'Kaşıkçı Cinayetinin Üzerinin Kapatılması Engellendi'
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı Hakkı Köylü: '(Cemal Kaşıkçı cinayeti) Türk istihbaratı ve Türk emniyeti, hassas bir çalışma yürüterek cinayetin burada işlendiğini ispat etti. Adamlar da bunu kabul etmek zorunda kaldı. Yapılan çalışmalar, üzerini kapatmalarını engelledi' 'Bugünkü cemaatlerin büyük kısmı, belki istisnası vardır, ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindedir. Dinle alakası yoktur'
TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, "Türk istihbaratı ve Türk emniyeti, hassas bir çalışma yürüterek cinayetin burada işlendiğini ispat etti. Yapılan çalışmalar, üzerini kapatmalarını engelledi." dedi.
Köylü, Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cemal Kaşıkçı cinayetini Türk polisi ve istihbaratının ortaya çıkardığına işaret eden Köylü, "Türk istihbaratı ve Türk emniyeti, hassas bir çalışma yürüterek cinayetin burada işlendiğini ispat etti. Adamlar da bunu kabul etmek zorunda kaldı. Yapılan çalışmalar, üzerini kapatmalarını engelledi." diye konuştu.
Suudi Arabistan'ın zanlıları Türkiye'ye teslim etmeyeceğini bildirdiğini hatırlatan Köylü, "Cinayetle ilgili soruşturma İstanbul'da sürüyor. Soruşturmanın gereği olarak şüphelileri istiyoruz. Suudi Arabistan da 'Vermeyiz, biz yargılayacağız.' diyor. Burada önemli olan, Arabistan bunları adil yargılayacak mı, yargılayamayacak mı? Türkiye'de olsa kimse bir şey demez. Orada bazı şüpheler ortaya çıktı. Devlet görevlilerinin arasında bulunduğu söyleniyor. Bu şekilde olan bir konunun ne kadar sıhhatli olacağı noktasında şüphe var." ifadelerini kullandı.
Hakkı Köylü, yıllardır FETÖ'nün dini cemaat olmadığını söylediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bugünkü cemaatlerin büyük kısmı, belki istisnası vardır, ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindedir. Dinle alakası yoktur. Diyorsunuz ki bir cemaatin başında biri var. Şeyh, şıh, eren, derviş... Adı ne olursa olsun. Bu cemaatin başındaki kişilerden, adı her neyse, insanlar gidip kendi iddialarına göre dini bilgi, tasavvuf öğreniyor. Peki bunun şubesi olur mu başka yerde. Kastamonu'daki, Kırşehir'deki, Ankara'daki, Çorum'daki temsilcisi falan nasıl oluyor? Şeyh Şaban-ı Veli'nin, Hacı Bayram-ı Veli'nin temsilcisi mi vardı? Onun için ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindeler diyorum. İnsanların da buna dikkat etmesi lazım."
FETÖ'ye geçmişte insanların sempati duyup çeşitli şekillerde yardımda bulunduğunu anlatan Köylü, "Bir örgüt üyesi var, örgüt adına suç işleme var, bir de örgütün sempatizanı var. Örgüt üyesi olanlar, hangi faaliyetlerde bulunduysa, hangi fiilleri işlediyse örgüt üyesi sayılır ve yargı buna göre cezasına karar verir. Örgüt sempatizanı olan kişileri bundan dolayı suçlu kabul etmemek lazım. Suç örgütü olarak tespit edildikten sonra örgütün propagandasını yaparsa, örgüt propagandası yapmaktan yargılanabilir." diye konuştu.
Yargıya yeni hakimler alındığını dile getiren Köylü, şunları söyledi:
"Halk arasında hukuka güvenin azaldığı yönünde bir düşünce kısmen de olsa var. Bunun önemli sebeplerinden biri şu: Adalet Bakanı geçenlerde, 'Türkiye'de hakimlerin kıdem ortalaması 3,5 yıl.' dedi. Bu da şunu gösteriyor: Birçok yerde 6 aylık, 1 yıllık, 3 yıllık hakimler var. FETÖ olaylarından sonra 5 bine yakın hakim ihraç edildi. Büyük bir boşluk doğdu. Bu boşluğu doldurmak için çok sayıda hakim alındı. Bilgisi henüz yeterli olmayan, tecrübesi de az olan genç hakimlerin verdiği kararlarda elbette ki bazı sıkıntılar var. Elbette bunun çözüm yeri de yargının kendi içinde. İstinaftan doğru kararlar çıkar ama taşradaki mahkemelerden yanlış kararlar çıkabilir. Genç hakimlerimiz maalesef adil olmayan kararlar veriyorlar. Buna çok rastlıyoruz. İstinaf mahkemeleri ümit ediyorum ki daha hassas davranır."
Köylü, biz gazetecinin, af konusunda bir gelişme olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Gelen teklifler, af konusundan ziyade infaz sistemi ya da şartlı tahliyeyle ilgili değişiklikle ilgili. Bu konuda partilerin bir konsensüs sağlaması gerekir. Adalet Komisyonu toplantımızda MHP'li yetkililer, bunu gündeme almamızı istedi. Diğer partiler, özellikle AK Parti'nin de bu konuda söyleyeceği bir söz varsa ortaya çıkmadan gündeme almamızın doğru olmayacağını kendilerine söyledim. Böyle bir çalışma olursa, birlikte çalışırlarsa ki ihtimal de olsa bu seçim sonuna kalır. Bunu seçim propagandası vesilesi haline getirmemek lazım."
Kaynak: AA
Köylü, Şehit Şerife Bacı Öğretmenevi'nde düzenlediği basın toplantısında, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cemal Kaşıkçı cinayetini Türk polisi ve istihbaratının ortaya çıkardığına işaret eden Köylü, "Türk istihbaratı ve Türk emniyeti, hassas bir çalışma yürüterek cinayetin burada işlendiğini ispat etti. Adamlar da bunu kabul etmek zorunda kaldı. Yapılan çalışmalar, üzerini kapatmalarını engelledi." diye konuştu.
Suudi Arabistan'ın zanlıları Türkiye'ye teslim etmeyeceğini bildirdiğini hatırlatan Köylü, "Cinayetle ilgili soruşturma İstanbul'da sürüyor. Soruşturmanın gereği olarak şüphelileri istiyoruz. Suudi Arabistan da 'Vermeyiz, biz yargılayacağız.' diyor. Burada önemli olan, Arabistan bunları adil yargılayacak mı, yargılayamayacak mı? Türkiye'de olsa kimse bir şey demez. Orada bazı şüpheler ortaya çıktı. Devlet görevlilerinin arasında bulunduğu söyleniyor. Bu şekilde olan bir konunun ne kadar sıhhatli olacağı noktasında şüphe var." ifadelerini kullandı.
Hakkı Köylü, yıllardır FETÖ'nün dini cemaat olmadığını söylediğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bugünkü cemaatlerin büyük kısmı, belki istisnası vardır, ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindedir. Dinle alakası yoktur. Diyorsunuz ki bir cemaatin başında biri var. Şeyh, şıh, eren, derviş... Adı ne olursa olsun. Bu cemaatin başındaki kişilerden, adı her neyse, insanlar gidip kendi iddialarına göre dini bilgi, tasavvuf öğreniyor. Peki bunun şubesi olur mu başka yerde. Kastamonu'daki, Kırşehir'deki, Ankara'daki, Çorum'daki temsilcisi falan nasıl oluyor? Şeyh Şaban-ı Veli'nin, Hacı Bayram-ı Veli'nin temsilcisi mi vardı? Onun için ekonomik ve siyasi güç devşirme peşindeler diyorum. İnsanların da buna dikkat etmesi lazım."
FETÖ'ye geçmişte insanların sempati duyup çeşitli şekillerde yardımda bulunduğunu anlatan Köylü, "Bir örgüt üyesi var, örgüt adına suç işleme var, bir de örgütün sempatizanı var. Örgüt üyesi olanlar, hangi faaliyetlerde bulunduysa, hangi fiilleri işlediyse örgüt üyesi sayılır ve yargı buna göre cezasına karar verir. Örgüt sempatizanı olan kişileri bundan dolayı suçlu kabul etmemek lazım. Suç örgütü olarak tespit edildikten sonra örgütün propagandasını yaparsa, örgüt propagandası yapmaktan yargılanabilir." diye konuştu.
Yargıya yeni hakimler alındığını dile getiren Köylü, şunları söyledi:
"Halk arasında hukuka güvenin azaldığı yönünde bir düşünce kısmen de olsa var. Bunun önemli sebeplerinden biri şu: Adalet Bakanı geçenlerde, 'Türkiye'de hakimlerin kıdem ortalaması 3,5 yıl.' dedi. Bu da şunu gösteriyor: Birçok yerde 6 aylık, 1 yıllık, 3 yıllık hakimler var. FETÖ olaylarından sonra 5 bine yakın hakim ihraç edildi. Büyük bir boşluk doğdu. Bu boşluğu doldurmak için çok sayıda hakim alındı. Bilgisi henüz yeterli olmayan, tecrübesi de az olan genç hakimlerin verdiği kararlarda elbette ki bazı sıkıntılar var. Elbette bunun çözüm yeri de yargının kendi içinde. İstinaftan doğru kararlar çıkar ama taşradaki mahkemelerden yanlış kararlar çıkabilir. Genç hakimlerimiz maalesef adil olmayan kararlar veriyorlar. Buna çok rastlıyoruz. İstinaf mahkemeleri ümit ediyorum ki daha hassas davranır."
Köylü, biz gazetecinin, af konusunda bir gelişme olup olmadığı yönündeki sorusu üzerine şöyle konuştu:
"Gelen teklifler, af konusundan ziyade infaz sistemi ya da şartlı tahliyeyle ilgili değişiklikle ilgili. Bu konuda partilerin bir konsensüs sağlaması gerekir. Adalet Komisyonu toplantımızda MHP'li yetkililer, bunu gündeme almamızı istedi. Diğer partiler, özellikle AK Parti'nin de bu konuda söyleyeceği bir söz varsa ortaya çıkmadan gündeme almamızın doğru olmayacağını kendilerine söyledim. Böyle bir çalışma olursa, birlikte çalışırlarsa ki ihtimal de olsa bu seçim sonuna kalır. Bunu seçim propagandası vesilesi haline getirmemek lazım."