, salep hapı takviyelerini yaptıklarını anlattı. Güngör, "Biz bir daha hastalığın ortaya çıkmaması için koruma tedavisi yapıyoruz, bunları ara ara kullanmasını tavsiye ediyoruz" dedi.
Şifalı bitkisel ürünlerinden bahseden Güngör, bunların bilimsel çalışmalarla kanıtlandığını belirterek, şöyle konuştu: "Acı otun yanı sıra, yapışkan andız otu da vücuttaki kana girerek yaklaşık 40 dakika içinde kanser hücrelerini tanıyıp öldürüyor. Bilimsel çalışmalarla kanıtlanmış. Bitkisel gıda takviyesi olarak ise, Reishi mantarı, zerdeçal, karabaş otu haplarını öneriyoruz. Shiitake mantarı genelde bağırsak ve mide tümörlerinde etkili iken, Maitake mantarı ise pankreas ve karaciğer kanserlerinde etkili oluyor. Biz yerli mantarları kullanıyoruz. Kuşburnu, ekinezya ve mesir çayını bağışıklık güçlendirici olarak veriyoruz. Bitkinin özünü ve içindeki etken maddeleri buhar sistemiyle yoğunlaştırıp su haline getiriyoruz. Kekik suyunun damar açıcı özelliği ile, enginar suyu karaciğer temizleyici özelliği ile biliniyor. Bunun dışında rezene, yabanmersini, funda, gümüş sularını veriyoruz."
32 ülkeden müşterisi bulunan Güngör, "Verdiğimiz ürünler kanser hücresini öldüren, bağışıklık sistemini güçlendiren, enfeksiyon gideren ve direnç artıran ürünler. Hastalar kanser tedavilerinde kullanılan kemoterapi ve ışın tedavisi gibi tedavilere devam ederken, destek olarak bizim ürünlerimizi de kullanıyorlar. Çok iyi sonuçlar alıyoruz, iyileşen binlerce kişi var. Ürünlerin bir yan etkisi yok. Kanser hastalarımıza yaklaşık 12 üründen oluşan bir seti veriyoruz. Hastalarımız bunları düzenli kullanarak şifa buluyor. Hastaların yüzde 80’i ürünlerimiz sayesinde daha iyi hissediyorlar, kanser hücrelerinde azalma görülüyor. 3 ay sonra birçok hastamızın tümörlerinde yüzde 50 küçülme görüyoruz, 6 ayda da çoğu hastadaki tümörlerin tamamı temizleniyor" dedi.