Eski SP Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Aydın Açıklaması
AK Parti Zonguldak teşkilatının muhtarlarla buluşması programına katılan eski Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Aydın, “İnce’nin tecrübesi ve birikimi böyle bir geçiş dönemini gerçekleştirmeye müsait değildir ve doğru da olmaz” dedi.
AK Parti Zonguldak Teşkilatı tarafından 5 milletvekili adayının da katılımıyla muhtarlarla toplantı gerçekleştirildi.
AK Parti’nin 16 yıllık icraatlarının muhtarlara anlatıldığı programa 20. Dönem Zonguldak Milletvekili ve Saadet Partisi Eski Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Aydın da katıldı.
Türkiye’nin bu güne kadar 2 önemli gittiğini anlatan Necmettin Aydın, üçüncü değişikliğin ise 24 Haziran 2018 günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimleri olduğunu vurguladı. Aydın, şöyle devam etti:
“Bu yönetim değişiklikleri toplumların hayatını, yapılan işlerin önemini ve verimini artırır veya eksiltir. Şimdi ise üçüncü büyük değişimi yapıyoruz. Başkanlık sistemine geçiyoruz. Bu Türkiye açısından da çok önemli bir değişikliktir. Toplum açısından da bölgemiz açısından da önemlidir. Bu değişimleri ne kadar sağlıklı, ne kadar düzgün, ne kadar daha az sıkıntısız yapabilirsek geleceğimiz o kadar aydınlık ve parlak olur. Başkanlık sistemine geçişin de mutlaka sağlıklı ve verimli bir şekilde gerçekleştirmemiz gerekir. Bu üç büyük değişikliğin ikisini iki büyük karizmatik lider yapmıştır. Birincisini Cumhuriyetin kuruluşunu Mustafa Kemal Atatürk yapmıştır. Önemli bir iştir, büyük bir iştir ve gerçekten büyük bir liderliktir. 1950’deki çok partili hayata geçişte de yine o kurucu insanlardan İsmet İnönü ve Celal Bayar çok partili hayata geçişi gerçekleştirmişlerdir. Bu da çok önemli değişikliktir. Kesinlikle Cumhuriyet tarihimizin önemli liderleridir. Ebetteki siyasi hayatta kavgalar olmuştur. Bu kavgalar biraz fazla aşırıya gitmiş, maalesef darbeler olmuştur. Darbelerin de maalesef acı sonuçları yaşanmıştır. Şimdi üçüncü büyük değişimi yaşıyoruz. Çok partili hayat bizi yoruyor. Sürekli siyasetin içerisinde bulunuyoruz. Bir de bakın 1950’den 2018’e kadar geçen 68 yıl nereden baksanız 35-40 yılı koalisyon, darbeler, bir takım kavgalarla geçmiştir. Toplasanız tek başına hükümet süreleri bu 68 yılın yarısını toplamıyor. Diğer yarısı hükümetsizdik ve kargaşa ile geçmiş. Şimdi bu kargaşa olmasın, memleket yönetiminde bir sıkıntı çıkmasın diye başkanlık sistemine geçiyoruz. Adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ama bunun adı başkanlık sistemidir. Yürütme artık sandıktan çıkacak, 5 yıl kesintisiz icraat yapacak. Hiçbir mazereti olmayacak. Dolayısıyla bu yönetim değişikliğinin sağlıklı olabilmesi açısından birincisi karizmatik bir lidere ihtiyacımız vardı. O da hakikaten Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu gün 16 yıldır en zor şartlarda, bu şartları aşarak gelmiş her seçimde kazanarak gelmiş ve cumhuriyet tarihinde en uzun görev yapan Atatürk gibi, İnönü gibi liderler statüsüne kavuşmuştur.”
“Yanlış politikaları tasvip etmediğimiz için de beraberliğimizi sona erdirdik”
Necmettin Erbakan’ın vefatından önce Saadet Partisi’nde genel başkan yardımcılığı görevinde bulunduğunu ancak sonraki süreçte Saadet Partisi ile beraberliğini sonlandırdığını hatırlatan Aydın, “Ben malum Saadet Partisi kadrolarında bulundum. Rahmetli Erbakan hocamızın vefatından önceki genel başkan yardımcısıydım. Ancak kendisinin vefatından sonra o dönemdeki parti yönetimi ve şimdiki parti yönetimiyle de maalesef uyuşamıyoruz. Yanlış politikaları tasvip etmediğimiz için de beraberliğimizi sona erdirdik. Şu anda herhangi bir parti aidiyetim yok. Sizler gibi yalnızca vatan, millet, memleket ve geleceğimiz duygusu, düşüncesi ve sorumluluğu ile aranızdayım. Hakikaten bu gün geçmişteki her türlü itiraz ve eleştirilerimize rağmen Türkiye’nin bu değişimi mutlaka Recep Tayyip Erdoğan ile yapması ve geçmesi lazım. Bu tecrübe, bilgi ve deneyim kolay elde edilmiyor. Yönetim demek tecrübe ve birikim demektir. Bakınız tarihe büyük devletlerin hepsinin büyük dönüşümlerinde bu büyük liderler vardır. Her türlü siyasi mülahazalarımızı bir kenara bırakarak kesinlikle bu geçişte ülkeyi riske atamayız. Atmamalıyız. Mutlaka Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi şarttır. Putin gibi tecrübeli ve dirayetli bir lider olmasaydı Rusya bugün dağılırdı. Eğer Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı bizde geçmişte yaşadığımız sıkıntıların içerisinde daha büyük bela ve sıkıntılar içerisine yuvarlanabilirdik” şeklinde konuştu.
“Bir takım fantezilere, siyasi basit hesapların içinde memleketin geleceğini heba etmememiz lazım”
Yapılacak olan seçimde seçilecek cumhurbaşkanının meclis ile mutlaka uyumlu çalışmasının şart olduğunu ifade eden Necmettin Aydın, şöyle devam etti:
“İşi bir takım fantezilere bir takım siyasi basit hesapların içerisinde memleketin geleceğini heba etmememiz lazım. Meclis de mutlaka önümüzdeki dönemde uyumlu ve kuvvetli olmalıdır. Cumhurbaşkanı seçilecek kişi ile meclisin de bir dönem mutlaka uyumlu çalışması şarttır. İlk dönemde bu uyumun olması için de ben AK Partili olmak için de bunu söylemiyorum, AK Parti’nin mutlaka mecliste salt çoğunluğu yani en az 301 milletvekilini alması lazım. Ben ilk defa 1 Kasım seçimlerinde AK Parti’ye oy verdim. Saadet Partisi ve diğer partilere de onu tavsiye ettim. ‘Bakın hükümet kurulamıyor. Eğer sandıktan tek başına hükümet çıkmazsa, Allah korusun memleket çok büyük sıkıntılar yaşar’ dedim. Biz AK Parti’ye değil Türkiye’nin geleceğine oy vermek zorundayız ve 1 Kasım’da AK Parti’ye oy vermek zorundayız dedim. Şimdi de diyorum ki önümüzdeki seçimde mutlaka AK Parti’nin mecliste salt çoğunluğu sağlaması lazım, kuvvetli desteklenmesi lazım. Zonguldak’tan da bu desteğin güçlü ve kuvvetli şekilde çıkması şarttır. Ebetteki bizim desteğimiz Cumhur İttifakınadır. Sayın Bahçeli’nin de son on yılda çok önemli kritik zamanlarda ülkemizin menfaati gerektirdiğinde radikal doğru ve sağlıklı kararlar verdiğini gördüm. Gerçekten kendisine saygılarımı arz ediyorum.
Elbette ki muhalefet de çok gerekli bir unsurdur. En önemli unsurlardan bir tanesidir. Ama maalesef bizim muhalefetimiz her dönem olduğu gibi bu dönemde de yetersizlik içerisindedir. Önce sistem değişikliğini tam anlamamışlar. Hala bu sistemle mi devam edecekler. Eski sisteme mi dönecekler ne dedikleri belli değil. Velev ki seçimi kazandılar. Sistemi değiştirecekler. Buradan geri dönüş ve o dönüş kavgası Türkiye’ye en az 10 sene kaybettirir.”
“Muharrem İnce, bir nevi pazarın işportacısı gibi olmuştur”
Türkiye’deki muhalefetin çok parçalı olduğuna vurgu yapan Necmettin Aydın, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye ‘işportacı’ benzetmesinde bulunarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye’deki muhalefet çok parçalıdır. Birbirleriyle aynı noktada değillerdir. Allah korusun mecliste çoğunluğu sağlamaları halinde kendileriyle kavga edeceklerdir. Bu kavgalar Türkiye’ye çok büyük bir pahaya mal olacaktır. İkinci büyük sıkıntı ise muhalefetin adayı Muharrem İnce’nin kazanması halinde ise başka bir sorun vardır. İnce gerçekten renkli bir sima. Siyasete renk, tat ve hareket getirmiştir. Tabiri mazur görün işportacılar kıymetli insanlardır. Bir nevi pazarın işportacısı gibi olmuştur. Tat ve renk getirmiştir. Ama onlar geçici renklerdir, kalıcı renkler olamazlar. Kalıcı unsur olamazlar. İnce’nin tecrübesi ve birikimi böyle bir geçiş dönemini gerçekleştirmeye müsait değildir ve doğru da olmaz. “
Kaynak: İHA
AK Parti’nin 16 yıllık icraatlarının muhtarlara anlatıldığı programa 20. Dönem Zonguldak Milletvekili ve Saadet Partisi Eski Genel Başkan Yardımcısı Necmettin Aydın da katıldı.
Türkiye’nin bu güne kadar 2 önemli gittiğini anlatan Necmettin Aydın, üçüncü değişikliğin ise 24 Haziran 2018 günü yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi seçimleri olduğunu vurguladı. Aydın, şöyle devam etti:
“Bu yönetim değişiklikleri toplumların hayatını, yapılan işlerin önemini ve verimini artırır veya eksiltir. Şimdi ise üçüncü büyük değişimi yapıyoruz. Başkanlık sistemine geçiyoruz. Bu Türkiye açısından da çok önemli bir değişikliktir. Toplum açısından da bölgemiz açısından da önemlidir. Bu değişimleri ne kadar sağlıklı, ne kadar düzgün, ne kadar daha az sıkıntısız yapabilirsek geleceğimiz o kadar aydınlık ve parlak olur. Başkanlık sistemine geçişin de mutlaka sağlıklı ve verimli bir şekilde gerçekleştirmemiz gerekir. Bu üç büyük değişikliğin ikisini iki büyük karizmatik lider yapmıştır. Birincisini Cumhuriyetin kuruluşunu Mustafa Kemal Atatürk yapmıştır. Önemli bir iştir, büyük bir iştir ve gerçekten büyük bir liderliktir. 1950’deki çok partili hayata geçişte de yine o kurucu insanlardan İsmet İnönü ve Celal Bayar çok partili hayata geçişi gerçekleştirmişlerdir. Bu da çok önemli değişikliktir. Kesinlikle Cumhuriyet tarihimizin önemli liderleridir. Ebetteki siyasi hayatta kavgalar olmuştur. Bu kavgalar biraz fazla aşırıya gitmiş, maalesef darbeler olmuştur. Darbelerin de maalesef acı sonuçları yaşanmıştır. Şimdi üçüncü büyük değişimi yaşıyoruz. Çok partili hayat bizi yoruyor. Sürekli siyasetin içerisinde bulunuyoruz. Bir de bakın 1950’den 2018’e kadar geçen 68 yıl nereden baksanız 35-40 yılı koalisyon, darbeler, bir takım kavgalarla geçmiştir. Toplasanız tek başına hükümet süreleri bu 68 yılın yarısını toplamıyor. Diğer yarısı hükümetsizdik ve kargaşa ile geçmiş. Şimdi bu kargaşa olmasın, memleket yönetiminde bir sıkıntı çıkmasın diye başkanlık sistemine geçiyoruz. Adı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ama bunun adı başkanlık sistemidir. Yürütme artık sandıktan çıkacak, 5 yıl kesintisiz icraat yapacak. Hiçbir mazereti olmayacak. Dolayısıyla bu yönetim değişikliğinin sağlıklı olabilmesi açısından birincisi karizmatik bir lidere ihtiyacımız vardı. O da hakikaten Recep Tayyip Erdoğan’dır. Bu gün 16 yıldır en zor şartlarda, bu şartları aşarak gelmiş her seçimde kazanarak gelmiş ve cumhuriyet tarihinde en uzun görev yapan Atatürk gibi, İnönü gibi liderler statüsüne kavuşmuştur.”
“Yanlış politikaları tasvip etmediğimiz için de beraberliğimizi sona erdirdik”
Necmettin Erbakan’ın vefatından önce Saadet Partisi’nde genel başkan yardımcılığı görevinde bulunduğunu ancak sonraki süreçte Saadet Partisi ile beraberliğini sonlandırdığını hatırlatan Aydın, “Ben malum Saadet Partisi kadrolarında bulundum. Rahmetli Erbakan hocamızın vefatından önceki genel başkan yardımcısıydım. Ancak kendisinin vefatından sonra o dönemdeki parti yönetimi ve şimdiki parti yönetimiyle de maalesef uyuşamıyoruz. Yanlış politikaları tasvip etmediğimiz için de beraberliğimizi sona erdirdik. Şu anda herhangi bir parti aidiyetim yok. Sizler gibi yalnızca vatan, millet, memleket ve geleceğimiz duygusu, düşüncesi ve sorumluluğu ile aranızdayım. Hakikaten bu gün geçmişteki her türlü itiraz ve eleştirilerimize rağmen Türkiye’nin bu değişimi mutlaka Recep Tayyip Erdoğan ile yapması ve geçmesi lazım. Bu tecrübe, bilgi ve deneyim kolay elde edilmiyor. Yönetim demek tecrübe ve birikim demektir. Bakınız tarihe büyük devletlerin hepsinin büyük dönüşümlerinde bu büyük liderler vardır. Her türlü siyasi mülahazalarımızı bir kenara bırakarak kesinlikle bu geçişte ülkeyi riske atamayız. Atmamalıyız. Mutlaka Recep Tayyip Erdoğan’ın ilk turda seçilmesi şarttır. Putin gibi tecrübeli ve dirayetli bir lider olmasaydı Rusya bugün dağılırdı. Eğer Recep Tayyip Erdoğan olmasaydı bizde geçmişte yaşadığımız sıkıntıların içerisinde daha büyük bela ve sıkıntılar içerisine yuvarlanabilirdik” şeklinde konuştu.
“Bir takım fantezilere, siyasi basit hesapların içinde memleketin geleceğini heba etmememiz lazım”
Yapılacak olan seçimde seçilecek cumhurbaşkanının meclis ile mutlaka uyumlu çalışmasının şart olduğunu ifade eden Necmettin Aydın, şöyle devam etti:
“İşi bir takım fantezilere bir takım siyasi basit hesapların içerisinde memleketin geleceğini heba etmememiz lazım. Meclis de mutlaka önümüzdeki dönemde uyumlu ve kuvvetli olmalıdır. Cumhurbaşkanı seçilecek kişi ile meclisin de bir dönem mutlaka uyumlu çalışması şarttır. İlk dönemde bu uyumun olması için de ben AK Partili olmak için de bunu söylemiyorum, AK Parti’nin mutlaka mecliste salt çoğunluğu yani en az 301 milletvekilini alması lazım. Ben ilk defa 1 Kasım seçimlerinde AK Parti’ye oy verdim. Saadet Partisi ve diğer partilere de onu tavsiye ettim. ‘Bakın hükümet kurulamıyor. Eğer sandıktan tek başına hükümet çıkmazsa, Allah korusun memleket çok büyük sıkıntılar yaşar’ dedim. Biz AK Parti’ye değil Türkiye’nin geleceğine oy vermek zorundayız ve 1 Kasım’da AK Parti’ye oy vermek zorundayız dedim. Şimdi de diyorum ki önümüzdeki seçimde mutlaka AK Parti’nin mecliste salt çoğunluğu sağlaması lazım, kuvvetli desteklenmesi lazım. Zonguldak’tan da bu desteğin güçlü ve kuvvetli şekilde çıkması şarttır. Ebetteki bizim desteğimiz Cumhur İttifakınadır. Sayın Bahçeli’nin de son on yılda çok önemli kritik zamanlarda ülkemizin menfaati gerektirdiğinde radikal doğru ve sağlıklı kararlar verdiğini gördüm. Gerçekten kendisine saygılarımı arz ediyorum.
Elbette ki muhalefet de çok gerekli bir unsurdur. En önemli unsurlardan bir tanesidir. Ama maalesef bizim muhalefetimiz her dönem olduğu gibi bu dönemde de yetersizlik içerisindedir. Önce sistem değişikliğini tam anlamamışlar. Hala bu sistemle mi devam edecekler. Eski sisteme mi dönecekler ne dedikleri belli değil. Velev ki seçimi kazandılar. Sistemi değiştirecekler. Buradan geri dönüş ve o dönüş kavgası Türkiye’ye en az 10 sene kaybettirir.”
“Muharrem İnce, bir nevi pazarın işportacısı gibi olmuştur”
Türkiye’deki muhalefetin çok parçalı olduğuna vurgu yapan Necmettin Aydın, CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce’ye ‘işportacı’ benzetmesinde bulunarak sözlerini şöyle tamamladı:
“Türkiye’deki muhalefet çok parçalıdır. Birbirleriyle aynı noktada değillerdir. Allah korusun mecliste çoğunluğu sağlamaları halinde kendileriyle kavga edeceklerdir. Bu kavgalar Türkiye’ye çok büyük bir pahaya mal olacaktır. İkinci büyük sıkıntı ise muhalefetin adayı Muharrem İnce’nin kazanması halinde ise başka bir sorun vardır. İnce gerçekten renkli bir sima. Siyasete renk, tat ve hareket getirmiştir. Tabiri mazur görün işportacılar kıymetli insanlardır. Bir nevi pazarın işportacısı gibi olmuştur. Tat ve renk getirmiştir. Ama onlar geçici renklerdir, kalıcı renkler olamazlar. Kalıcı unsur olamazlar. İnce’nin tecrübesi ve birikimi böyle bir geçiş dönemini gerçekleştirmeye müsait değildir ve doğru da olmaz. “