TESK Genel Başkanı Palandöken Açıklaması 'Susam Fiyatı Simitçi Esnafını Zor Durumda Bıraktı'
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Susam ithalatı 2 yılda yüzde 15 artarken, üretimimiz düşüyor. 1988’den 2017 yılına kadar 29 yılda susam üretimimiz 45 bin tondan 18 bin 410 tona düştü” dedi.
Susam fiyatlarına zam gelmesiyle simitçi esnafının zor durumda kaldığını belirten Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken, susamın neredeyse tamamının ithal edildiğini söyledi.
Palandöken, “Susam ihtiyacımızın yüzde 90’ından daha fazlasını ithal ediyoruz. Kendi yerli susamımız ise o kadar az miktarda ki, o da yurt dışına gidiyor. Maliyetlerin artması simitçi esnafını zor durumda bırakıyor. Fiyatların düşmesi için öncelikli hedef susam üretimini teşvik etmektir. Çiftçiyi toprağında tutarak kendi susamımızı kendimiz üretmeliyiz” dedi.
İthal edilen susamın yerli üretimi bitirme noktasına getirdiğini anlatan Palandöken, “Tohumundan yağ çıkarılan ürün susam ülkemizde yok denecek kadar az üretiliyor. Hem toprak olarak hem iklim olarak elverişli bir ülke olduğumuz halde çok az üretip, ürettiğimizi de ihraç ediyoruz. Susamın neredeyse tamamını ithal ediyoruz. Geçen yıl susam tohumu, soyulmuş susam tohumu ve ham susam tohumunu 29 ülkeden 145 milyon 812 bin 461 kilogram ithal ettik. En çok susam tohumu ithalatı, tüm ithalatın yüzde 46’sını oluşturan Nijerya’dan yapıldı. Bu ülkelerin ise 13 tanesi, yani yüzde 93’ü Afrika ülkesi. Togo, Pakistan, Gine, Burkina Faso, Etiyopya gibi ülkelerden susam ithal etmek kendi üreticimizi küstürüp çiftçiyi toprağından kaçırıyor” dedi.
“Susam üretimimiz 29 yılda yüzde 59 azaldı”
Susam üretiminin her geçen yıl azaldığına işaret eden Palandöken, “Susam ithalatı 2 yılda yüzde 15 artarken, üretimimiz düşüyor. 1988’den 2017 yılına kadar 29 yılda susam üretimimiz 45 bin tondan 18 bin 410 tona düştü. Ekilen alanımız ise 940 bin dekardan 280 bin 316 dekara düştü. Kendi kaliteli tohum ve susamımızı üretmemek için engel yok. Yalnızca çiftçi teşvik edilmeli, üretici üzerindeki yükler hafifletilmeli. Susam fiyatının 1 yılda yüzde 76 artması simitçi, pastacı, börekçi vb. esnafımızı olumsuz etkiliyor. En hafif öğünümüz, 7’den 70’e hepimizin sevdiği ve ülkemizin kültürü olan simidi susamsız olarak üretmek-tüketmek zorunda kalmamak için teşvik şart. Sabahın 4’ünde, 5’inde kalkıp fırını açan, simitler, poğaçalar yapan emekçi esnafımız, her geçen gün artan maliyetlerin altında eziliyor. Döviz kurlarındaki dalgalanma, üretimin az olması nedeniyle ithal edilen malzemeler, otomatik olarak fiyatları yükseltiyor. Bu da vatandaşın cebine yansıyor. Hepimizin severek yediği simitte dahi fiyatların artması maalesef üzücü. Toprak bizim geleceğimizdir. Ülkemizin elverişli topraklarını en verimli şekilde kullanarak üretimi artırmak çağımızın gerekliliğidir. Yerli tohum teşvikleri, tohum yetiştirme teknikleri konusunda destekler ile çiftçi toprağında en iyi üretimi sağlayacaktır. Gelişmekte olan ülke basamağından gelişmiş ülke basamağına atılan adımın adı üretimdir. Her geçen gün büyüyen gelişen dünyada en büyük rekabet gücümüz tarımda yani topraktadır” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Palandöken, “Susam ihtiyacımızın yüzde 90’ından daha fazlasını ithal ediyoruz. Kendi yerli susamımız ise o kadar az miktarda ki, o da yurt dışına gidiyor. Maliyetlerin artması simitçi esnafını zor durumda bırakıyor. Fiyatların düşmesi için öncelikli hedef susam üretimini teşvik etmektir. Çiftçiyi toprağında tutarak kendi susamımızı kendimiz üretmeliyiz” dedi.
İthal edilen susamın yerli üretimi bitirme noktasına getirdiğini anlatan Palandöken, “Tohumundan yağ çıkarılan ürün susam ülkemizde yok denecek kadar az üretiliyor. Hem toprak olarak hem iklim olarak elverişli bir ülke olduğumuz halde çok az üretip, ürettiğimizi de ihraç ediyoruz. Susamın neredeyse tamamını ithal ediyoruz. Geçen yıl susam tohumu, soyulmuş susam tohumu ve ham susam tohumunu 29 ülkeden 145 milyon 812 bin 461 kilogram ithal ettik. En çok susam tohumu ithalatı, tüm ithalatın yüzde 46’sını oluşturan Nijerya’dan yapıldı. Bu ülkelerin ise 13 tanesi, yani yüzde 93’ü Afrika ülkesi. Togo, Pakistan, Gine, Burkina Faso, Etiyopya gibi ülkelerden susam ithal etmek kendi üreticimizi küstürüp çiftçiyi toprağından kaçırıyor” dedi.
“Susam üretimimiz 29 yılda yüzde 59 azaldı”
Susam üretiminin her geçen yıl azaldığına işaret eden Palandöken, “Susam ithalatı 2 yılda yüzde 15 artarken, üretimimiz düşüyor. 1988’den 2017 yılına kadar 29 yılda susam üretimimiz 45 bin tondan 18 bin 410 tona düştü. Ekilen alanımız ise 940 bin dekardan 280 bin 316 dekara düştü. Kendi kaliteli tohum ve susamımızı üretmemek için engel yok. Yalnızca çiftçi teşvik edilmeli, üretici üzerindeki yükler hafifletilmeli. Susam fiyatının 1 yılda yüzde 76 artması simitçi, pastacı, börekçi vb. esnafımızı olumsuz etkiliyor. En hafif öğünümüz, 7’den 70’e hepimizin sevdiği ve ülkemizin kültürü olan simidi susamsız olarak üretmek-tüketmek zorunda kalmamak için teşvik şart. Sabahın 4’ünde, 5’inde kalkıp fırını açan, simitler, poğaçalar yapan emekçi esnafımız, her geçen gün artan maliyetlerin altında eziliyor. Döviz kurlarındaki dalgalanma, üretimin az olması nedeniyle ithal edilen malzemeler, otomatik olarak fiyatları yükseltiyor. Bu da vatandaşın cebine yansıyor. Hepimizin severek yediği simitte dahi fiyatların artması maalesef üzücü. Toprak bizim geleceğimizdir. Ülkemizin elverişli topraklarını en verimli şekilde kullanarak üretimi artırmak çağımızın gerekliliğidir. Yerli tohum teşvikleri, tohum yetiştirme teknikleri konusunda destekler ile çiftçi toprağında en iyi üretimi sağlayacaktır. Gelişmekte olan ülke basamağından gelişmiş ülke basamağına atılan adımın adı üretimdir. Her geçen gün büyüyen gelişen dünyada en büyük rekabet gücümüz tarımda yani topraktadır” şeklinde konuştu.