'Bütün Umudumuz Komisyonda'
Türker İnanoğlu: 'Nereden buluyorsunuz Cem Yılmaz'ı? Cem Yılmaz nasıl, kaç yılda meydana geliyor? 80 milyonluk ülkede çıkmış mı bir tane daha onun gibi bir adam? Kolay değil, onların hepsi birer cevher. Türkan Şoray'ın, Cüneyt Arkın'ın yerine kimi koyabilirsiniz?' Yılmaz Erdoğan: 'Ortada bir savaş yok. Bir adaletsizlik var onu hep birlikte düzeltmeye çalışıyoruz'
Sinema yapımcılarıyla salon işletmecileri arasındaki bilet fiyatlarından kaynaklanan tartışmalar devam ediyor.
Kamuoyunda geniş yer bulan ve bazı film yapımcıları ile bazı salon işletmecilerini karşı karşıya getiren iddialara ilişkin sektörden birçok isim de sosyal medya hesaplarının yanı sıra basına açıklamalarda bulundu.
Türk sinemasının önemli isimlerinden yönetmen, yapımcı ve senarist Türker İnanoğlu, telefonla katıldığı bir televizyon programında konuya ilişkin yaptığı açıklamada, eskiden sinema salonu işletmecileri ile filmciler arasında bu tarzda münakaşaların yaşanmadığını söyledi.
- "Eskiden her şey sinemacı ve film yapımcısı arasında geçerdi"
İnanoğlu, sinemacıların daha önceki zamanlarda fıstık ve mısır da satmadığını dile getirerek, "Mısırı büfe işletmecisinden isteyen alırdı, istemeyen almazdı. Hasılatın yüzde 10'u belediyeye vergi olarak giderdi. Kalan kısım da paylaşılırdı. Eski usul böyleydi. 'Sen fazla alıyorsun ben fazla alıyorum' tartışmaları da yoktu. Sadece büfeci sinemacıya kira ödüyordu." dedi.
Sektörde o zamanlar sadece filmci ve yapımcıların yer aldığını aktaran İnanoğlu, şöyle devam etti:
"Filmci ve yapımcının yanı sıra bir de bölge işletmecileri vardı, onlar işletme bölgelerini satın alırlardı. 1 seneliğine, 2 seneliğine oralarda ticaret yapar, bazen kar eder bazen zarar ederdi. Sinemacı ve film yapımcısı arasında geçerdi her şey. Yapılan anlaşmaya göre gelen hasılat aralarında bölüşülürdü. Sanatçılar bu konulara hiç karışmazdı."
İnanoğlu, önemli sanatçıların yerine kimsenin gelemeyeceğini ifade ederek, "Nereden buluyorsunuz Cem Yılmaz'ı? Cem Yılmaz nasıl, kaç yılda meydana geliyor? 80 milyonluk ülkede çıkmış mı bir tane daha onun gibi bir adam? Kolay değil, onların hepsi birer cevher. Türkan Şoray'ın, Cüneyt Arkın'ın yerine kimi koyabilirsiniz? " diye konuştu.
- "Esas mesele mısır değil"
Yeni filmi "Organize İşler 2"nin vizyon tarihini erteleyen Yılmaz Erdoğan da TRT Haber'de katıldığı programda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a konuya ilişkin yaptığı çalışmalar dolayısıyla teşekkür ederek, "Bu konuyla ilgili belki de tarihte en çok toplantı yapmış yetkili olabilir. Gerçekten kendisi ve ekibi çok ciddi bir şekilde, çok hızlı çalıştılar. Bütün umudumuz komisyonda." dedi.
Erdoğan, tartışmalarda esas meselenin mısır olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Aslında esas konu şeffaflık. Bilet nerede satıldı, nasıl satıldı biz görmüyoruz. Şimdi yeni yasa gereği bu durum düzelecek inşallah. Cem Yılmaz kardeşim çok net bir şey söyledi. '40 lira, 30 lira ortalamayla bilet satıyorsunuz. Yapın 15 lira, artı 'mısır bizden olsun' deyin.' diye ama öbür türlü zorunlu kılınmış kampanyalarla değil. Biz Mars Grubunu hedef almış, onlarla savaşıyor değiliz. Mesele mısır savaşı da değil. Ortada bir savaş yok. Bir adaletsizlik var onu hep birlikte düzeltmeye çalışıyoruz ama şu anda bu firmanın yöneticileri özel olarak gerilimi tırmandırıyorlar. Bilmiyorum amaçları ne? Çünkü bu ekipten önceki ekiple böyle şeyler yaşamıyorduk. Bütün umudumuz komisyonda."
Yönetmen Ezel Akay da konuk olduğu TGRT Haber'deki bir programda yaptığı konuşmada, tartışmanın yıllardır devam eden bir konu olduğuna işaret ederek, sinema işletmecileri tarafından alınan promosyon kararlarının kendilerinin bilgisi dahilinde olması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'de sinema salonlarının az olması nedeniyle bilet fiyatlarının yüksek olduğuna vurgu yapan Akay, çözüm olarak mahalle sinemaları kurulmasını önerdi.
Yapımcı ve salon sahibi Şükrü Avşar da telefonla katıldığı programda, tartışmaların Türk sinema sektörüne zarar verdiğini belirterek, "Problemleri bir an önce çözmek lazım. Yıllardan beri bölüşüm tartışılıyor. Promosyonların daha çok bir sinemanın büfesinde yapılması gerekiyor veya yapılıyorsa filmcinin buradaki hakkı verilmesi gerekiyor. Tabii şu anda sinemacılar da işletmeciler de zor durumda. Yükselen oranlar sebebiyle durum çıkmaza doğru gidiyor. Eğer biz filmcileri yaşatmazsak önümüzdeki yıl filmler yapılamayacak. Benim bütün endişem budur." şeklinde konuştu.
Kaynak: AA
Kamuoyunda geniş yer bulan ve bazı film yapımcıları ile bazı salon işletmecilerini karşı karşıya getiren iddialara ilişkin sektörden birçok isim de sosyal medya hesaplarının yanı sıra basına açıklamalarda bulundu.
Türk sinemasının önemli isimlerinden yönetmen, yapımcı ve senarist Türker İnanoğlu, telefonla katıldığı bir televizyon programında konuya ilişkin yaptığı açıklamada, eskiden sinema salonu işletmecileri ile filmciler arasında bu tarzda münakaşaların yaşanmadığını söyledi.
- "Eskiden her şey sinemacı ve film yapımcısı arasında geçerdi"
İnanoğlu, sinemacıların daha önceki zamanlarda fıstık ve mısır da satmadığını dile getirerek, "Mısırı büfe işletmecisinden isteyen alırdı, istemeyen almazdı. Hasılatın yüzde 10'u belediyeye vergi olarak giderdi. Kalan kısım da paylaşılırdı. Eski usul böyleydi. 'Sen fazla alıyorsun ben fazla alıyorum' tartışmaları da yoktu. Sadece büfeci sinemacıya kira ödüyordu." dedi.
Sektörde o zamanlar sadece filmci ve yapımcıların yer aldığını aktaran İnanoğlu, şöyle devam etti:
"Filmci ve yapımcının yanı sıra bir de bölge işletmecileri vardı, onlar işletme bölgelerini satın alırlardı. 1 seneliğine, 2 seneliğine oralarda ticaret yapar, bazen kar eder bazen zarar ederdi. Sinemacı ve film yapımcısı arasında geçerdi her şey. Yapılan anlaşmaya göre gelen hasılat aralarında bölüşülürdü. Sanatçılar bu konulara hiç karışmazdı."
İnanoğlu, önemli sanatçıların yerine kimsenin gelemeyeceğini ifade ederek, "Nereden buluyorsunuz Cem Yılmaz'ı? Cem Yılmaz nasıl, kaç yılda meydana geliyor? 80 milyonluk ülkede çıkmış mı bir tane daha onun gibi bir adam? Kolay değil, onların hepsi birer cevher. Türkan Şoray'ın, Cüneyt Arkın'ın yerine kimi koyabilirsiniz? " diye konuştu.
- "Esas mesele mısır değil"
Yeni filmi "Organize İşler 2"nin vizyon tarihini erteleyen Yılmaz Erdoğan da TRT Haber'de katıldığı programda, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy'a konuya ilişkin yaptığı çalışmalar dolayısıyla teşekkür ederek, "Bu konuyla ilgili belki de tarihte en çok toplantı yapmış yetkili olabilir. Gerçekten kendisi ve ekibi çok ciddi bir şekilde, çok hızlı çalıştılar. Bütün umudumuz komisyonda." dedi.
Erdoğan, tartışmalarda esas meselenin mısır olmadığına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Aslında esas konu şeffaflık. Bilet nerede satıldı, nasıl satıldı biz görmüyoruz. Şimdi yeni yasa gereği bu durum düzelecek inşallah. Cem Yılmaz kardeşim çok net bir şey söyledi. '40 lira, 30 lira ortalamayla bilet satıyorsunuz. Yapın 15 lira, artı 'mısır bizden olsun' deyin.' diye ama öbür türlü zorunlu kılınmış kampanyalarla değil. Biz Mars Grubunu hedef almış, onlarla savaşıyor değiliz. Mesele mısır savaşı da değil. Ortada bir savaş yok. Bir adaletsizlik var onu hep birlikte düzeltmeye çalışıyoruz ama şu anda bu firmanın yöneticileri özel olarak gerilimi tırmandırıyorlar. Bilmiyorum amaçları ne? Çünkü bu ekipten önceki ekiple böyle şeyler yaşamıyorduk. Bütün umudumuz komisyonda."
Yönetmen Ezel Akay da konuk olduğu TGRT Haber'deki bir programda yaptığı konuşmada, tartışmanın yıllardır devam eden bir konu olduğuna işaret ederek, sinema işletmecileri tarafından alınan promosyon kararlarının kendilerinin bilgisi dahilinde olması gerektiğini ifade etti.
Türkiye'de sinema salonlarının az olması nedeniyle bilet fiyatlarının yüksek olduğuna vurgu yapan Akay, çözüm olarak mahalle sinemaları kurulmasını önerdi.
Yapımcı ve salon sahibi Şükrü Avşar da telefonla katıldığı programda, tartışmaların Türk sinema sektörüne zarar verdiğini belirterek, "Problemleri bir an önce çözmek lazım. Yıllardan beri bölüşüm tartışılıyor. Promosyonların daha çok bir sinemanın büfesinde yapılması gerekiyor veya yapılıyorsa filmcinin buradaki hakkı verilmesi gerekiyor. Tabii şu anda sinemacılar da işletmeciler de zor durumda. Yükselen oranlar sebebiyle durum çıkmaza doğru gidiyor. Eğer biz filmcileri yaşatmazsak önümüzdeki yıl filmler yapılamayacak. Benim bütün endişem budur." şeklinde konuştu.