'Su Yalıtım İşleri Genel Teknik Şartnamesi ' Resmi Gazete Yayınlandı
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk, su yalıtımının özellikle insan sağlığına, konfora ve ekonomiye ciddi katkı sağlayacağını, deprem riskinin fazla olduğu ülkemizde mutlaka yaptırılması gerektiğini söyledi.
Yağmur, kar, çiğ, yer altı suları, mutfak, banyo, tuvalet gibi ıslak hacimlerdeki bina içi su kaçakları binaların ömrünü azaltıyor.
Suyun binalar üzerindeki olumsuz etkisi, rutubetin etkili olduğu dış cephelerde, çatı altlarında, bodrum katlarında, köprü, viyadük, baraj gibi su yapılarında, denize yakın yerlerde, baca ve ekzos gazlarının yoğun olduğu yerlerde, endüstriyel kirlenmenin yaşandığı bölgelerde ve tuzlu deniz kumunun kullanıldığı yapılarda görülüyor.
Yapılarda suyun binalara olumsuz etkisini önlemek için binalarda su yalıtımı yaptırılması gerekiyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının uygulamanın doğru yapılması, binayı yapanın, sorumluluk sınırlarının belirlenmesi ve uygulamada birlikteliğin sağlanması amacı ile hazırladığı "Su Yalıtım İşleri Genel Teknik Şartnamesi " 30 Mayıs 2018 tarih ve 30436 sayılı resmi gazetede yayınlandı.
Havuzlarda, eğimli çatılarda, gezilebilen ve gezilemeyen düz çatılarda, bitkilendirilmiş çatılarda ve temellerde su yalıtımının nasıl olacağının aktarıldığı şartnameye ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk değerlendirmede bulundu.
-Su Yalıtımı Binaları Korur
Suyun binalarda oluşturduğu hasarın, deprem tehdidinin bulunduğu bölgelerde can ve mal güvenliği açısından en önemli tehlike olduğuna dikkati çeken Öztürk, " herhangi bir yoldan yapı donatısına sızan su, donma ve ısınma veya kimyasal tepkimelere girerek bina donatısının korozyonuna neden olur ve donatının korozyona uğraması ile dayanım gücü zayıflayan binanın ekonomik ömrü olumsuz yönde etkilenir. Büyük bir depremde, korozyona uğramış bir binanın ayakta kalması hemen hemen mümkün değildir" dedi.
Su yalıtımı, sayesinde nemin önlendiğini, bakteri, küf vb. organizmaların oluşmasını önüne geçildiğini ifade eden Öztürk, yalıtımın suyun yapı statiğine verdiği zararları da engelleyerek konforlu, sağlıklı ve güvenli yapıların elde edilmesini sağladığını belirtti.
-Su Yalıtımı Ekonomiye Katkıda Bulunur
Günümüzde ekonomik kullanım ömrünün 50 yıl olarak bilinen yapıların suyun olumsuz etkileri ile ömrünün azaldığını söyleyen Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:
"Su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyeti, bina maliyetinin yaklaşık % 3’üdür. Bu gün ülkemizin nüfusunun nerede ise yüzde 95 inin deprem kuşağında bulunması, nem ve suyun yapılara etkisi ile deprem sürecinde yıkılan yapılar, yıkılan üretim merkezleri, kaybolan iş gücü, çevresel etkiler yada yapıların ekonomik ömürlerinin azalması, su yalıtımının, ülke ve bireyin ekonomisine etkisini ve önemini göstermektedir."
Kaynak: İHA
Suyun binalar üzerindeki olumsuz etkisi, rutubetin etkili olduğu dış cephelerde, çatı altlarında, bodrum katlarında, köprü, viyadük, baraj gibi su yapılarında, denize yakın yerlerde, baca ve ekzos gazlarının yoğun olduğu yerlerde, endüstriyel kirlenmenin yaşandığı bölgelerde ve tuzlu deniz kumunun kullanıldığı yapılarda görülüyor.
Yapılarda suyun binalara olumsuz etkisini önlemek için binalarda su yalıtımı yaptırılması gerekiyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının uygulamanın doğru yapılması, binayı yapanın, sorumluluk sınırlarının belirlenmesi ve uygulamada birlikteliğin sağlanması amacı ile hazırladığı "Su Yalıtım İşleri Genel Teknik Şartnamesi " 30 Mayıs 2018 tarih ve 30436 sayılı resmi gazetede yayınlandı.
Havuzlarda, eğimli çatılarda, gezilebilen ve gezilemeyen düz çatılarda, bitkilendirilmiş çatılarda ve temellerde su yalıtımının nasıl olacağının aktarıldığı şartnameye ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Mustafa Öztürk değerlendirmede bulundu.
-Su Yalıtımı Binaları Korur
Suyun binalarda oluşturduğu hasarın, deprem tehdidinin bulunduğu bölgelerde can ve mal güvenliği açısından en önemli tehlike olduğuna dikkati çeken Öztürk, " herhangi bir yoldan yapı donatısına sızan su, donma ve ısınma veya kimyasal tepkimelere girerek bina donatısının korozyonuna neden olur ve donatının korozyona uğraması ile dayanım gücü zayıflayan binanın ekonomik ömrü olumsuz yönde etkilenir. Büyük bir depremde, korozyona uğramış bir binanın ayakta kalması hemen hemen mümkün değildir" dedi.
Su yalıtımı, sayesinde nemin önlendiğini, bakteri, küf vb. organizmaların oluşmasını önüne geçildiğini ifade eden Öztürk, yalıtımın suyun yapı statiğine verdiği zararları da engelleyerek konforlu, sağlıklı ve güvenli yapıların elde edilmesini sağladığını belirtti.
-Su Yalıtımı Ekonomiye Katkıda Bulunur
Günümüzde ekonomik kullanım ömrünün 50 yıl olarak bilinen yapıların suyun olumsuz etkileri ile ömrünün azaldığını söyleyen Öztürk, sözlerine şöyle devam etti:
"Su yalıtımının inşaat aşamasındaki maliyeti, bina maliyetinin yaklaşık % 3’üdür. Bu gün ülkemizin nüfusunun nerede ise yüzde 95 inin deprem kuşağında bulunması, nem ve suyun yapılara etkisi ile deprem sürecinde yıkılan yapılar, yıkılan üretim merkezleri, kaybolan iş gücü, çevresel etkiler yada yapıların ekonomik ömürlerinin azalması, su yalıtımının, ülke ve bireyin ekonomisine etkisini ve önemini göstermektedir."