'Siyaset Sadece Güzel Laf Söylemek Değil, Yolda Nasıl Yürüdüğündür'
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı: 'Siyaset sadece güzel laf söylemek değil, yolda nasıl yürüdüğündür. Arkanda hangi ayak izlerini bıraktığındır. İnsanlar lafa bakarlar, arkanda bıraktığın ayak izlerine bakarlar. Maalesef Cumhuriyet Halk Partisinin ve temsilcilerinin bıraktığı izler, Türkiye'yi kucaklama konusunda iddialı olmalarını hak edecek bir ayak izi değil' '(Muharrem İnce) Kendisi Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken '6 kere yenildin, şimdi ne yapacaksın da başarılı olacaksın' sözünü ben de '14 yaşından beri CHP'nin içindesin, milleti kucaklayamamışsın, şimdi nasıl kucaklayacaksın' diye sormak isterim'
MURAT DEMİRCİ - AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı, "Siyaset sadece güzel laf söylemek değil, yolda nasıl yürüdüğündür. Arkanda hangi ayak izlerini bıraktığındır. İnsanlar lafa bakarlar, arkanda bıraktığın ayak izlerine bakarlar. Maalesef Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve temsilcilerinin bıraktığı izler, Türkiye'yi kucaklama konusunda iddialı olmalarını hak edecek bir ayak izi değil." dedi.
Bostancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin "Amerika'dan birisi beni aradı, (FETÖ'ye ilişkin iade müracaatı usulüne uygun yapılmamış) dedi." şeklinde iddiada bulunduğunu anımsattı.
Böyle bir beyanın abesle iştigal olduğunu ifade eden Bostancı, beyanda bulunan kişinin bilginin kaynağı ve temellerini kamuoyuna açıklaması gerektiğini anlattı.
Çeşitli iddialarla seçmenin zihnini bulandırma şeklinde kara propagandanın da devreye girdiği bir yaklaşım sergilendiğini belirten Bostancı, şöyle devam etti:
"Bunu doğru bulmuyoruz. Çünkü seçim süreci tıpkı siyasetin diğer süreçleri gibi halkın doğru bilgilendirildiği süreçtir. İddia sahibi de iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Devletin, 'Ben usulüne göre yaptım, gel bak' demesine bile gerek yok. Sayın İnce mademki bu iddiayı ortaya koydu, vakit geçirmeksizin, iddiasını ortaya koyduğu gün bunu iddia edici şekilde ortaya koyması gerekirdi. Bunu yapmadı. Bunu yapmadığı gibi 'Gel incele' şeklinde bir beyan olunca da bunun üzerine balıklama atladı. Sen zaten neyi inceleyeceksen incelemişsin, halka çıkıp bir şey söylüyorsun. Sen neyi inceledin, önce çık halka bunu anlat. Dolayısıyla burada bir tutarsızlık söz konusu."
Muharrem İnce'nin bütün halkı kucaklayacağı, demokrasi, özgürlük, adalet getireceği, her şeyin çok güzel olacağını söylediğini aktaran Bostancı, "Sormazlar mı, 14 yaşında girmişin Cumhuriyet Halk Partisine. 14 yaşından 50 küsur yaşına kadar bu partinin içindesin. Grup başkanvekilliği yapmışsın. Siyasetinle pay sahibi olmuşsun. Senin siyasi gerçekliğin bir kere halkı kucaklayamamış, yüzde 25'te kalmışsın. Gerçek hayatta kucaklayamamışsın, şimdi ne oldu da kucaklayacaksın? Fazladan ne yapacaksın. Kendisi Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken '6 kere yenildin, şimdi ne yapacaksın da başarılı olacaksın' sözünü ben de '14 yaşından beri CHP'nin içindesin, milleti kucaklayamamışsın, şimdi nasıl kucaklayacaksın' diye sormak isterim." ifadelerini kullandı.
- "AK Parti toplumun vicdanı olma hususunda siyasal gerçekliğini kanıtlamıştır"
Naci Bostancı, demokrasi, özgürlük ve adalet kavramlarını herkesin söyleyebileceğini fakat bunları yapabilmenin önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bunları yapabilmek için yürüttüğün siyasetin en azından halkın büyük kısmı tarafından ilgi görmesi, 'Farklılığı ve renkliliği ile bizi ortak çatı altında toparlayan siyasal gerçeklik bunları da yapabilir' şeklinde mesaj vermesi gerekir. Bu mesajı AK Parti verebilir ve hak eder. Çünkü AK Parti yüzde 50 oy almış, toplumun farklı kesimleri toparlamış, zaten demokrasi, özgürlük ve adalet dediğiniz konularına ilişkin toplumun vicdanı olma hususunda kendi siyasal gerçekliğini kanıtlamış. 2002'den bu yana attığı adımlar ortada, hepsi pırıl pırıl. Problemler yok mu? Var tabii ki. 2013'ten bu yana yaşanan meydan okumalar, özgürlük ve güvenliğe ilişkin dengeyi Türkiye'nin ihtiyaçları doğrultusunda bir parça güvenlik istikametini de değiştirmiş. Dünyanın en demokratik ülkesini getir bu coğrafyaya, Türkiye'nin yerine koy, onların nasıl bir polis devleti olduğunu görürsünüz. AK Parti terörün meydan okumalarına, etrafındaki istikrarsızlığa karşı demokrasi, özgürlük ve adaleti muhafaza etme, aynı zamanda da ülkenin huzuru ve güvenini sağlama hususunda amansız bir mücadele vermiş."
İnce'nin, milletvekili aday listelerinde bile kendi evlatlarını yiyen bir siyasi anlayışın içinde olduğunu belirten Bostancı, "Nasıl olacak da sen başkalarını kucaklayacaksın? Kim yedi o insanları? Dolayısıyla siyaset sadece güzel laf söylemek değil, yolda nasıl yürüdüğündür. Arkanda hangi ayak izlerini bıraktığındır. İnsanlar lafa bakarlar, arkanda bıraktığın ayak izlerine bakarlar. Maalesef Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve temsilcilerinin bıraktığı izler, Türkiye'yi kucaklama konusunda iddialı olmalarını hak edecek bir ayak izi değil." değerlendirmesinde bulundu.
Bostancı, seçimlerden sonra CHP'de önemli bir değişiklik yaşanacağını savunarak, şu ifadeleri kullandı:
"Ortada Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tek başına olduğu bir kategori var. Bir de Sayın Meral Akşener'in, Sayın Muharrem İnce'nin ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun olduğu. Kılıçdaroğlu aday değil ama seçim sonuçlarından doğrudan etkilenecek, esasen eli kalbinde seçim sonuçlarını bekleyen kişi olarak, üçü bir kategori oluşturuyorlar. Çünkü planlama onlar için ikinci tura kalma. İkinci turda kim öne çıkacak, onun hesabını yapma. İnce Cumhuriyet Halk Partisi'nin üzerinde bir oy alırsa herhalde Sayın Kılıçdaroğlu bir tarafı bahar bahçe olurken, bir tarafı kış mevsimi olacaktır. Bundan ne kadar memnun olacağını CHP'nin içindekiler de dışındakiler de bilir. Bu bir değişimi zorlayacaktır. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı seçimi, CHP'nin iç iktidar ilişkilerinin bir aracına dönüştürülmüştür bugün."
Kaynak: AA
Bostancı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, CHP'nin cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce'nin "Amerika'dan birisi beni aradı, (FETÖ'ye ilişkin iade müracaatı usulüne uygun yapılmamış) dedi." şeklinde iddiada bulunduğunu anımsattı.
Böyle bir beyanın abesle iştigal olduğunu ifade eden Bostancı, beyanda bulunan kişinin bilginin kaynağı ve temellerini kamuoyuna açıklaması gerektiğini anlattı.
Çeşitli iddialarla seçmenin zihnini bulandırma şeklinde kara propagandanın da devreye girdiği bir yaklaşım sergilendiğini belirten Bostancı, şöyle devam etti:
"Bunu doğru bulmuyoruz. Çünkü seçim süreci tıpkı siyasetin diğer süreçleri gibi halkın doğru bilgilendirildiği süreçtir. İddia sahibi de iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Devletin, 'Ben usulüne göre yaptım, gel bak' demesine bile gerek yok. Sayın İnce mademki bu iddiayı ortaya koydu, vakit geçirmeksizin, iddiasını ortaya koyduğu gün bunu iddia edici şekilde ortaya koyması gerekirdi. Bunu yapmadı. Bunu yapmadığı gibi 'Gel incele' şeklinde bir beyan olunca da bunun üzerine balıklama atladı. Sen zaten neyi inceleyeceksen incelemişsin, halka çıkıp bir şey söylüyorsun. Sen neyi inceledin, önce çık halka bunu anlat. Dolayısıyla burada bir tutarsızlık söz konusu."
Muharrem İnce'nin bütün halkı kucaklayacağı, demokrasi, özgürlük, adalet getireceği, her şeyin çok güzel olacağını söylediğini aktaran Bostancı, "Sormazlar mı, 14 yaşında girmişin Cumhuriyet Halk Partisine. 14 yaşından 50 küsur yaşına kadar bu partinin içindesin. Grup başkanvekilliği yapmışsın. Siyasetinle pay sahibi olmuşsun. Senin siyasi gerçekliğin bir kere halkı kucaklayamamış, yüzde 25'te kalmışsın. Gerçek hayatta kucaklayamamışsın, şimdi ne oldu da kucaklayacaksın? Fazladan ne yapacaksın. Kendisi Kılıçdaroğlu'nu eleştirirken '6 kere yenildin, şimdi ne yapacaksın da başarılı olacaksın' sözünü ben de '14 yaşından beri CHP'nin içindesin, milleti kucaklayamamışsın, şimdi nasıl kucaklayacaksın' diye sormak isterim." ifadelerini kullandı.
- "AK Parti toplumun vicdanı olma hususunda siyasal gerçekliğini kanıtlamıştır"
Naci Bostancı, demokrasi, özgürlük ve adalet kavramlarını herkesin söyleyebileceğini fakat bunları yapabilmenin önemli olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Bunları yapabilmek için yürüttüğün siyasetin en azından halkın büyük kısmı tarafından ilgi görmesi, 'Farklılığı ve renkliliği ile bizi ortak çatı altında toparlayan siyasal gerçeklik bunları da yapabilir' şeklinde mesaj vermesi gerekir. Bu mesajı AK Parti verebilir ve hak eder. Çünkü AK Parti yüzde 50 oy almış, toplumun farklı kesimleri toparlamış, zaten demokrasi, özgürlük ve adalet dediğiniz konularına ilişkin toplumun vicdanı olma hususunda kendi siyasal gerçekliğini kanıtlamış. 2002'den bu yana attığı adımlar ortada, hepsi pırıl pırıl. Problemler yok mu? Var tabii ki. 2013'ten bu yana yaşanan meydan okumalar, özgürlük ve güvenliğe ilişkin dengeyi Türkiye'nin ihtiyaçları doğrultusunda bir parça güvenlik istikametini de değiştirmiş. Dünyanın en demokratik ülkesini getir bu coğrafyaya, Türkiye'nin yerine koy, onların nasıl bir polis devleti olduğunu görürsünüz. AK Parti terörün meydan okumalarına, etrafındaki istikrarsızlığa karşı demokrasi, özgürlük ve adaleti muhafaza etme, aynı zamanda da ülkenin huzuru ve güvenini sağlama hususunda amansız bir mücadele vermiş."
İnce'nin, milletvekili aday listelerinde bile kendi evlatlarını yiyen bir siyasi anlayışın içinde olduğunu belirten Bostancı, "Nasıl olacak da sen başkalarını kucaklayacaksın? Kim yedi o insanları? Dolayısıyla siyaset sadece güzel laf söylemek değil, yolda nasıl yürüdüğündür. Arkanda hangi ayak izlerini bıraktığındır. İnsanlar lafa bakarlar, arkanda bıraktığın ayak izlerine bakarlar. Maalesef Cumhuriyet Halk Partisi'nin ve temsilcilerinin bıraktığı izler, Türkiye'yi kucaklama konusunda iddialı olmalarını hak edecek bir ayak izi değil." değerlendirmesinde bulundu.
Bostancı, seçimlerden sonra CHP'de önemli bir değişiklik yaşanacağını savunarak, şu ifadeleri kullandı:
"Ortada Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın tek başına olduğu bir kategori var. Bir de Sayın Meral Akşener'in, Sayın Muharrem İnce'nin ve Kemal Kılıçdaroğlu'nun olduğu. Kılıçdaroğlu aday değil ama seçim sonuçlarından doğrudan etkilenecek, esasen eli kalbinde seçim sonuçlarını bekleyen kişi olarak, üçü bir kategori oluşturuyorlar. Çünkü planlama onlar için ikinci tura kalma. İkinci turda kim öne çıkacak, onun hesabını yapma. İnce Cumhuriyet Halk Partisi'nin üzerinde bir oy alırsa herhalde Sayın Kılıçdaroğlu bir tarafı bahar bahçe olurken, bir tarafı kış mevsimi olacaktır. Bundan ne kadar memnun olacağını CHP'nin içindekiler de dışındakiler de bilir. Bu bir değişimi zorlayacaktır. Dolayısıyla cumhurbaşkanlığı seçimi, CHP'nin iç iktidar ilişkilerinin bir aracına dönüştürülmüştür bugün."