KKTC'den Rum Yönetiminin Doğu Akdeniz Doğalgazı Girişimine Tepki
KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı: 'Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları konusunda Kıbrıs Türk Halkı ve Türkiye’yi dışlayarak barışa ve bölge istikrarına katkı yapmak mümkün değildir' 'Rum tarafı, doğalgaz zenginliklerini de tek başlarına sahiplenip, Kıbrıs Türk tarafını ve Türkiye’yi dışlayarak Avrupa’ya ulaştırmayı sağlarsa çözüm için zaten çok az olan motivasyonları hiç kalmayacaktır'.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Doğu Akdeniz doğalgazının Güney Kıbrıs-Girit-Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa’ya ulaştırılması projesinin bir barış rotası olmadığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Akıncı, yaptığı yazılı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis'in ev sahipliğinde bir araya gelen Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun “East-Med” adı verilen ve Doğu Akdeniz doğalgazının Güney Kıbrıs, Girit, Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasını öngören projeyi bir adım ileriye taşıdıklarının anlaşıldığını belirtti.
Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail’in 2018 yılında söz konusu proje güzergahı için aralarında anlaşma imzalayacaklarına işaret eden Akıncı, Avrupa Birliği'nin (AB) bu projeye finansman desteği sağladığının da bilindiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları konusunda Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye’yi dışlayarak barışa ve bölge istikrarına katkının mümkün olmadığını belirterek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bu bir barış rotası değildir. Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz kaynaklarında Kıbrıs Türklerinin de hakkı vardır. Bunu ortak yarar temelinde yönetmek ve bölgedeki en kısa, en ucuz ve en hızlı inşa edilebilecek güzergah olarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak, en makul olandır. Ekonomik akla uygun, barış ve istikrara hizmet edecek, Kıbrıs’ta çözüme katkı sağlayacak yol budur."
Akıncı ayrıca, "14 yıl önce Güney Kıbrıs’ı AB’ye tek başına almakla işlenen vahim hataya bir yenisi daha eklenmek üzeredir." uyarısında bulunarak "AB’ye üyelikten sonra çözümden daha da uzaklaşan Rum tarafı, doğalgaz zenginliklerini de tek başlarına sahiplenip, Kıbrıs Türk tarafını ve Türkiye’yi dışlayarak Avrupa’ya ulaştırmayı sağlarsa çözüm için zaten çok az olan motivasyonları hiç kalmayacaktır. Bu gelişme Kıbrıs’ta bölünmüşlüğe hizmet etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bölgede iş birliği ve istikrar istediğini söyleyen başta AB ve BM olmak üzere tüm uluslararası toplumu barışın, istikrarın, ekonomik aklın ve makul olanın yanında yer almaya davet ederim." çağrısında bulundu.
Kaynak: AA
Cumhurbaşkanı Akıncı, yaptığı yazılı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum yönetimi lideri Nikos Anastasiadis'in ev sahipliğinde bir araya gelen Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras ve İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu'nun “East-Med” adı verilen ve Doğu Akdeniz doğalgazının Güney Kıbrıs, Girit, Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa’ya ulaştırılmasını öngören projeyi bir adım ileriye taşıdıklarının anlaşıldığını belirtti.
Güney Kıbrıs, Yunanistan ve İsrail’in 2018 yılında söz konusu proje güzergahı için aralarında anlaşma imzalayacaklarına işaret eden Akıncı, Avrupa Birliği'nin (AB) bu projeye finansman desteği sağladığının da bilindiğini vurguladı.
Cumhurbaşkanı Akıncı, Doğu Akdeniz’deki enerji kaynakları konusunda Kıbrıs Türk halkı ve Türkiye’yi dışlayarak barışa ve bölge istikrarına katkının mümkün olmadığını belirterek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Bu bir barış rotası değildir. Kıbrıs açıklarındaki doğalgaz kaynaklarında Kıbrıs Türklerinin de hakkı vardır. Bunu ortak yarar temelinde yönetmek ve bölgedeki en kısa, en ucuz ve en hızlı inşa edilebilecek güzergah olarak Türkiye üzerinden Avrupa’ya ulaştırmak, en makul olandır. Ekonomik akla uygun, barış ve istikrara hizmet edecek, Kıbrıs’ta çözüme katkı sağlayacak yol budur."
Akıncı ayrıca, "14 yıl önce Güney Kıbrıs’ı AB’ye tek başına almakla işlenen vahim hataya bir yenisi daha eklenmek üzeredir." uyarısında bulunarak "AB’ye üyelikten sonra çözümden daha da uzaklaşan Rum tarafı, doğalgaz zenginliklerini de tek başlarına sahiplenip, Kıbrıs Türk tarafını ve Türkiye’yi dışlayarak Avrupa’ya ulaştırmayı sağlarsa çözüm için zaten çok az olan motivasyonları hiç kalmayacaktır. Bu gelişme Kıbrıs’ta bölünmüşlüğe hizmet etmekten başka bir işe yaramayacaktır. Bölgede iş birliği ve istikrar istediğini söyleyen başta AB ve BM olmak üzere tüm uluslararası toplumu barışın, istikrarın, ekonomik aklın ve makul olanın yanında yer almaya davet ederim." çağrısında bulundu.