'Büyük Veri Online Platformlar Ve Rekabet Hukuku' Semineri
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci: “Gündem çok yoğun, gündemin ana maddesi siyaset, seçimler, erken seçimler ama şuna inanın hükümet olarak bizler özellikle yakaladığımız istikrarın, makro ekonomik dengelerin bozulmaması adına ne seçim ekonomisi uygulayacağız ne popülist anlamda bir siyaset yapacağız” “Özellikle iş dünyamızın yeni yatırımların rekabetinin korunması, yeni ve sağlıklı yatırımlara imkan tanımak bu anlamıyla yeni fırsatları kaçırmama adına özellikle seçimin erkene alınması ve sürenin kısa olması da iş dünyasının arzuladığı bir konudur” “Gelecek süreçte dijitalleşmenin artan hızla devam edeceği düşünüldüğünde hem ekonominin hem de ekonomiye yön veren regülasyon ve uygulamaların uyumu önemli”.
Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Gündem çok yoğun, gündemin ana maddesi siyaset, seçimler, erken seçimler ama şuna inanın hükümet olarak bizler özellikle yakaladığımız istikrarın, makro ekonomik dengelerin bozulmaması adına ne seçim ekonomisi uygulayacağız ne popülist anlamda bir siyaset yapacağız.” dedi.
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) “Yeni Ekonominin Rekabet Dinamikleri" serisi kapsamında ilk seminer Rekabet Kurumu iş birliğiyle "Büyük Veri, Online Platformlar ve Rekabet Hukuku" temasıyla gerçekleştirildi.
Seminerin açılışında konuşan Bakan Tüfenkci, Rekabet Kurumu’nun ifa ettiği piyasa gözetimi görevi ile Türkiye’nin ekonomi politikalarını tamamlayan önemli bir rol üstlendiğini belirtti.
Bu fonksiyonu hakkıyla yerine getirmenin çağın ihtiyaçlarına uygun biçimde yeniliklerin yakından takip edilmesini, sadece mevzuatın değil anlayış ve uygulamaların da buna göre geliştirilmesini gerektirdiğini ifade eden Tüfenkci, şunları kaydetti:
“Bu çerçevede bugünkü programın konusu olan büyük veri ve online platformların rekabet hukuku ile ilişkilendirilmesini, güncel olanı yakalamak ve kendimizi buna göre konumlandırmak adına önemli bir adım olarak görüyorum. Gündem çok yoğun, gündemin ana maddesi siyaset, seçimler, erken seçimler ama şuna inanın hükümet olarak bizler özellikle yakaladığımız istikrarın, makro ekonomik dengelerin bozulmaması adına ne seçim ekonomisi uygulayacağız ne popülist anlamda bir siyaset yapacağız. Özellikle iş dünyamızın yeni yatırımların rekabetinin korunması, yeni ve sağlıklı yatırımlara imkan tanımak bu anlamıyla yeni fırsatları kaçırmama adına özellikle seçimin erkene alınması ve sürenin kısa olması da iş dünyasının arzuladığı ve önemsediği bir konudur.”
Tüfenkci, içinde yaşanılan zaman diliminde dünyanın çok hızlı değiştiğini, dünya tarihinde teknolojinin hiç bu kadar hızlı gelişmediğini anlatarak, “Bilgi-işlem teknolojilerindeki gelişmeler ve yapay zeka çalışmaları şu anda tahayyüllerimizin ötesinde ve hızla ilerlemeye devam ediyor. 30 yıl sonra dünya, ticaret, meslekler bugünkünden çok farklı olacak.” diye konuştu.
Geçen yüzyılda on yıllara yayılan değişimlerin artık neredeyse bugünden yarına denilebilecek zaman aralığı içinde gerçekleştiğine dikkati çeken Bakan Tüfenkci, bu değişimlerin odak noktasında dijitalleşmenin ve büyük verinin olduğunu dile getirdi.
- “2017 yılında her 4 kişiden 1’i elektronik ortamda alışveriş yapmıştır”
Tüfenkci, bu değişime Türkiye’yi hazırlamak mecburiyetinde olduklarını aktararak, “Ekonomiler geleneksel modellerden ayrışmakta, bilgiye, inovasyona, veri kullanımına ve internete dayalı iş modelleri sektörleri köklü biçimde değiştirmektedir. Mazisi oldukça kısa olan şirketlerin, büyük pazarları eline geçirdiğini görüyoruz.” dedi.
İnternet üzerinden kişisel kullanım amacıyla mal veya hizmet siparişi veren bireylerin toplam nüfusa oranının 2017 yılında yaklaşık yüzde 25 olduğuna işaret eden Bakan Tüfenkci, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye yaklaşık 50 milyon internet kullanıcısıyla e-ticaret potansiyelinin oldukça yüksek olduğu bir ülkedir. Toplam nüfus açısından 2016 yılında her 5 kişiden 1’i e-alışveriş yaparken, 2017 yılında her 4 kişiden 1’i elektronik ortamda alışveriş yapmıştır. Dolayısıyla hızla e-ticarete doğru kayan genç bir nüfus var. Perakende e- ticaret ülkemizde 2013-2016 yılları arasında ortalama yüzde 34 büyümüştür. 2023 için e-ticarette beklenen nokta 350 milyar TL’lik bir işlem hacmine ulaşmaktır. Dijitalleşmenin hayatımıza kattığı internet platformları e-ticareti hiç olmadığı kadar önemli noktalara getirmiştir. Bizlerin bu verileri koruma adına neler yapabiliriz, bu platformları rekabete açık nasıl nasıl tutabiliriz, adil bir şekilde bu yarışa şirketlerimizi, iş adamlarımızı, iş kadınlarımızı bu platformda adil rekabet içerisinde iş yapmasını sağlarız? Bunlar önemli konularımızdandır.”
Tüfenkci, birçok sosyal ağların, platformların ücretsiz gibi görünen hizmetlerinin kişiye bir maliyeti olduğunun bilinmesi gerektiğini belirterek, “Bugün büyük şirketlerin tamamı bu verilerden faydalanarak müşteri potansiyellerini, hedef kitlelerini, ürün gruplarını, reklam çalışmalarında bu verileri analiz etmektedir. Siz gönüllü olarak bu verilerinizi o platformlarla paylaşmış oluyorsunuz.” diye konuştu.
2016 yılında çıkardıkları Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun bu anlamıyla gerçekten çok önemli olduğunu ifade eden Tüfenkci, “Bu verilerin kötüye kullanılması, haksız rekabete yol açması ve kişinin rızası hilafına kullanılması sorun alanlarından birisi olarak görünüyor. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyada da bu anlamda tartışma var. Instagram, Facebook gibi sosyal platformlardaki verilerin satılabildiğini, aktarılabildiğini başka amaçlarla kullanılabildiğini görüyoruz.” dedi.
- “Bu platformlar haksız kazanca yol açabilir, farklı güvenlik sorunları da oluşturabilir”
Tüfenkci, bu verilerin çok önemli olduğuna işaret ederek, “Daha önce biz 'Veriye erişmek önemli' diyorduk ya bilgi bugün de çok önemli. Bu bilginin yanında çok önemli bir husus da insanların, tüketicilerin, şirketlerin hedef kitleleri, siyasetçilerin, her kesimin muhataplarının verilerini elde etme noktasında bu platformlar haksızlığa, haksız kazanca yol açabilir, farklı güvenlik sorunları da oluşturabilir. Bu verilerin korunması her şeyden önem arz etmektedir.” şeklinde konuştu.
Bu anlamda gelecek süreçte dijitalleşmenin artan hızla devam edeceği düşünüldüğünde hem ekonominin hem de ekonomiye yön veren regülasyon ve uygulamaların uyumunun önemini vurgulayan Bakan Tüfenkci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonominin dijitalleşmesi ve insanların internet ile etkileşimlerinin artması, kişisel verileri ve bunların kullanımını da önemli bir gündem maddesi haline getirmiştir. Veri ve veriye dayalı bilginin ekonomik hayat üzerindeki etkileri her geçen gün daha yoğun hissedilirken, büyük veri ve buna dayalı işlemler, üretim ve tüketim ekonomisindeki ekonomik aktörler tarafından daha yoğun biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Burada sadece rekabet hukuku değil tüketici hukuku bakımından da bir sorun olarak görünüyor. Sizler tüketiciyi yüzlerce reklamla bir anda boğabilir insanların tercihleri üzerinde rol oynayabilirsiniz. İşte burada tüketici de nasıl korunması gerektiği de sorun alanı olarak görülüyor.
Özellikle yeni iş modelleri geliştirme noktasında, yeni ve hızlı bir şekilde iş kurup yaygınlaşma adına hem bu platformlarda olmamız gerekir hem bu verileri iyi analiz etmemiz gerekir hem de bu noktada dünyaya açılmamız gerekir. Bununla ilgili hükümet olarak gerek teşviklerimiz gerek kişisel verilerin korunması bakımından gerekse bu platformların ve verilerin depolandığı alanların Türkiye sınırları içerisinde depolanmasına önem verdiğimizi ifade etmek istiyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımızı hızlı şekilde yürütüyoruz. Bu verilerin depolamaları başka ülkeye taşıdığınızda bütün verileri suistimallere açık hale getiriyorsunuz. Onun için artık bütün dünya verilerin kendi ülkesinde depolanmasını istiyor. Bizler de yeni platformlarda bu noktada istekli ve arzuluyuz.”
Bakan Tüfenkci, tüm bu gelişmelerin Rekabet Kurumu’nun önemini ortaya koyduğunu belirterek, “Bu anlamda Rekabet Kurumu'na önemli rol ve görevler düşmektedir. Rekabet Kurumu Yasası’nın gözden geçirilerek bu alanlarda da daha rahat çalışabileceği mevzuatsal altyapının oluşturulması lazım. Meclis gündeminin yoğunluğundan dolayı çıkamadı önümüzdeki dönem çıkacağına inanıyorum.” dedi.
Kaynak: AA
Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) “Yeni Ekonominin Rekabet Dinamikleri" serisi kapsamında ilk seminer Rekabet Kurumu iş birliğiyle "Büyük Veri, Online Platformlar ve Rekabet Hukuku" temasıyla gerçekleştirildi.
Seminerin açılışında konuşan Bakan Tüfenkci, Rekabet Kurumu’nun ifa ettiği piyasa gözetimi görevi ile Türkiye’nin ekonomi politikalarını tamamlayan önemli bir rol üstlendiğini belirtti.
Bu fonksiyonu hakkıyla yerine getirmenin çağın ihtiyaçlarına uygun biçimde yeniliklerin yakından takip edilmesini, sadece mevzuatın değil anlayış ve uygulamaların da buna göre geliştirilmesini gerektirdiğini ifade eden Tüfenkci, şunları kaydetti:
“Bu çerçevede bugünkü programın konusu olan büyük veri ve online platformların rekabet hukuku ile ilişkilendirilmesini, güncel olanı yakalamak ve kendimizi buna göre konumlandırmak adına önemli bir adım olarak görüyorum. Gündem çok yoğun, gündemin ana maddesi siyaset, seçimler, erken seçimler ama şuna inanın hükümet olarak bizler özellikle yakaladığımız istikrarın, makro ekonomik dengelerin bozulmaması adına ne seçim ekonomisi uygulayacağız ne popülist anlamda bir siyaset yapacağız. Özellikle iş dünyamızın yeni yatırımların rekabetinin korunması, yeni ve sağlıklı yatırımlara imkan tanımak bu anlamıyla yeni fırsatları kaçırmama adına özellikle seçimin erkene alınması ve sürenin kısa olması da iş dünyasının arzuladığı ve önemsediği bir konudur.”
Tüfenkci, içinde yaşanılan zaman diliminde dünyanın çok hızlı değiştiğini, dünya tarihinde teknolojinin hiç bu kadar hızlı gelişmediğini anlatarak, “Bilgi-işlem teknolojilerindeki gelişmeler ve yapay zeka çalışmaları şu anda tahayyüllerimizin ötesinde ve hızla ilerlemeye devam ediyor. 30 yıl sonra dünya, ticaret, meslekler bugünkünden çok farklı olacak.” diye konuştu.
Geçen yüzyılda on yıllara yayılan değişimlerin artık neredeyse bugünden yarına denilebilecek zaman aralığı içinde gerçekleştiğine dikkati çeken Bakan Tüfenkci, bu değişimlerin odak noktasında dijitalleşmenin ve büyük verinin olduğunu dile getirdi.
- “2017 yılında her 4 kişiden 1’i elektronik ortamda alışveriş yapmıştır”
Tüfenkci, bu değişime Türkiye’yi hazırlamak mecburiyetinde olduklarını aktararak, “Ekonomiler geleneksel modellerden ayrışmakta, bilgiye, inovasyona, veri kullanımına ve internete dayalı iş modelleri sektörleri köklü biçimde değiştirmektedir. Mazisi oldukça kısa olan şirketlerin, büyük pazarları eline geçirdiğini görüyoruz.” dedi.
İnternet üzerinden kişisel kullanım amacıyla mal veya hizmet siparişi veren bireylerin toplam nüfusa oranının 2017 yılında yaklaşık yüzde 25 olduğuna işaret eden Bakan Tüfenkci, sözlerine şöyle devam etti:
“Türkiye yaklaşık 50 milyon internet kullanıcısıyla e-ticaret potansiyelinin oldukça yüksek olduğu bir ülkedir. Toplam nüfus açısından 2016 yılında her 5 kişiden 1’i e-alışveriş yaparken, 2017 yılında her 4 kişiden 1’i elektronik ortamda alışveriş yapmıştır. Dolayısıyla hızla e-ticarete doğru kayan genç bir nüfus var. Perakende e- ticaret ülkemizde 2013-2016 yılları arasında ortalama yüzde 34 büyümüştür. 2023 için e-ticarette beklenen nokta 350 milyar TL’lik bir işlem hacmine ulaşmaktır. Dijitalleşmenin hayatımıza kattığı internet platformları e-ticareti hiç olmadığı kadar önemli noktalara getirmiştir. Bizlerin bu verileri koruma adına neler yapabiliriz, bu platformları rekabete açık nasıl nasıl tutabiliriz, adil bir şekilde bu yarışa şirketlerimizi, iş adamlarımızı, iş kadınlarımızı bu platformda adil rekabet içerisinde iş yapmasını sağlarız? Bunlar önemli konularımızdandır.”
Tüfenkci, birçok sosyal ağların, platformların ücretsiz gibi görünen hizmetlerinin kişiye bir maliyeti olduğunun bilinmesi gerektiğini belirterek, “Bugün büyük şirketlerin tamamı bu verilerden faydalanarak müşteri potansiyellerini, hedef kitlelerini, ürün gruplarını, reklam çalışmalarında bu verileri analiz etmektedir. Siz gönüllü olarak bu verilerinizi o platformlarla paylaşmış oluyorsunuz.” diye konuştu.
2016 yılında çıkardıkları Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun bu anlamıyla gerçekten çok önemli olduğunu ifade eden Tüfenkci, “Bu verilerin kötüye kullanılması, haksız rekabete yol açması ve kişinin rızası hilafına kullanılması sorun alanlarından birisi olarak görünüyor. Bu sadece Türkiye’de değil, dünyada da bu anlamda tartışma var. Instagram, Facebook gibi sosyal platformlardaki verilerin satılabildiğini, aktarılabildiğini başka amaçlarla kullanılabildiğini görüyoruz.” dedi.
- “Bu platformlar haksız kazanca yol açabilir, farklı güvenlik sorunları da oluşturabilir”
Tüfenkci, bu verilerin çok önemli olduğuna işaret ederek, “Daha önce biz 'Veriye erişmek önemli' diyorduk ya bilgi bugün de çok önemli. Bu bilginin yanında çok önemli bir husus da insanların, tüketicilerin, şirketlerin hedef kitleleri, siyasetçilerin, her kesimin muhataplarının verilerini elde etme noktasında bu platformlar haksızlığa, haksız kazanca yol açabilir, farklı güvenlik sorunları da oluşturabilir. Bu verilerin korunması her şeyden önem arz etmektedir.” şeklinde konuştu.
Bu anlamda gelecek süreçte dijitalleşmenin artan hızla devam edeceği düşünüldüğünde hem ekonominin hem de ekonomiye yön veren regülasyon ve uygulamaların uyumunun önemini vurgulayan Bakan Tüfenkci, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ekonominin dijitalleşmesi ve insanların internet ile etkileşimlerinin artması, kişisel verileri ve bunların kullanımını da önemli bir gündem maddesi haline getirmiştir. Veri ve veriye dayalı bilginin ekonomik hayat üzerindeki etkileri her geçen gün daha yoğun hissedilirken, büyük veri ve buna dayalı işlemler, üretim ve tüketim ekonomisindeki ekonomik aktörler tarafından daha yoğun biçimde kullanılmaya başlanmıştır. Burada sadece rekabet hukuku değil tüketici hukuku bakımından da bir sorun olarak görünüyor. Sizler tüketiciyi yüzlerce reklamla bir anda boğabilir insanların tercihleri üzerinde rol oynayabilirsiniz. İşte burada tüketici de nasıl korunması gerektiği de sorun alanı olarak görülüyor.
Özellikle yeni iş modelleri geliştirme noktasında, yeni ve hızlı bir şekilde iş kurup yaygınlaşma adına hem bu platformlarda olmamız gerekir hem bu verileri iyi analiz etmemiz gerekir hem de bu noktada dünyaya açılmamız gerekir. Bununla ilgili hükümet olarak gerek teşviklerimiz gerek kişisel verilerin korunması bakımından gerekse bu platformların ve verilerin depolandığı alanların Türkiye sınırları içerisinde depolanmasına önem verdiğimizi ifade etmek istiyoruz. Bununla ilgili çalışmalarımızı hızlı şekilde yürütüyoruz. Bu verilerin depolamaları başka ülkeye taşıdığınızda bütün verileri suistimallere açık hale getiriyorsunuz. Onun için artık bütün dünya verilerin kendi ülkesinde depolanmasını istiyor. Bizler de yeni platformlarda bu noktada istekli ve arzuluyuz.”
Bakan Tüfenkci, tüm bu gelişmelerin Rekabet Kurumu’nun önemini ortaya koyduğunu belirterek, “Bu anlamda Rekabet Kurumu'na önemli rol ve görevler düşmektedir. Rekabet Kurumu Yasası’nın gözden geçirilerek bu alanlarda da daha rahat çalışabileceği mevzuatsal altyapının oluşturulması lazım. Meclis gündeminin yoğunluğundan dolayı çıkamadı önümüzdeki dönem çıkacağına inanıyorum.” dedi.