Tükürük Bezinden 4 Taş Çıktı

İçel’in Tarsus ilçesinde yaşayan 34 yaşındaki ev hanımı Özlem Gül, uzun süredir çenesinin altında hissettiği ve ‘boğaz enfeksiyonu’ndan kaynaklandığını sandığı ağrı için hastaneye gidince büyük bir şaşkınlık yaşadı. Ultrasound incelemesi yapan doktorlar, kadının tükürük bezinde 4 taş olduğunu belirledi. İkisi 8 mm, ikisi ise 2 mm büyüklüğündeki taşlar, mikrocerrahi yöntemiyle, ağız içinden girilerek ve mikroskop altında yapılan ameliyatla alındı.

Tükürük Bezinden 4 Taş Çıktı
Evli ve 1 çocuk annesi olan Özlem Gül, 3 yıldır sol çene altında hissettiği ağrıyı, sık sık yaşadığı boğaz enfeksiyonlarından kaynaklandığını düşündüğü için önemsemedi. Temmuz ayında ağrıların iyice artması ve çene altında şişkinlik oluşması üzerine bir kamu hastanesine gitti. Ultrasound ile inceleme yapan doktor, Özlem Gül’ün tükürük bezinde 2’si nohut büyüklüğünde olmak üzere 4 taş bulunduğunu söyledi.

Duyduğuna inanmakta güçlük çeken Gül, aynı günlerde bir ziyaret için gittiği Ankara’da da bir başka kamu hastanesinde muayene oldu. Ankara’daki doktor da aynı bilgiyi verip, taşların ameliyatla alınması gerektiğini söyledi.



Tükürük bezi zarar görmedi

Ameliyat olmaya karar veren Özlem Gül, Medical Park Tarsus Hastanesi’ne gitti. Hastayı muayene eden Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Ali Kahlıoğulları, ameliyatın çene altından girilerek yapılması halinde komplikasyon riskinin olabileceğini ve tükürük bezinin zarar görme riski bulunduğunu belirterek, ağız içinden girilmesi yoluyla operasyonu yapmayı önerdi. Özlem Gül’ün kabul etmesi üzerine Op. Dr. Kahlıoğulları ve ekibi, mikrocerrahi tekniğiyle ve mikroskop altında operasyonu gerçekleştirdi. Ameliyatta, tükürük bezinden ikisi 8 mm çapında, ikisi ise 2 mm çapında olmak üzere toplam 4 taş çıkarıldı. Tükürük bezi ise ameliyattan zarar görmedi.

Risk faktörleri

Op. Dr. Ali Kahlıoğulları tükürük bezinde taş oluşumu ve yaptıkları ameliyatla ilgili şu bilgileri verdi:

“Halk arasında çok fazla bilinmese de tükürük bezlerinde taş oluşabilmektedir. Su kaybının arttığı uzun süreli hastalıklar ve ağız kuruluğu (kserostomi), tükürük bezi taşları açısından risk faktörüdür. Ayrıca gut, diyabet ve hipertansiyonla da birlikteliği olabilir. Mineral çöküntülerinin tükürük kanalında toplanması taş oluşumuna, taşların zamanla büyümesi ise tükürük bezi kanalı tıkanıklığına sebep olur. Tükürük taşları, yemek esnasında salgının artması ve drene olamamasına bağlı olarak ilgili tükürük bezinde tekrarlayan şişlik ve ağrı ile kendini belli eder. Tıkanıklık durumu uzarsa, tükürük bezinde enfeksiyona ve bazen apseleşmeye sebep olur. Tedavisi ise taşların alınması (taşlar ulaşılabilir olduğunda) veya tükürük bezi ile kanalının bütünüyle alınması şeklindedir. Son zamanlarda geliştirilen siyaloskopi yöntemiyle küçük taşlar kanal içinden alınabilmektedir. Fakat hastamız bu tekniğe uygun bir hasta değildi. Tükürük beziyle birlikte taşların alınması uygun olabilecek tedavi yöntemiydi. Ancak biz tükürük bezini korumak amacıyla mikrocerrahi ile ağız içinden taşları almayı planladık. Kısa süren bir operasyon ile taşlar alınarak tükürük bezi korundu. Hastamız operasyondan birkaç saat sonra sağlıklı bir şekilde taburcu edildi.”
Kaynak: İHA