'Proloterapi' Tedavi Yöntemine Yoğun İlgi
Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesinde uygulanmaya başlanan 'proloterapi' yöntemiyle, kronik eklem ve kas rahatsızlığı çeken hastalar, şekerli su enjekte edilerek tedavi ediliyor. Dr. Murat Taş: 'Proloterapiyi, kireçlenmeler, boyun ve bel gibi bölgelerin fıtıklaşmasıyla oluşan ağrılar, ameliyata kadar götürebilecek iskelet kas sistemindeki yırtıkların alternatif bir tedavi yöntemi olarak hastalarımıza sunmaktayız.' 'İlk başladığımızda sadece Kırıkkale ve çevresindeki illerden hastalarımız mevcuttu. Şimdi tedavinin olumlu yanlarının duyulmasıyla birlikte Antalya, İçel, Yozgat, Ankara ve daha birçok şehirden bu kronik hastalıklardan kurtulmak için ameliyattan çekinen hastalarımıza umut kapısı olmuş durumdayız'
Kırıkkale Yüksek İhtisas Hastanesi'nde uygulanmaya başlanan "proloterapi" (yumuşak doku hasarlarının enjeksiyon kullanılarak tedavi edilmesi) yöntemiyle kronik eklem ve kas rahatsızlığı çeken hastalara ameliyata alternatif tedavi imkanı sunuluyor.
Bel, boyun ve kas ağrıları çeken ancak fizik tedavi ve ilaç tedavisinden fayda görmeyen hastalara uygulanan proloterapi tedavisi, kas ve iskelet sistemi ağrıları ile bel ve boyun fıtığı yaşayan hastalarda olumlu sonuçlar veriyor.
Teknik kapasitesi ve tecrübeli doktorlarıyla kentteki hastaların yanı sıra çevre illerden gelen hastalara da şifa dağıtan Yüksek İhtisas Hastanesi'nde, 3 ay önce hizmete giren proloterapi ünitesi hastalara umut oldu.
Ünitede görevli Dr. Murat Taş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanede tamamlayıcı tıp hizmetleri çatısı altında proloterapi uygulamasına başladıklarını ve yöntemin çok ilgi gördüğünü bildirdi.
Proloterapi yönteminin, iskelet kas sisteminin, bağların, liflerin ve yumuşak dokuların tahribatıyla oluşan eklem rahatsızlıklarının tedavisinde kullanıldığını anlatan Taş, şöyle konuştu:
"Proloterapiyi, kireçlenmeler, boyun ve bel gibi bölgelerin fıtıklaşmasıyla oluşan ağrılar, ameliyata kadar götürebilecek iskelet kas sistemindeki yırtıkların alternatif bir tedavi yöntemi olarak hastalarımıza sunmaktayız. Hastalarımız daha çok diz, bel, boyun, omuz ağrıları gibi, yırtıkların ve fıtıkların olduğu kronik ağrılarla bize başvuruyorlar. Bu hastalarımızın sistematik bir muayenesini yapıyoruz. Hastalarımızdaki tahribatın durumuna göre 4 seansla tedavimiz başlıyor. Daha ileri seviyede tahribatı olan hastalarımızda 8 seansa kadar çıktığımız da oluyor. Her seansın arasına 3-4 hafta koyuyoruz. Hastalarımızın tedavisinde şekerli serum olarak tabir ettiğimiz bir madde uyguluyoruz. Bu vücuda bir uyarı sistemine tabi tutuyor. Vücutta suni bir tahribat oluşturarak doku tamirini devreye sokuyor. Bir nevi hasarlı bölgeleri tespit edip bu serumu aşılıyoruz. Bu serumla esas tedaviyi sağlayan kendi doku tamiri hücrelerimizin oraya toplanmasını sağlıyoruz. Böylelikle yenileme ve rejenere etme sürecini belirtmiş oluyoruz."
- "Ameliyattan çekinen hastalara umut kapısı oldu"
Taş, seansların ardından hastaların iskelet kas sistemindeki ağrılarında gerileme, hareket kabiliyetlerinde ilerleme görüldüğünü, yürüme ve merdiven çıkamama gibi kısıtlamaların ortadan kalkmaya başladığını dile getirdi.
Tedavinin ardından hastaların yataklarında rahatça uyuduklarını ve yataktan çok daha rahat kalkabildiklerini vurgulayan Taş, "Hastalarımız gece ağrılarıyla artık uyanmadıklarını, sosyal hayatta daha aktif olduklarını belirtiyorlar. Yaklaşık 3 aydır bu proloterapi ünitesini hizmete sunduk. İlk başladığımızda sadece Kırıkkale ve çevresindeki illerden hastalarımız mevcuttu. Şimdi tedavinin olumlu yanlarının duyulmasıyla birlikte Antalya, İçel, Yozgat, Ankara ve daha bir çok şehirden bu kronik hastalıklardan kurtulmak için ameliyattan çekinen hastalarımıza umut kapısı olmuş durumdayız. Yıl başından beri bin 80 hastamıza bu tedaviyi uyguladık. Bu sayımız her geçen günde artarak devam edecek." diye konuştu.
- "1-2 saat ayakta zor kalıyordum"
Tedaviden faydalanan 58 yaşındaki İlker Irmak ise diz kapağında kireçleme ve sağ bacak kasında da ağrı şikayetleriyle hastaneye geldiğini söyledi.
Sabahları yataktan kalkamayacak derecede bel kaslarında zayıflık ve incelik olduğunu belirten Irmak, "Buraya gelmeden önce günde iki defa ağrı kesici kullanıyordum. Sabahları 15 dakika belimin kilitlenmesinde ayağa kalkamıyordum. Şimdi çok hafif bir egzersizden sonra normal yaşantıma devam ediyorum. Tedavisinde de bir ağrı yok. Sadece iğne acısı var. Korkmaya hiç gerek yok. Hastaneye ilk geldiğimde günde 1-2 saat ayakta zor kalıyordum. Şu anda sabahtan kalkıp akşama kadar sosyal hayatıma devam ediyorum. Önceden tutunarak bile çıkamadığım merdivenleri şimdi tutunmadan çıkabiliyorum. Ayrıca gün be gün daha iyiye gidiyorum. Her gün daha iyi şekilde oluyorum." diye konuştu.
Kaynak: AA
Bel, boyun ve kas ağrıları çeken ancak fizik tedavi ve ilaç tedavisinden fayda görmeyen hastalara uygulanan proloterapi tedavisi, kas ve iskelet sistemi ağrıları ile bel ve boyun fıtığı yaşayan hastalarda olumlu sonuçlar veriyor.
Teknik kapasitesi ve tecrübeli doktorlarıyla kentteki hastaların yanı sıra çevre illerden gelen hastalara da şifa dağıtan Yüksek İhtisas Hastanesi'nde, 3 ay önce hizmete giren proloterapi ünitesi hastalara umut oldu.
Ünitede görevli Dr. Murat Taş, AA muhabirine yaptığı açıklamada, hastanede tamamlayıcı tıp hizmetleri çatısı altında proloterapi uygulamasına başladıklarını ve yöntemin çok ilgi gördüğünü bildirdi.
Proloterapi yönteminin, iskelet kas sisteminin, bağların, liflerin ve yumuşak dokuların tahribatıyla oluşan eklem rahatsızlıklarının tedavisinde kullanıldığını anlatan Taş, şöyle konuştu:
"Proloterapiyi, kireçlenmeler, boyun ve bel gibi bölgelerin fıtıklaşmasıyla oluşan ağrılar, ameliyata kadar götürebilecek iskelet kas sistemindeki yırtıkların alternatif bir tedavi yöntemi olarak hastalarımıza sunmaktayız. Hastalarımız daha çok diz, bel, boyun, omuz ağrıları gibi, yırtıkların ve fıtıkların olduğu kronik ağrılarla bize başvuruyorlar. Bu hastalarımızın sistematik bir muayenesini yapıyoruz. Hastalarımızdaki tahribatın durumuna göre 4 seansla tedavimiz başlıyor. Daha ileri seviyede tahribatı olan hastalarımızda 8 seansa kadar çıktığımız da oluyor. Her seansın arasına 3-4 hafta koyuyoruz. Hastalarımızın tedavisinde şekerli serum olarak tabir ettiğimiz bir madde uyguluyoruz. Bu vücuda bir uyarı sistemine tabi tutuyor. Vücutta suni bir tahribat oluşturarak doku tamirini devreye sokuyor. Bir nevi hasarlı bölgeleri tespit edip bu serumu aşılıyoruz. Bu serumla esas tedaviyi sağlayan kendi doku tamiri hücrelerimizin oraya toplanmasını sağlıyoruz. Böylelikle yenileme ve rejenere etme sürecini belirtmiş oluyoruz."
- "Ameliyattan çekinen hastalara umut kapısı oldu"
Taş, seansların ardından hastaların iskelet kas sistemindeki ağrılarında gerileme, hareket kabiliyetlerinde ilerleme görüldüğünü, yürüme ve merdiven çıkamama gibi kısıtlamaların ortadan kalkmaya başladığını dile getirdi.
Tedavinin ardından hastaların yataklarında rahatça uyuduklarını ve yataktan çok daha rahat kalkabildiklerini vurgulayan Taş, "Hastalarımız gece ağrılarıyla artık uyanmadıklarını, sosyal hayatta daha aktif olduklarını belirtiyorlar. Yaklaşık 3 aydır bu proloterapi ünitesini hizmete sunduk. İlk başladığımızda sadece Kırıkkale ve çevresindeki illerden hastalarımız mevcuttu. Şimdi tedavinin olumlu yanlarının duyulmasıyla birlikte Antalya, İçel, Yozgat, Ankara ve daha bir çok şehirden bu kronik hastalıklardan kurtulmak için ameliyattan çekinen hastalarımıza umut kapısı olmuş durumdayız. Yıl başından beri bin 80 hastamıza bu tedaviyi uyguladık. Bu sayımız her geçen günde artarak devam edecek." diye konuştu.
- "1-2 saat ayakta zor kalıyordum"
Tedaviden faydalanan 58 yaşındaki İlker Irmak ise diz kapağında kireçleme ve sağ bacak kasında da ağrı şikayetleriyle hastaneye geldiğini söyledi.
Sabahları yataktan kalkamayacak derecede bel kaslarında zayıflık ve incelik olduğunu belirten Irmak, "Buraya gelmeden önce günde iki defa ağrı kesici kullanıyordum. Sabahları 15 dakika belimin kilitlenmesinde ayağa kalkamıyordum. Şimdi çok hafif bir egzersizden sonra normal yaşantıma devam ediyorum. Tedavisinde de bir ağrı yok. Sadece iğne acısı var. Korkmaya hiç gerek yok. Hastaneye ilk geldiğimde günde 1-2 saat ayakta zor kalıyordum. Şu anda sabahtan kalkıp akşama kadar sosyal hayatıma devam ediyorum. Önceden tutunarak bile çıkamadığım merdivenleri şimdi tutunmadan çıkabiliyorum. Ayrıca gün be gün daha iyiye gidiyorum. Her gün daha iyi şekilde oluyorum." diye konuştu.