Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu Açıklaması 'Osmanlı Kültür Mirası Daha Çok Görünür Kılınacak'
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, KKTC’de “Vakıf Şehir: Lefkoşa” tur programının açılışını gerçekleştirdi.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen “Vakıf Şehir: Lefkoşa” projesi için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne (KKTC) geldi. Şubat ayının son günlerinde Ankara’da tanıtımı gerçekleştirilen projenin açılışını gerçekleştirmek üzere bir araya geldiklerini söyleyen Çavuşoğlu, “Bundan sadece 150 yıl kadar önce topraklarının yüzde 14’ü vakıf mülkü olan Kıbrıs’ta ecdadımızın asırlar boyunca nadide bir nakış gibi işlediği muhteşem vakıf eserlerinin gelecek nesillere tanıtılması ve turizm destinasyonları haline getirilerek yavru vatanımızın ekonomisine de destek olmayı amaçladığımız projemizin açılışını hep birlikte gerçekleştiriyoruz. Bu önemli günde bizleri yalnız bırakmayan KKTC’nin çok değerli yöneticilerini, KKTC turizm sektörünün temsilcilerini ve KKTC’li tüm kardeşlerimi en kalbi duygularımla selamlıyorum. Bu vesile ile bu hafta kutlanacak olan KKTC Turizm Haftası’nı tebrik ediyor ve KKTC ekonomisine hayırlar getirmesini niyaz ediyorum” dedi.
Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, fethedildiği 1571 tarihinden bu yana bir vakıf adası olarak tanınan ve vakıflar eliyle vücuda getirilen Türk medeniyetinin nadide eserlerini barındıran kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bu kez de vakıflardan sorumlu başbakan yardımcısı sıfatıyla bulunmaktan onur duyduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Başbakan Binali Yıldırım öncülüğünde vakıf medeniyetini ihya etmenin en temel hedeflerden biri olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, “Medeniyet konusunda söz sahibi olmayan milletlerin ademe mahkum olduğunu gördüğümüzden dolayı insan onurunu yüceltmeye dayalı bir vakıf anlayışı taşıyoruz. Ecdadımızdan tevarüs eden bu vakıf medeniyeti anlayışı, göçmen kuşlarını da düşünür, garip gurebayı da düşünür, kimsesizleri de düşünür, hastaları, ihtiyaç sahiplerini ve yolda kalmışları da düşünür” dedi.
Kıbrıs’taki kadim Osmanlı vakıflarının varlığı ve bu vakıflara ait olan vakıf kültür varlıklarının dimdik ayakta durmasının Kıbrıs Türkü’nün haklı mücadelesinde Müslüman Türk kimliğinin adadaki en önemli belgesi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Yürütülen müzakerelerde de vakıflarımızın tüm belge ve eserleriyle birlikte varlığı en güçlü argümanlarımızdan ve teminatlarımızdan biridir. Zira hem 1920’deki Lozan Anlaşması hem de 1960’taki Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmasında vakıf mallarının devredilemeyeceği ve vakıfların vakıflar hukukuna göre yönetileceğine ilişkin maddeler derç edilmiştir. Ancak maalesef sadece 150 yıl önce adanın yüzde 14’ü vakıf mülkü iken, bu oran İngiliz sömürge döneminde ve Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde binde 6’ya düşmüştür. Vakıf arşivlerimize göre Kıbrıs genelinde 202 cami, 15 tekke, 8 medrese ve daha nice han, hamam gibi vakıf eserleri vardır ve bunların önemli bir kısmı KKTC sınırları içindedir” şeklinde konuştu.
“Osmanlı kültür mirası, daha çok görünür kılınacak”
Vakıflar Genel Müdürlüğünün bugün artık kurucuları hayatta olmayan vakıfları temsilen Osmanlı Devleti’nin varlık sürdüğü coğrafyalarda ülkemizdeki gibi faaliyetlerini sürdürdüğünün altını çizen Çavuşoğlu, “Bu çalışmaların devam ettiği önemli noktalardan birisi de Kıbrıs Adası olmuştur. Adada 308 yıl hüküm süren Osmanlı medeniyetinden bugüne kalan en önemli hatıralar, vakıf eserleridir. Bu coğrafyada Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, yaptığı restorasyon çalışmaları ve ulaştırdığı hayır hizmetlerinin yanında vakıfların hayat bulduğu çeşme, türbe, cami, han, bedesten gibi yapıların tarihini de paydaşlarıyla bugünden itibaren yürütmeye başladığı bu projeyle Kıbrıs’ı ziyaret edenleri Kıbrıs’taki vakıf medeniyetimizle de buluşturacak ve böylelikle Osmanlı kültür mirası, daha çok görünür kılınacak ve ülkede vakıf medeniyetinin yeniden gündeme gelmesi sağlanacaktır” diye konuştu.
“Vakıf denilince gaye insana dairdir”
Vakfetme duygusunun temelinde vakıf kurucusunun kişisel hikayesi, benliği, özlemleri, istekleri, Allah’a yaklaşma arzusu, bir başkasına el verme ihtiyacının yattığını belirten Çavuşoğlu, “Kişiler, Allah rızası kazanmaktan başka bir talepleri olmaksızın vakıflar kurarak bunlarla kendilerince önemli bir ihtiyaca cevap vermek arzusunun peşindedirler. İşte bu nedenle dağdan kar getiren vakıflardan yaralı leylekleri tedavi eden vakıflara, insan onurunu koruyan vakıflardan sokakları temizleyen vakıflara kadar binlerce vakıf kurulmuştur. Sözün kısası; her bir vakıf eserinin kendine özgü bir hikayesi, inşa edildiği tarihteki kültürel ve sosyal olayları temsil etme kabiliyeti ve vakfı vakıf yapan her unsurun tek tek bir değeri vardır. Eğer bir vakıf eserin içindeyseniz bilmelisiniz ki yalnızca bir kubbenin altında değil; büyük ve özgün bir öykünün ortasında duruyorsunuzdur. Bu öykülerin ortak noktası inancımız gereği eşrefi mahlûkat, yani yaratılmışların en şereflisi olarak gördüğümüz insandır. Zaten vakıf denilince gaye insana dairdir. Sözün özü insana hizmettir” dedi.
KKTC’deki vakıf eserlerini içeren güzergahın insanın hizmetinde bir büyük denizde sadece bir damla olduğunu ifade eden Çavuşloğlu, “Ancak bu denizin her damlası, muhtevası itibarıyla sizleri cezbederek, hepimizi iyilik ve merhamet içeren uçsuz bucaksız vakıf ummanına doğru çekecek niteliktedir. Bugün bulunduğumuz Kıbrıs adası da, bu engin iyilik denizinin tam orta yerinde eşsiz güzellikte tarihi vakıf eserleri ile donatılmıştır” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün burada ilk yürüyüşünü gerçekleştireceğimiz alternatif bir rota ’Vakıf Şehir: Lefkoşa’ bir fikir ve bir çağrıdır. Adadaki en önemli gotik eserlerden biri olan Kıbrıs’ın fethini gerçekleştiren Osmanlı padişahı 2. Sultan Selim’in isminin verildiği Selimiye Camii’nin yüzlerce yıllık güzelliğine bir çağrıdır. Bu arada bu tarihi yapının projelerinin hazırladığını ve KKTC ile işbirliği halinde Vakıflar Genel Müdürlüğümüz eliyle restorasyonunu yapacağımızı da ifade etmek isterim. Yine bu güzergahta Kıbrıs’taki ilk kubbeli cami olan, Kıbrıs’ın fethine katılan Arap Ahmet Paşa’nın adını taşıyan tarihi Arabahmet Camii bulunuyor.”
Girne Kapısı’ndan Mevlevi Tekkesi’ne, Büyük Han’dan Büyük Hamam’a zengin bir tarihi dokunun heyecanının yaşandığını anlatan ÇAvuşoğlu, “Vakıf Şehir: Lefkoşa’ olarak adlandırdığımız rotada ağırlıklı olarak vakıf kültür varlıkları yer alırken, Kıbrıs adasının alt yapısını oluşturan diğer medeniyetlere ait lokasyonları da içinde barındırmaktadır. Vakıfların kendisine özgü zenginliğini ve tarihini tüm örnekleriyle anlatabilmeyi hedefleyen bir hareketliliktir. Proje kapsamında öncelikle KKTC’de bulunan vakıf eserleri ve bu eserlere dair vakıf medeniyeti perspektifi veren eğitimler çerçevesinde 100 KKTC’li rehberin eğitimleri tamamlanmıştır. Bu projeye dahil olan acenta sayısı, TCDD’nin resmi acentası olan RAYTUR’un da katılımıyla 11’e ulaştı. Sermayesinin tamamı vakıflara ait olan VakıfKatılım Bankasının sponsorluğuyla Google Haritalar uygulamasında rotamızda bulunan tüm eserlerin 360 derece görüntüleri, güncel bilgileri ve resimleri eklenerek, ziyaretçilerimizin vakıf eserleriyle ilgili tüm detay bilgilere anında ulaşımları sağlandı” dedi.
Kaynak: İHA
Başbakan Yardımcısı Çavuşoğlu, fethedildiği 1571 tarihinden bu yana bir vakıf adası olarak tanınan ve vakıflar eliyle vücuda getirilen Türk medeniyetinin nadide eserlerini barındıran kardeş Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde bu kez de vakıflardan sorumlu başbakan yardımcısı sıfatıyla bulunmaktan onur duyduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde, Başbakan Binali Yıldırım öncülüğünde vakıf medeniyetini ihya etmenin en temel hedeflerden biri olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, “Medeniyet konusunda söz sahibi olmayan milletlerin ademe mahkum olduğunu gördüğümüzden dolayı insan onurunu yüceltmeye dayalı bir vakıf anlayışı taşıyoruz. Ecdadımızdan tevarüs eden bu vakıf medeniyeti anlayışı, göçmen kuşlarını da düşünür, garip gurebayı da düşünür, kimsesizleri de düşünür, hastaları, ihtiyaç sahiplerini ve yolda kalmışları da düşünür” dedi.
Kıbrıs’taki kadim Osmanlı vakıflarının varlığı ve bu vakıflara ait olan vakıf kültür varlıklarının dimdik ayakta durmasının Kıbrıs Türkü’nün haklı mücadelesinde Müslüman Türk kimliğinin adadaki en önemli belgesi olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Yürütülen müzakerelerde de vakıflarımızın tüm belge ve eserleriyle birlikte varlığı en güçlü argümanlarımızdan ve teminatlarımızdan biridir. Zira hem 1920’deki Lozan Anlaşması hem de 1960’taki Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmasında vakıf mallarının devredilemeyeceği ve vakıfların vakıflar hukukuna göre yönetileceğine ilişkin maddeler derç edilmiştir. Ancak maalesef sadece 150 yıl önce adanın yüzde 14’ü vakıf mülkü iken, bu oran İngiliz sömürge döneminde ve Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde binde 6’ya düşmüştür. Vakıf arşivlerimize göre Kıbrıs genelinde 202 cami, 15 tekke, 8 medrese ve daha nice han, hamam gibi vakıf eserleri vardır ve bunların önemli bir kısmı KKTC sınırları içindedir” şeklinde konuştu.
“Osmanlı kültür mirası, daha çok görünür kılınacak”
Vakıflar Genel Müdürlüğünün bugün artık kurucuları hayatta olmayan vakıfları temsilen Osmanlı Devleti’nin varlık sürdüğü coğrafyalarda ülkemizdeki gibi faaliyetlerini sürdürdüğünün altını çizen Çavuşoğlu, “Bu çalışmaların devam ettiği önemli noktalardan birisi de Kıbrıs Adası olmuştur. Adada 308 yıl hüküm süren Osmanlı medeniyetinden bugüne kalan en önemli hatıralar, vakıf eserleridir. Bu coğrafyada Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, yaptığı restorasyon çalışmaları ve ulaştırdığı hayır hizmetlerinin yanında vakıfların hayat bulduğu çeşme, türbe, cami, han, bedesten gibi yapıların tarihini de paydaşlarıyla bugünden itibaren yürütmeye başladığı bu projeyle Kıbrıs’ı ziyaret edenleri Kıbrıs’taki vakıf medeniyetimizle de buluşturacak ve böylelikle Osmanlı kültür mirası, daha çok görünür kılınacak ve ülkede vakıf medeniyetinin yeniden gündeme gelmesi sağlanacaktır” diye konuştu.
“Vakıf denilince gaye insana dairdir”
Vakfetme duygusunun temelinde vakıf kurucusunun kişisel hikayesi, benliği, özlemleri, istekleri, Allah’a yaklaşma arzusu, bir başkasına el verme ihtiyacının yattığını belirten Çavuşoğlu, “Kişiler, Allah rızası kazanmaktan başka bir talepleri olmaksızın vakıflar kurarak bunlarla kendilerince önemli bir ihtiyaca cevap vermek arzusunun peşindedirler. İşte bu nedenle dağdan kar getiren vakıflardan yaralı leylekleri tedavi eden vakıflara, insan onurunu koruyan vakıflardan sokakları temizleyen vakıflara kadar binlerce vakıf kurulmuştur. Sözün kısası; her bir vakıf eserinin kendine özgü bir hikayesi, inşa edildiği tarihteki kültürel ve sosyal olayları temsil etme kabiliyeti ve vakfı vakıf yapan her unsurun tek tek bir değeri vardır. Eğer bir vakıf eserin içindeyseniz bilmelisiniz ki yalnızca bir kubbenin altında değil; büyük ve özgün bir öykünün ortasında duruyorsunuzdur. Bu öykülerin ortak noktası inancımız gereği eşrefi mahlûkat, yani yaratılmışların en şereflisi olarak gördüğümüz insandır. Zaten vakıf denilince gaye insana dairdir. Sözün özü insana hizmettir” dedi.
KKTC’deki vakıf eserlerini içeren güzergahın insanın hizmetinde bir büyük denizde sadece bir damla olduğunu ifade eden Çavuşloğlu, “Ancak bu denizin her damlası, muhtevası itibarıyla sizleri cezbederek, hepimizi iyilik ve merhamet içeren uçsuz bucaksız vakıf ummanına doğru çekecek niteliktedir. Bugün bulunduğumuz Kıbrıs adası da, bu engin iyilik denizinin tam orta yerinde eşsiz güzellikte tarihi vakıf eserleri ile donatılmıştır” diye konuştu.
Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bugün burada ilk yürüyüşünü gerçekleştireceğimiz alternatif bir rota ’Vakıf Şehir: Lefkoşa’ bir fikir ve bir çağrıdır. Adadaki en önemli gotik eserlerden biri olan Kıbrıs’ın fethini gerçekleştiren Osmanlı padişahı 2. Sultan Selim’in isminin verildiği Selimiye Camii’nin yüzlerce yıllık güzelliğine bir çağrıdır. Bu arada bu tarihi yapının projelerinin hazırladığını ve KKTC ile işbirliği halinde Vakıflar Genel Müdürlüğümüz eliyle restorasyonunu yapacağımızı da ifade etmek isterim. Yine bu güzergahta Kıbrıs’taki ilk kubbeli cami olan, Kıbrıs’ın fethine katılan Arap Ahmet Paşa’nın adını taşıyan tarihi Arabahmet Camii bulunuyor.”
Girne Kapısı’ndan Mevlevi Tekkesi’ne, Büyük Han’dan Büyük Hamam’a zengin bir tarihi dokunun heyecanının yaşandığını anlatan ÇAvuşoğlu, “Vakıf Şehir: Lefkoşa’ olarak adlandırdığımız rotada ağırlıklı olarak vakıf kültür varlıkları yer alırken, Kıbrıs adasının alt yapısını oluşturan diğer medeniyetlere ait lokasyonları da içinde barındırmaktadır. Vakıfların kendisine özgü zenginliğini ve tarihini tüm örnekleriyle anlatabilmeyi hedefleyen bir hareketliliktir. Proje kapsamında öncelikle KKTC’de bulunan vakıf eserleri ve bu eserlere dair vakıf medeniyeti perspektifi veren eğitimler çerçevesinde 100 KKTC’li rehberin eğitimleri tamamlanmıştır. Bu projeye dahil olan acenta sayısı, TCDD’nin resmi acentası olan RAYTUR’un da katılımıyla 11’e ulaştı. Sermayesinin tamamı vakıflara ait olan VakıfKatılım Bankasının sponsorluğuyla Google Haritalar uygulamasında rotamızda bulunan tüm eserlerin 360 derece görüntüleri, güncel bilgileri ve resimleri eklenerek, ziyaretçilerimizin vakıf eserleriyle ilgili tüm detay bilgilere anında ulaşımları sağlandı” dedi.