Leyla Bilginel'den Haber Var
Tayland’da yaşayan ve sivrisinek ısırması sonucu ‘dang humması’ hastalığına yakalanan oyuncu ve spiker Leyla Bilginel, tedavi için getirildiği İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde basın mensuplarına el sallayarak, “Ölmedim, ayaktayım” dedi.
4 yıl önce Tayland’a yerleşen oyuncu ve spiker Leyla Bilginel sivrisinek ısırması sonucu ‘dang humması’ hastalığına yakalandı. Defalarca hastanede tedavi gören Bilginel, sosyal medya hesabında paylaşımlarla yardım ve dua istemesi sonucu Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı devreye girdi. Acil Sağlık Hizmetleri olarak İstanbul 112’de görev yapan Doktor Pınar Kaşıkçı ve Paramedik Ahmet Dörtok’tan oluşan ekip, Tayland’a giderek Leyla Bilginel’i Samatya’daki İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne getirerek nakletti. Bilginel’in tedavisi uzman hekimler tarafından sürdürülüyor.
“ÖLÜMÜN UCUNA GİRDİĞİM ANLAR OLDU”
Hastanede tedavisi süren Leyla Bilginel, kendisini görüntüleyen basın mensuplarına el sallayarak, “Ölmedim ayaktayım” dedi.
Hastane odasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bilginel, Bugün hastalığın 22’nci günü. Turp gibiyim diyebilirim. Tabii ki bir sürü hala devam eden semptom var ama artık burada olmak ve güvende hissetmek her şeyden önce psikolojimi düzeltti. Yalnız değilim. İşin gerçeği, ayakta ve karşınızda olmam mucize bir şey. Bakanlık daha önce özel uçak gönderip aldırtalım kadar teklifte bulundular. Çok aradılar, ilgilendiler. Sonra orada uçamayacağımı söylediler. Değerlerim çok düşüktü. Kan değerlerim 101’in üstüne gelmeden buraya gelemedim” dedi.
“BEN NASIL DÖNEYİM?”
‘Oraya geri dönecek misiniz?’ sorusunu yanıtlayan Bilginel, “Ben çok istiyorum. Annem ölümü çiğnersin diyor. ‘Bütün ülke seni özledik. Gittin dört yıl dinlendin, ekranlara dön’ diyor. Çok fazla sevenlerim varmış. Dört yıldır burnumuzun ucu kanamadı bizim. Dört yılın sonunda böyle bir şey oldu. Ölmedim. Detayları ben biliyorum. Ölümün ucuna girdiğim anlar oldu. Oradaki doktorlarım ateşim var diye beni eve gönderdi. Çözemediler. İki gün sonra tekrar gittiğimde hemen alarm verildi.
Apar topar aldılar beni. O ara saçma sapan şeyler yaşandı. Ben nasıl döneyim? Bu soruyu hepinize soruyorum. Hasta yatağımda sizlerden dua istiyorum diye bir mesaj atıyorum. Benim ne oğlum kaldı ne vatan hainliğim kaldı. Cımbızla seçip içinden söylüyorlar. Bugün benim evladım çok mutlu. Mutluluğu için elimden geleni yapıyorum. Aklı başında bir insan 40 yaşında bir kadın şan, şöhret, para, pul her şey burada varken bırakıp niye gider? Orada yazanların vicdansızlığından dolayı gitmiş olabilir miyiz acaba? Başka bir şey diyemiyorum” diye konuştu.
“HAYATİ TEHLİKESİ YOK, GENEL DURUMU DÜZGÜN”
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özgür Yiğit yaptığı açıklamada, “Leyla Bilginer adlı hastamız Phuket’te yaşıyor. Hastamız, Mayıs aylarının sonlarına doğru baş ağrısı ve bulantı, kusma şikayetleriyle hastaneye başvuruyor ama hastamızda migren de olduğu için bu rahatsızlığı migren, baş ağrısı gibi düşünülüyor. Eve gönderiliyor ama vücut ağrıları başlayınca Haziran ayının 12’sinde orada hastaneye yatırılıyor. Sağlık Bakanlığımızın duyarlılığı sayesinde bir şekilde haberdar olunuyor ve hastamız Türkiye’ye davet ediliyor. O da Türkiye’ye gelmeyi kabul ediyor. Bugün saat 13.30 itibariyle İstanbul Eğitim ve Araştırma hastanesine naklediliyor. Genel durumu iyi. Kırgınlıkları düzelmiş. Bilinen adıyla ‘Dang hastalığı’ ön tanısıyla orada takip edilmiş. Bir dönem orada sıkıntılar çekmiş, vücudunda ödemler oluşmuş. Nefes darlığı oluşmuş. Şuan hastalığı gerilemiş vaziyette. Enfeksiyon uzmanları tarafından hastanemizde takip ediliyor. Hayati tehlikesi yok. Genel durumu düzgün. Umarım en kısa zamanda iyileşir. Bu hastalığın belirgin bir ilacı yok. Bulaşıcılığı yok o dönemi geçmiş durumda” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE BU HASTALIĞI TAŞIYACAK SİVRİSİNEK YOK”
Sivrisinek Türkiye’de bulunmayan bir cins olduğunu ifade eden ve Bilginel’in tedavisini yürüten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nagihan Didem Sarı, “Bizim açımızdan bulaşıcı bir riski yok şuan. Bu hastalık, tropikal iklimler, yurt dışı seyahatler içeren gidişler olduktan sonra bizde de görülmeye başladı.
Hastamızın yeni tetkiklerini aldık. Karaciğer hafif enzim yüksekliği var. Ama tehlikeli bir durumu yok. Takip ediyoruz, gereğini yapacağız. Türkiye’de bu hastalığı taşıyacak sivrisinek yok. Bu nedenle burada bu hastalığın bulaşma riski yok. Leyla hanım, kritik aşamayı geçirmiş görünüyor. Leyla hanım çocukluğunu bu bölgede geçirmiş olduğu için bu mikroba alışkın değil. Dank ateşi viral kanamalı ateşler grubunun içinde yer alıyor. Bizim bildiğimiz kırım Kongo kanamalı ateşi gibi ya da Afrika’da gördüğümüz Ebola virüsü gibi bu hastalıklar viral yolla bulaşıyor. Normal hastalık süreci 20 ile 25 gün sürüyor. Kritik süreç ise 3-4 gün sürüyor” dedi.
(Caner Sönmez /İHA)
Kaynak: İHA
“ÖLÜMÜN UCUNA GİRDİĞİM ANLAR OLDU”
Hastanede tedavisi süren Leyla Bilginel, kendisini görüntüleyen basın mensuplarına el sallayarak, “Ölmedim ayaktayım” dedi.
Hastane odasında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bilginel, Bugün hastalığın 22’nci günü. Turp gibiyim diyebilirim. Tabii ki bir sürü hala devam eden semptom var ama artık burada olmak ve güvende hissetmek her şeyden önce psikolojimi düzeltti. Yalnız değilim. İşin gerçeği, ayakta ve karşınızda olmam mucize bir şey. Bakanlık daha önce özel uçak gönderip aldırtalım kadar teklifte bulundular. Çok aradılar, ilgilendiler. Sonra orada uçamayacağımı söylediler. Değerlerim çok düşüktü. Kan değerlerim 101’in üstüne gelmeden buraya gelemedim” dedi.
“BEN NASIL DÖNEYİM?”
‘Oraya geri dönecek misiniz?’ sorusunu yanıtlayan Bilginel, “Ben çok istiyorum. Annem ölümü çiğnersin diyor. ‘Bütün ülke seni özledik. Gittin dört yıl dinlendin, ekranlara dön’ diyor. Çok fazla sevenlerim varmış. Dört yıldır burnumuzun ucu kanamadı bizim. Dört yılın sonunda böyle bir şey oldu. Ölmedim. Detayları ben biliyorum. Ölümün ucuna girdiğim anlar oldu. Oradaki doktorlarım ateşim var diye beni eve gönderdi. Çözemediler. İki gün sonra tekrar gittiğimde hemen alarm verildi.
Apar topar aldılar beni. O ara saçma sapan şeyler yaşandı. Ben nasıl döneyim? Bu soruyu hepinize soruyorum. Hasta yatağımda sizlerden dua istiyorum diye bir mesaj atıyorum. Benim ne oğlum kaldı ne vatan hainliğim kaldı. Cımbızla seçip içinden söylüyorlar. Bugün benim evladım çok mutlu. Mutluluğu için elimden geleni yapıyorum. Aklı başında bir insan 40 yaşında bir kadın şan, şöhret, para, pul her şey burada varken bırakıp niye gider? Orada yazanların vicdansızlığından dolayı gitmiş olabilir miyiz acaba? Başka bir şey diyemiyorum” diye konuştu.
“HAYATİ TEHLİKESİ YOK, GENEL DURUMU DÜZGÜN”
İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Özgür Yiğit yaptığı açıklamada, “Leyla Bilginer adlı hastamız Phuket’te yaşıyor. Hastamız, Mayıs aylarının sonlarına doğru baş ağrısı ve bulantı, kusma şikayetleriyle hastaneye başvuruyor ama hastamızda migren de olduğu için bu rahatsızlığı migren, baş ağrısı gibi düşünülüyor. Eve gönderiliyor ama vücut ağrıları başlayınca Haziran ayının 12’sinde orada hastaneye yatırılıyor. Sağlık Bakanlığımızın duyarlılığı sayesinde bir şekilde haberdar olunuyor ve hastamız Türkiye’ye davet ediliyor. O da Türkiye’ye gelmeyi kabul ediyor. Bugün saat 13.30 itibariyle İstanbul Eğitim ve Araştırma hastanesine naklediliyor. Genel durumu iyi. Kırgınlıkları düzelmiş. Bilinen adıyla ‘Dang hastalığı’ ön tanısıyla orada takip edilmiş. Bir dönem orada sıkıntılar çekmiş, vücudunda ödemler oluşmuş. Nefes darlığı oluşmuş. Şuan hastalığı gerilemiş vaziyette. Enfeksiyon uzmanları tarafından hastanemizde takip ediliyor. Hayati tehlikesi yok. Genel durumu düzgün. Umarım en kısa zamanda iyileşir. Bu hastalığın belirgin bir ilacı yok. Bulaşıcılığı yok o dönemi geçmiş durumda” şeklinde konuştu.
“TÜRKİYE’DE BU HASTALIĞI TAŞIYACAK SİVRİSİNEK YOK”
Sivrisinek Türkiye’de bulunmayan bir cins olduğunu ifade eden ve Bilginel’in tedavisini yürüten Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nagihan Didem Sarı, “Bizim açımızdan bulaşıcı bir riski yok şuan. Bu hastalık, tropikal iklimler, yurt dışı seyahatler içeren gidişler olduktan sonra bizde de görülmeye başladı.
Hastamızın yeni tetkiklerini aldık. Karaciğer hafif enzim yüksekliği var. Ama tehlikeli bir durumu yok. Takip ediyoruz, gereğini yapacağız. Türkiye’de bu hastalığı taşıyacak sivrisinek yok. Bu nedenle burada bu hastalığın bulaşma riski yok. Leyla hanım, kritik aşamayı geçirmiş görünüyor. Leyla hanım çocukluğunu bu bölgede geçirmiş olduğu için bu mikroba alışkın değil. Dank ateşi viral kanamalı ateşler grubunun içinde yer alıyor. Bizim bildiğimiz kırım Kongo kanamalı ateşi gibi ya da Afrika’da gördüğümüz Ebola virüsü gibi bu hastalıklar viral yolla bulaşıyor. Normal hastalık süreci 20 ile 25 gün sürüyor. Kritik süreç ise 3-4 gün sürüyor” dedi.
(Caner Sönmez /İHA)