Olgunlaşma Enstitüleri Çalıştayı
MEB Müsteşar Yardımcısı Demirci: 'Türkiye'deki soyut veya somut, medeniyetimizin taşımış olduğu bütün birikimi biz olgunlaşmalar ve öğrenciler üzerinden ayakta tutmaya çalışıyoruz' MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Gül: 'Olgunlaşma enstitüleri, kültürel değerlerimizi geleceğe taşıma anlamında çok önemli'.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) Müsteşar Yardımcısı Ercan Demirci, "Türkiye'deki soyut veya somut, medeniyetimizin taşımış olduğu bütün birikimi biz olgunlaşmalar ve öğrenciler üzerinden ayakta tutmaya çalışıyoruz." dedi.
Demirci, Türkiye genelindeki 20 olgunlaşma enstitüsünün katılımıyla Gaziantep'te düzenlenen "Gelenekten Geleceğe Kültürümüzü Yaşatıyoruz" çalıştayının açılışında, olgunlaşma enstitülerinin, Osmanlı bürokrasisinin yetiştiği Enderun mekteplerinin dişi versiyonu olarak yine Osmanlı döneminde kurulduğunu ve köklü bir geçmişleri bulunduğunu bildirdi.
Olgunlaşma enstitülerine alınan kız çocuklarının burada görgü, dil, sanat gibi pek çok alanda çok donanımlı bir eğitimden geçtiklerini vurgulayan Demirci, şunları kaydetti:
"Biz MEB bürokrasisi olarak enstitülerle ilgili son zamanlarda nitelikli istişareler yapıyoruz. Olgunlaşmalarımız belirli disiplinlerin, belirli sanatların yapıldığı konseptlerde faaliyet gösteriyor. Halbuki olgunlaşmada kastettiğimiz şey, içerisindeki fertler. Bir şeyde olgunlaşma değil aslında her şeyde olgunlaşma. Hayatımızın detayları, karakterimizi şekillendiren unsurların kayıt altına alınması işlevi aslında olgunlaşmaların en önemli misyonlarından birisi. Bizim olgunlaşma öğretmenlerimiz, müdürlerimiz ve öğrencilerimiz adeta bir arkeolog, antropolog, tarihçi, edebiyat veya sanat tarihçisi gibi bulundukları ildeki maddi manevi bütün mevhibeyi, kazanımları geleneğin bize taşıdığı bütün unsurları kayıt altına alma, güncelleme ve yarına taşıyabilme hususunda bugünden bir takım ruhları o unsurların içine kazandırabilmeyi kendi üzerlerinde bir sorumluluk olarak görmeliler. Nitelikli bireyler, nitelikli kültür insanları yetiştirmeliyiz ve bu kültür insanları toplumumuzun mayası olmalı. Türkiye'deki soyut veya somut, medeniyetimizin taşımış olduğu bütün birikimi biz olgunlaşmalar ve öğrenciler üzerinden ayakta tutmaya çalışıyoruz."
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül de Türkiye'nin çok büyük bir kültürel mirasa sahip bir coğrafyada varolduğunu ifade etti.
Güçlü bir mirasa sahip olmanın yanı sıra bunu gelecek nesillere aktarmanın da önemine değinen Gül, "Bizim olgunlaşma enstitüleri vesilesiyle temel bir hedef olarak, kültürel mirasımızı, değerlerimizi ve geleneksel sanatlarımızı aynı zamanda geleneğimizi tespit etme anlamında, nasıl bir mirası devraldık, nasıl bir geçmişten geliyoruz bunun tespit edilmesi açısından hayat boyu öğrenme genel müdürlüğü bünyesinde çalışmalarını sündüren olgunlaşma enstitülerinin çok büyük bir önemi var." diye konuştu.
Gül, sahip olunan kültürel varlıkları geleceğe taşıma anlamında gereken gayretin tam anlamıyla gösterilmediğine işaret ederek, şunları ifade etti:
"Bu çalıştay, var olan kültürel değerlerimizi geleceğe taşımada bir öncülük yapma anlamında bir adımdır. Olgunlaşma enstitüleri, kültürel değerlerimizi geleceğe taşıma anlamında çok önemli. Burada yapacağımız istişareler ve değerlendirmeler sonucunda, olgunlaşma enstitülerinde hem ülkemizin tanıtımı anlamında bir ödüm noktası olacaktır."
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Hümeyra Şahin ise Türkiye'nin her alanda millileştiği, ekonomiden siyasi yönetime kültürden sanata her alanda milliliğin artı bir vasıf haline geldiği bir dönemde, Türkiye'nin çok önemli bir dönemeçten geçtiğini belirtti. Şahin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu millilik vurgusu altında kültür ve sanat alanında da yeni bir açılım yapmak üzere olgunlaşma enstitülerini yeniden ele almanın çok önemli bir adım olduğunu kaydetti.
Konuşmaların ardından Vali Ali Yerlikaya ve eşi Hatice Nur Yerlikaya, konuklara tablo hediye etti.
Çalıştay kapsamında Türkiye'nin çeşitli yörelerine ait oyuncak bebeklerin yer aldı bir sergi de açıldı.
Kaynak: AA
Demirci, Türkiye genelindeki 20 olgunlaşma enstitüsünün katılımıyla Gaziantep'te düzenlenen "Gelenekten Geleceğe Kültürümüzü Yaşatıyoruz" çalıştayının açılışında, olgunlaşma enstitülerinin, Osmanlı bürokrasisinin yetiştiği Enderun mekteplerinin dişi versiyonu olarak yine Osmanlı döneminde kurulduğunu ve köklü bir geçmişleri bulunduğunu bildirdi.
Olgunlaşma enstitülerine alınan kız çocuklarının burada görgü, dil, sanat gibi pek çok alanda çok donanımlı bir eğitimden geçtiklerini vurgulayan Demirci, şunları kaydetti:
"Biz MEB bürokrasisi olarak enstitülerle ilgili son zamanlarda nitelikli istişareler yapıyoruz. Olgunlaşmalarımız belirli disiplinlerin, belirli sanatların yapıldığı konseptlerde faaliyet gösteriyor. Halbuki olgunlaşmada kastettiğimiz şey, içerisindeki fertler. Bir şeyde olgunlaşma değil aslında her şeyde olgunlaşma. Hayatımızın detayları, karakterimizi şekillendiren unsurların kayıt altına alınması işlevi aslında olgunlaşmaların en önemli misyonlarından birisi. Bizim olgunlaşma öğretmenlerimiz, müdürlerimiz ve öğrencilerimiz adeta bir arkeolog, antropolog, tarihçi, edebiyat veya sanat tarihçisi gibi bulundukları ildeki maddi manevi bütün mevhibeyi, kazanımları geleneğin bize taşıdığı bütün unsurları kayıt altına alma, güncelleme ve yarına taşıyabilme hususunda bugünden bir takım ruhları o unsurların içine kazandırabilmeyi kendi üzerlerinde bir sorumluluk olarak görmeliler. Nitelikli bireyler, nitelikli kültür insanları yetiştirmeliyiz ve bu kültür insanları toplumumuzun mayası olmalı. Türkiye'deki soyut veya somut, medeniyetimizin taşımış olduğu bütün birikimi biz olgunlaşmalar ve öğrenciler üzerinden ayakta tutmaya çalışıyoruz."
MEB Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürü Mehmet Nezir Gül de Türkiye'nin çok büyük bir kültürel mirasa sahip bir coğrafyada varolduğunu ifade etti.
Güçlü bir mirasa sahip olmanın yanı sıra bunu gelecek nesillere aktarmanın da önemine değinen Gül, "Bizim olgunlaşma enstitüleri vesilesiyle temel bir hedef olarak, kültürel mirasımızı, değerlerimizi ve geleneksel sanatlarımızı aynı zamanda geleneğimizi tespit etme anlamında, nasıl bir mirası devraldık, nasıl bir geçmişten geliyoruz bunun tespit edilmesi açısından hayat boyu öğrenme genel müdürlüğü bünyesinde çalışmalarını sündüren olgunlaşma enstitülerinin çok büyük bir önemi var." diye konuştu.
Gül, sahip olunan kültürel varlıkları geleceğe taşıma anlamında gereken gayretin tam anlamıyla gösterilmediğine işaret ederek, şunları ifade etti:
"Bu çalıştay, var olan kültürel değerlerimizi geleceğe taşımada bir öncülük yapma anlamında bir adımdır. Olgunlaşma enstitüleri, kültürel değerlerimizi geleceğe taşıma anlamında çok önemli. Burada yapacağımız istişareler ve değerlendirmeler sonucunda, olgunlaşma enstitülerinde hem ülkemizin tanıtımı anlamında bir ödüm noktası olacaktır."
Cumhurbaşkanlığı danışmanı Hümeyra Şahin ise Türkiye'nin her alanda millileştiği, ekonomiden siyasi yönetime kültürden sanata her alanda milliliğin artı bir vasıf haline geldiği bir dönemde, Türkiye'nin çok önemli bir dönemeçten geçtiğini belirtti. Şahin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bu millilik vurgusu altında kültür ve sanat alanında da yeni bir açılım yapmak üzere olgunlaşma enstitülerini yeniden ele almanın çok önemli bir adım olduğunu kaydetti.
Konuşmaların ardından Vali Ali Yerlikaya ve eşi Hatice Nur Yerlikaya, konuklara tablo hediye etti.
Çalıştay kapsamında Türkiye'nin çeşitli yörelerine ait oyuncak bebeklerin yer aldı bir sergi de açıldı.