Gümrük Ve Ticaret Bakanı Tüfenkci Açıklaması
'Küresel lojistik pazarından daha çok pay alabilmek için Gümrük ve Ticaret Merkezi Modeli'ni oluşturuyoruz. Planlaması, finansmanı ve yönetiminde de birçok yenilikçi yaklaşımı kullanarak modelimizin Türk ekonomisine ve iş dünyasına önemli bir artı değer katmasını hedefliyoruz' 'İnşallah birini Anadolu, diğerini Avrupa yakasında kuracağımız Gümrük ve Ticaret Merkezleri ile göz bebeğimiz İstanbul'umuza uluslararası ticaret üssü niteliği taşıyan gelişmiş altyapıyla donatılmış, yenilikçi bir anlayışla yönetilen bir tesis kazandırmış olacağız' 'Türkiye, lojistikte ve eticarette mutlaka birden fazla küresel marka çıkarmalıdır' 'İnşallah bu yıl kazmayı vuracağımız Kanal İstanbul Projesi de İstanbul'un lojistik alanındaki rolünü küresel arenaya taşıyacak dev bir atılım olacaktır'
Tüfenkci, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce düzenlenen Gümrük ve Ticaret Merkezi Ortak Akıl Konferansı'nın açılışında yaptığı konuşmada, ticaretin ve lojistiğin önemine işaret etti.
Tüfenkci, uluslararası ticaretin altyapısını oluşturan lojistik sektörünün öneminin her geçen gün daha da arttığını, bu nedenle küresel düzeyde faaliyet gösterecek lojistik veya e-ticaret şirketleri çıkarmaları gerektiğini vurguladı.
Lojistik sektörü için gelecek 10 yılın hedefinin küresel markalar çıkarmak olması gerektiğini belirten Tüfenkci, "Türkiye, lojistikte ve e-ticarette mutlaka birden fazla küresel marka çıkarmalıdır." dedi.
Gelecekte Türkiye'nin başarı hikayeleri yazabilmesi için bir model kurma çabasıyla yola düştüklerini dile getiren Tüfenkci, lojistik ve tedarik zinciri yönetiminin üretim ve dış kaynak kullanımının artması sonucu küresel ekonomik sistemde en kritik konulardan biri haline gelmeye başladığını vurguladı.
Tüfenkci, lojistik performansı iyi olan ülkelerin milli gelir ve dış ticaretlerinin daha fazla büyüdüğünü, buna ek olarak, bir ülkede ihracat maliyetlerindeki yüzde 10'luk bir azalmanın ülkenin toplam ihracatında yüzde 4,7'lik artış sağladığını kaydetti.
Gelişmiş ülkelerde lojistik maliyetlerin nihai ürün içindeki payının yüzde 10 ila yüzde 15 arasında değiştiğini belirten Tüfenkci, bu rakamın gelişmekte olan ülkelerde yüzde 15-25 civarında olduğunu, bu yüzden bütün ülkelerin küresel ticaretten aldığı payı artırmak için lojistik maliyetlerini düşürmeye ve tedarik zincirini iyileştirerek etkinleştirmeye çalıştığını söyledi.
Tüfenkci, bu noktada etkin bir lojistik sistemi ve tedarik zinciri yönetiminin küresel ekonomide çok kritik bir hale geldiğini vurgulayarak, dünya ticaretinde maliyetlerin yaklaşık yüzde 15'ini gümrük işlemlerinin oluşturduğunu, bu oranda yüzde 1'lik azalmanın dünya ekonomisine yaklaşık 40 milyar dolarlık katkı sağlayacağını bildirdi.
- "Ticaretin kolaylaştırılması önceliğimiz arasında"
Bülent Tüfenkci, lojistik sektörünün son 10 yılda 1,9 milyar dolar yabancı sermaye yatırımı çektiğini ve kargo kapasitesini 4 kat artırarak konteyner hacimlerinde önemli artışlara imza attığını belirterek, sektörün halihazırda milli gelir içerisindeki yüzde 14'lük payı ile 400 bin kişiyi istihdam ettiğini, Türkiye'de lojistik faaliyetlerinin büyüklüğünün 150 milyar liraya ulaştığını anlattı.
Türkiye'nin, 160 ülkenin lojistik performanslarının incelendiği "2016 Yılı Lojistik Performans Endeksi" raporunda 34. sırada yer aldığını aktaran Tüfenkci, bu sıralamada daha üst basamaklarda yer almak için ellerinden geleni yapacaklarını söyledi. Tüfenkci, Türkiye'nin lojistik sektöründe gideceği çok yol olduğunu ve bu alanda atılacak adımların bulunduğunu bildirdi.
Türkiye'nin rekabetçi küresel ekonomide payının artırılabilmesi için Lojistik Performans Endeksi kriterleri üzerinde tek tek çalıştıklarını aktaran Tüfenkci, bu performansı daha da yukarılara taşımak adına ticaretin kolaylaştırılması ve geliştirilmesi için önemli çalışmalara imza attıklarını vurguladı.
Bu kapsamda yapılan yeniliklere ve geliştirilen uygulamalara değinen Tüfenkci, tedarik zincirinin güvenliğinin, ticaretin kolaylaştırılmasının ve tüketici haklarının korunmasının bakanlığının öncelikleri arasında olduğunu söyledi. Bu çerçevede bakanlığa verilen görevler arasında yer alan lojistik merkezlerinin kurulmasında farklı bir anlayışla yola çıktıklarını dile getiren Tüfenkci, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"İstedik ki Gümrük ve Ticaret Merkezi olarak adlandırdığımız ve lojistik merkezlerin farklı bir versiyonu olacak bu modelde, güvenlik ve kolaylaştırma dengeli bir şekilde ele alınsın. Hem güvenlikten taviz vermeyelim ama olabildiğince kolaylaştıralım. Ama bu merkezlerde sadece taşıma, aktarma unsuru olmasın, ticaretin bütün aktörlerinin içerisinde kendisine yer bulabileceği sistemi oluşturalım istedik. Gümrük idarelerini, antrepoları, taşıyıcıları ve diğer dış ticaret aktörlerini bir araya getirecek olan Gümrük ve Ticaret Merkezlerini, birer mükemmeliyet merkezi olarak tasarlayarak gümrük ve ticaret işlemleri açısından birçok yenilik ve avantaj içermesini öngörmekteyiz."
- "Potansiyeli harekete geçirmek için bu modeli oluşturuyoruz"
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, Türkiye'nin küresel düzeyde hizmet verecek lojistik merkezler için önemli avantajlara sahip olduğunu vurgulayarak, ülkenin jeopolitik önemi, Avrupa ve Asya'nın arasında yer almasının getirdiği avantajlara işaret etti.
Türkiye'nin batısında dünya ticaretinin yüzde 40'ının yapıldığı Avrupa'nın, doğusunda dünya ticaretinin yüzde 25'inin yapıldığı Asya'nın bulunduğunu anımsatan Tüfenkci, 4 saatlik uçuşla Avrupa, Avrasya, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki 1,6 milyar potansiyel müşteriye ve 28 trilyon dolarlık bir pazara kolayca erişim imkanına sahip olunduğunu anlattı.
Tüfenkci, bu avantajlara rağmen Türkiye'nin, e-ticarette veya lojistikte bir küresel marka çıkaramamasının yeterli adımların atılmadığını gösterdiğini, bu yüzden Gümrük ve Ticaret Merkezlerinin önem arz ettiğini söyledi.
Tarihi İpek Yolu'nu canlandırmayı amaçlayan, 65 ülkeyi kapsayan ve 1 trilyon dolarlık yatırım öngörülen "Bir Kuşak, Bir Yol Projesi"nin orta koridorda yer alan Türkiye için önemli fırsatlar sunduğunu ifade eden Tüfenkci, şunları kaydetti:
"Bütün bu potansiyeli harekete geçirmek ve küresel lojistik pazarından daha çok pay alabilmek için Gümrük ve Ticaret Merkezi Modeli'ni oluşturuyoruz. Planlaması, finansmanı ve yönetiminde de birçok yenilikçi yaklaşımı kullanarak modelimizin Türk ekonomisine ve iş dünyasına önemli bir artı değer katmasını hedefliyoruz. Modelimizin temel yaklaşımı 'kapsamlı ve profesyonel bir planlama', 'lojistik sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getirme', 'modern imkanlar ve çok modlu taşımacılık altyapısı', 'teşvik ve kolaylaştırılmış gümrük işlemleri', 'kamu-özel sektör ortaklığıyla işletme ve yönetim modeli' prensiplerini taşıyor."
- "İlki İstanbul'da kurulacak"
Bülent Tüfenkci, ilk Gümrük ve Ticaret Merkezi'nin İstanbul'da kurulmasını planladıklarını belirterek, kentin avantajları ve önemine işaret etti.
Hükümetin İstanbul için dev projelere imza attığını ve atmaya devam ettiğini bildiren Tüfenkci, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu, Avrasya Tüneli, Marmaray ve İstanbul Yeni Havalimanı gibi projelere değindi.
Tüfenkci, "Ayrıca dünyanın en işlek su yollarından biri olan İstanbul Boğazı'ndaki yoğun deniz yolu trafiğini rahatlatmak, güvenliğini artırmak ve daha kolay yönetilebilir hale getirmek amacıyla planlanan ve inşallah bu yıl kazmayı vuracağımız Kanal İstanbul Projesi de İstanbul'un lojistik alanındaki rolünü küresel arenaya taşıyacak dev bir atılım olacaktır." dedi.
İstanbul'un nüfusu, ithalatı, ihracatı ve ticaretine değinen Tüfenkci, İstanbul dahilinde bakanlığın izin ve denetiminde faaliyet gösteren yaklaşık 1 milyon metrekare kapasiteye sahip 284 antrepo, toplam 1,4 milyon metrekare kapasiteli 46 geçici depolama alanı bulunduğunu bildirdi.
Tüfenkci, "İnşallah birini Anadolu, diğerini Avrupa yakasında kuracağımız Gümrük ve Ticaret Merkezleri ile göz bebeğimiz İstanbul'umuza uluslararası ticaret üssü niteliği taşıyan gelişmiş altyapıyla donatılmış, yenilikçi bir anlayışla yönetilen bir tesis kazandırmış olacağız." diye konuştu.
Gümrük ve Ticaret Merkezlerine ilişkin fizibilite çalışmasına değinen Tüfenkci, çalışmanın Tasfiye Hizmetleri Genel Müdürlüğü ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nden bir akademisyen ekiple birlikte yürütüldüğünü bildirdi.
Toplantının ikinci bölümü basına kapalı devam etti.